Türk Şirketlerinin Yurtdışı Yatırımları Artmaya Devam Ediyor

İstanbul ve New York,  24 Mart 2014

Merkezi İstanbul Türkiye’de olan Kadir Has Üniversitesi (KHÜ) ve Dış Ekonomik İlişkiler

Kurulu (DEİK) ile New York’taki Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve The Earth

Institute’un ortak bir girişimi olan Vale Columbia Sürdürülebilir Uluslararası Yatırım Merkezi (VCC) Türk çokuluslu şirketlerine ilişkin üçüncü araştırma sonuçlarını açıkladı. 2013 yılında yapılan araştırma, gelişmekte olan pazarlardan çıkan çokuluslu şirketlerin hızlı küresel büyümelerine ilişkin uzun soluklu bir çalışmanın bir parçasıdır ve toplanan veriler 2010 ile 2012 yılları arasını kapsamaktadır.

2012 yılında en büyük 29 Türk çokuluslu şirketinin toplam yabancı varlığı 36,7 milyar Amerikan doları (Tablo 1), yurtdışı satışları 23,4 milyar Amerikan doları ve istihdam ettikleri yurtdışı işgücü 115.539 kişiye ulaşmıştır. İlk en büyük beş şirket toplam piyasanın %58’ini diğer bir deyişle 21,4 milyar Amerikan dolarını kontrol etmektedir. En büyük on şirket ise toplam yabancı varlığın %70’inden biraz daha fazlasını (toplam 26,4 milyar Amerikan dolarını) kontrol etmektedir. Bu on şirketin beşi holdingdir; diğer beşi ise altyapı, cam, petrol ve doğal gaz, gıda ve içecek ile enerji sektörlerinde faaliyet göstermektedir. 29 çokuluslu şirketin on dokuzu Borsa İstanbul’a kote olup iki tanesi de yabancı borsalara kotedir.

Yurtdışında 426 iştiraki olan bu yirmi dokuz çokuluslu şirketin iştiraklerinin 326’sı Avrupa ve

Orta Asya’da, 53’ü Ortadoğu ve Afrika’da, 31’i Doğu Asya, Güney Asya ve Kalkınmış Asya-

Pasifik’te3 ve 16’sı ise Kuzey ve Güney Amerika’da faaliyet göstermektedir. 2011’de yayınlanan en son rapordan bu yana 100 milyon Amerikan dolarından daha fazla yatırım yapan Türk çokuluslu şirket sayısı 19’dan 29’a yükselmiştir. En son raporun en büyük 19 şirketiyle bu raporun en büyük 19 şirketi karşılaştırıldığında, yabancı özvarlıkları, toplam varlıklar, toplam istihdam ve faaliyet gösterilen ülke sayısında artış olduğu görülmektedir. Ancak aynı karşılaştırma yurtdışı satış hacmi, yabancı istihdamı, TNI (çokulusluluk endeksi) ve yabancı iştirak sayısı açısından görece düşüş olduğunu göstermektedir (Ek 1, Tablo 8).

Yurtdışına Yatırımda Başı Çekenler

Türk çokuluslu şirketlerini yıllar içinde yurtdışına yatırım yapmaya teşvik eden çeşitli nedenler arasında teknoloji ve marka satın alma, maliyetleri düşürme, doğal kaynaklara erişim ve Asya ve Afrika’da artan talebi karşılama gibi çeşitli nedenler sayılabilir.

Ankete katılanların yüzde yetmiş beşi yeni pazarların ve pazar çeşitlendirmenin yatırım kararlarında etkili olduğunu belirtmiştir. Çokuluslu şirketler ayrıca yurtdışına doğrudan yatırımı risk yönetim sistemlerinin ve kârın sürdürülebilirliğinin bir parçası olarak gördüklerini ifade etmiştir. Ankete katılanların yüzde altmışından fazlası sürdürülebilir büyümeyi yatırım kararlarında bir etken olarak gördüklerini, yüzde ellisi yurtdışına yatırımı risk yönetme yöntemi olarak gördüklerini ve yaklaşık yüzde kırkı da doğal kaynaklara erişimin ve maliyetleri düşürmenin yurtdışına yatırım kararlarında önemli etkenler olduklarını belirtmiştir.

