Sektörün lideri Ford, yeni döneme hazır

Autoshow 2015’i geride bıraktık. Yoğun geçen bir fuar organizasyonundan sonra fuar ve sektör ile ilgili değerlendirmeler almak için bir araya geldiğimiz Ford Otosan Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yücetürk, sektörün geldiği noktayı dergimize değerlendirdi.

Autoshow 2015 ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Otomotiv fuarı eylemler nedeni ile biraz keyifsiz başladı. Bunun dışında Ford Otosan adına keyifli ve başarılı bir fuar geçirdiğimizi söyleyebilirim. Zira standında en çok yeni model sergileyen marka olduk. Fuarda dokuz yeni modelimizi sunduk. Bu modeller belli plan dahilinde önümüzdeki dönem Türk tüketicisine sunulacak. İlk günden itibaren standımızın yoğun ilgi gördüğünü söyleyebilirim. Dolayısıyla hem biz hem de bayilerimiz fuarın bereketinden memnun kaldık.

Fuar döneminde lüks segmentteki marka ve modellerin daha fazla ilgi gördüğü ifade edildi. Sizde bu düşüncede misiniz?

Otomotiv sektöründe trendler dönem dönem değişebiliyor. Gözlemlediğimiz kadarı ile lüks segmentteki otomobillerin daha düşük motorlarla ve daha uygun fiyatlarla pazarda ilgi görüyor. Bu modellerin motor hacimlerindeki azalma, beraberinde vergisel avantajlarda getirdiği için, pazarda avantajlı konuma geliyor. Bu doğrultuda da rekabetin artığı söylenilebilir.

Bu noktada tüketicinin markadan çok özelliklerine göre araç seçtiği sonucu ortaya çıkabilir mi?

Türkiye’de otomotiv sektörü rekabetin en fazla yaşandığı sektörlerin başında geliyor. Piyasada elliye yakın marka var. Hepsi aynı segmentte rekabet etmiyor ama yine otuza yakın markanın aynı segmentte rekabet ettiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu kadar markanın olduğu bir yerde sadakat yaratmak oldukça güç.

Bu ortamda rekabet etmekte oldukça zor olsa gerek.

Haklısınız, oldukça zor ve her geçen gün daha da zorlaşmaktadır.

Yakın bir geçmişte hibrit, veya elektrikli araçların daha heyecanlı bir şekilde pazar sunulmaya çalışıldığına tanık olduk fakat bugün aynı heyecanı göremiyoruz.

Sektörde şuanda pazara hibrit araç, elektrikli araç sunan var. Fakat bu alanın gelişiminin biraz zaman alacağını düşünüyorum. Çünkü altyapı ile ilgili sorunların giderilmesi ve geliştirilmesi gerekiyor.
Yurtdışında durum nasıl?

Yurtdışında bu konuda daha gelişmiş yerler var. Hükümetlerin politikalarına bağlı olarak farklı ülkelerde değişik seviyelerde gelişimlerin olduğunu gözlemliyoruz. Bizim ülkemizde de hükümetimizin vergilendirme ile ilgili sunduğu avantajlar var. Bu teşvik doğrultusunda zamanla gelişme sağlanacaktır diye düşünüyorum. Çevreci yaklaşımlarında bu alanın önünü zamanla açacağı kanaatindeyim.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık otomotive daha fazla destek olabileceklerini ancak sektöründe daha fazla katma değer yaratmak için çabalaması gerektiğini ifade etti. Konu ile ilgili sizin düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Biz bu noktada kendi adımıza neler yaptığımızı söyleyebilirim. Ar-Ge binasında bugün 1300 mühendis çalışıyor. Bu şekilde de ülkemize ve otomotiv sektörüne daha fazla katma değer yaratmak için uğraşıyoruz. Özellikle Ford Cargo’nun tamamıyla sıfırdan Türk mühendisleri tarafından yaratılıp burada imal edilip, yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda üretilen bir araçtır. Bu üründe arzulanan katma değerin yaratıldığını söyleyebilirim. Onun dışında Transit ve Courier araçlarında da mühendis arkadaşlarımızın alın teri ve emeğinin olduğunu belirtmeliyim. Bu açıdan katma değer üretmenin somut örneklerini verdiğimizi düşünüyorum. Bu noktadan yola çıkarak önümüzdeki dönemde kendimizi daha da geliştireceğimizi ifade etmek isterim.

