Mardan Palace Genel Müdürü Çetin Pehlivan: Mardan Palace Türkiye için bir değerdir
Türk turizminin en pahalı yatırımlarından biri olan Mardan Palace’da yeni döneme girilirken, yaşanan değişiklikler, insanların ulaşılamaz olarak gördükleri hizmete daha kolay ulaşmasını sağladı. Mardan Palace’daki yeni dönem ile ilgili süreci okuyucularımızla paylaşan Mardan Palace Genel Müdürü Çetin Pehlivan, detay vermese de yakın dönemde gerçekleştirecekleri yeni yatırımlarla da Türk turizmine katkı sağlamaya devam edeceklerini ifade ediyor.
Mardan’da yeni bir dönem başladı. Yeni denem ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Tur operatörlerinden ve müşterilerden gelen talepler doğrultusunda her şey dahil sistemine geçtik. Bu çerçevede bu bölge ile ilgili çalışmaları olan tüm tur operatörleri ile çalışma imkanı yakaladık. Her şey dahile geçtikten sonrada yükselen bir grafik başladı.
Mardan’ın Antalya ve Türkiye için bir değer olduğunu düşünüyoruz. Türk turizminin en büyük yatırımlarından bir tanesidir. Dolayısıyla tüm insanların bu değere ulaşması için gerekli çalışmaları yapıyoruz.
Yatırım miktarının çok yüksek oluşu ve ulaşılamaz gibi bir imajı sizin için bir handikap olabilir mi?
Geçmişte böyle bir sıkıntımız olmuş olabilir ancak bugün insanlarla kurduğumuz iletişim ve yaptığımız tanıtımlar sonrasında insanlardaki buranın ulaşılmaz bir yer olduğu yönündeki düşünceleri değiştirdik. Antalya’nın en pahalı otellerinden bir tanesiyiz ancak ulaşılmaz bir otel değiliz.
Mardan’ın bir değer oluşundan bahsetmişken kojenerasyon yatırımınızdan bahsetmemek olmaz. Konu ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Biz yatırımın büyüklüğünden bahsederken bu yatırımı besleyecek altyapıları da oluşturmamız gerekiyordu. Bu çerçevede yaptığımız kojenarasyon yatırımımız aynı zamanda çevreci yaklaşımımızı da göstermesi açısından önemli bir örnektir. Bu yatırımımızın rakiplerimize de örnek teşkil edeceğini düşünüyorum.
Mardan’ı öne çıkaran çok önemli teknik altyapısı bugüne kadar çok konuşulan bir durum olmadı ancak biz bu hususu bundan sonra ön plana çıkarmayı düşünüyoruz. Antalya’da sekiz yüze yakın otel var ve bunların iki yüz civarı beş yıldızlı oteldir. Bütün bu yapıların ilerleyen dönemde örnek teşkil edeceğimiz ve hizmet kalitelerini artıracak çalışmalar içerisinde olacağını düşünüyorum.
Müşteri memnuniyetini sağlayacak tüm artılarınıza karşılık bulmaya başladınız mı?
Belli oranda karşılık buluyoruz. İlerleyen yıllar içerisinde verdiğimiz hizmetten faydalanan kişilerin sayısı arttıkça, daha fazla karşılık bulacağımız kanaatindeyiz. Çünkü biz Mardan olarak değerimizi biliyoruz, bu çerçevede de verdiğimiz hizmetin karşılığını bulacağından şüphemiz yok.
Antalya’da yatırım yapmış bir kurum olarak bölgeden memnun muyuz? Keşke bu yatırımı farklı bir yerde yapsaydık dediğiniz oldu mu?
Bölgeden memnunuz ve gelecek ile ilgili beklentilerimiz var. Antalya turizmin başkentidir, o açıdan hem yerel yönetimimizin hem de hükümetimizin şehre desteğinin artarak devam edeceğini düşünüyorum. Antalya’ya daha fazla önem vermesi gerekir.
Arap baharı diye ifade edilen ve Akdeniz ölçeğinde güveni zedeleyen son dönemin, güvenli bir bölge olmamızdan dolayı bölgeye gelen turist sayısını artıracağı yönünde bir beklenti vardı. Bu beklentiler karşılık buldu mu?
Dönemsel bir artış söz konusu olmuştur. Ancak genel anlamda bir farklılık yarattığını söyleyemeyiz. Mısır ölçeğinde bakarsak, görüldüğü gibi hızlı bir şekilde Mısır toparlandı gerekli destekleri vererek kayıplarını telafi ettiler. Bu açıdan bir bölgedeki sıkıntılardan medet ummamak gerekir.