Türkiye’nin makroekonomik performansının da Türk şirketlerinin yurtdışına doğrudan yatırımlarına önemli katkısı oldu. Türkiye ekonomisi 2008 yılında küresel çapta yaşanan gerilemenin ilk baştaki olumsuz etkilerine rağmen, birçok ülkeye nazaran, görece daha az etkilendi. O zamandan beri güçlü iç talep, tüketici kredilerindeki artış, güçlü Türk Lirası, düşük enflasyon oranları ve daha ucuz yatırım kredisi Türk çokuluslu şirketlerine yurtdışına yönelim için oldukça sağlam bir temel oluşturdu.

Bu yüzden Türk çokuluslu şirketleri Avrupa ve Ortadoğu-Kuzey Afrika bölgesindeki komşu ülkelerde yaşanan krizin zararlı sonuçlarından doğan fırsatları değerlendirmek açısından iyi konumdaydılar. Türk şirketlerinin yurtdışına yaptıkları yatırımlar ağırlıklı olarak Yunanistan, İtalya ve Hırvatistan’daki marinaların satın alınması gibi zorluk yaşayan firmaların azalan varlık değerlerinden faydalanmak için bu bölgelere yöneldi.

Türk çokuluslu şirketleri, Afrika ve ötesinde yeni büyükelçilikler açma, Türk Havayolları’nın uçtuğu nokta sayısını artırma, ticaret ve yatırım ofisleri açma, TİKA’nın faaliyetlerini genişletme gibi devletin resmi açılım politikasından da faydalandı. Bu bağlamda, TİKA’nın resmi kalkınma desteği son iki yılda %150’den fazla arttı ve 2012 yılında 2,5 milyar Amerikan dolarına ulaştı.

Yurtdışındaki İştiraklerin Coğrafi Dağılımı

Bu raporda adı geçen Türk çokuluslu şirketlerinin, yurtdışında 426 iştiraklerinin olduğu belirlenmiştir. İştirak sayısı açısından, 14 ülkede 64 iştirak ile başı çeken Doğan Holding’in peşinden 18 ülkede 50 iştirak ile Doğuş Holding ve 9 ülkede 42 iştirak ile Enka İnşaat gelmektedir (Ek 1, Tablo 2). Bu 426 yurtdışı iştirakin %77’si Avrupa ve Orta Asya’da, %12’si de Ortadoğu ve Afrika’da yoğunlaştı. Başta bu ankete dahil olan yeni şirketler olmak üzere, Türk çokuluslu şirketlerinin Avrupa ve Orta Asya’daki iştiraklerinin sayısı 326’dır (bir önceki raporda bu rakam 277 idi) ancak Ortadoğu ve Afrika’daki iştirak sayısı da 53’tür (bir önceki raporda bu rakam 69’du). Asya Pasifik bölgesinde yurtdışı iştiraklerin sayısı 31, Kuzey ve Latin Amerika’da ise 16’dır (Ek 1, Tablo 2).

Şirket Statüsü

Yirmi dokuz çokuluslu şirketin onu hiçbir borsaya kote değildir. Diğer on dokuz şirket Borsa

İstanbul’a (BIST) kotedir. Bunlardan ikisi, Doğan Holding ve Turkcell, sırasıyla Londra

Borsası’na ve New York Borsası’na kotedir (Ek 1, Tablo 3).

Şirket merkezlerinin yeri, resmi dili, cinsiyet dağılımı ve yönetim yapısı

Listede adı geçen 29 çokuluslu şirketin 26’sının merkezi İstanbul’da olup biri Ankara’da

(TPAO), biri Bursa’da (Orhan Holding) ve biri de (Teklas) Kocaeli’dedir (Ek 1, Şekil 2).

Bu çokuluslu şirketlerin tümünde resmi dil Türkçedir. Enka İnşaat, Eczacıbaşı Holding ve Hayat Holding resmi dil olarak İngilizceyi de kullanmaktadır. 29 şirketin tamamının CEO’ları Türk’tür. Sadece iki CEO kadındır.

