Bütün dünyada ve borsalarda ÖTV ve KDV sıfırdır

Son zamanlarda Hindistan’dan ülkemize kaçak olarak girdiği belirtilen elmas yeniden ülkemizin gündemine geliyor. Vergilerin sıfırlanmasına rağmen kaçakçılığın devam ettiğini hatırlattığımız Ariş Pırlanta Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Güzeliş, binde bir görülen bu tür olaylara hiçbir zaman mani olunamayacağını belirterek sorularımızı yanıtladı.

Son dönemde Hintlilerin Türkiye’ye kaçak olarak getirdikleri pırlantaları ve bazı değerli taşları el altından pazarladıkları yönünde haberler çıktı. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Ben böyle bir olayın var olduğunu zannetmiyorum. Bu olay bir travma yarattı. Bu travma da çeşitli yerlerde yansıma yaptı. Şu anda borsa üyeleri bütün vergilerden muaf durumdalar. Borsa üyeleri arasındaki alışverişlerde, faturalandırmalarda da bu durum söz konusudur. Ancak borsa üyesi olmayan bir kimseye satıldığı andan itibaren KDV doğuyor.

Bütün dünya bunun için savaştı. Hatta “Kara Elmas” ismiyle film bile çekildi. Peki bu sorun dünyada bitti mi?

Dünyada neredeyse bitti diyebiliriz. Siz eğer kaçak elmastan bahsediyorsanız bunun kaçak oranı çok düşüktür.  Binde bir görülen olaylar olsa da buna hiçbir zaman mani olunamaz. Biz madenlerde çalışan işçilerin bir şekilde bunu sakladığını ve sonra el altından birilerine sattığını biliyoruz. Ama o günkü olay başka bir olaydı. O günkü olay buradan elde edilen paranın çeşitli kimseler tarafından silaha veya farklı şeylere çevrildiği olayıydı. Buna olsa olsa hırsızlık diyebiliriz. O film dünyada büyük bir etki yarattı. Ama filmin arkasından bir adım atıldı; Kimberley süreci hızlandı. Dünyada bu sürece imza atmış ülkeler ve orada çalışan firmalar daima bu tür sendikadan çıkmış ürünleri alma kararı aldılar. Dolayısıyla artık sizin bahsettiğiniz olay çok çok az yaşanır duruma geldi.

Hintlilerin el altından ürün pazarlaması insanlarda bir endişeye yol açtı ve insanlar eski günlere mi dönüyoruz diye korkmaya başladılar. Bu konuda neler söylersiniz?

Eskiden kişi elması yutuyor ve bu şekilde kaçak olarak ülke içerisine sokuyordu. Ama artık öyle aletler geliştirdiler ki buna pek olanak kalmıyor. Bütün madenlerde de tedbirler almışlar. Bunlar da maden sahiplerinin kendilerini korumak için geliştirdikleri tedbirler… Onun için bu kaçakçılık olayları minimum düzeye inmiştir.

ÖTV ve KDV’nin sıfır olması insanları rahatsız ediyor mu?

Bu tamamen yanlış bir şeydir ve spekülasyondur. Bütün dünyada ve borsalarda ÖTV ve KDV sıfırdır. Biz fazla bir şey istemedik. Bütün dünya ne yapıyorsa bizde de o uygulansın istedik. Bundan 30-40 sene önce Amerika’da pırlantaya %5 vergi vardı. Kullanılanla faturalanan arasındaki farkın az olması sebebiyle %3’e, ardından da %1’e indirdiler. Epey yükselmesine rağmen yine de illegal işlerin önüne geçemediler. Ne zaman ki %0 yaptılar her şey faturalandı ve legal hale geldi. Niçin sıfırdır sorusunun ilk cevabı işlerin legal hale gelmesidir. İkinci sebebi ise bu iş çok el değiştiren bir iştir. Bir pırlanta madenden çıktığı andan itibaren el değiştirerek bir yere ulaşıyor. Ham iken daha birçok kişinin eline geçiyor. Bunun kar limitleri o kadar azdır ki çok şaşırırsınız. %1 ile %3-5 arası bir karlılıktan söz edebiliriz. Sektör böyledir ve bu şekilde yürümektedir. Çok küçük ve değerli bir şey olduğu için taşıması ve saklaması çok kolaydır. Bunun için de yapılması gereken en önemli şey belgelenmesidir.

Sizden kurumlar vergisi de alınıyor değil mi?

Evet alınıyor. Bizim hem toptancı hem perakendeci yönümüz var. Bize KDV’siz geliyor ama nihai tüketiciye satıyoruz. Bu sebeple muazzam bir KDV ödüyoruz. Belgelenmiş ürünümüzü KDV’li olarak satıyoruz.

Diğer firmaların borsaya girmesi zor mu?

Hayır. Eskiden 3 yıl bu mesleği yapmış olman gerekiyordu. Şimdi onu da kaldırdılar. Yabancı şirketlerin gelip üye olmasını da kolaylaştırdılar.

Yabancı şirketlerden gelen var mı?

