Robert Kolej dünyanın her yerine dokunan çok özel bir camiadır

Eğitim kurumlarının kalitesi, eğitim süreçlerinin ürünü olan öğrencinin daha sağlıklı yetiştirilmesini sağlar. Bu açıdan eğitim aldığımız kurumların hayatımıza olan etkileri başarının anahtarı konumundadır.

Kaliteli eğitim hususunda rüştünü ispat etmiş kurumlarımızdan biri olan Robert Kolej, başarısını sürekli hale getirerek de farkını ortaya koyuyor. Alanlarında başarılı çalışmalar yürüttüğüne şahit olduğumuz Robert Kolej mezunları içerisinde yer alan Bilge Adam Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çevik, kolejin başarılı insanlar yetiştirmesi ile ilgili düşüncelerini kendi örneğinden yola çıkarak okuyucularımıza aktardı.

Robert Kolej’de eğitim almaya nasıl karar verdiniz?

Annem ve babam Ankara’nın Hasanoğlan Köy Enstitüsü’nde öğretmendi. Bende bu enstitüye bağlı uygulama ilkokulunda okudum. Okuldaki öğretmenim ve anne babamın desteğiyle Robert Kolej’e girdim. Anne ve babam öğretmen olmasına karşılık ben Robert Kolej’i kazanınca yatılı okumama razı olmadılar ve hayat biçimlerini değiştirip benimle birlikte geldiler. İyiki de gelmişler diyorum, onların yanımda olması bana güç verdi ve böylelikle 1980 yılında ihtilalin olduğu yıl Robert Kolej’e başladım.

Türkiye için oldukça zor yıllar…

Evet oldukça zordu. Hatta babamla okula kayıt yaptıracağım gün tarih 12 Eylül’ü gösteriyordu. Kayıt yaptırmak için Ankara’dan İstanbul’a doğru gelirken yolda trenimizi durdurup arama yapmışlardı. Bu sebeple 12 Eylül unutamayacağım farklı bir anı oluşturdu hafızamda.

Sizin döneminiz şartlarını düşündüğümüzde memur anne babanın çocuğu olarak Robert Kolej’de okumak zor olmadı mı?

Robert Kolej bana okumak için burs sağladı. Burslu bir öğrenci olarak Robert Kolej’de okudum. Bu açıdan çok şey borçluyum Robert Kolej’e. Burslu olmasaydım anne baba memur olan İstanbul’da yaşayan 3 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak Robert Kolej’de okumam pek mümkün olmazdı.

Siz kısıtlı imkanları olan bir ailenin çocuğu olarak Robert Kolej’deki gelir düzeyi yüksek ailelerin çocukları ile sorun yaşadınız mı?

Evet belirttiğiniz gibi ağırlıklı olarak ekonomik açıdan gelir düzeyi daha yüksek olan ailelerin çocuklarının bulunduğu bir okul Robert Kolej. Burslu okuyan ve benim gibi memur aileden gelen öğrenciler çok sınırlı sayıdaydı. Ama insan yine kendine benzeyen, kendi tabiatına uygun olan kişiler ile arkadaşlık ediyor. Ailesi memur olan veya gelir düzeyi yüksek olan ama daha mütevazi yaşayan ailelerin çocukları da vardı. Burslu okuduğum hiç yüzüme vurulmadı. Robert Kolej’de böyle bir ayrımcılık ya da sınıflandırılmaya yönelik algı yoktu. Böyle bir şey hiç hissetmedim. Ama ne kadar hissettirilmese de paranın ne kadar önemli bir değer olduğu ve para ile neler yapılabileceği konusunda bir memur çocuğu olarak kolej ortamında bilinçlendiğimi söyleyebilirim.

Robert Kolej eğitim kadar sosyal aktivitelere de önem veren bir kurum. Siz bu aktiviteler içerisinde yer aldınız mı?

Robert Kolej’de iyi bir sentez vardı. Bizim dönemimizi düşünürsek yabancı hocalardan eğitim almak çok önemliydi. Çok değerli hocalarımız oldu. Spor faaliyetlerimiz de çok genişti. Önce pinpon oynadım sonrasında okul voleybol takımına seçildim ve voleybol kaptanlığı yaptım. Bunlar eğitim hayatı için çok önemli noktalar. Hem iyi bir eğitim alıyorsunuz hem de sosyal tarafınız güçleniyor. Yeteneğiniz var ise bu doğrultuda yönlendiriliyorsunuz ve bu durum yaşam biçiminiz haline geliyor.

