KAZAKİSTAN OLAYLARI ve ENERJİ POLİTİK ARKA PLANI
Prof. Dr. A. Beril TUĞRUL
2022 Yılının ilk günlerinde Kazakistan’da pek de beklenmeyen boyutta olayların başladığı ve hızla tırmanarak önemli bir kriz haline geldiği gözlenmiştir. Olayların çıkış nedeninin, akaryakıta yapılan zamlardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Olayların çıkış yerinin ise ülkenin batısında yer alan, maden ve enerji kaynak çıkarım noktalarından biri niteliğindeki nispeten küçük bir kent olan Zhanaozen (Jenozen) olduğu ifade edilmiştir.
Önceleri Kazakistan’ın batısında başlayan gösterilerin iki gün içinde ülkenin farklı bölgelerine ve şehirlerine yayıldığı ve kitlesel bir nitelik kazandığı görülmüştür. Bu şehirler arasında eski Başkent Almatı (Almaty) ile baraber Aktau (Aqtaou), Atyraou (Atrau) ve Çimkent (Chymkent veya Shymkent) gibi kentlerin olduğu ve olayların giderek ciddiyet kazandığı tespit edilmiştir. Fazla olarak, olayların görüldüğü bölgelerde devlet binalarına zarar verme ve yağmalama olayları da yaşanmıştır.
Burada dikkat çeken husus; enerji kaynakları açısından zengin olan Kazakistan’da, akaryakıt zammından kaynaklanan olaylar silsilesinin yaşanmış olmasıdır denebilir. Fazla olarak olayların bu gerekçeyle ülkesel boyuta taşınması hayli dikkat çekici bir durumu oluşturmaktadır.
Olayların tırmanmasıyla hükümet istifa etmiş ve zamlar geri alınmıştır. Ancak, olaylar hız kesmemiş farklı isteklerle daha da artarak devam etme eğilimi göstermiştir. Hatta olaylar, “Kazakistan dışına da taşar mı” sorusunu akla getirir olmuştur.
Hal böyleyken, Kazakistan Cumhurbaşkanı Cömert Tokayev’in, olaylarda yer alan protestocuları “Yabancıların Eğittiği Terörist Çeteler” olarak nitelemesiyle yaptığı açıklama da dikkat çeken ayrı bir hususu oluşturmuştur. Takiben Kazakistan Cumhurbaşkanının, Kazakistan’ın üyesi olduğu “Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü”nden istikrarın sağlanması için yardım istediği gözlenmiştir. (Bilindiği üzere söz konusu örgütte; Kazakistan’dan başka Rusya, Kırgızistan, Belarus, Tacikistan ve Ermenistan yer almaktadır.) Örgüt, çağrı üzerine Rusya başta olmak üzere örgüt üyelerinden askerlerin yer aldığı “Barış Gücü” göndermiştir. Bunu takiben Kazakistan’daki olayların yavaşladığı ve giderek istikrarın tekrar sağlandığı yönünde gelişmeler yaşanmıştır.
Hemen anlaşılacağı üzere, Kazakistan gibi önemli bir ülkede yaşanan olaylar yadsınamayacak önemdedir. Böylesi büyüyen olayların analizini daha derinlemesine yapabilmek için önce Kazakistan’ın coğrafi ve demografik yapısından hareketle jeopolitik önemini betimlemek bu bağlamda da enerji politiğini çözümlemek yerinde olacaktır.
Kazakistan Coğrafyası
Kazakistan, Orta Asya’nın önde gelen bir ülkesi olup Rusya, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Çin ile komşudur. Aynı zamanda Orta Asya’nın iki önemli su bölgesi olan Hazar Denizi ve Aral Gölü’ne kıyısı bulunmaktadır (Şekil 1) Orta Asya’nın önemli göllerinden biri olan Balkaş Gölüne de sahiptir.
2.724.900 km2 yüzölçümü ile bölgenin en büyük ülkelerinden biridir ve Başkenti Nur Sultan (diğer ismi ile Astana)’dır, Eski başkenti ise Almati (Almaty)’dir. Hazar Denizi kıyısındaki Aktau (Aqtaou) önemli bir limanıdır ve diğer bir Hazar Denizi bölgesi şehri de Atrao (Atyraou) olup diğer öne çıkan şehirleri arasında Aktöbe (Aqtöbe), Qaraghandy (Karahandi), Çimkent (Chymkent veya Shymkent) sayılabilir.
Şekil 1 Kazakistan
Yirmi Milyona yaklaşan nüfusa sahip olan Kazakistan’ın, yüzölçümü göz önüne alındığında hayli düşük bir nüfus yoğunluğuna sahip olduğu da anlaşılmaktadır. Demografik olarak bakıldığında; %70’e yakınının Kazaklardan, %20’ye yaklaşan kısmının Ruslardan ve kalan kısmının ise farklı gruplardan oluştuğu gözlenmektedir. Ruslar daha çok Kazakistan’ın kuzey bölgelerinde yaşamaktadırlar. (Hatta bu bağlamda, Kazakistan Başkent’inin kuzeye, demografik yapıyı düzenlemek üzere taşındığı bile ifade edilmektedir.)
