Gaz arzında başarılı olmamız için Avrupa’nın da kararlı bir duruş ve irade göstermesi gerekiyor
Elektrik üretimi ve ticaretinin yanında doğal gaz ticareti ve dağıtımı da yapan Zorlu Enerji Grubu, Trakya ve Gaziantep bölgelerinde doğal gaz dağıtım faaliyetleri yürüterek tüketicinin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyor. Yapılan çalışmalar bir yandan tüketicinin sağlıklı hizmet almasını sağlarken diğer yandan verilen hizmetin bedeli hususunda firmalar artan kur riski ile karşı karşıya kalıyor. Konu ile ilgili görüşlerini aldığımız Zorlu Enerji Doğal Gaz Grubu Genel Müdürü Fuat Celepci, önemli açıklamalarda bulundu.
Zorlu Enerji’nin emin adımlarla yoluna devam ettiği bir dönemde, yaptığınız çalışmalar ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Zorlu Enerji’nin doğal gaz faaliyetlerini doğal gaz dağıtım ve doğal gaz ithalat – ihracat – ticaret şeklinde iki başlık altında toplayabiliriz: Doğal gaz dağıtım alanındaki faaliyetlerimizi Trakya ve Gaziantep bölgelerinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) 2006 yılında alınan lisansla yürütüyoruz. Bu kapsamda Trakya bölgesinde Edirne, Kırklareli, Tekirdağ şehir merkezleri dahil olmak üzere yoğun sanayileşmenin yaşandığı 17 adet yerleşim birimi ile Gaziantep bölgesinde Gaziantep, Kilis ve Nizip şehir merkezlerinde doğal gazın evsel tüketiciler ile sanayi tesislerinin kullanımına sunulması için gerekli alt yapı çalışmalarını yürütüyoruz. Oluşturduğumuz dağıtım şebekesi vasıtasıyla 30 yıllık süre ile bu bölgelerde doğal gazı, isteyen her tüketicinin kapısında hazır etme yükümlülüğümüz bulunmaktadır. Benzer çalışma şu an ülkemizin 70 ayrı bölgesinde EPDK’dan lisans almış farklı dağıtım şirketlerince yürütülmektedir. Yapım ve işletmesini dağıtım şirketlerinin yüklendiği ve mülkiyeti kendilerine ait olan dağıtım şebekesi üzerinden verdikleri bu hizmetin karşılığında tüketiciler “taşıma bedeli” adı altında EPDK tarafından bir ücret ödemekteler.
Yatırım yaptığınız bölgelerde doğal gaz alt yapısı hiç bulunmuyor muydu, tamamını siz mi yapıyorsunuz?
Doğal gazın ülkemize girdiği 1987 yılından, doğal gaz yasasının çıktığı 2002 yılına kadar sadece 6 ilimizde doğal gaz alt yapısı oluşturulmuş ve konutlara gaz verilmeye başlanmıştı. İstanbul, Adapazarı, İzmit, Bursa, Eskişehir ve Ankara illerimizde başlayan faaliyetlerle ilgili projeler o dönemde ya BOTAŞ ya da ilgili belediyeler tarafından hayata geçirilmiştir. Fakat bu yöntemle şehir merkezlerinde gaz dağıtım işinin yeterince hızlı gitmediği görülmüş ve gaz kullanan yerleşim birimin sayısını artırmak amacıyla 2001 yılında uygulamaya giren 4646 sayılı Doğal Gaz Yasası ile doğal gaz dağıtım faaliyetlerinin özel sektör eliyle yapılması kararlaştırılmıştır. Bu tarihten sonra EPDK; yeni dağıtım bölgelerinde yetkili özel şirketleri belirlemek amacıyla ihaleler yapmış ve ihale sonuçlarına göre dağıtım lisansı alan özel sektör şirketleri yeni bölgelerde dağıtım faaliyetinde bulunmak üzere çalışmalarına başlamıştır. Dolayısıyla yukarıda sayılan 6 yerleşim biriminin dışında daha önce yapılmış herhangi bir dağıtım şebekesinden bahsetmek imkânsızdır.
Bu sistemin rekabetçi olduğunu söyleyebilir miyiz?
Dağıtım lisansı vermek için EPDK tarafından yapılan ihaleler dağıtım şirketlerinin kuracağı alt yapı ve vereceği hizmetin karşılığında ilk sekiz yıl için talep edeceği taşıma bedeli üzerinden yapılmıştır. Dolayısıyla bu dönemde lisans almak için rekabet eden özel sektör şirketleri oldukça rekabetçi taşıma bedelleri önermişlerdir. Örneğin Zorlu Enerji Doğal Gaz Grubu olarak, Trakya’da dağıtım lisansı alınması için sıfır taşıma bedeli önerirken, abonelerden alınan bağlantı bedelini de ilk beş yıl için sıfır olarak teklif etmiştik. Bu durum, “ilk sekiz yıl gerekli alt yapıyı oluşturacağım ve her isteyen tüketicinin kapısına gazı götüreceğim. Ancak bu hizmetimin karşılığında ne taşıma bedeli ne de bağlantı bedeli adı altında hiçbir şey talep etmeyeceğim” demektir. Gaziantep, Kilis, Nizip bölgelerinde de aynı şekilde ilk sekiz yıl taşıma bedeli almadan bu hizmeti götürdük. Bu rekabetçi yapıdan doğal olarak gazı kullancak tüketiciler faydalanmaktadır.
Sizin bölgenize 30 yıl boyunca farklı bir firma girip sizinle doğal gaz dağıtımı alanında rekabet edebiliyor mu?
EPDK’dan dağıtım lisansı aldığınız anda siz bölgede tek yetkili oluyorsunuz. Doğal tekel olarak adlandırılan bu konum gereğince tek firmanın hizmet sağlayıcı olarak yetkinlendirildiği yerlerde, maliyetlerin ve gelirlerin yetkili bir kurum tarafından düzenlenmesi gerekiyor. Bu anlamda EPDK, yasa ile yetkilendirilmiş kuruluş olarak, ilk sekiz yıldan sonraki taşıma tarifelerini belirlemek için gerekli düzenlemeleri yapmış bulunmaktadır.
Burada alt yapıyı devlet yapsaydı sektör daha rekabetçi bir yapıda olabilir miydi? Gelişmiş ülkelerde bu alandaki yapı nasıldır?
Şebeke yatırımları olarak adlandırılan bu tür alt yapılarda, ilk yatırım maliyetinin yüksekliği nedeniyle dünyanın hiçbir yerinde ikinci bir yatırımcının aynı alana girerek, benzer bir yapıyı oluşturduğu ve diğer şirket ile rekabete girdiği çok rastlanılan bir durum değildir. Dünyada da genellikle bu işler benzer şekilde yönetiliyor. Örneğin Avrupa Birliği içerisinde de her ülkenin EPDK gibi maliyetler ve tarifeleri düzenleyen ve denetleyen kuruluşları bulunduğu gibi, ayrıca Avrupa Komisyonu içinde de ülkelerarası uygulamada yeknesaklığı sağlamak için bir Enerji Komisyonu bulunmaktadır.
Bizde EPDK ile de ilgili sorunlar var. Özellikle akaryakıt sektöründe karar alamadığı belirtiliyor. Yapısının bölünmesini isteyenler var.
EPDK mevcut sorumluluk alanları içinde elektrik ve doğal gaz dışında, petrol ve LPG de bulunmaktadır. Bu çeşitlilik EPDK’ya ağır bir iş yükü getirmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla EPDK’nın yapısal olarak yeniden organize edilmesinin iş yükünün hafifletilmesi açısından faydalı olacağı zaman zaman gündeme getirilmektedir.
Dağıtım işi dışında ithalat ve ihracat alanında da çalışmalar yapıyorsunuz.
Doğal gaz ithalat ve ihracat kısmında toptan satış yapan iki tane lisans sahibi firmamız bulunuyor. Zorlu İthalat İhracat ve Zorlu Tedarik şirketlerimiz aracılığıyla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sektöre devredilen Gazprom gazının belli bir kısmının toptan satış lisansı ile tüketicilere pazarlanmasının yanı sıra Trakya’da üretilen belli bir miktar gazı üreticilerden alıp tüketicilere satıyoruz.
Gaz arzında pek başarılı olduğumuz söylenemez. Örneğin Nabucco projesinde etkin olamadığımız ortaya çıktı.
Bizim başarılı olmamız için Avrupa’nın da kendi gaz kaynaklarını çeşitlendirme adına kararlı bir duruş ve irade göstermesi gerekiyor. Nabucco projesinde maalesef sıkıntılar yaşadık. Bu projede Hazar bölgesindeki gazın, İran ve Azerbaycan gazının Avrupa’ya taşınması hedef alındı. Nabucco projesinde gazın nereden alınacağı netleştirilmeden projenin ortaya konulması, sonucun olumsuz olmasına neden oldu. Akdeniz gazının, Kuzey Irak’tan çıkan gazın, ileride İran’ın siyasi sorunlarının çözülmesiyle birlikte İran’daki gazın ve Türkmenistan’dan gelecek gazın Avrupa’ya taşınması, Transit bir ülke olma adına elimizi güçlendirecek gelişmeler olacaktır. Bunun yanı sıra Azerbaycan’ın kendi gazını Avrupa’ya taşıma adına geliştirdiği ve hayata geçirmek için somut adımlar attığı TANAP projesinde SOCAR firmasının kararlı duruşu önemlidir.
Tekrar iç piyasaya gelecek olursak, doğalgaz dağıtımı için alt yapı çalışmaları yapılırken talihsiz olaylar yaşandı. Bu durum neden kaynaklandı?
Vatandaşlarımızın güvenliğini ilgilendiren konular odak noktamızda yer almaktadır. Bu çerçevede Gaziantep’te yaşanan patlamayla ilgili araştırmalarımızı yaptık. Patlamanın olduğu yer organize sanayinin içerisindedir. Oradaki alt yapı 2004 yılında tamamlanmıştı. Zorlu Enerji Doğal Gaz Grubu olarak 2006 yılında lisans alarak o bölgeye hizmet sunmaya başladık. Kısacası biz bölgeye girmeden önce Organize Sanayi Bölgesi tarafından yapılmış ve devreye alınmış olan bir alt yapı. Organize sanayi bölgelerinin kendi alt yapılarını kurma ve işletme konusunda kendi yasalarından kaynaklanan bir yetkileri bulunmaktadır. Biz sorunun borudan mı yoksa işçilikten mi kaynaklandığı noktasında devreye girerek gerekli araştırmanın yapılmasını sağladık. Tespitlerimizi EPDK’ya bildirdik. Malzeme üzerinde yaptırtığımız testlerin raporları alındı ve detaylı bir yazı ile konu EPDK’ya iletildi. Patlamanın yaşandığı bu hat Zorlu Enerji Doğal Gaz Grubu tarafından yapılmadığı için buradaki zarar, OSB’nin kendi fonundan karşılanmaktadır.