Benim yazılım işine yönelmemde Robert Kolej’in etkisi büyüktür. Benim dönemimde bilgisayar her evde ya da her okulda bulunan bir alet değildi. Robert Kolej’in olanaklarının iyi olması sebebiyle okula bilgisayar gelmişti ve yazılım ve programlama seçmeli ders olmuştu ve Amerikalı bir hocamız ders vermişti. Bunların hepsi bana programcılık, bilgisayar mühendisliğine yönelik bir ilgi oluşmasına sebep oldu. Dolayısıyla Robert Kolej geleceğimi şekillendirdi diyebilirim.

Robert Kolej’i ve diğer okulları kıyasladığımızda ilk aklınıza gelen farklılıklar nelerdir?

Robert Kolej’in Türkiye’nin en önemli okulu olduğunu düşünüyorum. Bütün gençlerimizin, çocuklarımızın Robert Kolej’de okumalarını isterim. Eğitim sistematiği, akademik gücü, özgür düşünceyi desteklemesi ve daha birçok özelliği ile Robert Kolej çok şey kattı bana.

Benim okuduğum dönemde İngilizce dil eğitimi konusunda Robert Kolej lider konumundaydı. Bugün özel kolejler bile yabancı hocalarla İngilizce eğitim verirken benim dönemimde bu uygulamayı yapan kurum olarak sadece Robert Kolej vardı. Biz İngilizceyi yabancı hocalardan öğrendik. Bu da bana hayatım boyunca büyük bir avantaj sağladı. Hem İngilizce, hem temel dersler olsun Robert Kolej ezberci eğitim sisteminden ayrı olarak sorgulayan ve öğreten bir eğitim sistemini benimsemiştir. Ve her alanda bu kadar başarılı isimleri yetiştirmesinin sebebi bu yapıdır.

Bu kadar başarılı olmuş isimler ile arkadaş olmak, beraber yürümek, insanı farklı bir yöne doğru yönlendirir. Bu açıdan bakarsak arkadaşlarınız arasında değerli isimlerden kimleri örnek verebiliriz?

Robert Kolej, Robert Kolej’de okuyabilecek durumda olan öğrencilerin arasından en iyilerini seçen bir okul. Bu öğrencilerin arasında tek düze eğitim yapılmadığı için insanın içindeki değişik yetenekler ortaya çıkabiliyor.  Yani okula girene kadar hepimiz aynı sınavdan geçiyoruz aynı soruları cevaplıyoruz ama okula girdikten sonra herkesin değişik yeteneklerini ortaya çıkartıyor. İnsanın inandığı değerlere sonuna kadar saygı duyulan, ötekileştirilmeyen, çeşitli özgür düşüncelerin desteklendiği baskılanmadığı bir yapı. Tiyatro, sinema, yazar, şair, spor ve daha birçok alanda çok değerli isimler çıkmıştır. Benim dönemimden Özcan Tahincioğlu, Mehmet Pekarun aklıma ilk gelen dönem arkadaşlarımdır.

Türkiye’de Robert Kolej’in en az mezun profili olan alan girişimciliktir. İnşaat ve tekstil alanını düşündüğümüzde girişimci diyebileceğimiz profilin genelde sınırlandırılamayan ve kural tanımayan bir yapısı olduğu bilinir. Bu sebeple Robert Kolej mezunları bir sistematiğin içerisinde eğitim aldığı düşünülürse girişimcilik profiline uygun olmadıklarını söyleyebilirim.  Günümüzde girişimcilik yapan Robert Kolej mezunları genelde bayrağı ailesinden devralmıştır. Baba şirketi kurar ve çocuklar işi devam ettirir. Bir meslek lisesi mezunu arkadaşımızın ticaret ve girişim alanlarında Robert Kolej mezunlarına kıyasla daha avantajlı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü meslek lisesi mezunu olan kişi herhangi bir kahveye oturup oradaki insanlarla daha rahat iletişim kurabilir, kendini dinlettirmeyi başarır. Ama Robert Kolej mezunlarında bu duruma rastlayamazsınız. Öyle bir ortamda daha monşer kalır.