2015 yılının geçen yıla göre daha iyi geçtiği ifade ediliyor.  Konu ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

2015 yılına baktığımızda pazar ilk beş itibari ile geçen yıla göre %50 artış gösterdi. Sektörü etkileyen iki önemli faktör var. Birincisi kur, ikincisi ise tüketici kredilerindeki faiz oranlarıdır. Bu yıl hem euro hem de faizlerin getirmiş olduğu avantajlar bu sene sektörün oyuncularının da beklemediği bir pazarla karşılaşıldı. Sonrasında seçim atmosferi ve işçi eylemleri ile birlikte pazarın biraz gevşediği bir ay yaşadık.

Önümüzdeki dönem ile ilgili beklentileriniz nedir?

Yaşanılan dönem itibari ile gelecek beklentileri ile ilgili somut bir şeyler söylemek oldukça güç. Ancak sektörün pazar büyüklüğü olarak bir verimliliğin olduğunu söyleyebiliriz.

Temelden bahsetmişken, önümüzdeki dönem stratejik planlarda Türkiye’nin yıllık bir milyon adet araç satışına ulaşacağı ifade ediliyor. Bu hedeflere ulaşmak zor mu ya da bu hedeflere ulaşmak için çok bekler miyiz?

Zor değil ve çok fazla bekleyeceğimizi de düşünmüyorum. Geçen yıl 800 binlerde kapanan bir pazar vardı, 2011 yılı 910 bin rakamı yakalanılarak tarihin en yüksek satış seviyesine ulaşıldı. Bu rakamlarda bir milyon sınırında olduğumuzun göstergesidir. Ekonomimizin büyümesi ile paralel olarak o rakamları kısa dönemde yakalayacağımızı tahmin ediyorum.

Bu ortamda Ford Otosan nasıl konumlanacak?

Bizim için geçen yıl önemli bir değişim senesiydi. Ticari araçlar kategorisindeki bütün ürünlerimizi yeniledik. Transit uzun yıllardır liderliğini devam ettiren ticari araçtı. Biz bu aracımızı baştan aşağı yeniledik. Onun dışında pazarda başarı ile yoluna devam eden Ford Connect markamızı yeniledik. Aynı zamanda o segmentte yepyeni bir marka olan Ford Courier aracını pazara sunduk. Bunun ile ilgili fabrika yatırımını da devreye aldık. Bu yapılanlar sonunda ticari araçta geçen yıl kabuk değiştirdiğimizi söyleyebilirim. Bu senede aynı kabuk değişimini binek araçlarda yaşıyoruz. Yelpazede değişmeyen sadece Ford Fiesta kalacak. Bu süreç 2014 yılında Ford Focus’ün değişimi ile başladı. Sonrasında Ford Fiesta’nın iki tane yeni donanımlı modelini piyasaya sunduk. Akabinde tamamı ile yenilenmiş Ford Mondeo’yu piyasaya sunduk ki bu araçta yoğun bir talep ile karşılaştık. Hemen ardından Ford C-Max’i devreye aldık.  Şimdi de fuarın yıldızı olan Ford Mustang ile tüketiciyi buluşturduk. Sene sonuna doğruda Ford Mondeo Vignale’yi pazara sunmaya çalışacağız. Devamında da Ford Galaxy yenilenerek gelecek. Bu çalışmalar bizi liderlik koltuğuna oturtur mu diye sorarsanız. Bunu hep birlikte yaşayıp göreceğiz diyebilirim. Ancak bugüne kadar lider olarak koşmaya alışmış bir firma olarak bundan sonrada hedefimiz liderlik olacaktır.

Birincilik önemli ancak ondan daha önemli olan bizce müşteri sadakatini yakalamaktır. Bunu başarabildiğiniz takdirde sürdürülebilir bir büyümeden bahsedebiliriz. Aksi yaşanan yoğun rekabet ortamında hayatı idame ettirmek kolay değil. Müşteri sadakatini de bugünden yarına yaratmak kolay olmuyor. Bunu yaratmak için tüm marka ailesi olarak tek bir felsefe ile hareket edip iş süreçlerinizi ona göre organize etmeniz gerekiyor.