Robert Kolej tipi bir eğitimi Türkiye’de hiçbir okul vermiyor
Eğitim ile geleceğin hangi doğrultuda seyrettiğini kestirmek oldukça güç. Ancak başarılı sistemler, bugün eğitim adına neyi, nasıl yapmamız gerektiğini gösterebilir. Başarılı eğitim veren kurumlarımızdan biri olan Robert Koleji mezunları ile ilgili yaptığımız söyleşiler çerçevesinde bir araya geldiğimiz Bimeks Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akgiray, kolej ile ilgili düşüncelerini paylaştı.
Robert Koleji’ne girişiniz ile ilgili dönem ile ilgili neler hatırlıyorsunuz, okuyucularımızla paylaşır mısınız?
Bundan 40 sene evvel Göztepe Ortaokulu’ndan mezun oldum. O okul artık yok; sanırım Anadolu Lisesi oldu. 1970’li yıllarda oradan mezun olurken Robert Koleji çok fazla bilenen ve rağbet gösterilen bir okul değildi. O dönemlerde özel okul sınavlarına çok az kişi giriyordu. Bizim sınıftan en fazla 5 kişi vardı mesela özel okul sınavlarına girecek olan. Robert Koleji’ni, sınav için gittiğimizde gördük ve çok beğendik. Eğitimde Amerikan tarzını benimseyen ve bu sebeple eğitimi iyi olan bir okuldur. Ezberden çok anlamaya yönelik bir eğitim tarzına sahiptir. Öğrencilerini olabildiğince iyi yetiştirir. Oradan benim dönemimde mezun olup Türkiye’de kalan pek olmadı. Arkadaşlarımın %70’i yurtdışına gitti. Çoğu Amerika’da. O dönem yurtdışına gitmek daha popülerdi.
Siz okulda yatılı mı okudunuz?
Yatılı da okuduğum dönemler de oldu. Yatılı okumak farklı bir deneyim oluyor. İlk sene Boğaziçi Üniversitesi kampüsünde üniversitelilerle beraber okuduk. Daha sonra biz Robert Koleji’nin Arnavutköy’deki kampüsüne taşındık. Binası, bahçesi ve ortamı çok güzeldi. Batı kültürünü çok iyi öğretiyor.
Robert Koleji’nden yetişen değişik alanlarda çok değerli isimler var. Bu değerli isimler ülkemizde de söz sahibi konumlarda olmuşlar. Günümüzde bu gelişimin sekteye uğradığı şeklinde bir görüş hâkim. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Robert Koleji’ne bu yaz 40.yıl mezunlar toplantısı vesilesiyle gittim. Bizim sınıfı temel alarak konuşacak olursam doktor olan arkadaşlarımızın çoğu profesör olmuş ve mesleklerini Türkiye’de icra ediyorlar. Mühendislik gibi bölümleri bitirenlerin ise yurtdışına gitme ve orada kalma oranları daha yüksek.
Bu dönem de Robert Koleji mezunlarının Türkiye’de değil de yurtdışında devam edecekleri yönünde görüşler var.
Zannetmiyorum. İlk defa 1974 yılı mezunları üniversiteler arası yapılan sınavla Boğaziçi Üniversitesi’ne girmeye hak kazandılar. Daha öncesinde Boğaziçi Üniversitesi’ne Robert Koleji’nden doğrudan geçiş vardı. Hatta Boğaziçi Üniversitesi, Robert Koleji’nin bir uzantısı olarak algılanıyordu. ‘Boğaza nazır diploma hazır’ denirdi mesela. O dönemde Boğaziçi Üniversitesi’nin adı Robert Koleji’ydi. Şimdiki Robert Koleji ise Robert Akademi adını taşıyordu. Merkezi sınav sistemine girdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi’nin popülaritesi arttı.
Dil eğitiminin kaynağı lisedir. Üniversitede dil eğitimi ikinci planda kalıyor. Lisede ise hem dil, hem edebiyat, hem de tarih eğitimi görüyorsunuz. Robert Koleji mezunu bir öğrenci en az bir İngiliz kadar batı medeniyetini, akımlarını ve medeniyetin nasıl geliştiğini bilir. Öğrenciler tarihi öğrenirken tüm felsefi akımları, ekonomik, siyasi ve sosyal gelişimleri de öğrenir. Bunların dışında Türk tarihini ve medeniyetini de bizim liselerde okutulduğu kadar öğrenirler.
