Ekstra teşvik beklentisi içerisinde değiliz

Faktoring sektörünün her yıl gerçekleştirdiği büyüme oranları, sektörün gelişmiş ülkelerdeki hacmi yakalama hedefine her yıl biraz daha yaklaştığını gösteriyor. Kurulan Finansal Kurumlar Birliği’nin yapacağı çalışmalar neticesinde sorunlara daha hızlı çözüm bulacağı, bu çerçevede yaşanan kriz ve ülke gündemindeki ekonomiyi negatif etkileyen unsurları tersine çevireceği düşünülüyor.

Yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda sektörün geleceğini, sektörün önemli isimlerinden biri olan TEB Faktoring Genel Müdürü Çağatay Baydar ile konuştuk. Sorularımızı yanıtlayan Çağatay Baydar, önemli açıklamalarda bulurdu.

Finansal Kurumlar Birliği kuruldu,bu çerçevede bütün sorunlar giderildi diyebilir miyiz?

Finansal Kurumlar Birliği kuruldu ve işin ilk adımı atıldı. Üç tane sektörü şapkası altında toplayan birlik, üç sektöründe ayrı ayrı taleplerine cevap vermek, sorunlarını çözmek durumunda ve bu sorunları çözerken de sektörleri geliştirmek zorundadır.

Birliğin finans sektöründeki yeri %2-3 civarındadır. Bu oran bugün itibari ile çok küçük ancak bu oranın büyüme potansiyeli çok yüksektir.  Faktoring olarak 50 milyar dolar ciro yapıyoruz, bu oranıngayri safi milli hasılanın %5’i olduğu, gelişmiş ülkelerde ise bu oranın %15 mertebelerinde olduğu düşünüldüğünde gelişme potansiyelimizin boyutları ortaya çıkar. Biz bu büyüme oranları ile beş yıl içerisinde bu oranları yakalayabileceğimizi düşünüyoruz.

Beş yıl sürekli bir büyümeyi gerçekleştirmek mümkün mü?

Mümkün, ama önümüzün açılması kaydıyla mümkündür. Beklentimiz önümüzün açılmasını sağlayacak adımların atılmasıdır. Biz ticareti finanse eden bir sektörüz dolayısıyla bizim önümüzün açılması ticari faaliyetlerin de önünün açılması anlamına gelir. Biz elli milyar dolarlık ciro yaparken bu cironun on milyar doları ile reel sektörü finanse etmişiz.Bu nedenle BDDK’nın ve ilgili bakanlıkların ekonomiye bu kadar katkı sağlayan bir sektörün önünü nasıl açacaklarını düşünmeleri ve bu doğrultuda vakit kaybetmeden harekete geçmeleri gerekmektedir.

Sizce neden harekete geçilemiyor?

Öncelikle memleketin çok sorunu var, bize sıra gelmiyor denilebilir. Fakat bunun yanında sektörümüze karşı maalesef bir ön yargının olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizde faktoring şirketlerine pek de sıcak olmayan bir bakış var. Sadece ülkemizde de değil, bu bakışın tüm dünyada olduğunu söylemekte fayda var.

Son beş yılda bu ön yargıların değiştiğini gözlemledik. Yanılıyor muyuz? 

Çok değişti ancak yetmez, bizler küçük işletmelere verdiğimiz desteklerden dolayı el üstünde tutulmalıyız. El üstünde tutulmadığı gibi sorunları çözülmüyor, hatta sektörü nasıl daha fazla daraltırız diye bir çaba içerisine giriliyor.

Bu daraltma çabalarında bankaların bir dâhili var mı?

Bankaların bizi rakip görüp arkamızdan kuyumuzu kazdıkları gibi bir düşünceye katılmam mümkün değil.  Bankalar bizim gibi küçük bir alanı rakip görmeleri mümkün değil. Bir banka faktoringi olarak engellemeden çok destek gördüğümüzü söyleyebilirim. Büyümemize katkı sağlıyorlar.

Bankalar rakibiniz olmamasına rağmen sektör sorunları ifade edilirken, bankalara tanınan hakların sizlere tanınmadığı ifade ediliyor.

Maliyetlerimizi artıran birçok unsurla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bu noktada da finans sektöründen örnek vererek bankalara tanınan haklardan faydalanmak istediğimizi aktarıyoruz. Örneğin banka vermiş olduğu krediyi alamadığı zaman gider olarak yazabiliyorken biz gider olarak yazamıyoruz.  Biz ekstra bir teşvik beklentisi içerisinde değiliz,  eşit şartların sağlanmasını istiyoruz.

