SSM, alın teri yerine akıl teri ile sektöre katkı sağlıyor

Savunma sanayimizde yıllar itibari ile alınan yol oldukça tatmin edici boyutlara ulaştı. Bu noktanın en önemli göstergesi ise sektörün ciddi ihracat rakamlarına ulaşması oldu. Bu konuda gelişmelerin ilerleyen yıllarda daha ileri noktalara taşınacağı bir dönemde, savunma sanayimizin gelişiminde önemli roller üstlenen STM (Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ), önemli projelerde aldığı aktif roller ile ön plana çıkıyor.

Sektörün ve STM’nin geleceği ile ilgili değerlendirmelerde bulunan STM Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Faruk ÖZLÜ, sorularımızı yanıtladı.

STM olarak hisse yapınızdaki değişimle birlikte yeni bir sürece girdiniz. Bu yeni süreç ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Biliyorsunuz geçen yıl STM hisselerinin %34’ü SSM tarafından satın alındı. Bu satın alma ile SSM STM’nin doğrudan hissedarı oldu.  Hisse yapımızdaki değişiklikle birlikte şirket organizasyonumuzu da yeniden düzenledik. Bu değişim ile STM üç ana alana odaklandı. Bu üç ana alan;

1. Danışmanlık ve Mühendislik Hizmetleri

 2. İhracat Tedarik ve Lojistik Hizmeti

 3. Teknoloji Tabanlı Projeler

Bu stratejik karar ile STM’nin daha dinamik, daha hızlı ve daha güçlü bir yapıya kavuştuğunu söylemeliyim.

Hisse yapımızdaki değişiklik esasen sivil havacılık kurallarından kaynaklandı. Yeni hisse yapımızla birlikte STM sivil havacılık alanında sertifikasyon hizmeti verme konusunda bir atılım yapmış ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün Yetkili Denetim Kuruluşu olabilme hakkına kavuşmuştur. Yeni hisse yapısı sayesinde askeri alanda yürütülen uçuşa elverişlilik sertifikasyonu hizmetlerine ilaveten sivil alanda da hizmet verebilme imkânı doğmuştur.

STM’nin gelişen savunma sanayimiz içerisindeki yeri ile ilgili bilgi verir misiniz?

Savunma Teknolojileri Mühendislik A.Ş. (STM)1991 yılında Savunma Sanayii İcra Komitesi kararı ile kuruldu. Kurulduğu günden beri danışmanlık misyonu ile faaliyetlerine devam ediyor. STM, yıllara sâri büyüme potansiyeli ve dinamiği ile bugün Türkiye’nin en büyük danışmanlık firmalarından biri haline gelmiştir. Savunma Sanayii projelerinden elde edilen bilgi ve tecrübe ile oluşan nitelikli insan kaynağı sayesinde ileri teknoloji içeren her alanda fizibilite, danışmanlık ve eğitim hizmetlerini çeşitlendirerek ülkemize yeni teknolojilerin kazandırılmasında öncülük ediyoruz. STM olarak amacımız, savunma kurumlarımızın an yakın çözüm ortağı olmaktır.

1991 yılında STM’nin kuruluş amaçlarından biri de savunma sistemleri için gerekli olan yazılım teknolojilerinin ülkemize kazandırılması idi. Bu alanda da STM, çok kritik projelerde görev alarak önemli bir bilgi birikimi oluşturdu. Halen yürütülmekte olan Erciyes C-130E/B Aviyonik Modernizasyonu, ANKA, Jandarma Helikopter Modernizasyonu, ATAK Taaruz Taktik Keşif Helikopteri projeleri için görev destek ve yönetim sistemleri projeleri bunlardan bazılarıdır. Ayrıca, Genel Maksat Helikopteri Projesi için de verilmiş bir teklifimiz bulunuyor. Altay Projesi’nde tank komuta kontrol muhabere sistemi STM tarafından geliştiriliyor. Ancak bugün artık STM sadece bir yazılım firması değil.  STM, diğer savunma sanayii şirketlerinin yapabileceği işlere değil, onların yapamayacağı veya yapmaması gereken işlerde faaliyet gösterecek.

