Bankacılık sisteminde 114 yıllık çınar: TURKISH BANK küllerinden doğuyor
Yüz yılı aşmış geçmişi ile finans sektörünün temel taşlarından biri olarak 1982 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteren Turkish Bank’ın 114 yıllık tarihinde bir çok kez fırtınadan hasar almadan çıkmasının ardında yatan başarı hikayesini, konservatif yapısıyla nasıl seçici bir banka olduklarını ve gelecek hedeflerini Genel Müdür Servet Taze’den dinledik.
Turkish Bank’ın 114 yıl önce Kıbrıs da kurulduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan Turkish Bank Genel Müdürü Servet Taze, Turkish Bank’ın geçen yüz yılda onlarca krizi atlatmış önemli bir tecrübeye ve derin köklere sahip bir kurum olduğunun altını çizerken, 114 yıllık geçmişi olmasına rağmen her yıl yeni kurulmuş genç bir banka gibi heyecanlı hedefler koyduklarını belirtti. Servet Taze:“Bankamız, hedeflerimiz doğrultusundason iki yıldır sektör ortalamasının hayli üzerinde büyüyor. Yeniden yapılanma sürecimizin tamamlanmasıyla grup olarak başta krediler olmak üzere iyi bir büyüme performansı göstererek 2014 yılında kredilerde yaklaşık %70’lik büyüme oranı ile sektörün 5 katı bir büyüme sağladık. Bu büyüme oranlarına paralel olarak oldukça iyi bir karlılık oranı yakaladık. 2014 yılında insan kaynaklarına ve teknolojik altyapımıza yaptığımız yatırımlarla gelişim sağlayarak daha odaklı bir yapıya geçerken, yaptığımız yatırımların karşılığını aldık. İlk 6 ayımızı değerlendirdiğimizde, son derece iyi başlayan 2015 yılını üst yönetimimizin verdiği destek ile hedeflerimiz doğrultusunda yine sektörün üzerinde bir büyüme oranıyla kapatacağımızı görüyoruz”.
Turkish Bank’ın yeni yol haritasını belirlerken mevcut çalışma presiplerinden vazgeçmeden yenilikleri hayata geçirmeye özen gösterdiklerini belirten Servet Taze, geçmişimizde hazine bankacılığının daha ön planda olduğu, piyasa ve krediler alanında kontrolü elden bırakmayan konservatif bir işleyiş vardı. Yeni stratejimizde, yine konservatif yapımızı koruyarak ama piyasa müşterilerimizi de ön planda tutarak, tutucu olmamızın yanında yine seçici davranarak, piyasanın küçük ama önemli bir parçası olmaya devam edeceğiz. Gurubumuzun Kıbrıs, İngiltere ve Türkiye olmak üzere 3 ayrı ülkede 4 bankası var. Turkish Bank Türkiye’nin hisse satışı sonrasında Kuveyt Merkezli National Bank Of Kuwait ile yapmış olduğu stratejik ortaklık iki finans gurubunun birleşmesiyle güzel bir sinerji de yakalanmıştır. Bankamızın hisse dağılımı %65 Özyol grup ve %35 National Bank Of Kuwait şeklinde paylaşılıyor”.
Turkish Bank’ın politikası gereği konservatif bir yapıda olduğunu hatırlatan Servet Taze, “Ayakları yere sağlam basan, çalıştığı seçkin müşteri porföyünün memnuniyeti ve her dönem ortalamanın üstünde likit kalabilen, iş yapış geleneğine bakıldığında büyümek isteyen ama büyürken de her fırsatın üzerine atlamayan, vizyonunda ve misyonunda tarihi ve ahlaki değerlerin ön planda olduğu bir yapıya sahip olan Turkish Bank, yüksek sermaye yeterlilik rasyosu ve likitide oranlarıyla kriz dönemlerinin de güvenilen ve aranılan bankalarından olmuştur.
İstanbul’un Finans Merkezi olması konusunda ise; Türk Bankacılık sisteminin gelmiş olduğunu noktaya baktığımızda belli büyük merkezlerin gerisinde kaldığımızı söylemek mümkün. Ancak, 10-15 yıl öncesiyle kıyasladığımızda gelinen nokta hiç de küçümsenecek bir başarı değildir. Rayına oturmuş sistemin verdiği özgüven ile Türkiye’nin finans merkezi olma hedefi elbette ki mutlu edici bir durumdur. Sıcak para çekmek oldukça kolaydır. Belli enstürmanları ve uygulamaları devreye sokarak sıcak para kısa sürede çekilebilir. Amaç Londra örnekli bir merkez olmak ise bunun için yapılması gereken hala çok şey ve zamana ihtiyaç vardır.” Katılım bankacılığı konusundaki sorumuz üzerine Sn Taze; ‘’Son 10 yılda Türkiye’de katılım bankacılığı çok ciddi yol almıştır. Var olan bölgesel potansiyelin yüksekliği göz önüne alınırsa, Türkiye’nin bölgesinde eğitim, bilgi birikimi, dinsel ve tarihsel geçmişimizin olması açısından bakıldığında katlım bankacılığı alanında merkez olma hedefi çok daha yakın gibi görülmektedir” dedi.