Robert Kolej’de verilen özgüven başarının anahtarıdır

Fark yaratıldığı oranda başarılı olunduğu düşünüldüğünde, içerisine girilen eğitim süreçlerinin bu doğrultuda organize edilmesi kaçınılmaz bir durumdur. Bu noktada farkını yaratan eğitim kurumları da dünyanın birçok köşesinde olduğu gibi ülkemizde de tercih edilir kurumlardır. Tercih edilen eğitim kurumları içerisinde yer alan Robert Kolej 150 yılı aşkın süredir başarılı insanları yetiştirmeye devam ediyor.

1992 Robert Kolej mezunu olan MV Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Aslan, Robert Kolej’de aldığı eğitim ile ilgili anılarını bizlerle paylaşırken, alınan eğitimin insan hayatına etkilerini gözler önüne seriyor. 

Robert Kolej’de eğitim süreciniz nasıl başladı?

Bu soruya kısaca annemin cabalariyla diyebilirim. Ben varlıklı bir aileden gelmiyorum. Babam devlet memuruydu ve İstanbul Kuyubaşı’nda bir devlet ilkokuluna gidiyordum.  Beni sınıf içinde basarılı bulan ilkokul ogretmenim bir gün  evimize gelerek , anneme beni gönderebilecegi  bir dershane tavsiye etti. Annemin beni oraya yazdırmasıyla kolej sınavlarına hazırlandım.Annem ve öğretmenimin aksine babam ekonomik sebeplerle Robert Kolej’i tercihlerimin arasında yazmama karşı çıktı. Ancak annemin ısrarlı olması sayesinde burslu olarak Robert Kolej’e başladım.

Robert Kolej’deki anılarınızdan bahsetmeniz gerekir ise aklınıza ilk gelenler nelerdir?

Biz o dönem sınava girenler arasında başarılı olan 110 kişi Robert Kolej’e başladık. Sadece İngilizce dersi gördüğümüz hazırlık sınıfı olan ilk sene dersler bize o kadar ağır geldi ki bu 110 kişiden 18 kişi bütünlemeye kaldı. Bütünleme sınavları sonucunda gecen 2 kişi dşıinda toplamda 16 kişi hazırlık sınıfını tekrar ettik. Okul yönetimi tekrar yapan 16 kişiyi yeni başlayanlarla aynı sınıfa vermeyi doğru bulmadı ve sadece bize ozel adına hazırlık 2 denilen ek bir sınıf açıldı. Robert Kolej anıları dediğinizde aklıma gelen ilk şey hazırlık 2 sınıfıdır. Hazırlık sınıfını iki kere okumuş olmam sayesinde ileriki senelerde sınıf arkadaslarımın çogundan  hep bir yaş büyük oldum. Orta 2. ve Orta 3. sınıfta bir uygulamamız vardı. Okula yeni gelenlere yardımcı olur, okulun düzenini sağlardık. Ben bu uygulamada görev aldım. Bu sayede hocalar beni tanıdı, saygınlığım arttı. Bu bana okul yıllarında inanılmaz bir özgüven vermiştir.

Sizin döneminiz için konuşursak Robert Kolej’de zengin ailelerin çocuklarının sayısı fazla mıydı?

Benim okuduğum dönem çok zengin aile çocukları yoktu. Genelde burslu okuyan çocuklar vardı. 92 mezunları için bunu söyleyebilirim. Şuanda da hala üniversitedeki değil lisedeki arkadaşlarım ile görüşüyorum. Robert Kolej’in dezavantajı, okuldan mezun olan dönem arkadaşlarınızın yarısı Amerika’da hayat kurup orada yaşamlarına devam ediyorlar. Bu sebeple görüştüğünüz arkadaş sayınızda azalma oluyor.

Kolej’i bitirip yükseköğretime geçtiğiniz dönem Robert Kolej’in tercih yapabilme de etkisi ya da bir avantajı oluyor mu?

Bizim lise son sınıfta çeşitli derslerimiz vardı. Eğer siz Amerika’da okulunuza devam etmek istiyorsanız, Amerika’da ilk sene okuyacağınız birçok dersi lise son  sınıfta alabiliyordunuz. Bu sebeple Amerika’daki eğitimi tanımaya başlardınız. Sonuçta Amerikan okullarının bir  amacı da her ülkenin en zeki çocuklarını seçerek onlarıi en iyi sekilde  yetiştirmek ve kendi ülkelerinde yönetici yapmaktır. Robert Kolej’de bu mantıkla potansiyeli yüksek çocukları lise dönemindebünyesinde yetiştirip Amerika’daki yüksek okullara yönlendirmek için kurulmuştur.

Robert Kolej’in size kattığı değerler hakkında neler söyleyebiliriz?

Kesinlikle verdikleri özgüven çok fazladır. Robert Kolej’in bir diğer avantajı içinizde ne varsa onu çıkarmanızı ve onu olmanızı sağlıyor. Yani hangi yönünüz kuvvetliyse sizi o yönden desteklediğinden  siz o yönünüzün üzerine giderseniz profesyonel anlamda da öyle devam ediyorsunuz. Birey olmanızı özgüveninizin gelişmesini sağlıyor.

Robert Kolej’de okurken sizin gelecek ile ilgili planlarınız nelerdi?

