Çayeli Bakır yerel toplumla güçlü bağlara sahiptir

Soma’da yaşanan üzücü olaydan sonra, gözler maden işletmelerine çevrildi. Süreç madencilik alanında yeni düzenlemeler yapılması noktasında meyvelerini vermeye başlamışken, Trabzon CHP Milletvekili M. Volkan Canalioğlu’nun Çayeli Bakır İşletmeleri ile ilgili verdiği soru önergesi, gözlerin Rize’ye çevrilmesine neden oldu.

Konuyu değerlendirmek için görüşlerine başvurduğumuz Çayeli Bakır İşletmeleri AŞ Genel Müdürü Lain Anderson, sorularımızı yanıtladı.  

Çayeli Bakır İşletmeleri ile ilgili genel bir değerlendirme alabilir miyiz?

Çayeli Bakır İşletmeleri (ÇBİ), Rize’nin Çayeli ilçesi Madenli Beldesi’nde 1994 yılından bu yana operasyonlarını sürdürmektedir. Firma Türk ve yabancı sermaye ortaklığı olarak kuruldu.  Yaklaşık 20 yıldır bakır ve çinko cevheri üreten Çayeli Bakır, yılda 1.3 milyon ton cevher üretme ve işleme kapasitesine sahip. Türkiye’nin bakır madeni üretiminin yaklaşık üçte birini karşılayan ÇBİ, 36.7 milyon dolar vergi ile Türkiye’de en çok kurumlar vergisi ödeyen firmalar sıralamasında 32’nci sırada yer alıyor.

2013 yılı itibarıyla 248.3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren firma, ihracatta Türkiye metal madenciliği sektöründe birinci, genel sıralamada is 42’nci sırada bulunuyor. Firmanın ülke ekonomisine katkısı ise 2012 yılında 157 milyon dolar, 2012 yılında 149 milyon dolar, 2013 yılında ise 169 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Türkiye’de madencilik sektörünün en yüksek maaş ve ücretlerini veren firma olan Çayeli Bakır İşletmelerinde 494 kişi çalışıyor. Firma, 130 müteahhit elemanı ile birlikte toplam 624 kişi istihdam ediyor. Ayrıca her yıl 10-20 işsiz gence temel madencilik eğitimi vererek bölgenin mesleki kapasitesinin gelişimine katkıda bulunuyor.

Acil durumlara müdahaleyi en hızlı ve emniyetli şekilde yapılmasına olanak veren bir maden kontrol sistemi olan PitRam’i Türkiye’de kullanan ilk şirket olan Çayeli Bakır, Türkiye’de madencilik sektörünün en düşük yaralanmalı kaza oranına sahip. Bu oran dünyadaki diğer metal madenlerinin ortalamalarına göre de oldukça düşük.

Çayeli Bakır İşletmeleri’nde sertifikalandırılmış 10 adet sığınma istasyonu bulunuyor. Sığınma istasyonlarının kaçış ve yaşam odalarından farkı, içeride karbon monoksit ve karbon dioksit temizleme ünitelerinin yer almasıdır. Sertifikalı sığınma istasyonları, bu üniteler sayesinde, elektriğin kesilmesi halinde bile 36 saat yaşam sağlayabiliyor.

Yerel kalkınmaya özen gösteren firma, mavi yaka çalışanlarının yaklaşık yüzde 95’ini, beyaz yaka çalışanların yüzde 65’ini bulunduğu yöreden istihdam ediyor. Sosyal sorumluluk anlayışı doğrultusunda yörenin kalkınmasını destekleyecek çok sayıda projeye destek vermektedir. Sağlık tesisleri, sağlık ekipmanları, eğitim araç ve ekipmanları, burs programları, gelir getirici kırsal kalkınma projeleri bu kapsamdaki çalışmalar arasında yer almaktadır.

Türkiye yurtdışından yatırım çekmek isteyen bir ülke. Yabancı bir girişimci olarak, ülkemizin yatırım koşullarını ve ekonomik gelişmelerini değerlendirebilir misiniz?

Hükümet geçen 12 yılda yabancı ve yerli yatırımları teşvik etmek için bir dizi olumlu reform yaptı. Artık herhangi bir yatırımcı için şirket kurmak çok daha kolay ve yatırımı desteklemek için yararlanabilecekleri çeşitli teşvikler var. Hükümet tarafından yaratılan koşullar bir grup yatırımcıyı çekti ve bunlardan bazıları Türkiye’de iş yapmanın farkını hemen anlamayabilir. Özellikle de iş kanunlarının liberalleştirilmesiyle ilgili olarak daha ileri düzeyde bazı reformların yapılması gerektiğini anlıyoruz ve hükümetin Avrupa standartları ve normları doğrultusunda reformlarına devam etmesini ümit ediyoruz. 