 29 çokuluslu şirketin toplam yönetim kurulu üyesi sayısı 256’dır. Ortalama yönetim kurulu üyesi sayısı 9 olup en büyüğü 32 üyeyle Sabancı, en küçüğü ise 3 üyeyle Yıldırım Holding’dir. 256 yönetim kurulu üyesinin sadece 18’i Türk değildir. Türk olmayan yönetim kurulu üyesi sayısı en yüksek olan şirket Turkcell’dir, Turkcell’in 7 yönetim kurulu üyesinin 4’ü yabancıdır. Kadın yönetim kurulu üyesi sayısı 36’dır. En yüksek kadın sayısı 9 yönetim kurulu üyesinin 5’inin kadın olduğu Doğan Holding’dir (Ek 1, Şekil 3).

Başlıca Sektörler

Listedeki şirketler on üç alanda faaliyet göstermektedir. Holdingler tek bir şirket sayıldığında, toplam yabancı varlıkların %56’sına sahip oldukları için listede yabancı varlıklar açısından birinci sıradalar. Petrol ve doğal gaz sektörü toplam varlıkların % 13’üyle ikinci sırada olup üçüncü sırada %10’la altyapı gelmektedir (Ek 1, Şekil 4).

On beş firmayla birlikte sayı olarak da başı çeken holdingler listede ilk kategori olarak sırada yer almaktadır. Diğer şirketlerin faaliyet gösterdiği sektörler petrol ve doğal gaz, cam, enerji, gıda ve içecek, iletişim, gübre, havayolu, lojistik, demir çelik, otomotiv, tüketici ürünleri ve tekstildir (Ek 1, Tablo 6).

Holdingler

Türk şirketlerinin yurtdışına yaptıkları 35 milyar Amerikan dolarını aşkın yatırımın büyük çoğunluğunun holdingler tarafından gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. 2008 yılındaki ekonomik gerilemeye karşın, Türk holdingleri elektrik ekipmanı, elektronik, dayanıklı tüketim malları, otomotiv ve diğer sektörlerde daha düşük fiyatlarla pazar paylarını arttırmaya devam ettiler. Türk lirasını Amerikan doları ve Avro karşısında aşırı değerli tutma politikası üretimdeki ara ürünlerin ithalat maliyetlerini düşürerek bu şirketlerin rekabet güçlerine katkıda bulundu. Her iki etken de büyük şirketlerin satış ve kârlarını olumlu yönde etkiledi.

Bazı holdingler Avrupa ekonomilerinde ve diğerlerinde değeri düşen varlık fiyatlarından faydalanmaya odaklandılar. Örnek olarak Doğuş Grubu ve Koç Holding’in Yunanistan ve Hırvatistan’da satın aldıkları marinalar verilebilir. Koç Holding ayrıca Güney Afrikalı Defy ve iştiraklerini satın alarak dayanıklı tüketim malları işini Sahara altı Afrika’ya doğru genişletti. Yıldırım Holding de ulaşım devi Fransız CMA CGM SA’nın hisselerinin %30’unu satın aldı.

Holdingler Afrika’ya, Ortadoğu’ya ve Balkanlara açılarak siyasi risk alıyorlar. Bu tür risklere karşı önlem amacıyla siyasi risk sigortasına gerekli görüldüğü durumlarda gittikçe daha fazla başvurulmaktadır. Türk holdingleri ayrıca ticari marka tescili gibi yasal önlemler alarak ve ev sahibi ülkenin siyasi ve ekonomik durumu hakkında daha fazla bilgi edinerek ticari çıkarlarını korumaya ve daha da ileriye taşımaya çalışıyorlar.

Hizmetler

Hizmetler sektöründe Türk şirketlerinin yurtdışı yatırım stoku 7 milyar Amerikan Dolarından fazladır. Bu rakamın yarısından fazlası Enka İnşaat tarafından gerçekleştirildi ve bu durum Türk inşaat şirketlerinin yurtdışında sergiledikleri istikrarlı büyüme performansıyla da tutarlıdır. Sayısı gittikçe artan projelere ev sahipliği yapan Türki Cumhuriyetler, Türk inşaat şirketleri için lokomotif güç niteliğindedir. Ayrıca Arap Baharı Türk inşaat şirketleri açısından Libya’yı ve diğer geleneksel pazarları etkilemiş olsa da, buralardaki Türk firmaları çalkantılı zamanlara da dirençli olduklarını gösterdiler ve faaliyetlerine devam ettiler.

