İmar barışı eksik bir uygulamadır

Ülkemiz deprem gerçeği ile karşı karşıya. Yapılan çalışmalar tatmin edici boyutlarda olmasa da atılan adımlar geleceğimiz için oldukça önemli. Deprem konusunda yapılan çalışmalar ile ilgili görüşlerini almak için bir araya geldiğimiz Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Saraçoğlu, sorularımızı yanıtladı.  

Son dönemde İstanbul ile ilgili deprem nedeniyle kentsel dönüşüm için çalışmaların hızlandırılması için çalışmalar yapılıyor. Bu noktada 1999 depreminden bugüne geldiğimiz noktayı aktarır mısınız?

Büyük depremden bugüne 20 yıllık bir zaman geçti. 21. asırda 20 yıllık bir süre çok uzun bir süredir. Türkiye’de deprem tehlikesinin artık bitmesi gerekiyordu. Japonya 1994 yılında bir deprem yaşadı ve deprem tehlikesini ülkesinde en üst sıraya koydu ve çözdü. Japonya’da artık deprem tehlikesi ve korkusunun kalmadığı görülüyor. Bu süreçte Türkiye’de ise alınan tedbir 4708 sayısı yapı denetim yasasıdır. Onun dışında imar planı gibi önlemler işe yaramadı. Yapı denetim yasası da bütün eksikliklerine rağmen, binaların güvenliği yüzde yüze yakın bir şekilde sağlanmıştır. Sadece bu denetim yeterli değildir. Bu yasa ilk çıktığında sadece 19 ilde uygulandı. Bu konuyu sürekli dile getirdik. Yapılan araştırmalarda denetimli yapıların denetimsiz yapılara oranla üç kat daha güvenli olduğunu bakanlık görünce 2011 yılında yapı denetim uygulamasını 81 ile uygulamaya başladı.  Geçen 18 yılda şuana kadar 400 bin bina ve yaklaşık 800 milyon metre kare yapı denetlenmiştir.  Bu rakamlar Türkiye genelinde oldukça yetersizdir. 10 milyon kadar kaçak ve sorunlu yapı olduğu öngörüldüğünü düşünürsek 18 yılda alınan yol çok yetersizdir.

O açıdan imar barışı ülkemizdeki yapı stokundaki sorunları büyütmüştür.

Bu süreçte imar barışı getirildi. Bu durum sorunu daha fazla derinleştirdi mi?

İmar barışına giren yapıları incelenerek güvenli olup olmadığı tesbit edilmelidir. Güvenli değilse o bina ya güçlendirilmeli ya da yıkılıp yeniden yaptırılmalıdır. Ancak kesinlikli bu haliyle bırakılmamalıdır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir açıklama yaptı. Bu yıl içinde yapı denetim firmalarıyla ilgili yaptıkları denetimler sonrasında 2 milyon 148 bin ceza kesilmiş.

Yapı denetim firmalarına kesilen cezalar genelde usul cezaları oluyor. Denetimli yapılarda bugüne kadar hasar gören yok, yıkılan yok.

Bu cezalarda imara aykırılık var.

Röportajın başında belirttiğim gibi bütün eksikliklerine rağmen yapı denetim yasası sonrası binalardaki can güvenliği sağlandı. Fakat sistem önceden çarpıktı. Yapı denetim firması inşaat firmalarına giderek iş istiyor, ben seni denetlemek istiyorum diyor. Böyle bir çalışma modeli olamaz. Bu durumda ne kadar denetleyebilirsin. Bu nedenle cezalar çıkıyor, bizde bu cezaların arkasındayız. Bir denetim firmasının elinde hiç iş olmasa bile ciddi oranlarda giderleri vardır. Personel giderinden ofis giderine kadar birçok gideri vardır. Dolayısıyla bu firmalar işsiz kalmak yerine iş almak için her şeye razı oluyor. Denetimi yaptırmıyorlar.

Bu sorunlar nasıl çözülebilir?

Biz sistemin böyle yürümeyeceğini her platformda dile getirdik. Katıldığımız çevre şehircilik şurasında da dile getirdik. En sonunda bağımsız denetim olması gerektiği konusunda herkes hem fikir oldu. Firmalar kendi denetçisini seçmesin dedik. Şimdi elektronik dağıtım ortamında işler dağıtılmaya başladı. Artık devlet denetim firmasına bu projeye git denetle diyor. Bizim artık müteahhitle bir işimiz kalmadı. Bu gecikmiş bir sistemdir. Bundan sonra gerçek denetim başladı.

Yeni sistem sorunu çözmüş olur mu?

Bu sektörün köklü çözüm yolu böyle bir sistemdi. Şuan tek sorun kriz ortamı nedeniyle yeterince iş yok. Eskiden inşaat firması devletin belirlediği fiyatın yarısına iş yaptırıyorlardı, bundan sonraki süreçte artık böyle bir uygulama yapamazlar. Devlette bu süreçte işlerin dağıtımda adaletli davranmalı, hassas olmalıdır. Burada sapma olmaması gerekiyor.

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği’siniz fakat dernek statüsünde çalışıyorsunuz, sanırım. Bu konuda yasal bir düzenleme yapılabilir mi?

Bizim unvanımız birlik, fakat dernek olarak geçiyoruz. Bu nedenle yapı denetim firmalarının hepsi bize üye değildir. Bu konuda Bakanlığa da müracaat ettik. Yapı denetim firmaları bize üye olduklarında onları bizde ayrıca inceliyoruz, yanlış bir işlem yapmasına izin vermiyoruz. Bu nedenle üye olmayan firmalar var. Ama derneğin dışında kalıyorsa firmaları kontrol edemeyiz. Şuanda bizim teşkilatımız hazırdır. Eğer yasamız çıkarsa bütün firmalar bize kayıt olacak ve belge alacaklar. Böylelikle otokontrol getirmiş oluruz. Bakanlıkta isterse bir temsilciyi bizim yönetimimize verebilir. Böyle olursa bakanlığın dışında bizde ayrıca denetim yapabiliriz.

Bu konuya Çevre ve Şehircilik Bakanı nasıl yaklaşıyor, sorunlarınızı aktarabiliyor musunuz?

Sayın Bakan kontrol teşkilatından gelmiştir. Dolayısıyla denetimin önemini iyi bilmektedir.

TEMMUZ – AĞUSTOS  2019