Detaysoft Yönetim Kurulu Üyesi Alkin Aksoy: Önümüzdeki on yıl içinde Ar-Ge’ye yatırım artacak

‘Detaysoft ‘tan Ar-Ge’ye 12 milyon dolarlık yatırım’ başlıklı haberler, bizleri ülkemizde bilişim alanında Ar-Ge yatırımı yapılıyor olduğu gerçeği ile karşı karşıya bıraktı. Alışık olmadığımız bir durumu daha iyi anlayabilmek ve anlatabilmek için sorularımızı Detaysoft Yönetim Kurulu Üyesi Alkin Aksoy’a yönelttik.

Detaysoft ile ilgili kısa bir bilgi verirmisiniz?                                                                                                     Detaysoft, 15 yili askin bir süredir, SAP teknolojileri üzerinde yazılım uygulaması ve yenilikçi geliştirme konusunda, sayısı 200’ü asan ve kendi sektöründe lider kuruluşa danışmanlık hizmeti vermektedir. Detaysoft, 4-5 yıl öncesine kadar ağırlıklı olarak danışmanlık işiyle uğraşan bir organizasyondu. Tübitak projeleri beraberinde kendi ürünümüzü geliştirme projeleri sonunda Ar-Ge yatırımı getiren bir sürece yönelmemizi sağladı.

Ezberleri bozan Ar-Ge yatırımınız ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Detaysoft olarak sıfırdan başladığımız,ARGE merkezi kurma noktasına getirdiğimiz bir iş. Gerekli yatırımı yapıp, 10 yıl önce Ar-Ge’ye başlayabilmek isterdim.

Türkiye’de birkaç milyar dolar enerji projelerine yatırım olarak aktarılabiliyor. İsterdimki bir yatırımcı 50 milyon doları ARGE için yatırsın ama ülkemizde durum farklı. Türkiye’de, yeni teknolojilerle ilgili patentleri olan uluslararası şirketlerde çalışmış, o kadar değerli hocalar ve bilim insanları var ki. Ama ne yazık ki Türkiye’de özel sektör bu insanların değerini ortaya çıkaracak imkanları sağlamıyor. Teknoloji çağındayız ama teknoloji ile alakalı Türkiye ne yapıyor diye sorduğunuz zaman çok olumlu bir yanıt almanız mümkün değil.

Biz sadece inşaat yapıyoruz.                                                                                                                            Aynen öyle. İnşaat yapıyoruz ve enerji alanına yatırım yapıyoruz. Bu yatırımların yapılmasına ihtiyaç var ama bu ihtiyaç kadar şirketlerin ARGE’ye yatırım yapmasına da ihtiyaç var. Biz Türkiye’deki 150 Ar-Ge merkezinden bir tanesiyiz. İlk 1000 şirket arasında da değiliz. Bilişim ve Telekom da 138. sıradayız. Danışmanlık firmaları arasında ilk 10’dayız.

Amerika’da startup ile bir şirket kuruluyor, 1 yıl sonra gidiyor birisi 3-5 milyon yatırıyor. Çünkü daha güvenli bakıyorlar ve inanıyorlar. Yatırım büyüdükçe aslında kendine bir eko sistem yaratıyor. Bugün Hindistan’ın ilk 3 sektöründen bir tanesi bilişimdir. Örneğin Amerika’da hangi şirketler son yıllarda milyar dolarlık oldu? Facebook, Twitter, whatsapp… Bunu artırabilecek onlarca örnek verebiliriz.

Türk yatırımcı kontrolü elinde tutamayacağı için bu alana girmiyor olabilir mi?

Bizde para dediğiniz şey direk somut meta ile alakalıdır. Lisans denen konunun para etmesi Türkiye’de daha yeni yeni oluşmaya başlayan bir olgudur. Büyük gruplar Holding sahipleri beşya da on yıl sonra Ar-Ge’ye daha çok yatırım yapmaya başlayacaktır. Çünkü bir yerde bilginin ve inovasyonun önemi artacaktır.

