Mesele karlılığın minimum düzeye inmiş olmasıdır

Uluslararası lojistik hizmeti veren firmalarımız, artan dış ticaret hacmimiz doğrultusunda büyümeye devam ediyor. Bu doğrultuda hizmet ağını geliştiren firmalarımızdan biri olan İkra Lojistik, özellikle Azerbaycan’da gerçekleştirdiği operasyonlarla dikkatleri üzerine çekiyor. Azerbaycan ile gelişen ticaretimiz ve uluslararası projelerin iş hacimlerine önemli katkı sağladığı dönem ile ilgili görüşlerini aldığımız İkra Lojistik Genel Müdür Akın Konyar ve Genel Müdür Yardımcısı Derviş Kurtulan, sorularımızı yanıtladı.  

Ağırlıklı olarak Azerbaycan’da iş yapan bir iş adamı olarak Azerbaycan’ın ekonomisi ile ilgili bir değerlendirme yapmanızı istesek neler söylemek istersiniz?

Akın Konyar: Azerbaycan’ın ekonomisi ağırlıklı olarak yer altı kaynaklarına bağlıdır. Azebaycan’da 2 tane gaz hattı bulunuyor. Şuan faaliyette olan Şahdeniz 1 ve 2018 yılında tamamlanacak olan Şahdeniz 2 projesidir. Şahdeniz 2 projesi Azerbaycan’dan başlayarak Gürcistan, Türkiye, Yunanistan ve Avrupa’ya gaz dağıtımını yapacak. Bu proje BP’nin organize ettiği bir projedir. Proje ile ilgili olarak İrlanda, İngiltere, AB ve yoğunluk olarak İtalya’dan sürekli Azerbaycan’a ekipmanlar gidiyor. Bizde proje kapsamında ihtiyaç duyulan ekipmanların karayolu taşımasında etkin rol oynuyoruz.

Bu projenin Azerbaycan Ekonomisine katkısı ne olur?

Akın Konyar: Şüphesiz büyük katkı sağlayacaktır. Proje içerisinde sadece hattın oluşması için 30 milyar dolar bütçe ayrıldığını biliyoruz. Bu hem Azerbaycan için hem de geçiş ülkeleri için ekonomik hareketlilik sağlayacaktır.

Azerbaycan’ın yer altı kaynakları dışında birçok sektörlerde de gelişmeye başladığını görüyoruz. Bu durumun size yansıması ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Akın Konyar: Azerbaycan’ın en büyük özelliği insan kaynağının yetişmiş olmasıdır. Bugünkü modern ekipmanları çok rahat kullanabilecek insan kaynağı bulunuyor. Azerbaycan güzel bir araç parkı oluşturdu. Bununla birlikte Gürcistan, Kazakistan ve birçok bölgede otoyol ve barajlar yapılıyor. Ticaretin her bir hareketinde mutlaka iyi ya da kötü bize yansımaları oluyor. Biz 25 yıldır Azerbaycan’daki insanlara hizmet veriyoruz. Bazı işletmeler Türkiye’den ek malzeme talep ediyor, bazı işletmeler Avrupa’dan talep ediyor, bazıları Çin’den talep ediyor. Bizimde çok geniş bir hizmet yelpazemiz bulunuyor. Çin, Hindistan Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde geniş bir organizasyon ağımız var. Oradan ya Türkiye üzeri ya da Gürcistan üzeri birleştirip ihtiyacı olan ülkeye Azerbaycan veya Kazakistan’a malzeme gönderiyoruz.

Diğer Türk Cumhuriyetlerle ilginiz var mı? Kazakistan gezisine katıldığınızı biliyoruz. Kazakistan’da ilgi alanınızda bulunuyor mu?

Akın Konyar: Kazakistan 19 milyon nüfusu olan büyük bir ülke. Ancak Kazakistan zamanlama olarak çok kötü bir süreçten geçiyor. Petrol fiyatları azalmış durumda. Bu bölgelerde Irak da dahil olmak üzere kayıtlı ekonomi %10, kayıt dışı ekonomi %90’dır, bu da ister istemez temkinli olmanızı sağlıyor.