Aktardıklarınızdan da yola çıkarak ülkemizin kendi turizm politikası çerçevesinde bir gelişmenin daha sağlıklı olacağı sonucu ortaya çıkıyor. Turizm yatımcılarımızın da bu noktada eleştirileri olduğunu görüyoruz. Sizce bizi turizm alanında sağlıklı bir şekilde büyütecek bir devlet politikası var mı?
Son dönemlerde bizimde bağlı olduğumuz kurumların seslerini yükselttiklerini görüyoruz. Bu noktada eleştiriye açık olmamız gerektiğini düşünüyorum. Eleştirilerden gerekli doğruları çıkarabilirsek, gelişimimiz için yollar çizebileceğimizi düşünüyorum. Sistemimizin yerel yönetimlerle merkezi yönetimin sağlıklı iletişim kurabildiği ve yerel yönetimlerin daha hızlı bir şekilde sisteme dahil olduğu bir sistemin olması gerektiğini düşünüyorum. Bu güne kadar böyle bir sistem kurulamadı, umuyoruz ki yakın bir gelecekte kurulur.
Yatırım ile ilgili hususları değerlendirmişken, Sn Putin’in Mardan yatırımı ile ilgili geçmişte önemli açıklamaları olmuştu. Sn Putin o açıklamasında Sn Telman İsmailov’u kastederek, Rusya’da büyük paralar kazanıp farklı yerlere yatırım yapılmaması gerektiğini ifade etmişti.
O dönemde böyle bir açıklama olmuştu ancak o açıklamaların üzerinden epey zaman geçti ve ilişkilerin şimdi daha iyi olduğunu görüyoruz. Yılların her şeyin ilacı olduğu kanaatindeyim, bu doğrultuda da Rusya içinde Türkiye’nin ne kadar önemli bir partner olduğu ortaya çıkmıştır. Bugün için Rusya’nın AB ile yaşadığı kriz sonrası Türkiye ile gerçekleştirilmeye çalışılan işbirliği çalışmaları bunun bir örneğidir. Bu nedenle Rusya’dan Türkiye’ye yapılmış olan yatırımların ne derece önemli olduğunu insanlar anlamış oldu.
Turizm açısından değerlendirdiğimizde Rus turistler bugün için özellikle Antalya ölçeğinde çok önemlidir. Rus turistin gelmemesi Antalya için yıkım demektir.
Son dönemde Rus tur operatörlerinin yaşadığı maddi sıkıntılar ile ilgili haberleri izliyoruz. Bu durum size yansıyor mu?
Bu durumun bize yansıyan bir örneğini yaşamadık. Problemlerinde münferit olaylar olduğunu görüyoruz. Çok fazla abartılmaması gerektiğini düşünüyorum.
Geçmişte Türkiye’nin tur operatörlerinin yanlış yönlendirmeleri sonucu zarara uğradığı ile ilgili haberler ağırlıktaydı, bugün itibari ile durum değişti mi?
Bu gün itibari ile artık tüm gerçek firmaların karlılıkları ile ilgili bir durumdur. Bu açıdan tur operatörleri karlı organizasyonların peşindeler. Operatörler bu nedenle Türkiye gerçeğini yabana atamayacaklarını biliyorlar. Aksi takdirde zarara uğramayı göze almazlar. Bu açıdan o dönemki oyunlardan bugün bahsetmemiz mümkün değildir.
Gezi olayları ile ilgili hususların abartılması ülke turizmine önemli kayıplar verdiği ifade ediliyor. Bu bağlamda bir oyunun oynandığını ifade edebiliriz.
Gezi olaylarının bizi etkilemediğini söyleyemeziz ancak bu etkinin kısmı olduğunu söyleyebiliriz. Bu çerçevede olayları daha iyi yönetmemizin önemli olduğu gerçeği hepimizi malumudur.
Aktardıklarınızdan sonra yine devletin bir turizm politikası var mı sorusuyla karşı karşıyayız.
Herkesin dilinde olan bir durum malumun ilanıdır. Bu durumda insanların neler yapılması gerektiği ile ilgili çalışmaları ertelemeden başlatması gerekmektedir.
Çözümlerin üretilmesi için turizm sektöründeki insanların politikaya soyunmaları gerektiğini düşünüyoruz. Bu çerçevede sorunların çözümü noktasında konuyu bilen insanların daha aktif olacağını söyleyebiliriz. Bu değerlendirme sonucunda politika düşünür müsünüz? Bu soruya hemen hayır cevabını verebilirim. Ancak bu cevap, yapmış olduğunuz değerlendirmeye katılmadığım anlamına gelmez. Ancak ben hizmet sektörüne profesyonel olarak daha fazla katkı sağlayacağım kanaatindeyim. Ancak sektörümüzden insanların politikaya atılması gerektiğini ve atılanlarında desteklenmesi gerektiğini söyleyebilirim.