Tüketicinin bir markayı kendisinin markası olduğunu hissetmesi çok önemlidir
Konya Şeker, Torku markası ile raflarda yerini aldı ve tüketicinin beğenisi doğrultusunda gelişimine devam ediyor. Alternatifin çok olması nedeni ile tüketicinin beğenisini ve güvenini kazanmanın haklı gururunun yaşandığı firmada, geleceğe güvenle bakılıyor. Gelinen noktayı aktarmak amacı ile görüşlerini aldığımız Panek Genel Müdürü Gürcan Atalay, sorularımızı yanıtladı.
Bu günlere nasıl gelindiği ile ilgili sizden kısa bir değerlendirme istesek neler söylemek istersiniz?
Konya bölgesindeki pancar üreticileri bir araya gelerek kooperatifini kuruyorlar. Sonrasında da şeker fabrikası özelleştirilirken onlar da bu ihaleye katılıp Konya Şekeri satın alıyorlar. Konya’daki çiftçilerimizin bu noktada Sayın Recep Konuk’u lider olarak çıkarabilmeleri de ayrıca takdir edilmesi gereken bir husustur. Bu dönemde bir yandan çiftçilerimiz bir araya gelmeye çalışıyor, diğer yandan da Çumra’da şeker kotası almayı başarıyor. Alınan şeker kotasını da başkanımız Sayın Recep Konuk, Konya Şeker’e dâhil ediyor. Bu çok büyük bir fedakârlıktır. Aldığınız kotayı satabilme imkânınız var iken siz bir araya gelmek için birleştiriyorsunuz. Çok büyük fedakârlıklarla bu kooperatifi ayağa kaldırmayı başarmışlar. Bu açıdan bakıldığında fedakarlık ve büyük mücadelelerle bu güne gelen bir kuruluşta olmak, onlarla omuz omuza vermek bizlere ayrı bir keyif veriyor.
Bir başka açıdan da böyle bir süreçten gelinirken Sayın Recep Konuk da bu süreci çok başarılı yöneterek daha üst seviyelere çıkarmayı başardı.
Ben daha öncesinde Sayın Recep Konuk’u tanımıyordum. Profesyonel yönetici olarak buraya geldim. Fakat kuruma geldikten sonra Sayın Recep Konuk’a saygı duymamanın imkansız olduğunu gördüm. 12 yıl öncesine bakıldığında sadece bir fabrikadan bugün 35 tane fabrika oluşturulmuş. On binin üzerinde çalışan var. Birçok alanda yatırımlar var. Konya Şeker’de anlatılacak çok fazla hikaye ve yaşanmışlık bulunuyor. Sadece 14 milyon adet ağaç dikilmesi bile ayrı bir çerçevede konuşulması gereken bir husustur. Bu nedenle Başkanımız Sayın Recep Konuk’un yaptıklarını kamuoyunun takdirle karşıladığını ve bu durumun da bizleri memnun ettiğini söyleyebilirim.
Konya Şeker gibi kuruluşlarda daha duygusal davranıldığı yönünde bir kanı var. Profesyonel bir yönetici olarak yetki sorumluluk sınırları içerisinde çalışmalarınıza devam edebiliyor musunuz?
Siz bir işin başındaysanız o işle ilgili tüm yetki ve sorumluluğu da size devrediyorlar. Bütün sonuçlardan siz sorumlu oluyorsunuz. Bugün Panek’te iyi veya kötü bir yönetim varsa bütün sorumluluk bendedir. Başarı ve başarısızlıkta denetim mekanizmalarımız vasıtası ile tespit edilerek gerekli önlemler alınıyor.
Kurumsallaşmadan anladığımız, yetki ve sorumlulukların her pozisyon için tanımlanıp uygulanmasından geçmektedir. Bu da Konya Şeker organizasyonu içerisinde fazlasıyla oluşturulup uygulanmaktadır.
Gıda sektöründe güven kelimesi çok fazla ön plana çıkıyor. Bu açıdan Torku üretim açısından da doğru bir zeminde diyebilir miyiz?
Torku üretim açısından doğru oturmuş bir markadır. Bu sektörde tüketicinin markayı kendisine ait hissetmesi çok önemlidir. Torku ülkemizin markasıdır. Dolayısıyla Torku da üreticinin, tüketicinin, perakendecinin ve çiftçinin markası olmayı başarmıştır. Böyle bir sahiplenmeyi her markada göremezsiniz. Bu durumu halkımıza daha fazla anlatmamız gerekiyor. Raflarda yerimizi alarak bu konuda epey yol aldığımızı düşünüyorum.
Dağıtım ağı oturdu diyebilir miyiz?
Hızlı bir büyüme içersindeyiz. Giderek dağıtım ağımız oturuyor. Ürünün satışı konusunda insanlara bu ürünün nasıl oluştuğunu anlattığımızda herkesin Torku markasını sahiplendiğini görüyoruz. Büyük zincirlerin de küçük yerel satıcıların da ürüne sahip çıktığını görüyoruz. 24-25 senedir dağıtım alanında çalışan biriyim hiçbir markanın dağıtıcı, perakendeci ve halkla bu kadar bütünleştiğini görmedim. Konya’ya gittiğiniz zaman da şehirle Torku markasının bütünleşmiş olması ayrı değerlendirilmesi gereken bir husustur.
Büyük perakende zincirlerinde sorun yaşıyor musunuz?