Uluslararası firmalar ile farklı bölgelerde iş yapıyor olmanız iş riskini azaltıyor mu?

Akın Konyar: Doğru. Bölgemizde ana aktör devlet olduğu için sistemdeki bir aksaklık çok ağır sonuçlar doğurabiliyor. Ancak özel sektörde fiili olarak devletin almış olduğu kararlarda etkilenmediği sürece işe devam edebiliyor. Yer altı kaynakları üreten ülkelerde hepsinin işvereni devlet oluyor. Sadece o bölgedeki kaynakların çıkarılıp işletilmesi devlete ait. Bu da bir nevi küçük komünizmdir. Ama özel sektöre adil bir şekilde iş dağılımı olursa ülkeler ortaya çıkan krizi daha rahat bir şekilde atlatabilir. Irak’ta bunun örneğini görüyoruz.

Irak’ta petrol özel sektöre ait değil mi? Genel Enerji gibi firmaların bulunduğunu biliyoruz.

Derviş Kurtulan: Irak’ın başlıca ticaret kaynağı petroldür.  Dolayısıyla stratejik bir ürün olmasından dolayı Genel Enerji o bölgede petrolü çıkarıyor. Ama petrolün pazara sunulması, o petrolün ülkeden boru hattıyla sevk edilmesini Irak yönetimi belirliyor.

Ülke olarak diğer ülkeler ile yaşadığımız sorunlar ticaret anlamında sizi etkiliyor mu?

Akın Konyar: Ülkede yaşadığımız tüm sorunlar biz ve bizim gibi firmaları etkiliyor.  Bugün güneyde problem yaşadığınız an iş dünyasında paralel olarak yansımasını görürsünüz. İş dünyası dalgasız denizi sever, huzuru ve barışı sever. Eğer ülkede huzur ortamı inşa edilemiyorsa bu durum o ülke halkının her kesimine yansır.

Irak ile yaşanan sıkıntılar üzerinden konuşmak gerekir ise Saddam Hüseyin dönemi öncesi ve sonrası olarak bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Akın Konyar: Biz Saddam Hüseyin döneminde de Irak’taydık. Saddam Hüseyin döneminden sonrada Irak’ta bulunuyoruz. Saddam Hüseyindüştükten sonra biz merkezi hükümetle Kürdistan bölgesine 3 milyon ton akaryakıt verdik. 2014 yılında IŞID ortaya çıktı. Biz o dönem merkezi hükümete 600 bin litre akaryakıt verecektik. İşlerimiz başladıktan sonra IŞID’in ayaklanması ile birlikte önce güney kesimde sıkıntı yaşadık sonrasında petrolün dip yapması ile birlikte kuzey kesimde sıkıntılar yaşamaya başladık. Bugün yıllık 12 milyar dolar bizim Irak ile ticari alışverişimiz oluşmuştu.  2016 yılında büyük ihtimalle bu rakam %40 azalmaya uğrayacak. Irak Türkiye için çok önemli bir bölgedir. Çukurova bölgesinin bütün ürünleri Irak üzerinden Kuveyt Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’a gidiyordu. Şuan o yol kapanmış durumda. Türkiye bu ülke pazarları ile ilgili çok sıkıntılı bir süreçten geçiyor. 

Geçmişte İran üzerinden geçiş yapıldığını biliyoruz. Bu aşamada İran bölgesinde bir gelişme olur ise bu bölgelerde rahatlama olur mu?