Aldığınız eğitimin çalışma hayatınıza etkileri oldu mu?
Olmuştur mutlaka. Aldığınız eğitim özgüveninizi ve karar alma yeteneğinizi geliştiriyor. Eğitimini aldığınız medeniyetin getirilerine göre hareket ediyorsunuz. Kendi çocuklarımın da Robert Koleji’nde okumalarını isterdim ancak puanlar çok yüksekti. Benim döneminde Robert Koleji Türkiye’nin çeşitli yerlerinden lise birincilerine ulaşıyordu. İyi beyinleri bir araya getiriyordu. Kolejin sınavlarına bin kişi giriyordu 100 kişi alınıyordu. Şimdi ise 50 bin kişi giriyor ve yine 100 kişi alınıyor.
Robert Koleji mezunları ekonomik yönden başarılı oldu ancak siyaset dünyasında başarılı olamadı şeklinde bir görüş var. Siz ne düşünüyorsunuz?
Bu biraz da kişilikle alakalı bir durumdur. Siyasi açıdan başarısız ibaresini kullanmak da sübjektif bir yaklaşım olur.
Robert Koleji çıkışlı önemli holding sahipleri yine Robert Koleji mezunlarından oluşan bir ekip kurmayı tercih ediyorlar. Sizin böyle bir yaklaşımınız oldu mu?
Biz küçük bir firmayla iş hayatına atıldığımız için o dönemde bize başvuran olmadı. Bu dönemde de kadrolar yerleşmiş olduğu için yine öyle bir yaklaşım içerisine girmedik.
Lise dönemine dair anılarınız var mı bizimle paylaşabileceğiniz?
Robert Koleji keyifli bir okuldu. Bizim okulda mesela kravat serbestti. Mezuniyet töreninde Amerikalı müdürün konuşmasını hatırlıyorum. O dönemde Türkiye’de bir sürü çalkantı söz konusuydu ve müdürün okuduğu metinde de rüşvet ve ahlakın bozulduğuna dair açıklamalar yer alıyordu. Müdür metni okuduktan sonra öğrencilere dönüp metni nereden almış olabileceğini sorduğunda güncel bir gazete yazısı olduğunu düşündük. Ancak değildi. Çivi yazısıyla Sümerler döneminde yazılmış bir metindi.
Kolej mezunlarının birbiri ile körü körüne ilişki içerisinde olmadığı ifade ediliyor sizin bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Robert Koleji çıkışlılarda diğer liselerde olduğu gibi sıkı bir bağ ve mezunlar derneği dışında birbirleriyle pek de ilişkileri yoktur. Daha ziyade Amerikan kültüründe mevcut olan bireyci yönelim hâkimdir. O yüzden kulüpleşme havası olmaz. Robert Koleji’nde herkes başına buyruk ve zıt eğilimlidir. Ayrıca bahsettiğim gibi yurtdışına giden ve oraya yerleşen arkadaşımız çok oldu. Süleyman Gökoğlu diye bir sınıf arkadaşım var örneğin NASA’da üst düzey görevli. Bir tek tıp okuyanlar Türkiye’de kaldılar.
Kolejin eleştirebileceğiniz yönü var mı?
Robert Koleji’ndeki batı kültürünü içinde bulunduran eğitimle Türk kültürünü kapsayan eğitim benzer şekilde birlikte verilebilse daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Düşünmeyi öğreten ve demokratik kafa yapısı veren bir eğitim sistemi söz konusu. Ben Türk edebiyatı ve İngiliz edebiyatı derslerine giriyordum ve İngiliz edebiyatından yüksek not alırken Türk edebiyatı dersinden düşük not alıyordum. Çünkü derslerin veriliş şekilleri çok farklıydı. İngiliz edebiyatı dersinde Goethe’nin bir eserini okuyup çözümleme yapıyorduk ve içeriğini analiz ediyorduk. Türk edebiyatı dersinde ise ezber ön plandaydı. Kendi medeniyetimizi geçmişiyle beraber yorum katmadan batı kültürüyle harmanlayıp verebilsek Türkiye’de kavgalar biter. Robert Kolej gibi sosyal konulara, tarihe ve edebiyata bile analitik bakan bir eğitimi Türkiye’de hiçbir okul vermiyor.