Beypiliç Genel Müdürü Dr. Sait Koca: Türkiye’nin et açığını kapatacak sektör beyaz et sektörüdür

Gıda enflasyonu gündemdeki yerini koruyor, bu çerçevede üretimin artırılması ve tedarik zincirinin daha sağlıklı işletilmesi için çabalar devam ediyor. Ülkemizin et ihtiyacının karşılanmasında önemli bir paya sahip olan beyaz et sektörü bu ortamda önemli bir görev üstleniyor. Bu çerçevede beyaz et sektörünün güncel sorunlara verdiği cevap ve Beypiliç’in sektör içerisindeki konumu ile ilgili bilgiler almak için bir araya geldiğimiz Beypiliç Genel Müdürü Dr. Sait Koca, sektörün teşvik edilmesi gerektiğini belirtiyor.      

Türkiye’de beyaz et sektörü gelişimi ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Beyaz et sektörü Türkiye’de 2.400 bin tonluk bir piyasa büyüklüğüne sahiptir. Son yıllara kadar sektör devamlı büyüyerek bu rakamlara ulaştı. Bundan sonraki süreçte büyümenin yavaşlayacağını düşünüyoruz. Çünkü kapasiteler tam kapasiteye yaklaştı. Yeterince yeni kümes yatırımları yapılmıyor. Devlet yeni kümes yatırımlarını teşvik etmiyor. Yatırım maliyetleri de yükseldiği için sektördeki yatırımcılar yeni yatırımlar konusunda cesaretli davranamıyor. Devletin bu sektörü desteklemesi gerekiyor ki kümes yatırımları da hareketlensin. Kırmızı et fiyatları aşırı derecede yükseldiği için tüketiciler tavuk etine yöneliyor. Tavuk eti fiyatları aşırı derece yükselmiyor ve yükselmeyecekte. Uygun fiyatlı olma pozisyonunu sürdürecektir.

Sektörde talep arzdan daha fazla olursa fiyatlar yine de yükselmez mi?

Bu konuda kümes yatırımlarını arttırmaya çalışıyoruz.  Kümeslerde yapılacak iyileştirme yatırımlarını biz destekliyoruz. Performansı iyileştirme çabalarımızı sürdürüyoruz. Yetiştiricilerimiz de bu konuda gerekli çabayı gösteriyorlar. Bu yıl olduğu gibi ihracatı kısarak iç pazarı dengeleyebiliriz.

2015 yılında sektörü kuş gribi çok etkilemişti, artık önlemler alındı mı?

Bu tür olaylar ilk başınıza geldiğinde çok etkileniyorsunuz. Gerek devlet gerekse sektör olarak nasıl önlem alacağınızı bilmiyorsunuz. 2015 yılından sonra bizlerin alt yapıları oluştu. İhracat yaptığımız ülkelerin büyük bir kısmına devam edebildik. Bakanlığın Bölgeselleştirme düzenlemesi de çok önemli katkılar sağladı. Sektörde biyogüvenlik önlemleri en üst düzeydedir. Piliç eti üretilen kümesler dışındaki kümeslerde görülen kuş gribi vakalarından, en çok etkilenen biz olduk. O dönemde vatandaşlardan da tepki gelmişti.

Yetkililer sektörün sorunlarının çözümü ile ilgileniyor mu?

Şu anda herkes fiyatları düşürme derdine girdi. Piliç eti sektörü en uygun fiyatlı hayvansal ürün olma özelliğini sürdürüyor. Gerek kümes gerekse tesis yatırımları arttıkça piliç eti uygun fiyatlı olma özelliğini daha da geliştirecektir. Beypiliç olarak biz şuanda büyük bir yatırım içindeyiz. Türkiye’deki tüm sorunlara rağmen yatırım yapıyoruz. Bu ülke bizim. Kapasitemizi iki katına çıkartıyoruz. Çünkü Türkiye’nin et açığını kapatacak sektör beyaz et sektörüdür. Bizdeki üretimlerin hepsi entegre tesislerdir. Bizlerin Avrupalı firmalardan farkı 5-6 işi tek bir firma olarak yapmamızdır. Avrupa’da bizim yaptığımız işi 5-6 firmaya bölüyorlar böylelikle maliyetleri bize göre çok daha yüksek oluyor. Türkiye’nin öyle bir avantajı var. Üretimi kendimiz yaptığımız zaman ne ürettiğimizi de biliyoruz. Daha modern teknolojileri kullanıyoruz

Gençlerin sektöre yaklaşımı nasıl, kümes yatırımlarına veya sektörde istihdam konusunda bir sorun var mı?