Yaptığınız çalışmalar sonrası bunların kısa sürede aşılacağını umuyoruz. Bu umudumuzun en önemli göstergesi ise basının bu sektöre olan bakışının değişmesidir.

Hakkınız var. Basının bize bakışının değişmesi kamuoyundaki yanlış algılamalarında değişeceğinin bir göstergesidir. Geçmişte  gayri resmi bir para alışverişinin haberi rahatlıkla faktoring başlığı altında değerlendirilebiliyordu, hatta bu değerlendirmeler tefecilik ile birleştirildiğinde oldukça olumsuz bir tablo ortaya çıkabiliyordu. Küçücük kayıt dışı bir mevzu için yapılan haber  gerçekleştirilen milyar dolarlık cirolar için yapılmıyordu. Bu noktada biraz kırgınlığımız var. Bugün TEB Faktoring’in dünyanın en iyi ihracat faktoring şirketi seçilmesi oldukça önemli bir gelişmedir ve kanaatimce üzerinde titizlikle durulması gereken bir mevzudur. Bu haberin bir tefecinin içerisine düştüğü hengâmeden daha öncelikli olduğunu gördüğümüzde, kamuoyundaki algılarda değişecektir. 

Faktoring sektöründeki gelişmeler düşünüldüğünde, firmalarımızın özellikle bölge ülkelerinde yer alma ihtimali var mı?

İhracat alanında yaşanan gelişmeler doğrultusunda bizler firmalara verdiğimiz hizmetler çerçevesinde farklı ülkelerdeki ağımızı güçlendiriyoruz. Bu durumun güçlenerek devam edeceğini düşünüyorum. Ancak dışarıya açılma konusunun bu duruma paralel gideceğini düşünmüyorum. Faktoring şirketlerinin bankaların gölgesinde hareket ettiği düşünülürse farklı ülkelerde faaliyet gösteren bankaların faktoring şirketleri o ülkelerde organize olabilir. Aksinin bizim için oldukça zorlayıcı olacağı kanaatindeyim. Ayrıca birçok ülkede bizim faaliyetlerimizi destekleyecek bir altyapı olup olmadığı da ayrı bir zorlayıcı unsur olarak karşımıza çıkar ki, bu zorlukları beraber değerlendirdiğimizde, sorunuzun yanıtını pozitif bir ifade ile cevaplama imkânımız azalıyor.

TEB Faktoring ile ilgili son dönem gelişmelerin de içerisinde olduğu bir değerlendirme yapmanızı istesek neler söylemek istersiniz?

TEB Faktoring, 2013 yılında bir önceki yıla göre cirosunu  %22 artırmıştır. 2013 yılı içerisinde gerçekleştirdiğimiz 8.5 milyar TL cironun 5 milyar TL’sini ihracat faktoringinden gerçekleştirdik. Bu doğrultuda da ihracat faktoringinde Türkiye’nin bir numaralı firmasıyız. Bu alanda dünyada en fazla işlem hacmi yapan ikinci firmayız.  Bu başarımız ise geçmişte 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarında dünyanın en büyük uluslararası faktoring zinciri olan Factors Chain International tarafından dünyanın en iyi faktoring şirketi seçilmemize ve ödüllendirilmemize vesile oldu. TEB’in %67 oranında Fransız BNP Paribas iştiraki olması ve bizim onun ağını kullanıyor olmamız ihracat alanında başarılı olmamızı sağlayan unsurların başında gelmektedir.

TEB Faktoring olarak öz kaynak karlılığında %40 civarında bir oran yakaladık. Bu doğrultuda 2013 hedeflerimizi gerçekleştirdik. 2014 yılında ise TL bazında %13 büyüyerek 10 milyar TL ciroya ulaşmayı hedefliyoruz. Bu cironun %54’ünü ihracat işlemlerinden bekliyoruz. Bu doğrultuda ise en büyük yatırımı insan kaynağı ve teknolojik alt yapıya yapmayı planlıyoruz.

Türkiye’nin ihracat faktoringine ihtiyacı var. Türkiye ihracatının %65’ini gelişmiş ülkelere yapmaktadır ve bu oranın büyük bir çoğunluğunu da KOBİ’ler yapmaktadır. KOBİ’lerimizin de bu işlemleri yaparken garantiye ihtiyaçları var. Bu nedenle KOBİ’lerimize ulaşıp onlara destek olabileceğimizi aktarmalıyız. Bu aktarım neticesinde kullanacakları faktoring hizmetleri onların işlerini kolaylaştıracağı gibi kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacaktır.