Hak etmeyen hiçbir çiftçimiz desteklenmez
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, tarım ve hayvancılığımızın geliştirilmesi için önemli çalışmalar yürütmeye devam ediyor. Bu çalışmaların meyvelerinin alınmaya başlandığı bir dönemde, Sayıştay’ın kurum ile ilgili yaptığı denetleme sonrası vermiş olduğu rapor, kafaları oldukça karıştırdı. Konu ile ilgili gri noktaları değerlendirdiğimiz Tarım Reformu Genel Müdürü Dr. Gürsel Küsek, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı dışında olan insanların bu bakanlığın çalışmalarını algılayamayacağını ifade ediyor.
Sayıştay bir incelemede bulundu ve kendi açısından bazı tespitler yaptı. Öncelikle Sayıştay’ın inceleme sonrasında çıkardığı sonuçla ilgili neler söylenebilir?
Sayıştay devletin bütün kurumlarını ve bakanlıklarını denetler. Fakat Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı çok büyük bir kurumdur. Bu bakanlığı bağlı bir birim olan Tarım Reformu Genel Müdürlüğü kooperatiflerden, arazi toplulaştırmaya kadar, uzaydan tarım arazilerinin kontrolünden, kırsal kalkınmaya kadar birçok konuda faaliyet gösterir. Sadece bizim genel müdürlüğümüze bağlı 103 kalem iş tanımı bulunuyor. Türkiye’de gıda olarak üretilen ve tüketilen tüm ürünleri denetliyoruz. Bu nedenle Sayıştay denetimcilerinin inceleyeceği çok fazla kalem vardır.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nün ölü insanlara para ödemesi yaptığı şeklindeki kamuoyuna yansıyan hususlar gerçeği ne kadar yansıtıyor?
Bizim kooperatiflere verdiğimiz destekler var. Bu destekler Ziraat Bankası aracılığı ile dağıtılır. Tarım Reformu’nda tarım izleme sistemi var. Tarımda gerçekleşen ne var ise buraya hepsi kayıt olur. Bugün Türkiye’de 30 milyon parsel bulunuyor, 3 milyon işletme var ve 2,3 milyon da tarıma kayıtlı çiftimiz bulunuyor. Buraya müracaat eden çiftçiler hemen kayıt oluyor. Çiftimiz buraya müracaat etmiş ve bize belirtilen ekimini gerçekleştirdikten sonra vefat etmiş olabilir. Bu nedenle ölen kişiyi de nüfustan düştüğü an biz görebiliyoruz, bunun dışında Ziraat Bankası’ndan ödemesini alırken banka imza aldığı için kontrol etmiş oluyor. Fakat burada unutulan en önemli şey şudur. Bu çiftçimiz zaten o ödemeyi almaya hak kazanmıştır. Eğer bu kişi vefat etti ise varisi bu parayı tahsil edebilir. Fakat bu kamuoyunda ölüye para ödendiği şeklinde algılandı. Böyle bir durum kesinlikle yoktur. Hak etmeyen hiç kimse bu ödemeyi alamaz. Türkiye’de online sistem ilk çıktığında kullanan ilk bakanlık Tarım Bakanlığı’dır. Destekleme için bakanlığımıza bir müracaat olduğunda bakanlığımız ÇKS ile online bağlantı olan nüfus bilgi sisteminden çiftçinin sağ mı ölü mü olduğu anında sorgulanır. Ölü ise yapılan müracaat dosyası kabul edilmez. Bugün tarımsal arazinizi sattığınız anda yeni kişi buradan destek isterken dahi sistem bunu kabul etmiyor. Önce yenilenen tapu işlemlerini girmeniz gerekiyor. Çünkü sistem o parselin kime ait olduğunu biliyor.
Sizler sistem geliştiriyorsunuz fakat çiftçilerimiz bu sistemi yeterli düzeyde kullanabiliyor mu?
Bazı çiftçilerimizin parselleri halen dedelerinin veya babalarının üstünde tapuları var. Bu insanlar destekleme alamıyor. Bizim TARGEL personeli olarak tanımladığımız köylerde 10 bin kişilik bir kadromuz var, bu kişiler arazi gezerek yaşanan değişimi bizlere ellerindeki tabletlerle bildiriyorlar. Bu personelimiz örneğin Erzurum’da bir köye gittiği zaman küçük bir değişimi gördüğü an, fotoğraf çekip bizlere bildiriyorlar.
Şu anda 2.3 milyon çiftçimiz var dediniz. Bu çiftçilerimizin hepsi destekleme alabiliyor mu?
Bunların hepsi destekleme alıyor. Fakat önümüzdeki yıl tarımsal faaliyette bulunmak istemeyen varsa ise bu çiftçilerimiz destek alamıyor. Biz tarımsal faaliyette bulunan herkese destek veriyoruz. Tarım Bilgi Sistemine bir çiftçimiz kayıt olurken, birçok kurumdan sorgulanıyor, hatta firmalarımızda Maliye Bakanlığı üzerinden tekrar sorgulanıyor. Bu nedenle ölü insanlara yapılan bir ödeme yoktur, hak etmeyen ekim yapmayan kimseye ödeme yapmıyoruz. Bu sistemin içinde bir tane sahtekar çıkabilir, fakat hemen tespit ederiz. Çünkü bizde her parselin kimlik numarası var, bölgedeki hava durumuna kadar biliyor ve takip ediyoruz. Bugün Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde çiftçinin biri pamuk ekeceğini ve destek almak istediğini belirttiği anda biz uydudan o parsele bakıp ne ektiğini tespit edebiliyoruz. Uydudan ne kadar araziye, ne ektiğinizi görüp, yaptığınız başvurunun tamamını online sistem içinde takip ederek onaylıyoruz. Bu açıdan Tarım Reformu aracılığı ile dağıtılan tüm ödeneklerde kontroller çok sıkı yapılıyor diyebiliriz.
Sayıştay raporunda bir başka önemli hususta insan kaynakları açısından Tarım Reformu’nun yetersiz kaldığı belirtilmiş. Bu konuya Sayıştay’ın girmemesi gerekiyor fakat görüş belirtmiş. Sizce eksik insan kaynağınız var mı?
Bizde eskiden Strateji Daire Başkanlığı bünyesinde bilgi işlem dairesi vardı, şimdi ise müstakil olarak genel müdürlük düzeyinde bilgi işlem dairesi başkanlığı var. Bu şekildeki yapılanma ile bilgi işlem dairesi hem büyütülmüş olup, personel olarak ta oldukça fazla sayıya ulaşmıştır. Yani personel eksiği söz konusu değildir. Bizim bilgi işlem açısından, teknoloji açısından ve insan kaynakları açısından bir eksikliğimiz yoktur. Bugün bütün çiftçilerimize ulaşabiliyoruz. Arazide görev yapan TARGEL personelimizin hepsinde laptop vardır. Fakat şunu da belirtmek gerekiyor ki teknoloji sürekli yenilendiği için yeni personele ihtiyaçlarımızda artıyor. Bu açıdan eksiklik hiçbir zaman bitmez. Bizim 81 ilimizde sosyoloğumuz dahi vardır. Hepsine bilgisayar dağıtıldı. Her köydeki sosyolojik yapıyı inceleyip bize bilgiler veriyorlar.
Denetim konusunda iç denetim ve uluslararası denetimin etkin yapılmadığı yönünde görüş belirtmişler. Bu konuda eksiklikleriniz var mı?
Bakanlığın üç tür iç denetimi vardır. Birincisi Teftiş Kurulu Başkanlığı var, ikincisi iç denetim birimi başkanlığı var ve üçüncü olarak da koordinatör başkanlığıdır. Koordinatör başkanlığı kooperatiflerle ilgili bölümü denetler. İç denetim olarak sürekli denetim halindeyizdir ve şu anda denetimdeki arkadaşlar kırsal kalkınma dairesini denetliyorlar. 15-20 gün bu denetimler sürer. Bunların yanında Avrupa Birliği de kendi projeleri kapsamında denetim yapıyorlar. Şu anda Avrupa Birliği ile kırsal kalkınma alanında IPARD projemiz var. Dış denetim denilince Avrupa’dan yetkililerin buraya gelerek denetim yapıldığı düşünülüyor. Böyle bir denetim söz konusu değildir. Avrupa Birliği adına Hazine Müsteşarlığı Kontrol Dairesi bu denetimleri yapıyor. Hazine Müsteşarlığı Kontrolörler Dairesi IPARD Projesini AB adına denetim otoritesidir. Hatta şu anda dış kaynaklı AB projesi olan IPARD Projesi bu şekilde denetlenmektedir.
Bu konuların dışında Sayıştay’ın görüş olarak belirttiği bir başka husus ise Avrupa’dan sağlanan fonların etkin dağıtılmadığıdır. Bu fonların etkin dağıtılması için yeni çalışmaların yapılması gerektiğini belirtmişler. Bu konuda nerelerde eksiklikler var?
Kırsal kalkınma yatırımlarında iki kaynaktan ilerlemekteyiz. Burada IPARD programı 42 ilimizde uygulanmaktadır. Bu yıl 26.10.2014 tarihinde bir tebliğ yayınlandı. Biz IPARD programında yer almayan illerimize de kendimiz yan iç kaynaktan destek vereceğiz. Ancak Avrupa Birliği tarafından IPARD 1 programında 810 milyon Euro, IPRAD 2 programında da 847 milyon Euro ödenek dağıtılacaktır. Bu bütçe kırsal kalkınma programı çerçevesinde et, süt, ambalajlama, paketleme ve pazara sunma gibi birçok etkinlik için dağıtılıyor. Buraya müracaat eden herkese destek verildi. Şuana kadar 10 bin projeye bu program çerçevesinde destek verilmiştir. Kırsal kalkınma illerine gittiğinizde bütün çiftçilerimiz bu programı bilir ve herkes Tarım Bakanlığı’na teşekkür eder.
Bu kadar destekler ve çalışmalar sonrasında Tarım Reformu Genel Müdürlüğü olarak hedefiniz var mı?
Bu çalışmaların devam etmesiyle birlikte çiftçilerimizin geliri 3.700 dolar seviyelerine gelmiştir. Bu günlerde Tarım Bakanlığı’mızın 2015 yılı bütçe görüşmeleri olacaktır. Bakanlığımızın bütçesi ortalama 14 milyar TL’dir. Bu bütçenin 10 milyar TL’si sadece destekleme programlarına harcanmaktadır. Bu çok büyük bir orandır ve her geçen sene bu oran artmaktadır.
Bir başka önemli konu ise arazi toplulaştırılmasıdır. Bu yıl 1 milyon hektarlık araziyi tamamlayabildiniz mi?
Şu anda ortalama 5 milyon hektarlık alan bitmek üzeredir. Her yıl hedefimiz 1 milyon hektardır ve bu hedefimizi aşmak için çalışıyoruz. Bu projelerde 65 bin kişi gece gündüz çalışmaktadır.