Tril markasının yaratıcısı Özgür Yaşa: Çağdaş bir eğitim aldığım için kendimi şanslı hissediyorum
Özel Tarsus Amerikan Kolleji (TAC) 1888 yılından bugüne vermiş olduğu eğitim ile ülkemizin köklü eğitim kurumları arasında yer almaktadır. Sağlık Eğitim Vakfı bünyesinde faaliyetlerine devam eden TAC, yıllar itibari ile vermiş olduğu mezunlar vasıtası ile ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunuyor.
TAC 1987 mezunlarından olan Özgür Yaşa, kariyerine Ernst&Young’da başlamış. Sonraki yıllarda tekstil alanında çalışmalar yapan Özgür Yaşa, son olarak ortaya çıkardığı ‘Tril’ markası ile ön plana çıkıyor. Tril ile başlayan sürecin tekstil alanındaki marka eksikliğini gidermek anlamında, bir nebze de olsa katkı sağlayacağını ifade eden Özgür Yaşa, kendisine büyük katkı sağladığını düşündüğü TAC’daki eğitim süreci ile ilgili duygu ve düşüncelerini okuyucularımızla paylaştı.
TAC’da eğitim görmek sizin için ne ifade ediyor?
Her şeyden önce çağdaş bir eğitim aldığım için kendimi şanslı hissediyorum. Özellikle son dönemde ülke insanı tarafından çağdaş eğitime verilen önemin azaldığını görünce aldığım eğitim daha anlamlı geliyor.
Önemli bir istatistik var, almış olduğu eğitim seviyesine kıyasla kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülkelerden biriyiz. Bu da eğitim seviyemizi yükseltmememiz halinde “orta gelir tuzağı” denilen sınıra takılabileceğimiz anlamına geliyor.
TAC’ın verdiği eğitimi düşündüğünüzde sizin için okulunuzu öne çıkaran en önemli husus nedir?
Biz okulda her şeyi en bilgilisinden aldık. Bu durumun bizim için hayatımıza ve iş hayatımıza önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. İngilizceyi hakkıyla konuşan hocalardan öğrendik ve TAC’nin 1800’lü yıllardan gelen bir ekolü var.
TAC’lı olmanın size katkısı nedir?
Çağdaş eğitim, insana bireysel düşünme özgürlüğü veriyor. Bireysel düşünme özgürlüğünüz olduğu zaman önce kendiniz için, sonra toplum için bir şeyler düşünüp üretebiliyorsunuz. TAC’da mezunların bir araya gelmesi birbirine destek olması, bir şeyler üretmesi gibi bir yapı var. TAC’daki durum bireysel fikirlere sahip çıkma, değerlendirme, kimine destek olma, kimini eleştirme şeklindedir. Bu okuldan mezun olanlar üniversite hayatında ve iş hayatında bireysel ya da toplumsal yaklaşımlarını kendi özgür iradeleri ile belirler.
Geçmişte eğitimdeFransız ekolünün ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Bugün bu yapı ingilizce dilinin hakim olduğu bir yapıya büründüğünü görüyoruz.
Amerikan ekonomisinin dünya ekonomisine hakim olmaya başladığı tarihten itibaren kırılma gerçekleşti. Bu sadece bizimle alakalı değil bugün Çin birçok öğrencisini master eğitimi almak için Amerika’ya gönderiyor. Amerika’nın gerek üniversitelerde verdiği eğitim gerek dünyayı kavrayış biçimi ve büyüklüğünü düşünürseniz, bu yönelimin kaçınılmaz olduğunu görürsünüz.
TAC’dan mezun olduktan sonra arkadaşlarınız ile okul içindeki iletişiminiz devam ediyor mu? Bizde her dönemin mezun olduktan sonra devam eden sıkı bir iletişimi vardır. Örneğin her sınıfın facebook sayfası var, tüm TAC mezunlarının yazıştığı bir yahoo grubumuz var. Tüm sınıfların bir sınıf temsilcisi vardır önemli haberleri bildiren. Böylece tüm okul camiası birbiri ile iletişim halinde olur. Bunu yeni nesillere, mezunlara da aktarmak istiyoruz.
TAC’da yeni mezunlar ve eski mezunların buluştukları özel günler oluyor. Biraz bu konudan bahseder misiniz?
Her 19 Mayıs haftası sonu beş yıllık mezunların TAC’da buluşmasıdır bu özel gün. 19 Mayıs’da birçok mezun, dünyanın birçok yerinden kalkıp hafta sonunu okulda geçirmek için TAC’a gelir.Bu sayede uzun zamandır görmediğiniz arkadaşlarınız ile bir arada bulunma imkanınız oluyor.