Derviş Kurtulan: İran bölgesi de Türkiye için önemli bir bölgedir.Çok zor dönemlerde dahi çok resmi olmamakla birlikte İran sorunlarının önemli bir bölümünü Türkiye çözüme kavuşturmuştur. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da İran büyükelçisinin bir açıklaması oldu. 100 milyar dolarlık alt yapı ile enerji sektörüne Türk firmalarını davet etti. İran’da çok iyi biliyor ki kısa vadede o bölgede risk alabilecek tek ülke Türkiye’dir. Bugün Alman ve Fransız şirketleri çok emin olmadığı sürece kesinlikle iş yapmaz.

Irak’da yaşanan sorunlar nedeni ile güneye İran üzerinden ulaşım sağlamamız mümkün mü?

Akın Konyar: Günümüzde yaşanan Suudi Arabistan ve İran arasındaki gerginlikten dolayı suni kesimdeki İranlıların pasaport sürelerini uzatmıyorlar. Süresi bitenleri de geri gönderiyorlar. Yani bu karşılıklı bloklaşma sürecidir. Bu süreçte de üçüncü kişinin o bölgeden geçip kendi akrabasına ya da kendi mezhebine yakın kişiye kolay kolay kapı açmazlar.

Derviş Kurtulan: İran’lılar bu coğrafya daTürklerden çok daha iyi durumda ticaret yapabilen insanlar. Bu sebeple kendi ülkesinin menfaatini düşünerek hareket ederler. Böyle bir geçişe izin vermezler. Burada Türkiye’yi ilgilendiren İran’ın kendi iç yatırımlarıdır. Büyükelçinin yapmış olduğu açıklamada, İran’ın alt yapısının kötü olduğunu, kaynağın bulunduğunu ancak işleyecek durumda olmadığını ve teknolojik yatırım yapılması gerektiğini belirtti. Ülkemiz firmaları bu alanlarda rol alabilir.

Sizin İran bölgesi ile ilgili yatırım düşünceniz var mı?

Akın Konyar: İran uzmanlık alanımız değil. Yani o bölge ile ilgili bir ihtisasımız bulunmuyor. Bu sebeple düşünmüyoruz.

Derviş Kurtulan: Biz Gürcistan ve Azerbaycan tarafında yatırımlarımızı sürdürüyoruz. İran ile ilgili böyle bir düşüncemiz şuan için yok.

Lojistik konusunda her firma her bölgeye gidemeyeceğini mutlaka o bölgeye ait bir uzmanlık gerektiği belirtiliyor. Anlattıklarınızdan bu görüşün doğru olduğu sonucunu çıkarabilir miyiz?

Akın Konyar: Asıl mesele karlılığın minimum düzeye inmiş olmasıdır. İşletmenin gelir-gider bütçesi yapıldığında İran bilinmez bir durumda ise o bölgeye girip çalıştığınızda o bölgeden zararla dönmek pek akılcı bir iş değildir. Bu sebeple herkes kendi bölgesi ile ilgili işleri en iyi şekilde sağlıklı bir şekilde yürütebiliyorsa daha kazançlı çıkıyor.

Ülkemizdeki Lojistik firmaları son dönemde hep büyüme yolunda ilerledi. Sizce bu uygulanan strateji doğru mu?

Akın Konyar: Strateji hep büyüme üzerine kuruluyor ancak dünya ekonomisindeki daralma ile birlikte bu düşüncesi es geçmemiz lazım. Kendimiz dahil hiçbir işletme daralma hesabını yapmıyoruz. Bu daralma gerçekleştiği zaman bütün planlarınız alt üst oluyor. Başlangıç ve sonu çok iyi görmek ve buna göre hareket etmek gerekiyor. Bir satın alma gerçekleştiğinde o satın almanın sonucuna kadar sağlıklı bir şekilde ilerleyip paranızı kurtarabiliyorsanız bu doğru bir yatırımdır. Bizde maalesef yapı olarak bir daralma yaşandığında piyasadaki oyuncular hiyerarşik olarak zaman ve ödeme konusunda birbirlerini öteliyorlar. Bu da sonuç olarak sağlıksız iş verimi, sağlıksız projelendirmeye sebep oluyor.