Hizmet sektöründe faaliyet gösteren diğer Türk çokuluslu şirketleri Turkcell, Türk Telekom,

Ekol Lojistik ve Türk Havayolları’dır. İletişim sektöründe Balkanlar’a odaklanarak büyümeye devam eden Turkcell ve Türk Telekom Ortadoğu ve Kuzey Afrika gibi coğrafyalara da açılıyor. Bu iki şirket, GSM’den mobil ve hızlı internet hizmetlerine kadar çeşitli hizmetler sunmanın yanı sıra, sınırlı da olsa teknoloji hizmetleri de sunuyor.

Ekol Lojistik, Avrupa’yla artan ticaret ilişkilerinden doğan fırsatları değerlendiriyor. Etkin tedarik zinciri yönetimi ve nispeten düşük işgücü maliyetleri Ekol’un yurtdışına yaptığı yatırımları kolaylaştırmaktadır.

Son olarak, Türk Havayolları’nın küreselleşme stratejisi, Türk firmalarının artan hareketliliğini daha geniş bir coğrafyada takip etmekte ve Türk işadamlarına ve iş kadınlarına dünya genelinde daha fazla uluslararası noktaya doğrudan uçuşlarıyla ciddi destek vermektedir.

Petrol, doğal gaz, enerji

Küresel ve yerel enerji talebindeki artış, Türk politikacılarını ve şirketlerini bu ihtiyaçları karşılayacak stratejiler geliştirmeye yönlendirmektedir. Bir devlet kurumu olan TPAO, yerel kaynaklar başta olmak üzere Irak, Azerbaycan, Kazakistan ve diğer yerlerdeki sahalardan petrol ve doğal gaz çıkartma, işleme ve dağıtım işleri yapan uluslararası konsorsiyumların üyesidir. TPAO bu ürünleri iletebilmek için de boru hatları inşa etmektedir.

Zorlu Enerji Grubu, artan küresel enerji talebi doğrultusunda İsrail’de doğal gaz ve Pakistan’da yenilenebilir enerji yatırım projelerinde büyümesini sürdürmüştür. Bu iki şirketin sahip olduğu yabancı varlıklar 2012 itibariyle 6 milyar Amerikan dolarıdır.

İmalat

2012 itibariyle Türk çokuluslu şirketlerinin imalat sektöründeki yabancı varlıkları 4 milyar

Amerikan doları olarak gerçekleşmiştir. Şişecam A.Ş. 1,3 milyar Amerikan dolarıyla en büyük, Evyap ise 98 milyon Amerikan dolarıyla listedeki en küçük meblağa sahiptir.

Şişecam A.Ş., Gübretaş ve Kürüm Holding başta olmak üzere bazı şirketler doğal kaynaklara erişim için yurtdışına yatırım yaptı. Şirketler pazar arayışı amacıyla da yurtdışına yatırım yaptı. Örneğin, Balkanlar’da ve Kuzey Afrika’da çelik operasyonları olan Tosyalı Holding ve Kürüm Holding bu bölgelerde önemli çelik tedarikçileri olmayı amaçlıyor.

Otomotiv, tüketici ürünleri, gıda, içecek ve tekstil alanında faaliyet gösteren Türk şirketleri maliyeti asgariye indirmek ve pazara rahat erişim amacıyla üretim tesislerini yurtdışına taşımaya devam etti. Otomotiv parçaları üreticisi olan Teklas üretim tesislerini Bulgaristan ve Rusya’ya taşırken tüketici ürünleri üreticisi Evyap ve Türkiye’nin en büyük denim üreticilerinden biri olan Eroğlu Holding ülkede yaşanan sosyal çalkantılara rağmen Mısır’da üretime devam etti.

