Birliğimizin oluşmasıyla birlikte üç sektörün sesi artık daha gür çıkacaktır

Uzun bir dönem üç sektörün çalışmaları sonrasında 6361 sayılı kanunun meclisten geçmesini sağlayan faktoring, leasıng ve finansman şirketleri sektörü birliklerini oluşturarak emin adımlarla geleceklerine yatırım yapıyor. Bundan böyle birlik olmanın sağladığı sinerji ve güçle, ekonomiye sundukları katkıyı arttıracaklarını ifade eden Finansal Kurumlar Birliği Başkanı Osman Zeki Özger, sorularımızı yanıtladı.

Öncelikle birliğin kurulmasının banka dışı finansman firmalarına sağlayacağı genel bir katkıyı aktarır mısınız?

Uzun çalışmalar sonrası çıkan 6361 sayılı kanun çerçevesinde finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri, Finansal Kurumlar Birliği çatısı altında toplanmıştır. Birliğimizin oluşmasıyla birlikte üç sektörün sesi artık daha gür çıkacaktır. Üç sektör reel sektöre toplamda yaklaşık 60 milyar TL’lik kısa ve orta vadeli ticari ve tüketici finansmanı ile uzun vadeli yatırım finansmanı sağlıyor. Finansal Kurumlar Birliği 33 finansal kiralama, 76 faktoring ve 13 finansman şirketi olmak 1300 çalışanı ile toplam 122 finansal kurumdan oluşuyor. Türk finans sektörü içersindeki payı ise %3 seviyelerindedir. Bu oran bizim halen alacağımız bir yolun olduğunu net bir şekilde göstermektedir.  

Üç sektör de ortak sorunları olmalarına rağmen daha öncesinde sadece kendi sektörlerini aktarıyorlardı. Bu açıdan birliği oluşumu ciddi fayda sağlayacaktır.

Doğru söylüyorsunuz. Önceden faktoring sektöründeki algı nedeniyle dernek olarak onlar ayrı çalışmalar yapıyordu. Biz leasing tarafında ayrı çalışmalar yapıyorduk. Şimdi ise daha güçlü bir şekilde ortak çalışmalar yapılacaktır. Birliğin oluşumu bu açıdan özellikle faktoring sektörüne büyük fayda sağlayacaktır. Yine hem faktoring hem de leasing sektörü ayrı ayrı BDDK, hazine ve Maliye Bakanlığı ile sorunlarını çözmeye çalışırken, artık buradaki kurumlarla ilgili sorunlar birlik tarafından çözülecektir.

Sektörlerin sorunlarını masaya yatırıp bir çalışma programı hazırladınız mı?

Bu konuda çalışmalarımızı yapmaya başladık. Tek tek sorunları belirliyoruz. Hangi sorunu hangi kurumla çözeceğimizi belirleyip çalışmalarımıza yakında başlayacağız. Burada birlik olarak kamunun karşısına çıkmamızın da önemli olduğunu düşünmekteyim. Daha öncesinde dernek olarak gidip sorunlarımızı aktarmaya çalışırken bugün birlik olarak gittiğimizde daha etkili çalışmalar yürüteceğimize inanıyorum.

Faktoring sektörüyle finansal kiralama sektörü birbirine yakın işlemler yapan ve KOBİ’lere finansal çözümler sunan sektörler diyebilir miyiz?

Faktoring sektörü kısa vadeli işlemler yapar. Finansal kiralama sektörü ise uzun vadeli işlemler yapmaktadır. Faktoring sektörü KOBİ’lerimizin 5-6 aylık alacaklarının finansmanı ile ilgili çalışmalar yaparken, leasing sektörü ortalama 4-5 yıllık makine veya ürün alımlarını gerçekleştiriyor. 

Düne kadar faktoring sektörüne gittiğimizde geri ödenmeyen kredilerin vergiden düşülmesi veya finansal kiralama firmalarına gittiğimizde de KDV sorunlarını görüyorduk. Birlik bu sorunları çözebilecek mi?

 Faktoring sektöründe yaşanan geri ödenmeyen krediler sorunun finansal kiralama firmaları da yaşıyor. Bankaların yasasında batık krediler vergiden düşülürken, faktoring veya finansal kiralama firmalarında düşülmüyor. Maliye finansal kiralama sektörü için ürünün o döneme kadar yapılan ödemesini ve leasing yapılan ürünü geri aldığımızı belirtiliyor. Bunun dışında finansal kiralama sektöründe KDV oranları bir gecede %1’den %18 çıkartıldı. Daha sonrasında birkaç üründe düzenleme yapıldı. Şu anda da birçok üründe KDV’ler %1 seviyelerine düşüldü.