STM’nin bir diğer ağırlıklı hizmet alanı da deniz sistemleridir. Bu alanda yurt içinde ve yurt dışında su üstü gemisi ve denizaltı İnşa ve modernizasyon faaliyetleri yürütüyoruz. Askeri tersane ve sahil tesislerinin inşa ve yenileme alanlarında 2006 yılından itibaren çalışmalarımızı sürdürüyoruz. STM, Savunma Sanayinde son yıllarda yaşanan gelişmelere uygun olarak, özellikle yerli sanayi ile ihtiyaç makamları arasında bir arayüz oluşturacak şekilde yapılanmıştır. Örneğin 2006 yılında MİLGEM projesi ile başlayan süreçle askeri gemi inşa sanayileşmesi alanında etkin rol aldık ve milli sanayiye bu yönde öncülük edebilen uzman ve kilit bir kadro oluşturduk. Çok sayıda askeri gemi inşa yan sanayi firmasına iş ve istihdam katkısı sağladık. STM adeta MİLGEM Projesi ile büyüdü.

Bu kurumsal yapılanma sonucunda STM bugün; deniz projeleri alanında yurtiçi ve yurtdışında dizayn faaliyetleri, platform/sistem entegrasyonu, ana sistem tedarik ve altyapı oluşturma ile sanayileşme hizmetleri ve proje yönetimi/danışmanlık faaliyetlerini başarı ile sürdürmektedir.

Mühendislik ve Danışmanlık, Uçuşa Elverişlilik veSertifikasyon gibi faaliyetlerin yanı sıra savunma sanayindeki bütün paydaşlara destek olacak şekilde, yeni akredite test merkezlerinin kurulması, mevcut test altyapılarının konsolide edilmesi, performansa dayalı lojistik uygulamalarının sektörde yaygınlaştırılması gibi alanlarda da yeni görevler üstlenmek istiyoruz.

Günümüzde güvenlik ve savunma kavramları, bilindiği üzere, siber sahaya da genişlemiştir. Dünyada bu alana çok ciddi yatırımlar yapılmakta, bütçeler ayrılmaktadır. Örneğin, siber güvenlik altyapısı geliştirilmesi için Fransa 1,3 milyar $ kaynak ayırıyor. STM son yıllarda, siber güvenlik ve savunma alanlarında kabiliyet geliştirmekte, bu alanda sadece yurt içi projelerle yetinmeyip Avrupa Birliği projelerinede katılmaktadır.

Bir taraftan savunma sanayii geliştirme faaliyetlerimizi sürdürüyorken aynı zamanda bu kabiliyetlerin sürdürülebilirliğini sağlayacak yönde adımlar da atmamız gerekiyor. Savunma Sanayii için sürdürülebilirlik konusu, üç sacayağı şeklinde ele alınmalıdır. İlk ayaksektörün teknolojik derinliğinin artırılması ve daha geniş bir tabana yayılmasının sağlanması, ikincisi tedarik faaliyetlerine ilaveten ömür devri yönetimi çerçevesinde platform ve sistemlerin lojistik desteğinin üretici firmalar tarafından sağlanacağı yöntem ve sözleşmelerin geliştirilmesi ve uygulanması, üçüncüsünü de dünya piyasalarında rekabet edebilir ürünler geliştirerek ihracat faaliyetlerinin geliştirilmesi olarak özetleyebiliriz. Ayrıca STM’nin en önemli sermayesinin; entelektüel birikimi yüksek beyaz yakalı çalışan profili ile mühendislik alt yapısı olduğunu vurgulamak isterim.

Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın savunma ürünlerinde yerlilik payının artırma çalışmalarının sektöre yansımaları hakkında bilgi alabilir miyiz?