Bu etkileşimin aidiyet duygusundan kaynaklandığını ifade edebilir miyiz?
Çok doğru. Bizim başımız sıkıştığında yada akıl almak istediğimizde, bilgi alışverişinde bulunabileceğimiz çok kıymetli mezun arkadaşlarımız var. Ben bu şirketi kurarken bir çok arkadaşımdan marketing desteği aldım. Bu konuda bana en çok desteği sağlayanlardan biri de o dönemin Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane’dir. İlk satışa çıktığımız dönem büyük desteği de yine TAC’dan gördüm. Yani ortak bir eğitim kökeni olan insanlar ile bir arada olmak sizi kuşkusuz başarıya götürüyor.
Son yıllarda TACve benzeri okulların popülaritesi azaldımı?
Bu çok normal. Maalesef son yıllarda ülkemizde eğitim aşağılanır ve sorgulanır oldu. Türkiye’de bizim okulların verdiği çağdaş eğitim ile çatışan bir yapı var. Günümüzde iyi eğitim veren Anadolu Liseleri bile İmam Hatip Lisesine çevrilmeye çalışılıyor. Ayrıca TAC’in kurulduğu dönemlerde farklı bir dilde eğitim veren başka bir kurumun olmaması, bu okullardan mezun olanların ekonomide öne çıkmasına sebep oldu. Günümüzde yabancı dilde eğitim vermeyen okul yok. Bu okulların ortaya çıkması TAC ve benzeri okulların popülaritesini doğal olarak azaltıyor.
Yatılı okulda okumanın insana katmış olduğu değerin çok farklı olduğunu düşünüyoruz. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
Kesinlikle. Okulun sabah 8’de başlayıp 5’te bitmesi ile 24 saatin o okulda yaşanması apayrı bir duygu. Oradaki insanlar sizin aileniz gibi oluyor. Ayrıca TAC farklı uygulamaların yaşandığı bir kurumdur. Kendi okul kuralları olan bir yapı. Lise son sınıf okuyanların o sene okul müdürü kadar yetkili olduğu gibi mesela. Örneğin basketbol oynadığınız zaman üst sınıflardan bir grup öğrenci gelip biz oynayacağız diyip oyununuzu kesebilmesi zaman zaman tartışmalara sebep oluyordu. Ama genel itibariyle ablalık ve ağabeylik çerçevesinde yürüyen ilişkiler ilerideki sosyal yaşantınızı da etkiliyor. Her şeyden önce yatılı okuyan bir kişinin mücadeleci yapısı ortaya çıkmaktadır.
Dönem arkadaşlarınızdanya da TAC’lı olması nedeni ile anımsadığınız kamuoyunun bildiği isimler var mı?
Aklıma gelen ilk isim Nef İnşaat grubundan Erden Timur. Coca Cola’nın Ceo’su Muhtar Kent. Sabancı grubunda birçok isim var örneğin Hazım Kantarcı. Odeobank GM de abimiz. Mete Akyol, Ayşe Arman basından sayılabilir.
Tekstil Sektörüne yönelmenizde TAC’ın etkili olduğunu söyleyebilirmiyiz?
Tekstil sektörüne yönelmemde TAC’ın direk olarak bir etkisi yok. Aile dostumuz Kahramanmaraş’da bir fabrika kurdu ama tabi o dönem iyi düzeyde yabancı dil bilmek, iyi eğitim almış olmak, bana avantaj sağladı.
Tril markası nasıl ortaya çıktı?
Bir yaz gecesi ortaya çıkan bir fikir bu. Sıcaklardan uyuyamadığımız için bu soruna yönelik ne yapabiliriz diye düşündük ve bu özel örme kumaştan pike üretim yapma fikri ortaya çıktı.
Ne kadar zamandır faaliyettesiniz? Tril’in pazara çıkışı 2 yıl oldu. İlk yılımızda Boyner mağazalarında ürünümüz satıldı. Aldığımız geri dönüşler çok iyiydi. Bu sene de tekrar Boyner tarafından davet edildik, bunlar oldukça mutluluk verici. Bu sene Tepe Home’da da yer alacağız. İnternet sitelerinde de kampanyalar düzenliyoruz. E-ticaret markalaşmak anlamda çok önemli. Zamanla insanlar ürünü tanıdıkça talebin daha da artacağına inanıyorum. Bu kısa sürede Almanya Tasarım Konseyi ödülüne aday gösterilmesi bizi motive eden ayrı bir husus oldu.