Maliye Bakanlığı bu konuda zarar ettiğini bu nedenle de böyle bir düzenleme yaptığını belirtmişti. Böyle bir zarar söz konusu oldu mu?

Maliye Bakanlığı özellikle kanun dışı işlemlerin yapıldığını belirtmişti. Fakat o dönemde kanun dışı bir işlemin yapılmadığını söyleyebilirim. Sadece sınır çizmedikleri için firmalar her ürünü leasing aracılığıyla almaya başladı. Örneğin bir firma otel yaparken, ana faaliyet konusunda leasing yapıyor, içinde de gözlük alacak onu da bizim aracılığımızla alıyordu. Bu işlem kanunsuz bir işlem değildi, çünkü Maliye Bakanlığı o dönemde leasing sektörüne bir alım çerçevesi çizmemişti. Bunun dışında da sektörde KDV oranı %1 iken toplam işlem 100 dolar da KDV oranı %18 seviyesine çıktığında yine 100 dolarlık işlem yapabiliyorsak Maliye Bakanlığı bu alanda zarar ediyor demektir. Fakat durum böyle gelişmedi. KDV düzenlenmesi ile sektörün cirosu hızla aşağıya doğru düşmeye başladı.

Devletin bir gece de herhangi bir sektörle ilgili düzenleme veya değişiklik yapması yurt dışı yatırımcılarını ciddi derecede ürkütüyor. Bugün finans alanında bölgesel lider olmak istiyoruz fakat hukuk alt yapımız böyle olduğu sürece ciddi sorunlar yaşayacağımız belirtiliyor.

Finansal Kiralama sektörüyle ilgili düzenleme yapıldığı zaman bizimle hiç konuşulmadı. Bir sabah kalktık ve düzenleme olduğunu gördük. Oysa bizimle konuşulsaydı ve bir geçiş süreci başlatsalardı o zaman daha iyi bir sonuç ortaya çıkabilirdi.  

Finansal kiralama sektöründe uzun vadeli işlemlerin oluşu kur açısından bir sorun oluşturuyor mu?

Finansal kiralama firmaları ağırlıklı olarak dolar veya euro üzerinden kaynak bulur ve müşterilerine yine dolar veya euro üzerinden işlem yapar. Bu nedenle bir kur riskimiz bulunmaktadır. Müşterilerimiz de böyle çalışmak istiyor. Bu nedenle biz de çalıştığımız firmaları incelerken ağırlıklı olarak ihracatçı olmalarına özen gösteriyoruz. Bu alandaki uzmanlar da uzun vadeli işlemlerde dolar veya euro olarak işlem yapmanın daha avantajlı olduğunu belirtiyor.  

Yatırımcılar bazen hiç öz sermaye koymadan yatırım yapmak istiyor.

Bize de yatırımcılar geliyor ve sermaye koymadan yatırım yapmak istiyor. Biz genelde en az %25 sermaye koymalarını öneriyoruz. Sürekli büyüme üzerine bir sistem oluşturursanız yaşanabilecek bir olumsuzluk herkesi ciddi ölçüde etkileyecektir. Bu nedenle öz sermayenin yatırımlar için önemli olduğunu düşünüyoruz.

Bir dönem devlet tüketimi özendirdi, bugün ise tersine sıkı maliye politikası uygulamak istiyor. Bu durum bizim halkımızın yapısına pek uygun değil sanırım.

Biz toplum olarak 1 TL kazanıp 5 TL harcamayı seviyoruz. Çünkü geçmişte ertelediğimiz isteklerimiz bulunuyor ve biraz gelir elde ettiğimiz zamanda hemen almak istiyoruz. Oysa kazandığımız kadar harcamalıyız. Bu durum özellikle kredi kartlarında ortaya çıkıyor. İnsanlar bir ürünü alıp kredi kartına 6 ay sonra ödemeye başlayacağı bir taksit sistemini kabul ediyor. Belki aldığı ürünü 6 ay kullanacak fakat ürün elinde yok taksit ödemeye başlıyor. Sonrasında o ürünü hiç almamış gibi hemen başka bir alışveriş de yapabiliyor. Bu nedenle devletin bu alanı düzeltmesinin ekonomi açısından iyi bir durum olduğunu düşünüyorum.

Vakıf Leasing olarak sektörün önemli oyuncularından birisiniz.

Vakıf Finansal Kiralama’nın %60’ı Vakıfbank, geriye kalan hisseleri de banka iştirakleri ve halka açık hisseler oluşturmaktadır. Bugün Vakıf Finansal Kiralama öz sermayesi ve yurt dışından sağladığı kaynak açısından bakarsanız kurumumuzun ne kadar güçlü olduğunu göreceksiniz. Eğer o güçte olmaksanız bu kadar düşük faizli krediler bulamazsınız.