Savunma Sanayimizin geliştirilmesi Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın en temel görevlerinden biridir. Dışa bağımlılığımızı azaltacak özgün ürün ve teknolojileri üretme konusunda Savunma Sanayii Müsteşarlığınca sektör stratejilerive yol haritalarıyla sektöre yön verilmekte, bu kapsamda hem üniversitelerimizle sanayi firmalarımız, hem de sanayi firmalarımız ile KOBİ firmalarımız arasında iş birliktelikleri desteklenmektedir. Ayrıca uluslararası firmalar ile ülkemizdeki sanayi firmaları arasında ortaklıklar kurularak bilgi transferi yapılmasını sağlamaktadır. Bu çalışmalar ile kritik teknolojiyi haiz savunma sistemlerinin tasarım ve üretiminde bilgi birikimi sağlanmaktadır. SSM, alın teri yerine akıl teri ile sektöre katkı sağlamakta. Hâlihazırda devam eden ANKA İnsansız Hava Aracı,  ALTAY Tankı, MİLGEM Savaş Gemisi gibi projeler bu yöndeki çalışmalardan bazılarıdır. Gelişen yurt içi savunma sanayimizle birlikte firma ve teknoloji çeşitliliği, altyapı imkânları ve insan kaynağımızın yetkinliğide artmaktadır. STM olarak bu sürece danışmanlık hizmetlerimizi ve teknik kabiliyetlerimizi, Pakistan örneğinde olduğu gibi,  yurt dışına da açarak ve dünyanın önde gelen danışmanlık firmaları ile işbirliğine giderek ülkemizin akıl ve teknoloji ihraç eden bir ülke konumuna gelmesi için çaba harcayarak katkıda bulunmak istiyoruz.

Son 10 yılda Türkiye’de yaşanan büyümeye paralel olarak bütün yurt sathına yayılmış organize sanayi bölgelerinde modern teknolojik imkânlara sahip KOBİ’ler hizmete girmektedir. Yerli sanayinin askeri gemi projelerine katılımının dönüm noktalarından biri olarak MİLGEM projesini vurgulamamız gerekir. STM, MİLGEM projesinde kendi iş payına ait kısmı yaklaşık %70’e çıkartarak mevcut gemi inşa yan sanayini askeri gemi inşa sanayine entegre etme yolunda önemli bir katkı sağlamıştır. Askeri gemi inşa ve modernizasyon faaliyetlerinde STM’nin sanayi ile bütünleşmesi sadece Tuzla bölgesi ile kısıtlı kalmamış, Yeni Tip Denizaltı gibi önemli projelerde Konya, İzmir, Kayseri gibi Türkiye’nin her bölgesindeki sanayicilerin askeriprojelere katkı sağlaması yönünde önemli adımlar atılmıştır.

STM olarak yeni ve gelişmekte olan teknolojiler ve ihtiyaçlar çerçevesinde milli çözümlerin üretilebilmesi ve yerli katkı payının artırılması için çok sayıda fizibilite çalışması gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmaları yurt içi firmalarla birlikte gerçekleştiriyoruz. Kısa-orta-uzun vadede ürün ve AR-GE yol haritaları çıkartıp Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na sunuyoruz. Bu yol haritaları sayesinde ileriye dönük AR-GE ve ürünleştirme faaliyetleri daha sonuç odaklı ve etkin bir şekilde ilerleyebiliyor ve ihtiyaçlar somutlaştığında ihtiyacı karşılayabilecek yerli ürünler de hazır hale gelebiliyor. Bu çerçevede uydu-uzay teknolojilerinden, siber güvenlik teknolojilerine kadar çok geniş bir yelpazede fizibilite etütleri ve danışmanlık hizmetlerimizle katkılarımızı sürdürüyoruz.

STM olarak güncel projelere yaptığınız katkıları aktarır mısınız?

Bizim güncel projelere yaptığımız en önemli katkı danışmanlık hizmetlerimizdir. Bu katkı ile yeni teknoloji içeren tüm platform, sistem ve teknoloji projelerinde, kuluçkalama aşamasından itibaren ürün ömür devri boyunca operasyonun içinde yer alarak sürdürülebilir,  yenilenen, son teknolojiye hâkim bir insan kaynağı havuzumuz oluşmuştur.

