Cumhurbaşkanımızın Kanal Riva Projesi’ne el atmasıyla proje hızlanacaktır

Kanal Riva Projesi’nin, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar sonrası hızlanması bekleniyor. Cumhurbaşkanı’nın “İstanbulluların tabiatla buluştuğu Riva Deresi ve çevresini yepyeni bir çehreye kavuşturuyoruz. Kanal Riva Projesi ile mevcut dereyi ıslah ederek, Beykozlu kardeşlerimin güzelce vakit geçirdiği spor, dinlenme, bisiklet ve yürüyüş aktivitelerini rahatça yaptığı bir turizm kompleksi yapacağız” şeklindeki sözleri sonrası bir araya geldiğimiz duayen turizmci Sinan Vardar, konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Beykoz’da Kanal Riva Projesi yapılmak isteniliyor, sizde bölgede yatırımı olan bir turizm yatırımcısınız. Bu açıdan projenin önemini aktarır mısınız?

Kanal Riva Projesi tüm Beykoz’a hayat verecek bir projedir. Bölgede en az 5-10 bin kişinin çalışabileceği bir sistem kurulacaktır. Bunu yaparken de doğaya hiçbir zarar verilmeden yapılmalıdır. Riva nehrinin güzelliği, turizm tesislerinin doğaya uyumuyla birlikte 39 tane köyün kalkınmasını sağlamak gerekiyor. Şuanda bölgede yaşayan herkes Riva Projesi’ni bekliyor. Ben de 6-7 yıl önce Beykoz Kanal Riva Turizm Geliştirme ve Yatırımcıları Derneği’ni kurduk. Öncelikle Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ve İmardan sorumlu Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Mimar Eyüp Salih Elmas Bey’e çok teşekkür ederim. Kanal Riva Projesi’ne çok ilgi gösterdiler. Bizde kendilerine bilgilerimizi sunduk. Belediye çok güzel bir proje çizdi ve yine bölge ile ilgili bir maket çalışması yapıldı. Şuana kadar proje biraz ağır ilerledi. Ama böyle olması da belki de bölgeye fayda sağladı. Çünkü bölgedeki doğayı koruyarak bu çalışmaları yapmak gerekiyordu. Buraya bir imar verilecek olursa da %10 seviyelerini geçmeyecektir. Büyük yapıların bölgeye girmeyeceğini düşünüyorum. 2-3 katlı yerler yapılacağını düşünüyorum. Riva nehri muhteşem bir nehir. Denize kadar ulaştığı için Venedik tarzında bir yer yapılabileceğini tahmin ediyorum. Bu açıdan çok önemli bir projedir. Bölge halkı ürettiği ürünleri satabilecekleri oteller olacaktır. Bunların hepsini belediyenin çok iyi yöneteceğini düşünüyorum. Şuanda DSİ ile görüşmeler tamamlandı. İmar çalışmalarıyla ilgili ihalesi yapıldı. Sayın Cumhurbaşkanımıza da teşekkür ederim. Bölgeye giderek yaptığı konuşmada bölgenin gelişimine katkı sağlayacaktır. Projelerin biraz daha hızlanacağını düşünüyorum. Bundan sonraki süreçte bu projenin hayat bulmasıyla birlikte hem İstanbul’a hem de İstanbul turizmine büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Beykoz’da insanların geçimle ilgili sorunları olduğunu gördük ve genellikle mutsuzlardı. İstanbul’un son dönem gelişiminden pay alamadıklarını belirtiyorlar.

Bu proje maalesef çok gecikti. Bir turizmci olarak da bölgenin potansiyelini gördüğümüz için dernek kurduk. Cumhurbaşkanımızda artık son noktayı koydu. Muhteşem bir turizm kompleksi oluşacaktır.

Cumhurbaşkanı Kiptaş bölgeye gelsin projeler üstlensin dediler. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

Kiptaş’ın çok güzel projeleri var. Bölgenin kalkınması açısından da Kiptaş veya TOKİ projeler üretebilir. Burada bizim tek istediğimiz bölgeye özgü ve doğaya zarar verilmeden projeler geliştirilmesidir. Yüksek binalar olmadan yapmak gerekiyor. Diğer yandan da mutsuz olan insanların da mutlu olması gerekiyor. Eğer oteller yapılırsa insanların çocukları buralarda çalışacak, ürün üretirlerse bu otellerde satılacak ve gelir elde edecekler. Böylelikle insanlar da mutlu olacaktır.

Bölgede turizm faaliyeti gösteren yatırımcılar bölgenin değerini biliyorlar mı?

Riva Kanal Projesi’nin bitmesiyle birlikte turizm yatırımcıları da bölgede otel yapma talepleri gelecektir. Site yatırımları yapmak isteyeceklerdir. Burada önemli olan belirttim gibi doğaya uygun projelerin desteklenmesidir. Ahşap projeler geliştirilebilir, villa tarzında turizm tesisleri geliştirilebilir. Beykoz Belediyesi her projeye dikkat ediyor, bu açıdan da teşekkür ederim.

Beykoz’un özellikle sahil kısmında da sorunlar bulunuyor. Örneğin yürüyüş alanları veya marina bulunmuyor. Bunlar yapılabilir mi?