Ekonomik açıdan bakıldığında ise kişi başına GSYİH 10 bin USD mertebesindedir. Ancak, eşitsizliğe ilişkin bir ölçüt olan “Gini Katsayısı”nın Kazakistan için değerinden hareketle paylaşımda dengesizlik olduğu ifade edilebilir.
Tarihsel olarak bakıldığında ise; (800 bin yıl öncesine kadar götürülebilen ancak Homo Sapiens yerleşimi açısından 40 bin yıl öncesine götürülebilen bir tarihten bahsedilerek) hayli eski çağlardan beri yerleşimin olduğu görülmektedir. Bununla beraber bölgenin genelinde yaşam son buzul çağından sonra (12.500 yıl öncesinden) bölge genelinde görüldüğü ifade edilmektedir. M.Ö. 2. binin sonundan itibaren görülen iklim değişikliği etkilerinin ağırlaşmasıyla göçlerin yaşandığı da bilinmektedir.
Kuraklığın sona ermesiyle başta Sakalar olmak üzere nüfusun bölgede yeniden arttığı betimlenmektedir. M.S. 4. yy.da bölge, önce Hunlar daha sonra Göktürk Kağanlıkları, Hazarlar, Karluklar, Kimekler, Karahanlılar, Kıpçaklar, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Harzemşahlar gibi genelde Türk Devletlerinin hakimiyetinde kalmış takiben Moğol ve Altınordu Devletinin kontrolüne girmiştir.
Daha sonra Kazak Hanlığına dönüşen ara yapılanmalardan sonra Rusların bölgede etkinliklerini artırdığı görülmeye başlanmış ve 1920’den sonra ise ülke, Sovyetler Birliği’ne dahil olmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Aralık 1991’de Kazakistan bağımsızlığını kazanmış, bununla beraber Bağımsız Devletler Topluluğu içinde de yer almıştır. Halen dünyadaki 7 Bağımsız Türk Devletinden biridir ve “Türk Devletleri Teşkilatı” içinde yer almaktadır.
Kazakistan Jeopolitiği ve Enerji Politiği
Kazakistan’ın, yukarıda kısaca belirtilen coğrafi, tarihi ve ekonomik durumu üzerinden ülkenin jeopolitiğinin değerlendirilmesi istenirse; Kazakistan’ın Orta Asya’da yüksek öneme sahip bir pozisyona sahip olduğu söylenebilir. Şöyle ki; Orta Asya’ya hâkim bir bölgede yer alan Kazakistan doğu-batı ekseninde ve ilaveten kuzey-güney aksında da etkin bölgeler üzerindedir. Halen bir geçiş ülkesi olarak yeri yadsınamaz önemdedir. Hazar üzerinden Aktau limanı vasıtasıyla Orta Asya’ya bağlantı hattı sağlanabilmektedir. Nitekim Türkiye-Çin demiryolu bağlantısı da bu bölge üzerinden yapılmaktadır.
Bu bağlamda Modern İpek Yolu’nun veya bir başka deyişle “Yol Kuşak (Belt-Road)” Projesinin önemli güzergahları üzerinde yer almaktadır (Şekil 2). Bu bağlamda, konuya ilişkin ana arter olarak ifade edilen Kuzey Güzergahı ile Orta Koridor bağlantısı üzerinde bulunmaktadır. Orta Koridor’un geliştirilmesi Türkiye için de son derece önemlidir.
Şekil 2 Modern İpek Yolu Güzergahı üzerinde Kazakistan’ın Yeri
Görüldüğü üzere; önem arz eden bir jeopolitiğe sahip olan Kazakistan yeraltı kaynakları açısından da son derece zengin bir ülkedir. Hatta doğada bulunan 92 elementin hemen hepsine cevher bağlamında sahip olduğu ifade edilmektedir. Bu kapsamda (hemen her enerji hammaddesinin var olduğu, bir başka deyişle) petrol, doğal gaz, kömür ve uranyum rezervleri açısından hayli zengin olduğu görülmektedir.
Kazakistan’ın, petrol rezervlerinin 30 milyar varil mertebesinde olduğu tahmin edilmektedir. Ülkenin batısında yer alan Tengiz başta olmak üzere Karaçağnak, Aktöbe, Mangistav ve Uzen önemli kara petrol bölgeleri arasında yer almaktadır (Şekil 3). Ayrıca Hazar Denizi’nde Kaşagan ve Kurmangazı alanlarınında da en az 14 milyon varil rezerve sahip olduğu düşünülmektedir. Ayrıca Atyrau, Çimkent ve Pavlodar kentlerinde 3 rafinerisi bulunmaktadır.
Petrol rezervinden ayrı olarak kanıtlanmış doğal gaz rezervleri yaklaşık 30 Trilyon m3 mertebesindedir. Yine ülkenin batısında yer almaktadır. Birçok petrol bölgesi sahada, aynı zamanda doğal gaz bulunduğu da bilinmektedir.