Bizim yaşadığımız herhangi bir sıkıntı yok. Hepsi bize sahip çıkıyor. Bugün büyük zincir marketlerin raflarına girmek oldukça zor. Çünkü bu raflar çok kıymetli ve herkes bu raflarda yer almak istiyor. Marketlerde ürün sayısının çok fazla olduğunu da göz ardı etmeden yolumuza devam ediyoruz.
Torku markasını rakipleri kendilerine tehdit olarak görüyor mu?
Bizim ürün çeşitliliğimiz çok fazla olduğu için rakiplerimizle bir sorun yaşamıyoruz. Rekabet açısından bakarsanız sizin rakipleriniz ne kadar güçlü ise siz de o kadar güçlü oluyorsunuz. Dolayısıyla iyi bir rakip sizin daha fazla gelişmenizi sağlar. Girdiğimiz sektörlere bakarsanız rakiplerimizin hepsi çok iyi markalar ve biz de onlar için iyi bir rakibiz. Dolayısıyla bizim düşüncemiz iyi bir rakipten bize zarar gelmez. Biz ne kadar iyi olabilirsek onlar da o kadar iyi olacaktır.
Pazarla ilgili değerlendirme yapmak gerekirse, bir büyüme söz konusu mu?
Pazar sürekli olarak büyüyor. Birçok alanda üretim yapıyoruz. Üretim yaptığımız pazarları incelediğimiz zaman hepsinin büyüdüğünü görüyoruz. Biz de bunun dışında pazar araştırmaları yapıyoruz. Pazarın daha fazla gelişmesi için zorluyoruz. Rakiplerimiz de bu açıdan pazarın büyümesini zorluyor.
Sağlık Bakanlığı birçok gıda firmasına ceza kesince insanlar da tükettikleri ürünlere güvenmek istiyor. Bu açıdan gıda alanında bulunmanın zorluğu ifade ediliyor.
Gıda sektöründe firmalar önce güveni sonra ürünü satıyor. Güveni kaybetmek çok kolay oluyor fakat o güveni oluşturmak kolay değildir. Tüketicilerimizle görüşürken, “Biz normalde sosis tüketmiyorduk, Torku’nun sosisi çıkınca almaya başladım” diyen insanlar var. Çünkü insanlar Torku markasına güveniyor. Yine aynı konuyu salam veya kaşar için de söyleyebilirim.
Firmalar genellikle kaliteli ürün vermek istediklerini fakat fiyatların zorladıklarını ifade ediyorlar. Bu açıdan Torku bu dengeyi kurabiliyor mu?
Bir üründe fiyat çok önemlidir, fakat tek sonuç fiyat değildir. Siz en iyisini yaparken en ucuzunu veremeyebilirsiniz fakat fiyat tek başına faktör değildir. Burada 20 farklı etken vardır ve fiyat bunlardan sadece bir tanesidir. Üretim kaynaklarına yakın olursanız, kaliteli ham maddeye ulaşmayı başarırsanız ve dağıtımla ilgili alanlarda çalışmalar yaparsanız dengeyi kurmuş olursunuz. Tedarikçileriniz de burada çok önemlidir.
Panek olarak hedefleriniz nelerdir?
Biz şu anda gıda açısından Türkiye’nin en büyük dördüncü firmasıyız. Bizim hedefimiz tüketici elini uzattığı an Torku’nun ürünlerine ulaşabilsin. Bunu da kısa bir sürede yapabilmeyi başardık. Geçen sene Türkiye’nin 4 büyük firması olduk. Bu yıl da ilk üçe girmeyi başaracağımıza inanıyorum. Kanal bazlı bir dağıtım yapıyoruz. Planlama ile uygulamayı aynı kişilerin yapmasını sağlamaya çalışıyoruz. Onun dışında Türkiye’nin her ilinde bir distribütörümüz var. Onların aracılığı ile de ürünlerimiz Türkiye’ye dağılıyor.
Bu kadar ürün çeşitlerini yönetmek oldukça zor olsa gerek.
Barkod sayımız fazla gibi görünse de ürünlerimiz farklı kategorilerde olduğu için, bunları yönetmek zor olmuyor. Baktığınızda bugün sadece çikolata üreten bir firmasının 600 civarında barkodu bulunuyor. Oysa biz çikolatadan bisküviye, süt ürünlerinden et ürünlerine ve dondurulmuş patatese kadar birçok kategoride yaklaşık bu barkod sayısına ulaşıyoruz.
Sizin pazara sunup da halk tarafından tutulmayan ürünleriniz oldu mu?
Her ürün aynı standartlarda kabul görmeyebiliyor. Şu ürünü artık üretmeyelim dediğimiz olmadı. Fakat her ürünün de aynı şekilde tutulmadığı oluyor. Bir ürünü halk daha fazla tutabiliyor.
Konya Şeker gibi Kayseri Şeker Fabrikası da farklı alanlarda üretim yapmayı hedefleyen bir firma oldu ama başaramadı. Bu açıdan zoru başardığınızı söyleyebilir miyiz? Burada önemli olan liderinizin iyi olmasıdır. Doğru işlere girseniz dahi yanlış bir liderle hedefe ulaşamayabilirsiniz. Burada istikrar önemlidir ve doğru yönlendirme çok önemlidir. Başkanımız Sayın Recep Konuk uzun süredir bu işlerde ve doğru yönlendirmeyi yapabilmiş bir liderdir.