Kümes yatırımlarında aslında büyük ve istihdamı az yatırımlardır. Fakat yeni nesil bir kenara eski nesilde artık çalışmak istemiyor. Personel olarak sorunlar yaşıyoruz. İşsizlikten bahsediyoruz, fakat Beypiliç olarak 500 eleman bulsam hemen işe alacağım. İşimizi yönetecek kadar çalışan bulabiliyoruz fakat yeni alanlara yönelirken personel sorunu yaşıyoruz. Bir yandan yetiştirme kümesleri de yapıyoruz.

Sektörde yatırım yaparken batan firmalarda oluyor.

Herkes yatırım yapıyor. Yatırım yaparken şirketinizi de iyi yönetmeniz gerekiyor. Bugün sektörde birisi üretimini sürdürüyor diğeri sıkıntı yaşıyorsa, o firmanın kendine iyi bakması gerekiyor. Bizim sektörde inişler çıkışlar olur, fakat yılsonuna baktığınızda her zaman bir büyüme vardır. Kriz yılları hariç her dönemde büyüme vardır. 2008-2009 yılında yaşanan krizde bizde sorunlar yaşadık, fakat bütün dünya sorun yaşadı.

Bir dönem Irak pazarı ön plana çıkıyor, sonra Irak bazı ürünlere yasaklama getirdi. Bu durum sektörü nasıl etkiliyor?

Irak tek başına çok büyük bir pazardır ve ihracatın yarısını o bölgeye yapıyoruz. Beypiliç olarak biz de ürün satıyoruz fakat biz ihracat odaklı bir firma değiliz. Kapasitemizin tamamını kullandığımız için iç pazara yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bayilerimiz var ve ihracata yönelmektense bayilere destek veriyoruz. Bizim ihracattaki payımız %5’tir. Biz ihracata fazla yoğunlaşmıyoruz.  İhracat her zaman var gözüküyor fakat gittiğiniz ülkelerde rekabetçi olmanız gerekiyor. Irak pazarı Türkiye’ye yakın olduğu için günü birlik ürün verebiliyorsunuz. Afrika pazarı büyüyor fakat birkaç konteyner ürün satabiliyorsunuz. Bu tür ülkeler genellikle ucuz ürünleri tercih ediyor.

İç piyasa açısından bakarsak Beypiliç sektörün neresindedir?

Yaklaşık %10 dolayında Pazar payına sahibiz. Biz ağırlıklı olarak bayiler üzerinden piyasada bulunuyoruz. Onların dışında ulusal market zincirinde de varız.  Metro, Migros ve Tarım Kredi Kooperatiflerine de ürün veriyoruz.  İç pazarda biz TAB gıdanın ihtiyacının tamamına yakanını biz temin ediyoruz.

Türkiye’de beyaz et sektöründe markaya bağlılık veya marka bilinci oluştu mu?

Tüketici davranışlarında marka bilincini görüyoruz. Fakat marketlerden maalesef bu durum öyle olmuyor. Hangi firma ürünü uygun koşullarda verirse marketler onları tercih ediyor. Beypiliç olarak tüketici nezdinde iyi bir marka bilinci oluşturduk. Yeni yatırımlarla birlikte tüketiciye kendi markamızı daha fazla tanıtacağız. Şuanda kesim kapasitemiz saatte 24 bin adettir, yeni yatırımla birlikte saatte 54 bin kesim kapasitesine ulaşacağız. İleri işlenmiş ürünlerdeki kapasitemiz saatte 4 ton iken bu rakamı da 14.5 tona çıkarmış olacağız. Türkiye’de en büyük pazarlardan biri tavuk döner pazarıdır. Orada da kapasitemizi 4 katına çıkarmış olacağız. Yeni makinelerimiz son model ve dünyanın en iyi tesislerden biri olma iddiamızı başaracağız. Kesimhane binası yaklaşık 70 bin metrekareye sahip olacak. Tüm makineler modern olacak. Avrupa’da her kesimhane de farklı ürünlerin kesimlerini görünsünüz. Bizim yeni kuracağımız tesisle tek bir yerden bütün kesimleri görmüş olacağız.