Daha geniş keşif olanakları ve maden lisansları üzerinde imtiyaz güvencesi sağlanabilirse büyük madenler geliştirme tecrübesine ve finansal kaynaklara sahip şirketler çekilebilir.

Soma faciasından sonra, ülkemizin madencilik sektöründe yeni bir süreç ve değişim başladı. Yeni düzenlemelerimizle ilgili olarak düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?

Şirketimiz Çayeli Bakır, danışmanlık sürecinde bu kanunların geliştirilmesine otoritelerle ve madencilik sektörü temsilcileriyle birlikte aktif olarak dahil oldu. Zaten bizim çalışanlarımızın çalışma koşulları yeni kanunların gereksinimlerinin üzerindedir.

Çayeli Bakır gibi iyi bir iş güvenliği geçmişi olan ve yüksek verimliliğe sahip madenler için işçilerin yeraltında maksimum 6,5 saat çalışması zorunluluğunun bazı güç yönleri var. Çalışma Bakanı Faruk Çelik, bu maddenin değiştirilmesiyle ilgili hükümetin isteğini zaten ifade etti.

Soma faciasından sonra uygulanan değişiklikler, kâr marjı dar olan bazı işletmelerde istihdam kaybına neden olacak ki bu eminiz bazı madenciler için üzücü ve karışık bir durum. Ancak genel olarak bu değişiklikler sonucunda yer altında çalışan madencilerin çoğunluğu için daha iyi çalışma koşulları ortaya çıkacak ve tabii ki bu konuda mutluyuz.

Madencilik sektöründe uluslararası bir çalışma düzenine ulaşmak için Türkiye ne yapmalıdır?

Madenciliğin riskli bir iş olduğuna şüphe yok. Madenleri, emniyetli ve kârlı bir şekilde çalıştırabilme deneyimine, yeteneğine ve kaynaklara sahip olan şirketlere bırakmak en iyisidir. Türkiye’de Türk mevzuatına ve en iyi uluslararası uygulamalara uygun olarak çalışan yabancı ve yerli pek çok maden var. Ne mevzuatın ne de hükümet denetiminin kalitesinin kusurlu olduğu iddia edilemez.

Dünyadaki bütün mevzuatlar doğası gereği sıkı kurallar koyar ve her olasılığı kapsaması mümkün değildir.  Eğer bir maddende kontrolsüz tehlikeler varsa, madencilerin “mevzuatın gereğini karşılıyoruz” diyerek tehlikeli koşulları yönetmesi gerekir. Eğer talihsiz bir kaza olursa, müdürler ve yöneticiler işyerinde tüm tehlikeleri etkili bir şekilde yönetmek ve emniyetli bir çalışma ortamı sağlamak için yeterli sistemlere sahip olduklarını göstermek amacıyla kanun önünde hesap verebilir olmalıdır.

Yakın zamana kadar Çin madenlerinin kötü bir ünü vardı. Çinliler kâr marjı az işletmeleri kapatarak, madencilerin teknolojiye yatırım yapmasını teşvik edecek teşvik tedbirleri yaratarak ve yüksek kaza oranına sahip şirketleri cezalandırarak bunu düzeltebildi. Bu teşvikler başlatıldıktan birkaç yıl sonra Çin’de madenlerdeki ölümler azalırken, verimlilik de arttı.  

Dünyada çeşitli yerlere yatırım yapan bir şirket olarak, Türkiye’deki uzun vadeli hedeflerinizi paylaşabilir misiniz?

İlgi çekici büyüklükte olması ve madenin çalışma izni alacağına güven olması şartıyla, şirketimiz Türkiye’de bundan sonra da maden arama projelerine girmeye açık olacaktır.

Mevcut rezerv tahminlerimize dayalı olarak, maden ömrümüzün 2019 yılında sona ereceğini öngörüyoruz. Birinci önceliğimiz mevcut cevher kütlemizin yaşam süresini maksimize etmek. Çayeli Bakır madencilik imtiyazını kullanarak ilave rezervler aramaya devam ediyor.

Trabzon milletvekili ÇBI ile ilgili olarak Enerji Bakanı’na yazılı bir soru önergesi sundu. Önergede, ÇBI’nın uluslararası standartlara göre çalışıp çalışmadığını sordu. Çalışma koşullarında uyguladığınız kriterleri paylaşabilir misiniz?