Halen geliştirilmekte olan birçok milli platform için görev destek sistemleri ve komuta kontrol yazılımları geliştiriyoruz. ATAK, ERCİYES, TİHA, Jandarma Helikopter Modernizasyonu gibi önemli havacılık projelerinde Görev Planlama Yazılımları ve Sayısal Harita Sistemleri sağlayıcısı olarak yer alıyoruz. Günümüzde yazılım geliştirme teknolojileri içerisinde emniyet-kritik yazılım geliştirme önemli bir yetkinlik alanı olarak ortaya çıkmaktadır. ATAK projesindeki kazanımlarla birlikte STM emniyet-kritik yazılım geliştirme, test ve doğrulama faaliyetlerinde Savunma Sanayi’nde önemli bir konuma gelmiştir.

2009 yılından bu yana STM, NATO pazarını öncelikli dış pazarlarımızdan biri olarak görüyor  ve bu alanda yoğun çalışmalar yapıyor. Bilindiği gibi, halen iki önemli NATO Projesinde yer alıyoruz. Bunlardan ilki NATO’nun stratejik seviye Hava Komuta Kontrol Bilgi Sistemi olan AirC2IS Projesi. Bu proje, oldukça zorlu geçen bir ihale süreci sonunda en iyi teknik ve maliyet çözümü sunmamızın ardından Ocak 2011’de bizde kalmıştı. Projenin amacı hava harekâtı ve balistik füze savunma planlarının stratejik seviyede planlanmasına yardımcı olmak, stratejik, operasyonel ve taktik seviye verilerinin bilgiye dönüşerek değişik seviyelerde kolay bir şekilde kullanımını sağlamaktır. Proje başarılı bir şekilde devam ediyor.

AirC2IS Projesi teklifinin kazanılması sonucu olarak ve ihtiyacın aciliyetinden dolayı gene 2011 yılı Eylül ayı içerisinde bu kez tek kaynak olarak Afganistan Görev Ağı Entegrasyon Çekirdeği Projesi’nde (AfghanistanMission Network-Integration Core, AMN INT CORE) çalışmaya başladık. Bu projenin amacı Afganistan’daki NATO ve diğer koalisyon ülkelerinin bazı bilgi sistemlerinin birlikte çalışabilirliklerini sağlamak üzere basit, esnek, sağlam ve adapte edilebilir bir Entegrasyon Çekirdeği geliştirerek, hava komuta kontrol bilgileri, müşterek harekât resmi ve muharebe bilgilerinin dağıtımına yönelik ISAF iş süreçlerine destek olmaktır.  AMN INT-CORE Projesi’nde tüm zorlu test süreci başarıyla tamamlanarak, Haziran 2013 ayı içerisinde ISAF’e kurulum gerçekleştirilmiştir.

AirC2IS ve AMN INT-CORE projeleri Türk şirketleri tarafından NATO için yürütülen en büyük bilgi teknolojileri projeleri olup, NATO açısından da stratejik önemi haizdir ve pek çok teknolojik yenilikleri içermektedir. Bu nedenlerden dolayı, her iki projenin de hem STM hem de ülkemiz açısından çok önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Ayrıca, bu iki projede edindiğimiz önemli bilgi birikimini Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaçları için Türkiye’ye kazandırmak arzusundayız.

Siber güvenlikte yerli çözümlerin ortaya konulmasına yönelik fizibilite ve prototip ürün geliştirme çalışmalarımız ihtiyaçların belirlenmesine ve tedarik projelerinin şekillenmesine yardımcı olmaktadır. Siber Güvenlik konusunda yaptığımız Avrupa Birliği AR-Ge projeleri ile yurtdışındaki gidişatı da takip ediyoruz. Kamu ve savunma sektörünü ortak olarak ilgilendiren bu alanda, bütünleşik bir çözümün oluşturulması için SSM tarafından başlatılan projelere gerekli girdilerimizi de sağlıyoruz.

Savunma sanayimizin bağımsız ve akredite olmuş test merkezlerine ihtiyaç duyduğu ve bu ihtiyacın her geçen gün katlanarak arttığını görüyoruz. Biliyorsunuz araştırma-geliştirme-test-değerlendirme bütünsel bir süreçtir. Test yapıp doğrulamazsanız Araştırma ve Geliştirme ile elde ettiğiniz platform veya sistem bir prototiptir. Endüstriyel anlamı ve önemi yoktur.