Ekonominin devlet eliyle yönlendirilmesi sonucu büyüklerin devlete ne satabilirim fikri ile hareket etmesini sağladığı söylenebilir. Bu çerçevede devlet bilişim alanında ya da Ar-Ge yatırımlarına yetirince eğilmiyorsa büyüklerde bu alana eğilmez gibi geliyor.

Devletin Ar-ge yatırımlarına daha fazla teşvik etmesi yanısıra şirketlerinde bakış açılarını bu yönde değiştirmeleri gerekiyor. Ar-ge, orta ve uzun vadeli bakılması gereken bir yatırımdır. Şirketler 3-5-10 yıl sonraki büyümelerini ve stratejilerini daha fazla konuşmaya başladıklarında ve artan bu rekabette innovasyon ve Ar-ge’ye daha fazla yatırım yapmak zorunda kalacaklardır.

Neden Sivas neden Elazığ?

Bundan 6-7 yıl önce yurt dışı yatırımlarında bir toplantı da Hindistan’lı bir işadamı ile konuşurken çalışan sayısının 15 bin kişi olduğunu öğrendim. Muhtemelen 14 bin 500 kişisi Hindistan’da geri kalan kişiler yerinde hizmet veriyordur. Bu olay sonrası biz niye Anadolu’da gidip offshore&remote bir yatırım yapmayalım ve maliyetleri uygun hale getirmeyelim diye düşündük. Çünkü Anadolu’da da ciddi bir kaynak var.

Cumhuriyet Üniversitesi 30 binin üzerinde öğrencisi olan büyük bir üniversite.Tabi günün sonunda hiçbir şey olmayabilirdi. Fakat gayet verimli bir süreç oldu. Orada yetiştirdiğimiz öğrencilerin üniversitede ders anlatması bile inanılmaz bir tatmin. Sonrasında Fırat Üniversitesi ile çalışma başladı. Yani bir taraftan SAP süreci devam ederken SAP ile ilgili ve SAP ile ilgili olmayan alanlarda neler yapabiliriz diye araştırmaya başladık.SAP işinin bize en büyük katkısı global pazarı takip eder hale geliyorsunuz. Global trendler nereye gidiyor, hangi ürünü yaparsanız nereye satılır, ürünler nereye gidecek hangi alanlar daha karlıdır, bunları analiz etme fırsatınız oluyor.

Size yakın bir örnek var mı bilişim sektöründe?                                                                                            Bildiğim kadarı ile yok. Zaten bilişim alanında Ar-Ge noktasında çalışabilmek için belirli bir ölçekte olmanız gerekiyor. Bu belirli ölçek savunma sanayinin haricinde çok fazla yok.                                                                          Devlet bilişim sektörüne destek veriyor mu?                                                                                                       Evet Devlet bilişim sektörüne teşvik veriyor. Bu teşviklerin her geçen gün artarak devam edeceğine inanıyoruz. Fakat sadece devlet teşviğinin değil özel sektöründe Ar-ge konusuna daha fazla yatırım yapması gerekiyor. Biz zaten bu teşviklerden bağımsız şirket olarak kendi ürünlerimizi çıkartmak istiyoruz. Hatta bu bakış açısıyla geliştirdiğimiz Galepress isminde bir dijital yayıncılık platformu ürünümüz var. Ve şu anda belli bir müşteri kitlesi de oluştu.

Ülkemizde ihtiyacınız olan yetkin insan kaynağı mevcut mu?

Bilişim tarafında çok iyi yetişmiş insan kaynağına ihtiyaç var. Kaynak çok ancak yetkin olan kaynak sayısı az.

Bu anlamdaki riskleri azaltmak için ne yapılabilir? Öncelikle üniversiteden mezun olan öğrencilerin yetkinlik anlamında daha donanımlı olması sağlanabilir. Sertifika, lisans, yüksek lisans ve benzeri programların sayısı arttırılabilir.