Robert Kolejinden mezun olan kişi, hiçbir doktrin ve dogmanın esiri olmaz

Aldığımız eğitimin niteliği geleceğimizi belirler. Hayatın karmaşık yapısı içerisinde problem çözme becerisi yetisini veren eğitim kurumları ise yetiştirdiği insanları bir adım öne çıkmasını sağlar. Yetiştirdiği insanları bir adım öne çıkaran eğitim kurumlarımızdan biri olana Robert Koleji’nin başarısı ile ilgili yaptığımız çalışmalar çerçevesinde görüşlerini aldığımız Sevka Derin Temeller Mühendislik ve Tic A.Ş Başkan Yardımcısı İnşaat Yüksek Mühendisi Zeki Karakimseli, sorularımızı yanıtladı.

Robert Koleji’nin en belirgin özellikleri ile ilgili bir değerlendirme yapmanızı istesek neler söylemek istersiniz?

Robert Koleji bizlere daima “istediğiniz şeyi düşünün, istediğiniz şeyi savunun” düşüncesini aşılamıştır. Bu özgürlük bence ekonomi, sanat, siyaset alanında da kendini göstermiştir. Robert Koleji’nden mezun olan kişi hiçbir doktrin ve dogmanın esiri olmaz. Yani tamamen kendi fikirlerini kendisi oluşturur ve onu uygular.

Robert Koleji inanç, siyasi fikir, düşünce yapısı açısından kesinlikle bir baskı yapmaz. O konularda tamamen siz kendi oluşturduğunuz benliğinizle soruların cevaplarını bulursunuz.

Bu hususlar ekonomi ile bağlantı kurulduğunda kolejlin farkını ortaya çıkarıyor değil mi?

Kesinlikle. Örneğin serbest piyasa ekonomisinde bunu açıkça hissettiriyor. Ben özgürlük dediğimde her açıdan özgür bir yapıyı kast ediyorum. Fakat bunun da bir kuralları olması gerekiyor.

Geçmişten bugüne baktığımızda önemli insanların yetişmesi ve bunun akabinde bu insanların birbirine destek olması gözlemleniyor. Bu destek sizin tarafınızdan da hissedildi mi?

Ben öyle bir desteğin olmadığını düşünüyorum. Yani körü körüne bir destek bizde yok. Galatasaray mezunları içerisinde söz konusu olan bu destekçilik olgusu bizde bulunmuyor. Bizde bireysel özgürlüğe saygı duyan bir yapı var Galatasaray Lisesinde bu durum çok daha farklı. Ben Galatasaraylıyım ve Galatasaray Kongre üyesiyim. Genel kurul ve kongrede toplantılara katılıyorum, toplantılarda mezunları ezbercilik sistemiyle kendi bünyelerine kabul ediyorlar. Bizde böyle bir durum kesinlikle olmaz.

 Birbiri ile anlaşabilecek özgür düşünceli insanların da bir araya gelmesini yadırgamamak lazım. Robert Koleji ekolü aynı çatı altında yansımasını bulabiliyor. Örneğin Eczacıbaşı ya da Boyner Grubu’nda birçok Robert Koleji mezunu var. Aldığı eğitimden emin olduğunuz birine iş vermek doğal bir durum değil mi?

Tabi. Bulunduğu kuruma güvenli bir eğitim almış kişinin gelmesini sağlamak için bu söylediğinize katılıyorum. Örneğin bugün iş görüşmesinde ben İngilizce biliyorum diyen kişilerin büyük bir çoğunluğu maalesef İngilizce bilmiyor. Halbuki bu görüştüğünüz insan Robert Koleji mezunu ise siz onun nasıl bir eğitim aldığını bildiğiniz için tereddüt etmeden işe alabiliyorsunuz.

Geçmiş dönem ve bu dönemi düşünürsek Robert Koleji’nde iyi bir dil eğitimi almak, bu kişilerin hayatında büyük bir artı yaratıyor diyebilir miyiz?

40’lı yılları düşünürsek ülkede yabancı dil bilen insanların sayısı çok azdı ve o yıllarda Robert Koleji mezunları oldukça başarılı işlere imza atmışlardı yabancı dilleri sayesinde. Ayrıca okuldan mezun olan arkadaşlarımızın çoğu dil ve almış oldukları kültürün sağladığı kolaylık ile Amerika’da yaşamaya başladılar.

Bu önemli bir durum, uluslararası yapıların içerisinde kendilerine yer bulmak ve bu yapıların birbiri ile ilişkilerinin sürdürülebilmesi, ülkemize de önemli bir katkı sağlamıyor mu?

Tabi bu açıdan eğitimin rolü ve ülke için katkıları büyük. Bir dönem Coca Cola’nın CEO luğunu yapmış daha sonra milletvekili olan bizim dönemimizden arkadaşım olan Cem Kozlu’yu örnek verebilir. Çok büyük bir başarı gösterdi ve ülkemize de çok büyük katkıları olmuştur.

Başarılı insanlar yetiştirmiş bir kuruma, yetiştirilmiş başarılı insanlar destek oluyor mu?

Şöyle söyleyebilirim, yıllardır büyük kurumlar arasında koleji destekleyen kurumlar arasında Çukurova Grubu başta gelir. Mehmet Emin Karamehmet, koleji desteklemesinin yanı sıra çok insan yetiştirmiştir. Ancak şimdiki İktidar partisi tarafından bastırıldı. Çok badireler atlattı.

Hükümetin farklı bir bakış açısı mı var Robert Kolejlilere karşı?

Tam tersi. Artık hükümet Robert Koleji’ni de kendi taraflarına almış durumda. Ben bazen Boğaziçi Üniversitesini ziyaret ediyorum sarıklı, türbanlı, cübbeli öğrenciler görüyorum. Biz Robert Koleji yıllarımız boyunca böyle bir durum ile hiç karşılaşmadık.

İş hayatınıza nasıl başladınız? Robert Kolej mezunu olmanın size sağladığı avantajlar var mı?

Ben uzun yıllar Enka’da çalıştım. Dışişleri müdürüydüm. O zaman müteahhitlerin yurt dışına gitmeleri gerekiyordu ve bu o zamanların şartları ile zor bir durumdu. Ve tabi yabancı dil bilen mühendis bulmak neredeyse imkansızdı. Bu sebeple beni tercih ettiler. Sonra 1988 yılında İtalyan Şirketi Trevi Grup’tan ortaklık teklifi geldi. Ve ortak olduk. Bunu tabi yabancı dil bilmeden yapamazsınız. Bu büyük bir avantaj oldu benim için. O dönem Bolu Tünelinin ayakları ile ilgili bir çalışma gerçekleştiriyorduk ve depremden sonra çok büyük zarara uğradık. Sonrasında Trevi bu maliyetlere katlanamayacağını belirterek Türkiye’yi terk etti. Sonrasında Celal Sever ile ortaklık gerçekleştirdik. Ve yolumuza Sevka Derin Temeller A.Ş olarak devam ediyoruz. Kısacası kolejin aşıladığı özgürlük düşüncesi, bana iş yaşamımda çok katkı sağladı.

Sevka olarak hızlı tren projesinde yer aldınız değil mi?

Biz hızlı trende zemin ıslahı çalışması yaptık. İspanyol Firması Eskişehir Ankara arasının yapımında bulundular orada da taşeron firma olarak çalışmalar gerçekleştirdik.