STM’nin deniz projelerinde de çok önemli katkılar sağlamakta olduğunu daha önce ifade etmiştik. Bugün İstanbul Tersanesi ve Gölcük Tersanesi bünyesinde ve Teknopark İstanbul’da yerleşik, 100’e yakın üstün nitelikli personelimiz mevcuttur. Bu nitelikli insan gücümüzle:

  1. MİLGEM projesinde Dizayn Hizmetleri ile Sistem/Malzeme Tedarik ve Entegre Lojistik Destek (ELD) Hizmetleri,
  2. Denizde İkmal ve Muharebe Destek Gemisi Projesi Dizayn Paketi Hazırlama Faaliyetleri,
  3. Yeni Tip Denizaltı Projesi yerli sanayinin projeye katkı yönetimi ve denizaltı dizayn ve sistem entegrasyon faaliyetlerinin geliştirilmesi,
  4. 2 adet AY sınıfı (Tip 209) denizaltının modernizasyonu faaliyetlerini yürütüyoruz.

                Yurt dışında, Pakistan Denizde İkmal Tankeri projesinin ana yüklenicisi olarak Dizayn Paketi, Sistem/Malzeme Paketi Tedariki ve ELD faaliyetleri icra edilmektedir. STM tarafından MİLGEM projesinde görev verilen yerli sanayi firmaları, Pakistan projesinde de görev almaktadırlar. Bu durum, MİLGEM projesi kapsamında oluşturulan yerli sanayinin ihracat projelerinde de rol almasına yönelik en iyi örneklerden biridir. STM, bu projede Türkiye’den yaklaşık 3000 km uzaktaki Karaçi Tersanesinde 15.600 tonluk bir Denizde İkmal Tankerinin inşa edilmesinin sorumluluğunu üstlenmiştir. Bu proje kapsamında Karaçi Tersanesi çalışanlarına Türkiye’de eğitimler de verilmiştir.

KOBİ’lerin savunma sanayindeki etkinliğinin artırılmasında STM’nin özellikli Milgem projesi düşünüldüğünde önemli bir katkısı olduğu gözlemlenmektedir. Bu hususta gelinen nokta ile ilgili bilgi verir misiniz?

MİLGEM projesinde STM, ilk gemi TCG HEYBELİADA ve ikinci gemi BÜYÜKADA’nın tasarım hizmetleri ve platform inşa ve donatım malzeme ve hizmetlerinin tedariğini üstlendi. Projede tüm sorumluluklarımızı  proje takvimine uygun bir şekilde, hedeflenenin üzerinde yerli katkı payları ve yüksek müşteri memnuniyeti ile bütçe içerisinde kalarak gerçekleştirdik. Tüm bu işlerde KOBİ seviyesine kadar pek çok alt yüklenici ile iyi bir sinerji yakalayarak, onların da ürün ve hizmet kalitelerini istenilen askeri standartlara çekmelerine önemli katkılarda bulunduk.

MİLGEM Projesinde gemi inşa ve donatımında kullanılan malzeme, cihaz ve sistemlerin değer olarak % 60’ı yerli sanayi imkânları ile karşılanmıştır. Bu oran kalem bazında % 80 dolaylarındadır. Küçük boyutlu alımlarda 212 firma ile çalışmalar yürütülmüş, hizmet ve malzeme tedariki konusunda 70’e yakın özel sektör firması ile sözleşme yapılmış ve 9189 kalem malzeme tedarik edilmiştir. Hizmet ve malzeme tedarik sözleşmelerinin her biri için; sözleşme öncesinde ve sonrasında sürdürülen geliştirme, dizayn ve üretim çalışmalarının çok önemli hikayeleri vardır. Projede yer alan bütün firmalar STM’nin öncülüğünde, standartları Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından belirlenen ürünleri istenilen askeri standartlarda teslim edebilmek üzere; yoğun mühendislik faaliyetleri yürüterek istenilen cihaz/sistemi tasarlamışlar, üretmişler ve teslim etmişlerdir. Süreç içerisinde iyileştirme faaliyetleri ile de ürünlerini geliştirmişlerdir.