Rekabet Kurumu sektörü inceliyor, bazen cezalar kesiliyor. Bu açıdan baktığınızda sektör nasıl etkileniyor?

Bu sektör kadar rekabetçi bir sektör bulamazsınız. Beyaz et sektörü olmasa kırmızı et fiyatı normalde bugünkünün en az iki katı olurdu. Beyaz et sektöründe ise fiyatlar halen düşük seviyelerde bulunuyor. Bir suç varsa ceza kesilebilir. Fakat sektörün suç işlediğini düşünmüyorum. Fiyatları fırsatçılık yapıp çok yükselten bir sektör değiliz. Biz taze ürün üretiyoruz. Satılmadığı gün ürün yüksek fiyata satılsın diye bir şey yapamazsınız. Ürün satılmıyorsa satılmıyordur ve fiyatlarda düşer. Bu ürünlerin raf ömürleri de çok uzun değildir. Bu sektörde anlaşarak fiyat yükseltemezsiniz.

Rekabet Kurumunun şuanda yumurta sektörüyle ilgili de bir araştırması var.  

Yumurta sektöründe piyasayla çok alakamız bulunmuyor. Sadece bayilere yeni bir ürün vermek için yumurta sektörüne de girdik. Bunun gibi biz de Pekin Ördeği üretimi de var. Önemli olan daha fazla üretebilmektir. Daha fazla üretim konusunda ise yeni politikalar geliştirilmesi gerekir.

Türkiye’de tüketici isteklerinde bir değişim var mı?

Tabi ki var. Eskiden bütün tavuk satardık. Parçalanmış ürünlere yöneldik. Şimdi ise kemiksiz parça talebi arttı. Sektör bu değişimlere uyabilmek için sürekli makine yatırımı yapıyor.  

Türkiye’de gıda enflasyonunun aşağıya çekmek istiyoruz. Bu konu ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?

Ben de bir yatırımcı olarak gıda enflasyonunun aşağıya inmesini istiyorum. Gıda enflasyonunu üretimi arttırarak veya tüketimi azaltarak aşağıya çekebilirsiniz. Başka bir yöntem yoktur. Talebi kısarsanız hayvansal ürünle beslenme oranını aşağıya çekmiş olursunuz. Bu oran Türkiye’de zaten çok düşüktür.  Bu nedenle üretimi artırmak gerçekçi ve doğru olan yöntemdir. Et üretiminde TÜİK rakamlarını baz aldığımızda ancak Dünya ortalaması seviyesinde olduğumuzu görürüz. Dünya ortalaması 50 kilo civarında, ABD’ye baktığınızda kişi başı 120 kilo tüketiyor.  Avrupa Birliği ortalaması 80 kilo civarındadır. Beslenme alışkanlığı ve gelir düzeyi burada ön plana çıkıyor. Ama hepsinin başında üretim geliyor.

Beypiliç olarak sosyal sorumluluk alanında yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Bu konuda belirli projelerimiz olmuyor, fakat herhangi bir konu olduğunda biz her zaman Bolu halkının yanındayız. Bir dernek veya sosyal bir konu olduğunda yardımcı oluyoruz, bütçe ayırıyoruz. Üniversite de bir yüksekokul yaptırdık. Mehmet Tanrıkulu Yüksekokulunu yaptırdık. Kökenimiz Beypazarı olduğu için o bölgede de bir yüksekokul yaptırdık. Deprem sırasında elimizden gelen tüm imkanlarımızı kullandık. Onun dışında deprem bölgesinde TAB Gıda ile birlikte ücretsiz sandviç dağıttık.KASIM2023