Özbekistan ile gönül bağımız var

Türkiye Özbekistan ticari ilişkileri her geçen gün artmaya devam ediyor. Bu noktada iki ülke ticari ilişkilerinde öncülük yapan firmaların başarıları da ticari ilişkilerin gelişeceği yönünde bir fotoğrafı önümüze koyuyor. İki ülke ticari ilişkilerinin öncü firmalarından biri olan Dal Mühendislik Grubu, Özbekistan’da anahtar teslim yaptığı çimento fabrikaları ile ön plana çıkıyor. 2010 yılından buyana aralıksız Özbekistan’da faaliyetlerine devam eden Dal Grup’un, bölgede yaptığı çalışmaları değerlendirmek için sorularımızı yönelttiğimiz Dal Holding Grup CFO’su Demircan Köse, Özbekistan pazarı ile ilgili önemli bilgiler aktardı. 

Dal Mühendislik Grubu ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Dal Mühendislik Grubu, kendi Ar-Ge merkezinde ürettiği ve ciddi patentleri olan bir mühendislik firmasıdır. Özellikle çimento fabrikalarının anahtar teslim yapımında çok iddialıyız. Bunu bu standartta yapabilen dünyadaki iki firmadan bir tanesiyiz. Bu işi kenti teknolojimizle kendi fabrikalarımızda tasarladığımız makinalarla yüzdeyüz anahtar teslim yapabiliyoruz.

Birçok firma anahtar teslim fabrika kurduklarını ifade ediyorlar.

Diğer çoğu firmanın anahtar teslim dediği husus, aslında bir montaj ve organizasyon işidir. Bunu o işi küçümsemek için söylemiyorum. Sadece yaptığımız çalışmanın farkını ortaya koymak için söylüyorum. Dal, kendi teknolojisi ve kendi dizaynıyla anahtar teslim çimento fabrikaları yapabilmektedir. Dünyada neredeyse her ülke ile çalıştığımızı söyleyebilirim. Endüstriyel tesisler ve çimento fabrikaları dışında enerji, ağır endüstri,  inşaat, güneş enerjisi ile ilgili projelerde çalışmalar yürütüyoruz.

Özellikle odaklandığınız pazarlar var mı?

Yaptığımız çalışmalar hem anahtar teslim endüstriyel tesis hem de makine teçhizat üretimi olduğu için herhangi bir coğrafyayı hedeflemiyoruz. Ancak Türki Cumhuriyetlere gönül bağımızdan dolayı ayrı bir önem verdiğimizi söyleyebilirim.

Özbekistan özelinde bir değerlendirme yapmanızı istesek neler söylemek istersiniz?

Biz Özbekistan’da ilk işimizi 2010 yılında aldık. Anahtar teslim bir çimento fabrikasının yapımına başladık. O çimento fabrikasını yaparken Özbekistan ile Türkiye arasında diplomatik ilişki yoktu. Biz işi aldığımızda bize işi iyi yaparsanız, Türk şirketlerinin de önünün açılacağı söylendi. Biz işimizi güzel yaptık ve işimizi güzel yaptığımız için de işin devamı olan kapasite artırım işine de bize verdiler. Arkasında 2015 yılında ikinci fabrikanın yapımına başladık. Başladığımız bu fabrika da diğeri gibi teknolojik özellikleri ile dünyada sayılı fabrikalar arasındadır. O fabrikayı da yaptık teslim ettik.

2017 yılında o dönemin Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in ziyareti sonrası iki ülke ilişkilerinde farklı bir döneme girildi. O dönemde bizi gururlandıran bir başka gelime oldu. İki ülke ilişkilerine verdiğimiz katkı ve gerçekleştirdiğimiz başarılı çalışmalardan dolayı Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev tarafından Cumhurbaşkanlığı Onur Ödülüne layık görüldük. Bu bize aynı zamanda birçok sorumlulukta yükledi.

2017 yılında diplomatik ilişkiler daha sıcak hale geldikten sonraki dönemde Sayın Şevket Mirziyoyev’in vizyonu doğrultusunda ülkenin uluslararası ticarete adapte olabilmesi için bir dizi adımlar atıldı. Enerji ile ilgili problemleri vardı onlar da atılan adımlarla çözülüyor. Bu çerçevede de Türk firmaların çok ciddi işlere imza attıklarını gözlemliyoruz. Bizde bu enerji projelerinin mutlaka bir yerinde varız.

Aksa firmasını örnek olarak gösterebilir miyiz?