Kazakistan’da bulunan bu rezervler farklı yönlere (esas itibariyle batıya ve doğuya) petrol ve doğal gaz hatlarıyla taşınmaktadır. Bir başka deyişle, sahip olduğu enerji hatlarıyla da Orta Asya’nın önemli bir ülkesidir (Şekil 3).
Şekil 3 Kazakistan Petrol, Doğal Gaz Rezervleri ve Enerji Hatları
Kömür rezervleri açısından Orta Asya’nın en büyük kömür rezervine sahip olduğu düşünülmektedir. 33,6 Milyon ton rezerv ile dünya toplam rezervlerin % 4’üne yakınına sahip bulunmaktadır.
Öte yandan, uranyum rezervleri açısından da yadsınamaz öneme sahip bir ülkedir. Dünyada, Avustralya’dan sonra en büyük uranyum rezervine sahiptir. Fazla olarak, dünyanın en büyük uranyum cevheri üreticisi ve ihracatçısı durumundadır.
Kazakistan’dan çıkarılan petrol ve doğal gazın önemli bir kısmı ihraç edilmektedir. Özellikle Avrupa’ya (Rusya üzerinden) ulaşan miktar hayli yüksektir (Şekil 4). Bu da bu ülkenin, başta Avrupa olmak üzere diğer ülkeler açısından stratejik konumunu betimlemektedir.
Burada şunu da belirtmek gerekir ki; Kazakistan’ın önemli enerji bölgelerinde, enerji yatırımlarına ilişkin olarak Kazakistan ile birlikte birçok büyük batı şirketlerinin de payı bulunmaktadır. Bir başka deyişle, Kazakistan farklı açılardan hem batı ülkeleri hem Rusya ve hem de Çin için önem arz etmektedir. Keza Avrasya ülkeleri ve bu bağlamda Türkiye için de önem arz etmektedir.
Şekil 4 Kazakistan Ham Petrol İhracatı
Sonuç
Tüm bu belirtilen hususlar değerlendirildiğinde; Orta Asya’nın önemli, büyük ve enerji kaynakları açısından dünya konjüktüründe ayrı bir yeri olan Kazakistan’da yaşananlar hemen anlaşılacağı üzere farklı yönlerden dikkat çekicidir. Zengin enerji kaynakları ve sahip olduğu ve olabileceği enerji hatları ile günümüzde olduğu kadar gelecekte de önemini koruyacak bir ülke durumundadır.
Böyle bir ülkede şiddet unsurları içeren, kitlesel olayların yaşanması hayli ilginçtir. Olayların çıktığı kentlerin bulunduğu, ülkenin batı bölgesi ve olayların hızla yayıldığı şehirler (Almatı (Almaty) ile baraber Aktau, Atyrau ve Çimkent (Chymkent)) göz önüne alındığında, bu şehirlerin (Şekil 4’den hemen fark edildiği üzere) ya enerji kaynağı bölgesinde olduğu ya da enerji hatlarının geçtiği kilit bölgelerde yer aldığı görülmektedir. Keza söz konusu bu olayların Ukrayna’da kriz yaşanırken ortaya çıkması da dikkat çekicidir. Zira, Kazakistan Rusya üzerinden Ukrayna’ya ulaşan “Soyuz Enerji Hattı”nı da besleyen ülkedir. Bu durum hayli ilginç olup, enerji politiğin olaylar bağlamındaki öneminin bir göstergesidir denebilir.
Fazla olarak Modern İpek Yolu üzerinde yer alan önemli ve büyük bir ülkenin istikrarsızlaştırılması, Kuşak-Yol projesinde de sekteye uğrama veya yavaşlamaya neden olabilirdi. Bir başka deyişle hem ekonomik ve hem de enerji politik geçiş güzergahlarında aksamalara sebep olabilirdi. Dolayısıyla da batıya (Avrupa’ya) önemli ihracatı olan ülkede başta enerji olmak üzere yaşanacak toplumsal kriz sadece Orta Asya’yı değil, Asya ve Avrupa’yı da etkileyebilecek niteliğe sahipti.
Keza, henüz Kasım 2021’de “Türk Devletleri Teşkilatı” adını alan yapılanmanın önemli ve büyük bir ülkesi olan Kazakistan’ın yaşadığı çalkantı, söz konusu Teşkilatı da yakından ilgilendirmektedir. Bu bağlamda hem “Türk Devletleri Teşkilatı” ve hem de Modern İpek Yolu’nun “Orta Koridoru” açısından konu Türkiye için de ehemmiyet arz etmiştir.
Öz olarak ifade edilmek istenirse; Kazakistan’da yaşananların enerji politik yönünün ağırlığının yadsınamaz olduğu ve de konunun arka planını oluşturduğu ve ayrıca ekonomik, ticaret ve enerji yolları açısından dünyanın önemli bir bölgesinde yer alan bu ülkenin istikrarsızlaşmasının tüm Avrasya’yı ilgilendirebilecek niteliğe sahip olduğu söylenebilir.MART2022