Şu anda yok. Sektör olarak bir binanın içinde toplanma arayışı içerisindeyiz. Bir bina içerisinde olup borsanın gerekenlerini yerine getirmeyi istiyoruz. Yer bulamayışımız ve ikna olmayışımız sebebiyle henüz bir bina içerisinde toplanamadık. Yakın bir zamanda bunu halledersek dünya piyasasına çıkmış olacağız.

Bu konuda İstanbul Borsası yardım etmiyor mu?

İstanbul Borsası’nın çatısı altındayız zaten. İstanbul Borsası ürünlerin analizini yapıyor. Onun denetimi altında ona belli bir yüzdelik ödüyoruz.  Ama bizi organize edip ‘şöyle bir yer kurun’ demiyor.

Altın sektöründe bulunanlara yaptılar.

Orada birkaç oda tahsis ettiler ve borsa üyelerine orada yer verdiler. Ama kimse burada işini bırakıp oraya gitmez. Kişi borsaya müracaat edebilir, birisinin kanalıyla taş getirebilir. Oraya gidip sunum yapabilir. Ve ürünü satılıyorsa ona kefil olan kişi faturayı kesebilir.

Sektör belli bir doygunluğa ulaştı mı?

Yansıması bu kadar çabuk ortaya çıkmaz ama belgelenme oranı oldukça arttı. Bu gittikçe de artacak bir durumdur. Biz borsa üyelerinin biraz tanıtım yaparak, bir binaya geçerek kendi iç piyasamızın dışına çıkıp diğer piyasalara seslenmesi gerekiyor. Ancak bunun neticesinde piyasamız büyümüş olur. Aksi takdirde piyasanın değiştiğinden söz edemeyiz.

KUYAŞ altıncılarımıza yer yaptı ve şuanda arazinin dahi değerlendiği belirtiliyor.

KUYAŞ şu anda İstanbul Borsası’na bir saklama merkezi yapıyor. Bu çok önemli bir şeydir. Ben de orada yönetim kurulu üyesiyim. Şu anda Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük saklama merkezi yapılıyor. Altında saklama merkezi, İsviçre saklama merkezidir. Bütün dünya altınlarını oradaki muazzam kasalar içerisinde saklıyorlar. Bunun için de yıllık bir ödeme yapmak zorunda kalıyorsunuz.

Bu yıl iki seçim geçirdik ve bu herkes için zorlu bir süreç oldu. Sizin gördüğünüz kadarıyla piyasa ne durumda?

Şu anda piyasaya herhangi bir şekilde yansıması yoktur. Eski durgunluktan bir açılım görünmüyor. Ama sohbet ortamlarında konuşulduğu kadarıyla insanlarda bir memnuniyet var. Bir istikrarın olması insanları memnun etmiş halde ve herkes umut içerisinde. Tabii bunlara bakarak biz de umutluyuz. Yakında yılbaşı geliyor ve bununla birlikte alışveriş artacak. O hızla da devam edecek diye düşünüyoruz. Hükümetin kurulmamış olması piyasaları epey gerdi ve büyük bir durgunluk oluştu. Hükümetin kurulmasıyla birlikte herkes rahatladı. Şu anda benim gözlemlediğim kadarıyla yatırımlar ve satın almalar başlamadı.

Bu durum çok uzun sürer mi?

Yılbaşından sonra artacağını umuyoruz. Yılbaşından sonra sevgililer günü ve ardından anneler günü geliyor. Bu üç satış mevsimi sektörlerde çok iyi bir yansıma veriyor. Bu altı aylık süreç içinde ticari hız artmış olur ve aynı hızla devam eder.

G20 Zirvesi var ve herkes ekonomiyle ilgili şeyler ifade ediyor. Bunlar da süreci hızlandırır mı?

Son dönemlerde biliyorsunuz asgari ücret tartışmaları var. Bu aslında dar gelirli aileler açısından çok güzel bir durum. Piyasaya yeni bir kaynağın gelmesi çok önemli ve onunda bir hareket yaratacağı kesindir. Tabi bu durum sadece asgari ücrete yansımaz. Benim firmamda da şu anda asgari ücretle çalışan, 1200, 1400 tl alan insanlar var. Asgari ücretliyi 1300 yaptığımızda diğerlerine ne yapacağız? Bu kademeleri yükselttiğimizde bu sefer daha üst kademedekiler de artmasını bekleyecek.

Seçimlerin ardından toplumsal bir barış sağlanabilir mi? Başbakanımız tansiyonu düşürmeye çalıştıklarını ifade etti. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Hepimiz aslında bunu istiyoruz. Bunu ifade etmek de çok güzel ve özellikle yetkili kişiler tarafından bunun dillendirilmesi oldukça önemli. Biliyorsunuz biz kendimizle ilgili aldığımız kararları hemen dile getiririz ama uygulama noktasında sıkıntılar yaşarız. Bu uygulanabilirse bütün toplum bundan hoşnut olacaktır. Öncelikle niyet ve sonrasında yapılması mümkün olan şeylerin yapılması önemlidir. Osmanlının en güçlü dönemlerinde bütün önemli bakanlıkların hepsinde gayrimüslimler vardı. Bu Osmanlı’yı Osmanlı yapan şeylerden birisiydi. Dolayısıyla hem tek yönlülükten kurtuluruz hem de ayrımcılık ortadan kalkar. Ayrıca dünyayla entegrasyon da kolay olur.