GENEL DEĞERLENDĠRME

İlk kez 2005 yılında 1 milyar Amerikan doları seviyesini geçen toplam dış yatırımlar 2013 yılında 40 milyar Amerikan dolar seviyesini geçmiştir. Türk şirketlerinin yurtdışına daha fazla yatırım yapması çeşitli iç ve dış etkenlere dayanıyor.

Temel iç etken, Türk şirketlerinin 1980’li yılların başından itibaren ihracat odaklı politika aracılığıyla uluslararası rekabet edebilirliğini geliştirmesidir. Bunun yanı sıra, 2000’li yıllardaki özelleştirme furyası yurt içi doğrudan yabancı yatırımları arttırdı ve Türk şirketlerinin iç pazarda karşılaştıkları rekabeti daha da kızıştırdı. Bunun sonucunda Türk şirketleri yüzlerini yurtdışına dönerek daha kârlı fırsatlar aramak zorunda kaldılar. Yurtdışında ise Sovyetler Birliği’nin çöküşü ve bağımsız Türki Cumhuriyetlerin doğuşu ve Türkiye’nin 1996 yılında Gümrük Birliği’ne katılmasıyla ortaya çıkan fırsatlar ve Türk şirketlerinin yurtdışında kâr etme iştahları arttı. Bu gelişmelerin yanı sıra, hükümetin komşu ülkelere yönelik benimsediği “sıfır sorun politikası” olarak bilinen stratejisi de çokuluslu şirketlerin yurtdışına doğrudan yabancı yatırımlarına yardımcı oldu. Arap Baharı, sosyal rahatsızlıklar ve bölgedeki diğer sosyal ve siyasi gelişmeler söz konusu politikadan beklentileri arttırdı. Ancak bu raporun bulgularının da gösterdiği gibi, özellikle Ortadoğu ve Afrika’daki komşu ülkelere Türk şirketlerinin yaptıkları yatırımlar bazı ülkelerde hiç ilerlemedi, bazı ülkelerde ise geriledi.

Türk çokuluslu şirketleri bu iç ve dış etkenlere savunmacı ve saldırgan stratejiler geliştirerek karşılık verdi. Şirketler ilk başta yurtdışına yaptıkları yatırımları risk yönetim stratejilerinin bir parçası olarak görmeye başladılar.

Türk çokuluslu şirketlerinin yurtdışına doğrudan yatırımlarıyla ilgili olarak işlerin yurtdışına transfer edildiğine dair kamuoyunun endişeleri yavaş yavaş ortadan kalktı ve bunun yerini daha olumlu bir küresel vizyon aldı. Yurtdışına doğrudan yatırım artık, ekonomik ilerlemeyle birlikte gelen ekonomik kalkınmanın bir aşaması olan dünyayla ekonomik bütünleşmenin ayrılmaz bir parçası olarak daha fazla kabul görüyor.

Türk yönetim kademeleri ilk başta Türk şirketlerinin yurtdışına yatırım yapmaları olgusunu dikkate almamış olsalar da sonradan devletin yurtdışına yatırımı teşvik etmek için ciddi adımlar attığını görüyoruz. Örneğin, yurtdışına yatırım yapan şirketlerin sigorta kapsamına alınması için çalışmalar sürüyor; birçok devlet kurumu ve özel kurum ev sahibi ülkedeki yerel koşullar hakkında bilgi veriyor, holdingler vergiden muaf tutuluyor. Ayrıca Türk markalarının yurtdışında gelişmesini teşvik etmek için “Turquality” programı başlatıldı. Türkiye yurtdışına yatırımı desteklemek için bir dizi kurumsal reformlar yaptı. En önemli adım olarak vurgulanması gereken 2012 yılında Türk şirketlerinin yurtdışına yatırımlarına yönetmelikler ve verimlilik açısından rehberlik etmek için Ekonomi Bakanlığı bünyesinde Serbest Ticaret Bölgeleri, Yurtdışı Yatırımlar ve Hizmetler Genel Müdürlüğü kurulması.