Aksa, Cengiz Holding önemli projelere imza attılar. Sanayinin gelişmesi için de öncelik enerjidedir. Enerji problemleri çözüldükten sonra yatırım kararları da daha kolay verilebilir. Bunun yanında uluslararası kurallara uygun da hareket edildiğinde yatırım için daha sağlıklı bir ortamdan bahsedebiliriz. Biz bir Türk olarak gönül bağımızdan dolayı çok objektif olamayabiliriz ancak son dönemdeki yabancı ilgisini görünce, yaptığımız değerlendirmelerin reel değerlendirmeler olduğunu görüyoruz.

Özbekistan’da hangi alanlarda yatırım yapılabilir?

Öngörülebilir ülkelerde yatırımların artığını görüyoruz. Son dönemde yapılan çalışmalarla da Özbekistan’ın öngörülebilir bir ülke olduğunu gözlemliyoruz. Sayın Şevket Mirziyoyez’in attığı adımlarla tüm dünya Özbekistan’daki potansiyeli gördü. Özbekistan 33 milyonluk nüfusuyla önemli altyapı ve üst yapı işlerin yapılabileceği bir ülkedir. Uluslararası kuruluşların da destek verdiği bu projeler öne çıkıyor. Araya pandemi girmeseydi projeler çok daha hızlı hayata geçirilebilirdi. Özbekistan pandeminin etkilerini kısa zamanda çözerek yoluna devam etti.

Türk yatırımcılar için avantajlar var mı?

Biz yapı olarak gittiğimiz bölgeye hızlı uyum sağladığımız ve iyi ilişkiler geliştirdiğimiz için ön plana çıkıyoruz. Ancak bu avantajlarımıza rağmen işinizi iyi yapamazsanız uzun soluklu bir çalışmanın içerisinde olamazsınız. Bu noktada Türk firmaların iyi işler çıkardığını gözlemliyoruz. Bu da ilerleyen dönemlerde avantaj olarak bize geri dönüyor. Biz bu çerçevede yaptığımız yatırımların bize olumlu geri döndüğünü gördük. İlk yaptığımız çimento fabrikası sonrası gördük ki tüm ihtiyaç duyduğumuz şeyleri Türkiye’den temin ediyoruz ve bu işlerimizi biraz zorlaştırıyor. O zaman Özbekistan’ın fabrikalar kuracak fabrikaya ihtiyaç duyduğuna kanaat getirerek, Taşkent yakınlarında, bölgedeki en yüksek standarttaki çelik konstrüksiyon üretim fabrikasını kurduk. Bu yatırımla da tercih edilir bir firma haline geldik.

Yapılan yatırımlar teşvik ediliyor mu?

Her sektör ve bölge için ayrı olmak üzere teşvikler var. Bunların araştırılıp gerekli müracaatların yapılması gerekiyor. Bu konuda Büyükelçiliğimizin destek verdiğini biliyorum. Bunun yanında daha önce o bölgede yatırım yapmış firmalardan destek alabilirler. Biz de bu konuda üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazırız.

Son dönemde iki ülkenin en üst düzeyde yöneticilerinin karşılıklı ziyaretleri söz konusuydu. Bu ziyaretlerin ilişkilere yansıması ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Uluslararası ilişkiler açısından atılan adımları çok değerli buluyorum. Geçmişten bugüne bakıldığında Rahmetli Turgut Özal’ın Bağımsızlığını ilan eden Türk Devletlerin bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olmasını sağlamıştır. Doğal olarak bu ülke vatandaşları bunu unutmuyorlar. Bu doğrultuda bugün atılan çok ciddi adımlarla ilişkilerin daha ileri boyutlara taşınmasını sağlıyor. Özbekistan özelinde baktığımızda da devletimizin son dönemde Cumhurbaşkanlığı düzeyinde attığı bu adımlar oldukça önemli. Atılan bu adımlar burada yatırım yapan firmaların işlerini kolaylaştırıyor.

İki ülkenin ilişkilerine bakarak gelecek için öngörüde bulunabilir misiniz?

Başta da belirttiğim gibi bizler burayı ata yurdumuz olarak görüyoruz ve buruya ne kadar değer katsak bize yetmeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Karşı bakış olarak da Özbekistan halkı Türkiye’yi kendilerinden bir parça olarak görüyorlar. Adımların da bu doğrultuda atıldığını söyleyebiliriz. Bu noktada Özbekistan ekonomisinin istikrarlı bir şekilde büyümesi aslında bize bir yol çiziyor. Bugün ortaya çıkan rakamların bu noktada az olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Önümüzdeki dönemde ticari anlamda bugün konuştuğumuz rakamların kat be kat üzerinde bir ticari hacme ulaşacağımız kanaatindeyim. Bugün baktığımızda da projelerin çok çok büyüdüğünü kısa bir zaman zarfında da gözlemleyebiliyoruz. EYLÜL2022