Tarsus Amerikan Koleji ve Robert Kolej mezunları arasında belirttiğiniz yönde farklılıklar olduğu belirtildi. Yani Tarsus Amerikan Koleji’nin daha gelenekçi ve Robert Kolej’in daha batılı eğitim tarzını benimsediği söylenir. Siz bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Benim eşim Tarsus Koleji Mezunu. Evet belirttiğiniz gibi arada büyük farklılıklar var. Robert Kolej’de birey ön plana çıkarken Tarsus Amerikan Koleji’nde daha bütünlük, birlikte hareket etme durumu söz konusu.

İş hayatınıza başlarken Robert Kolej’in etkisi oldu mu?

Robert Kolej’de aldığım temel eğitim ile Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazandım ve bitirdim. Boğaziçi Üniversitesi bana hiç yabancı değil Robert Kolej’in devamı gibi hissettim. Bir tepeden ötekine geçtim diyebilirim. Üniversiteyi bitirdikten sonra ilk Ünilever firmasında iş hayatına başladım. Ünilever’de işe başlamak, üniversiteye girmekten daha zordu benim için. Bir sürü sınav ve mülakattan geçtim, bu sınavların hepsinde kendini ifade edebilme, bilgi, beceri anlamında Robert Kolej’in büyük katkısını gördüm. Verdiği özgüven sayesinde insanların dikkatini çekebiliyorsunuz. 

Ünilever firmasından sonra Bilge Adam olarak kendi işimi kurma aşamasında Robert Kolej’den kazandığım avantajlar tersine dönmeye başladı. Çünkü bu durum biraz girişimcilik gerektiriyordu. Yani Robert Kolej’i uzun boyluluk olarak düşündüğümüzde, Basketbol için avantaj sağlasa da Futbol için dezavantaj sağlıyor. Türkiye’de girişimci olmak biraz deli işidir. Herkes de girişimcilik ruhu olmaz. Ben yine kendimi biraz daha şanslı görüyorum. İlk binamızı kiraladığımız zaman bina sahibi abimiz de Robert Kolej mezunuydu. Her zaman olmasa da hayatımın bir bölümünde mutlaka Robert Kolej’in faydasını görüyorum. Ve o binayı tutup Robert Kolej mezunu arkadaşlarımla birlikte Bilge Adam’ı kurduk.

İş hayatınız da Robert Kolej dönem arkadaşlarınız ya da önceki dönemlerden Robert Kolej mezunlarından destek gördünüz mü? 

Direk olarak bir destek gördüğümü söyleyemem. Ama iş hayatında mutlaka bir yerlerde bir faydası ve avantajı olmuştur. Hiç ummazsınız Amerika’da veya Avrupa’da bir iş yapıyorsunuzdur bir yerlerden mutlaka bir arkadaşınızın desteğini görürsünüz. Robert Kolej dünyanın her yerine dokunan çok özel bir camiadır. Robert Kolej Türkiye gibi gelişmekte olan, güçlü bir ülkenin markasıdır. Sizde bu markanın bir parçası olduğunuz zaman haliyle bu avantajı hissediyorsunuz. Ancak girişimcilik alanında bu markayı taşımanın faydası zararlarından azdır, zordur. Samimi olmak gerekir ise bir girişimci olarak bu zorlukları yaşadığımı söyleyebilirim.

Birçok Robert Kolej mezunu çocuklarının da Robert Kolej’de okuması için çaba sarfediyor. Siz çocuklarınızın Robert Kolej’de eğitim almasını ister misiniz?

Kaan ve Kuzey adında 2 erkek evladım var. İnşallah Robert Kolej’e girebilirler. Böylesine büyük bir camianın parçası olmalarını çok isterim. Ancak günümüzde rekabet çok daha fazla. Benim dönemimde 700 bin akranımla yarışarak Robert Kolej’e girmiştim. Şuan 1,3 milyon öğrenci ile yarışarak sınava giriyorlar. Dolayısıyla şartlar daha ağır. Biz maddi manevi olarak onlara her zaman desteğiz. Fırsatları sağlıyoruz ama bu fırsatları kullanmak onların ellerinde. Hakkaniyetli bir şekilde çalışıp, fırsatları değerlendirip Robert Kolej gibi bir kurumda eğitim almalarını istiyorum. Umarım başarılı olurlar.