Büyük hedefler için çalışmaya devam ediyoruz

Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı, Savunma ve Havacılık Tanıtım Grubu Başkanı Latif Aral Aliş:

Büyük hedefler için çalışmaya devam ediyoruz

Ülke güvenliğinin daha fazla konuşulduğu bir dönem yaşanıyor. Bu doğrultuda caydırıcı bir güce sahip olmanın önemi ise ön plana çıkıyor. Bu önem doğrultusunda çalışmalar yapılan savunma sanayimizin gelişimi ile ilgili bilgi almak için bir araya geldiğimiz Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı, Savunma ve Havacılık Tanıtım Grubu Başkanı Latif Aral Aliş, sektör ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.  

Katma değeri yüksek ürünler üretmenin dile getirildiği bir dönemde, savunma sanayimizin katma değeri yüksek ürünlerle uluslararası pazarlarda kendine yer bulması oldukça önemli bir gelişmedir. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyiz?

Savunma sektörü, sürekli gelişen teknolojisi ile ülkelerin gelişmişliğine direkt katkısı olan sektörlerin başında geliyor. Dünyayı değiştiren, geliştiren çoğu teknolojinin çıkış noktası savunma sanayidir. Her geçen gün yeni teknolojiler üretiliyor ve sizin de bu teknolojilere sahip olmanız gerekiyor. Bugün nitelikli insan kaynağı, araştırma enstitüleri, Ar-Ge laboratuvarları, KOBİ’leri ve dünya çapında büyük firmaları ile kendi uydusunu, insansız hava aracını, eğitim uçağını, helikopterini, piyade tüfeğini, muharebe gemisini, zırhlı aracını, füze ve roket sistemlerini üreten, simülasyon, yazılım geliştiren, F35, A400M gibi dünya çapında projelerde ortak olan, uydu üretim ve test merkezini inşa eden, uydu fırlatma üssü inşa çalışmalarına başlayan, muharip savaş uçağı ve özgün helikopter projelerini başlatan bir Türkiye görüyoruz. Bu gelişmeler sektör için önemli başarılardır. Ancak bu başarılar şüphesiz yeterli değil.

Özellikle savunma sanayi düşünüldüğünde sert bir rekabet ortamından bahsedilmektedir. Yaşanan bu zorluk çerçevesinde ihracat rakamlarını artırıyor olmamız ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Türk savunma sanayi olarak büyük adımların atıldığı bir dönem yaşıyoruz. Son yıllarda yatırımları, projeleri ve ürünleriyle parlak bir performansa imza atan Türk savunma sanayiimiz, ihracat rakamlarıyla da öne çıkıyor.

Türkiye olarak savunma sektöründe dünyanın yükselen ülkelerinden biriyiz. Savunma ve havacılık sektörü olarak istikrarlı bir şekilde büyüyoruz. Farklı alanlarda dünyanın ihtiyacını karşılayabilecek konuma geldik. Artan ihracat rakamlarımız da bunu söylüyor. 2008 yılında 600 milyon dolar olan toplam ihracatımız, geçen yıl 1,6 milyar doları geçti. İstikrarlı büyümemiz tüm olumsuz koşullara rağmen devam etmektedir.

Türk savunma sanayii artık mevcut ürünleri, hizmetleri ve pazarlanabilir hale gelen platformlarıyla büyük bir ihracat potansiyeline sahip. Ancak, yalnızca üretmek ya da proje geliştirmek ile olmuyor. Bu potansiyeli harekete geçirmek için uluslararası tanıtım ve pazarlama faaliyetleri de çok önemli. Savunma ve Havacılık Tanıtım Grubumuz Turkish Defence Alliance (TDA) her türlü faaliyeti ilgili kurum ve kuruluşlarla koordineli ve etkileşimli bir şekilde; yurt içinde ve yurt dışında sektöre yönelik tanıtım, reklam ve iletişim faaliyetleri gerçekleştirmek, yurt içi ve yurt dışında fuar, ticaret ve alım heyeti organizasyonları düzenlemek, sektörün ve sanayinin tanıtımı amacıyla yayınlar çıkarmak, üyelerden gelen sektörel tanıtım projelerine ve faaliyetlerine destek vermek, sektörün gelişimine yönelik stratejiler belirlemek üzere pazar araştırmaları yapmak, üretici ve ihracatçılar ile yurt dışındaki önemli alıcılar arasında etkileşimi sağlamak ve işbirliği imkanları yaratmak amacıyla hedef pazarlara yönelik özel stratejiler geliştirmek gibi tanıtım ve pazarlama odaklı alanlarda faaliyet gösteriyor.   

Tüm bu zorluklar çerçevesinde ihracat rakamlarının daha da artırılması planlanmaktadır. Bu planın hayata geçebilmesi için neler yapılmalıdır?

Savunma sanayinin zorluklarından biri de sektörün ticaret modelinin çoğunlukla G2G diye adlandırılan Goverment to Goverment yani Devletten Devlete doğrudan yapılan alışveriş modeline sahip olmasıdır. Bu ticaret şekli, devletler arası dolayısıyla da silahlı ve lojistik birimler arasında yapılan bir model oluşturduğu için çok fazla parametrenin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Bu alanda faaliyet gösteren firmalar, teknik ve ekonomik yeterliliklere sahip olmakla beraber, yerel ve uluslararası birçok güvenlik ve yönetim sertifikalarına sahip olmalı, farklı standardizasyonlara uyum gösterebilecek esnekliği ve kabiliyeti haiz olmalı. Devletler arası imzalanan ticari, askeri ve stratejik anlaşmalar sektöre yeni imkanlar, faaliyet alanları ve potansiyel müşteriler yaratıyor. Ancak yine de ortak girişimler başta olmak üzere sürdürülmesi emek isteyen, ülkelerin karşılıklı menfaatlerini gözeten, farklı coğrafyalardaki yatırımlarını koruyarak yeni alanlara açılan sektör üyelerinin girişimlerinin sonuç vermesi zorlu bir süreçtir.