Kullandığımız standartlardan pek çoğu, Türk mevzuatı temel alınarak şirket bünyemizde geliştirilmiştir ve risk seviyemizin gerektirdiğine inandığımız belirli durumlarda mümkün olan en iyi uygulamaları uygulamak için mevzuatta belirtilen gereksinimlerin üzerine çıkmaktadır.  Bu Türk mevzuatının kusurlu olduğu anlamına gelmez. Bu bizim bazı durumlarda risk seviyemizin daha yüksek bir kontrol seviyesi gerektirdiğini hissettiğimiz ve kullanılabilecek en iyi yöntemi aradığımız anlamına gelir. Yani, şirket içi standartlarımızı geliştirme için Türk mevzuatının gereksinimlerine ilave olarak Kanada, Avustralya, Avrupa Birliği, Almanya ve Dünya Bankası kılavuzlarını da kullanıyoruz. 

Çayeli Bakır’ın iç standartları aynı zamanda Kanada Madencilik Birliği’nin “Sürdürülebilir Madenciliğe Doğru” isimli programı ile de uyumludur. Çayeli Bakır yılsonuna doğru bu programa göre üç A (AAA) derecesine akredite olarak Kanada dışında bu dereceyi elde edebilen ilk maden olmayı umut etmektedir.

ÇBI’nın dinamitle patlatmalarından sonra bölgedeki bazı evlerde çatlakların olduğu belirtiliyor. Bu durumun nedeni nedir? Bu durumu engellemek için ne yapıyorsunuz, paylaşabilir misiniz?

Çayeli Bakır, yerel toplumla güçlü bağlara sahiptir. Çalışanlarımızın çoğu doğrudan yerel toplumdan istihdam edilmektedir ve bu nedenle evlere gelen zarara ve etkilenen ailelere şahit olmak bizim için üzücü.  

Çayeli Bakır birkaç yıldır bu iddiaları değerlendiriyor ve yanıtlıyor. İddialar ilk ortaya atıldığında Çayeli Bakır patlatma esnasında çevrede oluşan titreşimi ölçen bir program uyguladı. Titreşim seviyelerinin Türk mevzuatına göre izin verilen maksimum seviyeden her zaman daha altta olduğunu gözlemledik. Aynı zamanda riskin gerektirdiği en iyi uygulamayı arama politikamıza uygun olarak, aynı zamanda daha sıkı olan tarihi binalar için Alman standardını da uyguladık ve titreşim seviyelerimizin bu seviyelere de uygun olduğunu gözlemledik.

Komşularımızın evlerine gelen zarardan dolayı Çayeli Bakır’ın madencilik faaliyetlerinin sorumlu olmadığına dair yaptığımız teknik açıklamaları kabul etmedi.  Doğal zemin hareketlerinin olası bir faktör olduğunu bilmemize rağmen, Çayeli Bakır olarak sorumlu davrandık ve doğrudan madenin yukarısında bulunan 60 civarında evin yerini değiştirmek için gönüllü bir proje uyguladık. Tahminimiz, bu projenin toplam maliyetinin 20,1 milyon dolar olacağı.

Bu projenin uygulanmasından sonra bir yıl içerisinde Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 3 seçkin üniversitemiz ODTÜ, HÜ ve KTÜ, tarafından zemin hareketlerinin incelenmesi için bir araştırma komisyonu kurulması emrini aldık.

Bu çalışmada yer alan saygın profesörler zemin hareketinin madenimiz inşa edilmeden önce olduğu ve hareket mekanizmasının Karadeniz bölgesindeki diğer alanlarda da görülen tipik mekanizma olduğu sonucuna vardı. Profesörler aynı zamanda madende 2002 yılında meydana gelen bir göçüğün belirli bir alandaki hareketi hızlandırdığı sonucuna da ulaştı.

Tabii ki faaliyetlerimizden bazılarının herhangi bir kişinin malına gelen zarara katkı yapmış olmasından dolayı endişe ve üzüntü duyduk. Ancak aynı zamanda meydana gelen herhangi bir etkinin gönüllü yer değiştirme projesiyle belirlenmiş olan sınırlar içerisinde olmasından dolayı da rahatladık.    

