Adil rekabet kurallarının uygulanmasını arzu ediyoruz
Kuzey Doğu Marmara’daki liman işletmeleri arasında farklı bir yere sahip olan Evyapport, müşteri memnuniyetini ön plana çıkararak, yaşanan rekabet ortamında ön plana çıkıyor.
Bölgede yapılan yeni yatırımlara paralel olarak, rekabet ortamının yeniden şekillendiği dönem ile ilgili görüşlerini aldığımız Evyapport Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sıtkı Tankurt ve Pazarlama Müdürü Barış Yerge, sorularımızı yanıtladı.
Liman yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik yürürlüğe girdi. Bu yönetmelikte, sizlerle yaptığımız daha öneki görüşmelerimizde konu edindiğimiz Körfez Geçiş Köprüsü’nün altından geçecek gemilerin durumu, düzenlemede var. Konu ile ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Sıtkı Tankurt: Konu ile ilgili yapılan düzenleme, doğal olarak bizi etkiliyor. Daha önce belirttiğimiz gibi belli büyüklükteki gemilerin artık körfeze girişi mümkün değil. Bu noktada yapılan değişikliğin bugün çok fazla etkilediğini söyleyemeyiz ancak önümüzdeki dönemde bu konuda sıkıntı çekebiliriz.
Barış Yerge: Yapılan düzenleme ilealmış metre ve daha yüksek gemilerin Körfez Geçiş Köprüsü’nden geçişleri yasaklanırken, hava çekimi elli altı metre ile altmış metre arasında olan gemi ve deniz araçları belli şartları yerine getirdikten sonra izin ile geçişlerine müsaade edilecek. Tabii bu noktada dünya deniz taşımacılığının geldiği nokta ve gelecek ile ilgili ortaya koyulan yaklaşımlar, daha büyük gemilerin her geçen gün artacağı yönünde olduğudur. Bu nedenle gemi boyutlarının büyüdüğü bir ortamda önümüzdeki dönemde sıkıntı çekeceğimiz öngörüsünde bulunabiliriz.
Son dönemde deniz yoluyla taşının yük miktarlarında artış söz konusu ve bu noktada yapılan liman işletmeciliği ve deniz taşımacılığının öneminin artacağı ifade ediliyor. Bu görüşe katılır mısınız?
Barış Yerge: Artan dış ticaret hacmi dışındakara taşımacılığındandeniz taşımacılığına döndürülecek yük her zaman mümkündür. Bu söylem Türkiye için daha da geçerli bir söylem olduğunu söyleyebilirim. Burada önemli nokta kullanıcının vereceği karardır.
Deniz taşımacılığının iki kat artacağı yönündeki beklentilere katılır mısınız?
Sıtkı Tankurt: Kaç yılda bu artışın olacağı sorusunun cevabı oldukça önemlidir, ancak kısa dönemde böyle bir artışın gerçekleşeceğine ihtimal vermiyorum.
Güvenlik konusunda yaşanan sıkıntılar taşıma faaliyetlerini etkiliyor mu?
Barış Yerge: Dönemsel olarak bu etkilerden bahsedilebilir örneğin Rusya ile yaşanan sıkıntılar doğal olarak ticareti ve bizim yaptığımız işleri etkiliyor. Ancak esas etkinin ekonomik daralmadan dolayı gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Örneğin Çin’de yaşanan ekonomik daralma taşımacılık sektörünü derinden etkiliyor.
Yaşanan süreçle ve savaş söylemleri, ülkemiz ölçeğinde bakıldığında transit geçiş pazarından pay almamızı engeller mi?
Sıtkı Tankurt: Engellemez, ancak transit geçiş yapan konteyner taşımacılığının ülke ekonomisine etkisi oldukça sınırlıdır. Liman işletmeciliği açısından elde edilecek kazanımlar dışında bir etkiden bahsetmek mümkün değildir. Bu noktada limanın konumu ön plana çıkıyor. Ülkemiz açısından değerlendirdiğimizde de Asyaport ve APM Terminals’in bu pazardan pay alacağını düşünüyorum.
Transit geçiş yapan yüklerle birlikte bugün itibari ile 10 ton civarında olan deniz taşımacılığımızın 20 milyon tona çıkması mümkün mü?
Barış Yerge: Kısa dönemde böyle bir şey mümkün değil. Son on yıla baktığımızda deniz taşımacılında devamlı bir artışın olduğundan yola çıkarak bu artışın devam edeceği söylenilebilir ancak bu rakamların kısa dönemde iki katına çıkacağını söylemek, gerçekçi bir yaklaşım olmaz.
Önümüzdeki dönemde limanların ihtisaslaşacağı ifade ediliyor. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Barış Yerge: Yaşanan sürece bakarak bunun kaçınılmaz bir son olduğunu düşünüyorum.
Kendi dinamikleri ile mi bu yöne gidiyor, yoksa devletin bu yönde bir etkisi var mı?
Sıtkı Tankurt: Devletin bu yönde bir etkisi yok. Devlet bu ve benzeri konularda kararlar vermiyor, bu karar işletmecinin vereceği bir karar olacaktır. İhtiyaca, talebe göre limanlar kendi yönelimlerini gerçekleştireceklerdir. Mesela biz planlı bir şekilde ro-ro işinden çıktık. Bu süreçte Safi’nin fiyatları artırdığı bir noktada, Efesan devreye girerek, bu konudaki taleplere cevap verdi.