Bu süreçte firmalarımızın kapasiteleri ve performansları kadar devlet desteği de şart. Firmalarımızın yeni pazarlara girmesinde ve tutunmasında devlet referansı önemlidir.  Bu noktada Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM)’nın bize önemli katkısı var. Öte yandan üretilen ürünün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine girmiş olması da ürünün dünyada daha kolay satılmasını sağlıyor. Dolayısıyla TSK da bizim için çok önemli bir referanstır.

Büyük ölçekli projelerin milli unsurlarla hayata geçirilmeye çalışıldığı bir dönemde, bu projelerin, uluslararası arenadaki etkinliğimize katkıları ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Türk savunma ve havacılık sanayii, uluslararası arenada hem teknik özellikler açısından hem de maliyet/performans açısından oldukça rekabetçi özgün tasarımlı ürünler sunuyor. Sektörü bir araya getirerek yapmış olduğumuz vizyon çalışmaları neticesinde ortak akıl ile belirlenen hedeflerimize yine ortak akıl ile çizilen yol haritamızla ilerliyoruz. Büyük ölçekli projeleri büyük bir başarı ile yöneten sektörümüz yeni ve yükselen pazarlarda artık önemli referanslarla ve her geçen yılda artan tecrübesi ile daha etkin bir şekilde yer almaktadır.

Uluslararası fuar etkinlikleri ülke savunma sanayimizin etkinliğini artırabilmesi için önemli fırsatlar sunmaktadır. Bu çerçevede son dönemde yapılan çalışmalar sonrası alınan geri dönüşlerile ilgili bilgi verir misiniz?

Her şartta ve her koşulda tekrarlamakta fayda buluyorum. Tanıtım, üretimden satışa kadar ki süreçlerin belki de en kritik ayağı. Küresel rekabette var olabilmek için uluslararası işbirliği; uluslararası işbirliği için ise bilinir olmanız şart. Çok iyi ürünler ortaya koyabilirsiniz, hatasız üretim gerçekleştirebilirsiniz, üretim takviminizde hiç bir aksama olmayabilir ama tanınmıyorsanız, bilinmiyorsanız, kimse sizin farkınızda olmaz. Bu yüzden biz firmalarımıza reklam ve tanıtım konularında yardımcı oluyoruz. Bizim için uluslararası sektör fuarları çok önemli. Büyük savunma, güvenlik ve havacılık fuarlarına milli katılım organizasyonları düzenliyoruz. Buna SSM de destek oluyor. Firmalarımıza daha büyük ve görünür alanlar sağlıyoruz. Bu tür fuarlar firmalarımıza yeni kapılar, yeni pazarlar açıyor. Türkiye olarak farklı kıtalarda, farklı ülkelerde bu tür fuarlarda boy göstermeye devam edeceğiz.

Birliğin kuruluşundan bugüne yaptığı çalışmaların sektöre önemli katkılar oldu. Bu katkıların gelecekte de devam edeceğinden yola çıkarak, önümüzdeki dönem ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Sektörün dinamizmi ve geniş yelpazesi göz önüne alındığında bu alanda faaliyet gösteren firmaların ortak bir vizyon çerçevesinde hareket etmeleri kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu ihtiyaca göre kurulan Birliğimiz, sektörümüzü bir araya getiren, ortak strateji ve yol haritaları üreten bir kurum olarak işlevini sürdürmektedir. 60 üyeyle çıktığımız yola bugün 400 üyeyle devam ediyoruz. Sektörün ihracatçı firmalarını tek çatı altında toplayan, tek örgütüz.  Sektörün bir çatı altında ortak hedef ve stratejiler ile daha sağlıklı bir büyüme sağlayabileceği gerçeği ve ihtiyacı neticesinde 2012 yılında “Savunma Sanayinde İhracat Nereye Koşuyor? Nasıl Koşmalı?” başlığında arama konferansı düzenledik.  Ertesi sene gerçekleştirdiğimiz “Vizyon Buluşması” konferansında sektör temsilcileri, SSM, askeri ve akademik çevrelerden temsilcileri bir araya getirerek sektörün dünü, bugünü ve geleceğine yönelik fikir paylaşımını sağladık. Bu konferansta ortak akılla çıkan fikir ve önerileri sonuç bildirgesinde yayınladık. Sanayimizin yurtdışında tanıtımının yapılması amacıyla 2013 yılında Tanıtım Grubumuz Turkish Defence Alliance (TDA)’ı kurduk. Dünyada düzenlenen fuarları takip ederek her sene daha fazla fuara SSI ve TDA olarak katılım sağlıyoruz. Yaptığımız çalışmaların bir kısmı bunlar. Tüm bu çalışmaları asla yeterli bulmuyoruz. Sektörümüz üreten, geliştiren ve yeni teknolojileri hayata geçiren firmaların ayakta kalabildiği bir alan. Türkiye büyüdükçe sektörümüz büyüyor, hedeflerimiz büyüyor. Büyük hedefler için çalışmaya devam ediyoruz.