Askeri gemi inşa ve modernizasyon alanında katkı sağlayabilecek ve üretim yapabilecek kabiliyete sahip Türkiye’nin her yerinde büyük bir potansiyel mevcuttur. Önemli olan bu yeteneğin ortaya çıkartılması ve doğru yönetilmesidir. STM’nin sanayi alanında edinmiş olduğu bu tecrübe ile önümüzdeki dönemde gerçekleşecek askeri gemi projelerinde yerli sanayi kullanım oranlarının daha da artabileceğini değerlendiriyoruz.

STM olarak MİLGEM projesinin bundan sonraki aşamalarında geminin tüm inşa, performans ve teslimatından sorumlu ana yüklenicisi olmak istediğimizi bu vesile ile ifade etmek isterim.

Savunma sanayimizin gelişimi açısından ihracat hedefleri belirlenmekte ve firmalarımızın ihracatını arttırmak için çalışmalar yapılmaktadır. Bu açıdan STM olarak ihracat alanında yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

11 Mart 2011 tarihinde imzalanan, İhracatı Geliştirme Projesi Sözleşmesi ile, SSM tarafından belirlenen ülkelerde, savunma sanayi iş birliği ofislerinin kurulması ve işletilmesi, tanıtım hizmetleri ve pazar araştırmaları yapılmasına yönelik hizmetlerin gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Proje ile, Savunma Sanayi İcra Komitesi kararı çerçevesinde, SSM İhracat Stratejisi dokümanı temel alınarak Kuzey Amerika, Güney Amerika, Afrika, Avrupa, Orta Asya, G.Doğu Asya ve Orta Doğu’da, 2011 yılından itibaren SSM’ye bağlı olarak çalışacak Savunma Sanayi İşbirliği Ofislerinin kurulmasına başlanmıştır. Belirtilen bu amaçlara yönelik olarak ilk aşamada, Orta Doğu bölgesi için Riyad, K.Amerika bölgesi için Washington DC, Avrupa-NATO bölgesi için Brüksel, Orta Asya bölgesi için Astana’da Savunma Sanayii İşbirliği Ofisleri kurulmuş ve faaliyete geçmiştir. Sayın Bakanımızın talimatları doğrultusunda yeni bir konu olarak belirlenen Türk Savunma Sanayi ürünlerinin yurtdışı satışlarının koordinasyonun STM tarafından sağlanması üzerinde çalışmalarımız sürüyor. 

Geçen Şubat ayı içerisinde, MİLGEM ve benzeri gemilerin uluslararası pazarlama, teklif hazırlama ve verme faaliyetleri çerçevesinde STM, Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından ana yüklenici olarak görevlendirilmiştir.

Pakistan projesi ile birlikte STM dünyanın her yerinde askeri gemi inşa ve modernizasyon projelerini üstlenebileceğini göstermiştir. Bu amaçla Güney Amerika’dan Uzak Doğu’ya Kuzey Afrika-Orta Doğu bölgesinden Doğu Avrupa’ya kadar birçok bölgede İş Geliştirme faaliyetlerimiz devam etmektedir.

Artık ülkeler kendilerine hazır mal satılmasından hoşlanmıyorlar. Alacakları Platform veya sistemlerin kendi ülkelerinde üretilmesini veya inşa edilmesini istiyorlar. MİLGEM Projesinde STM İstanbul Tersanesi Komutanlığı’ndaki görevi sebebiyle askeri bir tersane iş yapmayı çok iyi biliyor. Bu sebeple, bir dost ve müttefik ülkenin deniz kuvvetlerine ait askeri tersanesinde Türkiye’den göndereceği malzeme ve sağlayacağı hizmetle MİLGEM’i en iyi şekilde inşa edebilecek en iyi firma STM dir.  Bu sebepledir ki, en kısa zamanda MİLGEM’i ihraç edebileceğimize inanıyorum.

Askeri gemi ihracatında anahtar-teslim çözümler sunabilen ve bu projelerde Türkiye sanayisine katma değer sağlayabilen STM’nin önümüzdeki dönemde çok sayıda başarı hikâyesine imza atacağına inanıyorum.

STM ve savunma sanayii ile ilgili görüşlerimi ifade etme fırsatı verdiğiniz için çok çok teşekkür ederim.