Ben uzun bir dönem Beykoz’da yaşadım ve birçok öneriler de getirdim. Beykoz İstanbul Boğazı’nda ayrı bir yer olarak kaldı. Sahilde de doğaya uygun yerler yapılması gerekiyor. Beykoz’a gelen turistlerin alışveriş yapabileceği yerlerin olması gerekiyor. Kanal Riva Projesi’nden sonra sahilin de giderek gelişeceğini düşünüyorum.  Avrupa’da da böyle yerler var. Benim başka önerilerim var. Beykoz’da bulunan tüm evlerin beyaza boyanmasını isterim. Balkonlarda çiçekler olmalıdır. Beykoz’un kendine has bir tarzı olması gerekiyor. Cumhurbaşkanımızın da bu konulara el atmasıyla birlikte bütün çalışmalar hızlanacaktır. Kanal Riva Projesi bittiği zaman gondollarla nehirde gezebileceksiniz.

İstanbul halkı da ilçeleri tanımıyor, bu ilçelerimizi de tanıtmamız gerekiyor.

İstanbul’da bir anket yapılmıştı ve halkın büyük bir kısmı boğazı hiç görmemiş. Gemi turlarıyla İstanbul halkına Beykoz’u tanıtmalıyız. Ben bir turizmci olarak dünyanın birçok yerini gezdim ve inanıyorum ki bu çalışmalar bittiğinde İstanbul’a gelen her turist Beykoz’u da gezmek isteyecektir. Boğaz turuna katılan insanlar bile Beykoz etrafında gezerken bu muhteşem doğayı görecek.

Turizm sektöründe çok farklı tartışmalar olduğunu görmekteyiz. Bir yanda turist gelmeyecek deniliyor, diğer yandan otellerimiz dolu deniliyor. Sizin görüşleriniz nelerdir?

Bu yıl turizm sektöründe 2017 yılına oranla en az %50 artış olacaktır. Ben 40 yıldır turizm sektöründeyim. Türkiye’ye aslında çok daha fazla turist getirebiliriz. Çünkü ülkemizde arz var, herkes otel yapıyor. Özal’dan itibaren sürekli otel yatırımları oldu. Bu otellerimizi dolduracağımıza inanıyorum. Bu yıl Almanya’dan müthiş artış oldu. Rusya maksimum noktalara ulaşıyor. Bizim gittiğimiz bütün pazarlarda artışlar oluyor. Tabi ki yurt dışındaki politikacılar Türkiye aleyhinde konuşmalar yaparak engellemeye çalışıyorlar.  Terör olayları da artık bitti. Yakın bir zamanda Hatay’ı gezdim ve orada da insanların mutlu olduğunu gördüm. Türkiye doğasıyla, mutfağıyla ve tarihi hazinesiyle dünyanın en iyi noktasıdır. Bugün otellerimizde çalışan personellerimiz üç kelime Almanca biliyor fakat o Almanca ile turistleri güldürebiliyor. İnsan kaynağımız çok iyi. 3. Havalimanı’nın bitmesiyle birlikte turist sayısında da artışlar olacaktır. Bugün Türk Hava Yolları da uçak sayılarını 500’e çıkacaklarını bildiriyorlar. Avrupa’ya hitap eden reklamlar yapıyorlar. Devlet bu konuda önemli teşvikler de veriyor.

Bu kadar olumlu gelişmeler var iken otelcilerimiz neden halen mutsuzlar?

Son iki yıldır zor bir dönemden geçtik ve sonuç itibariyle fiyatları aşağıya çekmek zorunda kaldık. Fakat 2-3 sezon sonra fiyatlar da eski haline geri dönecektir. Bugün uçak dahil bin dolara Türkiye’de çok iyi tatil yapabiliyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde bu fiyata bu kalite de tatil yapamazsınız. Her şey dahil sistemde çalışıyoruz.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Çin ziyareti gerçekleştirdi ve Uzak Doğu’dan daha fazla turist gelmesini hedefliyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Çin konusunda benimde çalışmalarım oldu. Devletin o bölgede turizm firmalarıyla birlikte bir tur operatörü kurmasına ihtiyaç var. Ben iddia ediyorum, devlet Çin’de bir tur operatörü kursun ve THY ile birlikte çalışılsın her yıl bir milyon kişiyi Türkiye’ye getirmeyi başarırız. Bu iş bir organizasyondur. Türkiye turizm sektörüne nasıl dahil oldu. Özal bu otel yapmak isteyenlere araziler verdi, teşvikler verildi ve yatırımcıları turizm alanına çekmeyi başardılar. Bu açıdan devlet artık, turizmcilerle birlikte yurt dışında tur operatörü kurmalıdır. Yurt dışından kendi turistlerimizi kendimiz getirmeliyiz. Böylelikle daha fazla uçağa ihtiyacımız olacaktır. Çin’de bu tur operatörler kurmayı başarırsanız turistin çok büyük bir kısmını Türkiye’ye çekersiniz. Bugün Çinli turistlerin büyük bir kısmı Hindistan’ı tercih ediyor. Oysa bir kere Türkiye’ye gelirlerse her yıl gelmeye başlarlar. Bu tür bir organizasyona özel sektörün gücü yetmez. O yüzden kamu özel işbirliğinde yapılması gerekiyor. Bugün Çin’den Türkiye’ye hafta da kaç tane uçak kalkıyor. Bunların hepsini tamamlamamız gerekiyor.