Farkını ortaya koymak, zamana karşı direnebilmenin de en önemli yoludur

Farkını ortaya koymak, zamana karşı direnebilmeninde en önemli yoludur. Bu yolla zamana karşı direnebilenler, medeniyeti şekillendirdiği gibi biçimlendirdiği her şeyi kendi ruhunun soluğu ile doldurabildiği için yaşanan anıda değerli kılmaktadır.

Farkını ortaya koyabilen, isimlerden biri olan Neo Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Aydın, geliştirdiği projelerle ezberleri bozmayı başarmış. Günü kurtarmak yerine insanların mutlu olabileceği mekanları ortaya çıkaran Kadir Aydın, son olarak hayata geçirdiği NeoGölpark İstanbul projesi ile büyük beğeni topladı. Bir yatırımcı gözü ile ülkemizin son dönemine ışık tutan Kadir Aydın, geleceğin şekillendiği bir ortamda önemli tespitlerde bulundu.

Genel olarak inşaat sektörünün bugünkü durumunu özetler misiniz?

Genel olarak bu sektörde bazı basma kalıp kelimelerle sektör ifade edilmeye çalışılıyor. Özellikle her yerde çok fazla inşaat olduğu, bunların sonunda bir krize neden olacağı belirtiliyor. Genellikle de 2008 yılında ABD’de yaşanan kriz gayrimenkul sektöründen çıkması nedeniyle Türkiye’de de bununla ilgili benzerlikler kuruyorlar. Fakat bu durum gerçeği yansıtmıyor. Çünkü Amerika’daki krizde insanlar temelden evlere girip 9-10 tane ev alıyorlardı. Temelden eve girdiğiniz zaman inşaat bitene kadar çok fazla değerlendiği için evi teslim almadan başkasına yüksek fiyatla satabiliyordunuz. Bu yolla insanlar çok iyi kazançlar elde etmeye başlayınca bu işi günlük bir işlem olarak görmeye başlamışlardı. Fakat Türkiye’de durum böyle değildir. Ben sadece kendi açımdan şunu net ifade edebilirim ki bizim projemizden ev alan insanlar üçüncü veya dördüncü evlerini almıyorlar. Genellikle ilk evlerini alıyorlar veya apartman dairesinden çocukları için bahçeli bir eve geçmek istiyorlar. Bugün NEO Yapı’dan ev alan 10 kişiden 9’u tek ev sahibi insanlardır.

Türkiye’de büyük bir çoğunluk çok çarpık olan konut yapılanmasından düzenli bir yapıya geçmek istiyor. Şu anda insanlar gecekondudan apartman dairesine geçişi sağlıyorlar. 4 veya 5. dairesini almıyorlar. Bu durumun da Amerika’dan farklı olan yanı herhangi bir ekonomik kriz çıksa dahi insanlar oturdukları evin kirasını ödüyormuş gibi kredisini ödüyorlar. Oysa Amerika’da insanlar 10 ev satın almışlar ve kriz olduğu zaman 9 tanesini satmak istiyor.

Bunun dışında geçen karne döneminde 17 milyonluk öğrenci karnelerini aldılar. Bu çocuklar yarın konut sahibi olmak isteyecekler. Benim iki tane üniversite okuyan çocuğum var. Bunun anlamı üç beş yıl içinde bizim de en az iki tane eve ihtiyacımız olduğudur. Türkiye genç bir nüfusa sahip olduğu için büyük bir reel talebin olduğunu söyleyebiliriz.

Türkiye 90’lı yıllarda yapamadığı alt yapı yatırımlarını 2000’li yıllarda yapmaya başladı. Bu durumunda inşaat sektörünü hareketlendirdiğini ifade edebilir miyiz?

90’lı yıllar Türkiye alt yapıya çok az yatırım yapabildi. Devletin bulabildiği bütçe ancak maaşları karşılıyordu. Yatırım projeleri için gerekli bütçeler oluşturulamıyordu. Türkiye’nin nüfusuna oranla çok az yatırım harcaması yapılabildi. Bugün olan yatırımlar geçmişte on yılını kaybetmiş bir ülkenin yatırımlarıdır ve kaybettiği dönemi kazanmak için daha fazla yatırım yapmalıdır. Bugün devletin borçlanma oranı azaldı, faizler giderek düştü ve bütçemiz fazla vermeye başladı. Buradan tasarruf edilen bütçe ile alt yapı yatırımları yapılmaya başlandı. Burada yapılmayan şeyin halk ile olan iletişim olduğu ifade edilebilir. Son yıllarda devlet öyle bir ilerleme sağladı ki neyi neden yaptığını halka anlatamadı. Bugün halkla devlet arasında bir iletişim sorunu var. Doğru yaptıkları projeleri halka anlatma vakti olmayan bir yapı oluştu. Bu durumda bir boşluk oluştu. Devletin yaptığı çalışmalar ile halk arasında bir kopukluk oldu.