Bölge sakinlerini gönüllü olarak yeniden yerleşim projesi Dünya Bankası’na bağlı olan Uluslararası Finans Kuruluşu tarafından belirlenen standartlara göre uygulanmıştır.  Bu proje bir başarı hikayesidir. Üç yıldır devam etmektedir ve ev sahiplerinin çoğu yeniden yerleşme için sunulan yardım paketlerini kabul etmiştir. Bu yardım paketlerinin koşullarına göre, yardım alanlar evlerinin tam olarak yeniden yerleştirilmesi için gereken bedelin 1.25 katına eşit değerde yardım almıştır ve buna ilaveten Çayeli Bakır ailelerin kendi topraklarında geleneksel tarımcılık faaliyetlerine devam edebilmeleri için bir geçim kaynaklarını destekleme programı uygulamıştır. Söz konusu yeniden yerleştirme bedeli pazar değerinden önemli ölçüde yüksektir. Bu bedel, geçerliliği kabul edilmiş inşaat standartlarına göre eşdeğer bir yapının bitirilmesi için gerekli olan maliyettir ve sağlanan yardım paketlerinin mahkeme önünde bize uygulanabilecek olan her türlü yapı bedelinden daha yüksek olacağına inanıyoruz.

Yakın zamanda proje sınırlarında veya sınır çevresinde yaşayan ve doğal olaylardan dolayı evlerinde zarar meydana gelen ev sahipleri tarafından Çayeli Bakır’a mevcut yeniden yerleştirme projesine ait bölge sınırlarının genişletilmesi için baskı yapmak amacıyla bazı sözlü protestolar oldu. Zarar gören evlerde oturan ev sahiplerinin gönüllü yeniden yerleştirme projesi tarafından sağlanan yardımlardan faydalanmak istemelerini anlıyoruz. Çayeli Bakır’ın neden olduğu herhangi bir etkinin sınırlarını değerlendirmeye devam ediyoruz. Bilimsel bulgulara ve mühendislik bilgisine dayalı olarak sorumlu bir şekilde davranmaya devam edeceğiz.  

Bölge bir heyelan bölgesi olduğundan, zararın normalden daha fazla olduğu belirtildi. Patlatmaların bölgede meydana gelen toprak kaymaları üzerindeki etkilerini minimize etmek için metodolojiler uyguluyor musunuz?

Sorunuz patlatma titreşimlerinin evlere zarar verdiğini ima ediyor. Patlatma titreşimlerinin herhangi bir etkisi yok. Saygın üniversite profesörleri ve pek çok mühendislik danışmanı bu konuda Çayeli Bakır ile aynı görüşte. 

Çayeli Bakır Türkiye’ye ve Rize iline önemli ekonomik katkılar sağlamaktadır. Bölgemizdeki en büyük ikinci işvereniz ve her yıl Türk ekonomisine vergiler, işletme payları, ihracat, istihdam ve harcamalarla yaptığımız yıllık katkı 120 milyon doları aşıyor. Çayeli Bakır madencilik sektöründeki en iyi istihdam koşullarına sahip ve pek çok kişi bizim sosyal programımızdan ve yerel desteklerimizden faydalanmaktadır. Çayeli Bakır altyapısı da zemin hareketlerinden etkilendi ve bizim faaliyetlerimizden etkilenen alanın da ötesinde geniş bir alanın tüm sorumluluğunu üstlendik.

Gönüllü yeniden yerleştirme projesinden ayrı olarak, bir izleme sistemi uygulamasını ve zemin hareketini durdurmak için uygulanabilir mühendislik metodolojilerini değerlendiriyoruz.

Benzer çalışma koşulları olan madenlerin yerleşim yerlerine uzaklıkları ne kadar olmalıdır? Komşu yerleşim yerlerindeki yapılarla ilgili herhangi bir çalışmanız var mı?

Yerleşim yerlerinin ve hatta şehirlerin altında çalışan pek çok yeraltı madeni ve tünel kazıları var ve doğru mühendislik uygulamalarıyla bu mantıksız bir uygulama değil. Türk mevzuatına göre bir işletmeye çalışma izni verilmesi için tehlikeli faaliyetlerin çevresinde bir tampon bölge tanımlanıyor. Pek çok durumda bu tampon bölgenin yeterli olduğuna inanıyoruz.

20 yıl kadar önce maden inşa edilirken Çayeli Bakır patlatma titreşiminin bir sonucu olarak şikayetler olabileceğini öngörmüştü ve tampon bölgesini mevzuatın gerektirdiğinin ötesine genişletmeye çalışmıştır. Ancak maalesef tapu sahipleriyle çeşitli nedenlerden dolayı anlaşmaya varılamamıştır.

Gerek yukarıda bahsettiğimiz Madene Yakın Evler Projesi dahilinde, gerekse üç üniversitenin heyelan bölgesi olarak gösterdiği sınırlar dahilinde bulunan ve firmamızla gönüllü olarak işbirliği yapan kişilerin binalarının durumunu değerlendirmek amacıyla belli aralıklarla teknik çalışmalar yapılmaktadır. Bina durum değerlendirme raporları komşularımızla paylaşılmaktadır.