Türk şirketlerinin yurtdışı yatırımları yurtiçine doğrudan yabancı yatırımına göre daha istikrarlı büyüdü. Yurtiçine gelen doğrudan yabancı yatırımlar 2006 – 2013 yılları arasında yurtdışına doğrudan yatırımların artmasına yardımcı oldu (Ek 1, Tablo 5 ve 6). Türk firmalarının yakın geçmişte yurtdışına yönelmeleri artık daha sağlam temel ekonomik ve yönetim ilkelerine dayanıyor. Bir başka deyişle, iç piyasadaki rekabet artık yurtdışına yatırım yapan Türk şirketleri için başlıca itici güç değil. Türk çokuluslu şirketleri yatırımlarını ve coğrafyalarını daha stratejik işletme yönetimi hesaplamaları yaparak belirliyorlar. Gittikçe daha fazla sayıda Türk şirketinin yurtdışına yatırım projelerinin madencilik, enerji ve altyapı sektörlerinde yapıldığına dikkati çekmekte fayda var. Bu durum hammaddelere doğrudan erişmeyi hedefleyen imalat sektörlerinden gelen talepten kaynaklanıyor.

Türkiye 2008 yılındaki küresel ekonomik gerilemenin olumsuz etkisinden oldukça hızlı kurtuldu. Türk mallarının yurtdışına satışında ilk başta bir düşüş olsa da, toparlanma kısa zaman zarfında gerçekleşti. Türk çokuluslu şirketleri AB ülkelerindeki satışlarını arttırırken bir yandan da bütçelerini kontrol ederek pazar paylarını yükselttiler. Harcamalarında kesinti yapmak AB bölgesinde uyguladıkları temel strateji oldu. Ayrıca, ürün ve bölgesel çeşitlendirme stratejisini uygulamaya devam ettiler. Arap Baharı’yla birlikte Ortadoğu’daki rahatsızlıklar Türk şirketlerinin yurtdışı yatırımlarını, Kuzey Irak’ta olduğu gibi, ilk başta olumsuz yönde etkilese de, yurtdışındaki yatırımlar diğer bölgelerde olduğundan daha hızlı arttı.

Araştırmaya katılan Türk şirketleri halen yurt dışında yaklaşık 116 bin kişi çalıştırmakta olup Tablo 3’te de görülebileceği gibi yabancı varlıkları ve satışları 2011 raporu ile karşılaştırıldığında artış gösterdi. Toplamda yurtdışı istihdam oranı %28,5 oranı ile ciddi bir artış sergiledi. Yurtdışı istihdamında ciddi bir artış olsa da, 2009 ile 2014 arasında Türk çokuluslu şirketlerinin yurtiçi istihdamındaki artış, yurtdışındaki istihdamın artışından daha yüksek oldu. Aynı dönemde yabancı varlıkların toplam varlıklara oranı artmadı, hatta %9,7 azaldı. Yurtdışı satışlar toplam satışlarla neredeyse aynı oranda artmasına rağmen, toplam içindeki payları %1 düştü. Genel olarak bakıldığında, Türk şirketlerinin yurtdışı yatırımları toplam büyüme içinde varlık büyüklüğü açısından payını arttırmaya devam etse de, satış ve istihdam hacimlerinin payının azaldığı görülmektedir.

Bu araştırma Türk şirketlerinin yurtdışı yatırımlarının dış gelişmelere, özellikle de kur dalgalanmalarına karşı daha hassas hale geldiğini de gösteriyor. Daha güçlü bir Amerikan doları Türk şirketlerinin yurtdışı yatırımlarının getirdiği kazancı nispeten daha zayıf hale getirmektedir. Türkiye’nin makroekonomik yönetimi, özellikle de büyük cari açığının yanı sıra, yurt içindeki siyasi rahatsızlıklar da Türk şirketlerinin yurtdışı yatırımları için yeni bir risk alanı teşkil etmektedir. Bu da, Türk çokuluslu şirketlerinin yurtdışında alternatif yatırım arayışlarına girmelerine ve sermayenin daha hızlı hareket etmesine, kalıcı yatırımlar yerine kısa süreli getiri sağlayan hizmetler, turizm gibi alanlara yönelmelerine yol açabilir.