Aktardıklarınıza en güzel örnek sizin projenizin de yakınında olduğu 3. köprü ve havalimanı olsa gerek.

3 köprü veya havalimanını yapabilirsiniz, fakat bunları sivil toplum örgütleriyle de paylaşmanız gerekmektedir. Neyi niçin yaptığınızı aktarmanız gerekiyor. Bu projelere neden ihtiyaç olduğunu göstermeniz gerekiyor. Ben yaptım oldu mantığıyla değil, bu projeleri yaparken neleri dikkate aldığınızı aktarmanız gerekiyor. Ben burada bir diyalog eksikliği olduğunu düşünüyorum.

3 havalimanı projesine dava açıldı ve orada göletlerin kurutulduğu iddia ediliyor.

Oradaki göletler maden ocakları işlerinin sonunda oluşmuş yerlerdir. Haklıyken haksız duruma düşmek böyle bir şey olsa gerek. Belki hatalarda yapılıyordur fakat buradaki en büyük sorun iletişimdir. Türkiye’nin gündeminde 12 yıl iktidarda kalmak çok zordur. Bu durum da yorgunluk oluşturmuş olabilir.

Seçim sonrası ortamın biraz daha rahatlayacağı umulabilir mi?

Bizim beklentimiz bu seçimden halkın istediği bir yapı oluşmasıdır. Halk eğer iktidarı eleştirecekse eleştirsin veya yanında duracaksa da dursun. Halkın sesine de herkesin saygı duyması gerekiyor. 70’li yılları yaşayan bir nesil olarak o yıllardaki yaşanılanları yaşamıyoruz. Bugün yine sokaklarda ölen gençlerimiz var çok kötü bir şey fakat 70’li, 80’li yıllarda yaşananlar Türkiye’ye daha büyük acı verdi. Sonuçta bunların hepsi de Türkiye’yi ağır bir faiz yüküyle karşı karşıya bırakıyor. Avrupa Merkez Bankası neredeyse eksi faiz verecek iken Türkiye risk faktörü nedeniyle yüksek faiz yüküyle karşı karşıya kalıyor. Bu durum herkesi etkileyecektir. Kısa vadede kimse hissetmeyecek fakat piyasalar bu faiz yükü nedeniyle daralacaktır.

Göktürk bölgesine bakarsak ciddi oranlarda konut alımlarının arttığı gözlemleniyor. Konu ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Bu durum şehir içinde fiyatların çok yükselmesinden kaynaklanıyor. Bugün şehir içinde eski evinizi bir milyona satabiliyorsanız, 700 bin TL’ye Göktürk’te sıfır bir ev alabiliyorsunuz. Bu açıdan çok avantajlı yanları bulunuyor.

Yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’den aldığı konut ciddi bir oranda talep oluşturuyor mu?

Biz henüz o aşamaya gelemedik. Yurt dışına ev satmak istiyorsan İngiltere’deki hukuk sistemine sahip olmanız gerekiyor. 2001 krizi Türkiye’de verimsiz kamu kuruluşlarını tasfiye ederek kamu maliyemizi düzelttik. Bugün ise bütçemizin fazla verdiğini görüyoruz. Benim kuşağım bütçenin fazla verdiğini gören bir kuşak değildir. Yargı polis operasyonu hepimiz için bir şok oldu. Artık Türkiye’ye yakışan bir yargı reformunun oluşturulması gerekmektedir. Yargı mensuplarının halkın arasına karışması gerekmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem yok. Türkiye çağdaş hukuk değerlerine erişmesi gerekmektedir. Gelişmiş bir ülkede bu kadar yargı kararları konuşulmaz. Vehbi Koç’un gençlere verdiği bir öğüt vardır. İnsan doğduğu zaman hanesine 1 puan yazılır. İlkokulu bitirdiğinde 10, ortaokulu bitirdiğinde 100, liseyi bitirdiğinde 1000 puan ve böyle devam eder gittiğini ifade ederdi. Eğer biri kaldırırsanız geriye kalan her şey sıfırdır ve bir dediğimiz rakamda sağlığı temsil eder derdi. Ben devlette ise biri hukuk sistemi olarak algılıyorum. İlk önce hukuk vardır. Bugün İngiltere dünyada en fazla ev alınan bir ülke ise bunun ana nedeni hukuk sistemleridir.

Son olarak devam eden ve planlanan projeleriniz ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

NeoGölpark İstanbul projemiz hem yaşayan hem de devam eden bir projedir. Son mahallemizin ilk etabını da yeni satışa açtık. Tabi Neoölpark İstanbul devam ederken gerek bölgede gerek  şehir içinde gerek ise güney bölgelerinde proje geliştirmek için arge çalışmalarımız sürmektedir.