Benim aklım fikrim kendi adıma uluslararası bir fon kurmak ve bunu yönetmekteydi. Bizim ülkemizde borsa 1985-1986 yılında rahmetli Turgut Özal zamanında kurulmuştu. O dönem borsadaki hisse ve fiyat hareketlerini içeren gazete kupürlerini kesip saklar ve tek tek hacimlerini kontrol eder artış ve düşüşleri analiz ederdim. Bir hissenin işlem hacmi artıyorsa arkasından mutlaka önemli bir haber gelirdi. O hareketliliğe yatırım yaptığınızda kuvvetle  muhtemel kar ediyordunuz. Benim matematik yanım hep çok kuvvetliydi ve borsaya olan ilgim o zamanlar o kadar arttı ki benim işim bu dedim ve fon yönetmeye karar verdim. Benim bu kadar erken bir yaşta bu kararıiverebilmemin en onemli sebebi okulumun bana vermiş olduğu özgüvendir.

Bir farkındalık oluşturmak bu açıdan önemli. Her okulun öyle bir yapı içerisine girmesi mümkün değil. Bu anlamda okulun vizyon sahibi olması önemlidir.

Kesinlikle. Sizin hissetmeden okuldan aldığınız duygular sizi çok etkiliyor. Doğru bildiğimiz şeyi savunmamızı sonuna kadar götürmemizi destekleyen bir yapı vardı Robert Kolej’de. Özgüveni geliştirmek için büyük bir topluluğun önünde tek başımıza okuma yaptırırlardı bunu anımsıyorum. Tek başınıza prezentasyon yapıyorsunuz. Mesela bizim okulun lisesinde başkanlık seçimi yaparlardı. Herkes gruplarını oluşturur, propaganda yapılır, pankartlar açılırdı. Demokrasi ve özgüveni burada da hissedersiniz.

Robert Kolej mezunlarının çabuk kabul etmeme sıklıkla itiraz etme durumlarından söz edilir. Bu belirttiğiniz durum buna en iyi örnek aslında.

Evet kesinlikle.

İş hayatınıza adım atmanız nasıl gerçekleşti?

Türkiye’deki üniversiteye giriş sinav sistemi sebebiyle aslında Türkce Matematik agirlikli bir bolumde okuyarak borsaya ve finansa olan ilgim dogrultusunda bir bolumde okumak istememe rağmen matematik ve fizik derslerimin kuvvetli olmasi sebebiyle mühendislik tercihleri yapmak durumunda kaldım. İTÜ Elektrik Mühendisliği bölümünü kazandım ve bana cok cazip gelmemesine rağmen bu bölümü bitirdim. Universite sonrası aklımdaki kariyer yolunda gidip bir bankanın hazine bölümünde veya bir yatırım şirketinin varlık yönetim bölümünde  çalışmaya karar verdim.Çeşitli bankaların MT (Yonetici Adayı) sınavlarına girdim. Bunların hepsini kazandım ve bankaların hepsinden iş teklifleri aldım. Tüm o bankaların arasında sadece yeni kurulmuş olan Bayındır Bank Hazine Bölümünde çalısabilme seçeneğini sundu. Mantiken yeni mezun birisi olarak kendinizi garanti altına almak adına yeni kurulmuş bir bankayı tercih etmezsiniz. Ben yine Robert Kolej’in aşılamış olduğu özgüven ile Bayındır Bank’ı tercih ettim. 6 haftalikBayındırbank MT eğitim programınıi bitirdikten sonraBayındır Menkul Kıymetler sirketinde fon yönetimi bolumunde çalişmaya başladım. O tarihte Bayındır Bank’ı seçmiş olmam, bugün buralara gelmemde çok büyük etkendir. Bayındır Menkul’de Turkcell’in kurucusu olan Sn. Murat Vargı bizim müşterimizdi. O vesile ile Murat Bey ile tanıştık. 2000 yılı Ağustos ayynda Bayındır Menkul Kıymetler şirketinden  ayrılıp MV Holding’te çalışmaya başladım. Ağustos ayında bu kurumda 15 senem dolacak.

Family Office yani Aile Şirketi kavramını Türkiye’de ilk uygulayan kurumlardan biriyiz. Family Office, Türkiye’de yeni oturmaya başlayan ama dünyada çok yaygın olan bir uygulamadır. Varlıklı ailelerin bütün ihtiyaçlarını karşıladıkları, bankaya ya da başka bir kuruma gidip paramı yönet demektense kendi bünyelerinde küçük bir banka hazinesi gibi hareket eden küçük yapılar olarak açıklayabilirim. Bu uygulamayı ilk biz Türkiye’de kurduk.

MV Holding bünyesinde üretim olarak bakabileceğimiz bir yatırımınız var mı? 

MV Holding turizm, gayrimenkul, Telekom, enerji ve medya sektörlerinde değer yaratmaktadır.

Robert Kolej mezunlarının birbirlerine iş hayatında ve sosyal yaşamda destek oluyor mu?

Diğer dönemleri bilemiyorum ama 92 mezunları birbirlerini destekler diyebilirim. Bugün işe alım konusunda Robert Kolej’li birinin CV’sini önüme koysalar büyük bir ihtimal aldığı eğitim ve kültürü düşünerek onu tercih ederdim.