Safi’nin yatırım yapacağı ifade ediliyordu ancak onlarda gerekli yatırımlara başlamadılar.
Barış Yerge: Hizmet vermeye devam ediyorlar ancak konteyner hizmeti verebilmesi için mecburen yatırım yapmak zorundalar.
Sıtkı Tankurt: Özelleştirmede söz verilen yatırımlar henüz yapılmadı.
Bu arada gelişmeler de devam ediyor. En son Kumport’un özelleştirildiğine tanıklık ettik. Rekabet ortamını değerlendirmek için son gelişmeler ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Barış Yerge: Limancılık sektörü son iki yıldan beri yeniden şekillenmeye başladı. Bugün büyük hat sahipleri kendilerini güvende hissetmek için liman işletme şirketleri kurdular. Maersk’in APM var, MSC’nin TIL’i var, CMA GGM’nin buna benzer bir oluşumu var. Bu firmalar geçmişte dünyanın farklı bölgelerinde bu işleri yaparken, bugün Türkiye’de de liman işletmeciliği yapmaya başladılar. MSC’nin Marport ile bir ortaklı var, Asyaport’u yüzde yüz kendisi yaptı. APM İzmir’de bir liman yaptı. COSCO China Kumport’u aldı. DP Wold yatırımlarını gerçekleştirdi. Böylelikle uluslararası oyuncular ülkemizde yerini almış oldu. Hal böyle olunca oyunun kuralları da değişti. Bu firmalar hizmet verirken bu büyüklük çerçevesinde verdiği hizmeti pazarlayıp lokal işletmelerden bir adım öne geçebiliyorlar.
Bu noktada lokal firmalarımız farklı yönelim içerisinde olabilir mi?
Sıtkı Tankurt: Yerli firmalarımız limanlarını satmak zorunda kalabilirler. Kolay kolay ortaklıklar işbirlikleri para etmiyor. Şu anda Yılport’un dünya ölçeğinde ciddi bir liman alımı var. Ancak onlar dahi bu ortamda tam anlamı ile pazarlık yapabilecek durumda değiller. Pazarlık yapabilmeleri için almaları gereken önemli bir yol var.
DP World çalışmalara başladı mı?
Sıtkı Tankurt: Ufak ufak başladı ve esas etkinliğine 2016 yılında geçeceğini düşünüyoruz. Bu noktada da bizdeki büyük hatlardan en az birinin DP World ile anlaşacağını düşünüyoruz. Şimdiden bunun emareleri gözüküyor. Yapılacak olan çoklu anlaşmalar onları bir adım öne çıkarıyor. Bizim gibi tekil firmaların bu noktada hizmet kalitesinin artırarak ön plana çıkmaktan başka bir seçeneği yok.
Bu ortamda 2016 yılında sizde bir küçülme olur mu?
Sıtkı Tankurt: Biz bu yıl elamanlarımızı kaybetmek istemiyoruz. Dolayısıyla bu yıl ortaklar kardan fedakarlık edecek ve bu doğrultuda yolumuza devam edeceğiz. Sonrasında hatları elimizde tutmayı başaramazsak, 2017’den sonra küçülmelerin başlayacağını söyleyebilirim.
DP World gibi yeni açılan firmalar elaman bulmada zorluk çekiyor mu?
Sıtkı Tankurt: Çekiyorlar, o nedenle yurtdışından elaman getirdiklerini duyduk.
Sizin elemanlarınıza teklifler var mı?
Sıtkı Tankurt: Var, ancak biz gerekli önlemlerimizi aldığımız için bizden bir yönelim söz konusu olmadı. Çalışanlarımız bizi kolay kolay terk etmiyor, hem işletmelerini seviyorlar, mutlular hem de bizim ücret politikamızdan memnunlar. Çalışanlarımız ile aramızda karşılıklı bir vefa söz konusu.
Gümrük işlemleri ile ilgili zorluklar vardı. Bu zorluklar atlatıldı mı?
Sıtkı Tankurt: Fiziki olarak yapılması imkansız uygulamalardan vazgeçildi. Şimdilik bu konuda bir yönelim yok. Ancak gelecekte neler olur bilinmez.
Barış Yerge: X-Ray uygulaması birçok ülkede var. Ancak ülkeler konteynerların tümünü arama yoluna gitmezler. Çünkü bu olayın imkansız olduğunu bilirler. Eğer yüzde yüzünü X-Ray’den geçirmek isterseniz ticaret durma noktasına gelir.
Gelecek ile ilgili neler söylemek istersiniz?Sıtkı Tankurt: İstikrar olursa, güçlü bir hükümet olursa ve bu güçlü hükümet mantık çerçevesinde ülkeyi yönetirse ülke ekonomisi büyüyecektir. Bu doğrultuda da sektörün büyüyeceğini ifade edebiliriz. Son olarak adil rekabet kurallarının uygulanmasını arzu ettiğimizi belirtmek istiyorum. Bizlere hangi kurallar geçerliyse rakibimize de aynı kuralların geçerli olmasını temenni ediyoruz.