Türkiye’de Bor Mineralleri
Türkiye’de Bor’un tarihçesine kısaca baktığımızda Bor tuzlarının 4 bin yıl önce ilk kez Tibet’te kullanıldığı, Babiller tarafından değerli eşyaların ergitilmesinde, Mısırlılarca mumyalamada, Eski Yunan ve Romalılarca da zemine serpilerek arena temizliği için kullanıldığı saptanmıştır. 875 yılında ise, Araplar ilk kez Bor tuzlarından ilaç yapmışlardır. Türkiye’de ilk işletmenin 1861 yılında çıkartılan MaadinNizannamesi uyarınca 1865 yılında bir Fransız şirketine 20 senelik işletme imtiyazı verilmesiyle başladığı bilinmektedir. Bor, Osmanlı döneminde yabancı firmalar tarafından alçıtaşı olarak işletilmiştir ve yurt dışına götürülmüştür.
Maden Tetkik Arama (MTA), Kütahya-Emet’te Tersiyer Linyit Arama adı altında yürüttüğü çalışmalarda kolemanit yatağı bulunmasının ardından ilk jeolojik tespitlerden sonra alınan ruhsat 15 Mayıs 1958’de Etibank’a devredildi. Etibank ruhsatı almasının ardından 1958 ve 1959 yıllarında aramalarını sürdürürken üretime de geçti. 1955 yılında ise yabancı sermayeyi teşvik kanunlarından yararlanmak amacıyla BoraxConsolidated Ltd. tarafından Türk Boraks Madencilik A.Ş. kuruldu ve daha sonra bu isimle faaliyetlerini sürdürdü. 1968 yılında ise Bakanlar Kurulu kararı ile Türk Boraks Madencilik A.Ş.nin tüm maden arama ve işletme hakları Etibank’a devredildi. Bugün için bu görev 1983 yılında çıkartılan kanunla Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Eti Maden, 2015 yılı finansal sonuçlarına göre baktığımızda 787 milyon Dolar’ı ihracat olmak üzere toplam 810 milyon Dolar Bor satış geliri ve 1.25 milyar TL net kar elde etti. Satışlardan elde edilen gelir ve karın yüzde 97’si böylece ihracat yoluyla gerçekleşti.
Bor Rezervleri, Kullanım Alanları ve Pazar
Bor, çok çeşitli bileşik yapma kapasitesine ve nötronları absorbe etme özelliğine sahip olması nedeniyle sanayinin vazgeçemeyeceği hammaddelerinden birisi olup metalle ametal arası yarı iletken özelliğe sahip bir elementtir. Bor kullanım alanı olan sektörlerde çoğunlukla Bor kimyasalları şeklinde tüketildiği gibi konsantre Bor olarak doğrudan da tüketilebilmektedir. Bor ürünleri; uzay ve hava araçları, nükleer uygulamalar, askeri araçlar, yakıtlar, elektronik ve iletişim sektörü, tarım, cam sanayi, kimya ve deterjan sektörü, seramik ve polimerik malzemeler, nanoteknolojiler, otomotiv ve enerji sektörü, metalurji ve inşaat gibi pek çok alanda kullanılmaktadır.
Ülkemizde bilinen Bor madeni yatakları Batı Anadolu’da; Eskişehir-Kırka, Kütahya-Emet, Bursa-Kestelek ve Balıkesir- Bigadiç’te bulunmaktadır. Dünya Bor ürünleri tüketimi yaklaşık 4 milyon tondur ve 2015 yılında Dünya Bor talebinin yaklaşık %50’si Eti Maden tarafından karşılanmıştır. Dünyada önemli Bor yatakları Türkiye, ABD, Rusya ve Güney Amerika’da yer almaktadır. Türkiye toplam 3,3 milyar ton rezerv miktarı ile Dünya toplam Bor rezervi sıralamasında %74’lük pay ile ilk sıradadır.
Dünya Bor pazarında bir tarafta uluslararası madencilik şirketi Rio TintoŞirket’ine bağlı US BoraxInc. Şirketi’nin, diğer ucunda Eti Holding A.Ş.’nin bulunduğu iki kutuplu bir yapı mevcuttur. 2013 yılına gelindiğinde Bor alanında katma değeri yüksek ürünlerin üretimine ağırlık veren Eti Maden İşletmeleri, ürettiği 16 Bor ürününü 84 ülkeye pazarlayarak, dünya Bor pazarında bugüne kadar söz sahibi olan ABD’li Rio Tinto şirketinin önüne geçerek birinci konuma geçti. Son yıllarda ABD ve Arjantin‘de sahip olduğu Bor havzalarında Bor rezervleri azalan Rio Tinto’nun, Türkiye’deki güçlü ve kalitesi yüksek rezervler nedeniyle Bor madenlerimizin işletilmesi ile ilgilenmekte olduğu basına yansıyan haberler arasında yer aldı.
Bor Üretimi, Ar-Ge Faaliyetleri ve Yatırımlar
MTA ile Eti Maden İşletmeleri arasında 2002 yılında yapılan protokol ile hayata geçirilen Bor Master Arama Projesi kapsamında 2002-2013 yıllarında yapılan sondajlar neticesinde, 2 milyar ton olan Bor rezervleri 1,3 milyar ton artarak 3,3 milyar ton’a çıkartılmış ve bu anlamda rezerv geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Aynı kapsamda Bigadiç Master Projesi’ne devam edilmektedir. Kurulması planlanan tesislerin hammadde ihtiyacının karşılanması, madencilik faaliyetlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Bigadiç Bor havzasının potansiyelinin yeniden değerlendirilerek yeni ocakların planlanmasının hedeflendiği projede 2015 yılı sonu itibarıyla 110 lokasyonda 28.021 metre sondaj gerçekleştirilmiştir.
Eti Maden, 2016-2018 döneminde ise toplam proje tutarı yaklaşık 1.6 milyar TL olan projelerin gerçekleştirilmesini planlıyor. Şirket’in 2016 yılı için üretim, altyapı-inşaat, çevre, tesis iyileştirme enerji-otomasyon arama-sondaj, Ar-Ge ve bilgi teknolojileri için 296 milyon TL yatırım bütçesi ayrıldığı belirtiliyor. Ayrıca üniversiteler, sanayi, özel sektör ve Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) ile işbirliği yaparak yürüttüğü Ar-Ge projeleri de bulunuyor. Eti Maden’in gerçekleştirdiği bazı önemli Ar-Ge projeleri arasında demir çelik sektöründe Bor ürünleri kullanımı, Bor temizlik ürünü ve tarımda Bor kullanımı (Borlu gübre) projeleri yer almakta.
Son olarak TUBİTAK-BOREN işbirliği kapsamında Bor’a dayalı sanayinin gelişmesi, yaygınlaşması ve böylece ülke ekonomisine daha fazla katma değer sağlayabilecek Bor pazarının oluşması için yeni Bor ürünlerinin geliştirilmesi, daha ekonomik üretim teknolojilerinin geliştirilmesi, yeni ve yaygın kullanım alanlarının araştırılmasına yönelik araştırma projelerinin desteklenmesi yönünde destek programının uygulanacağı duyuruldu.
Özelleştirme Girişimleri
Daha önce de girişimler olduysa da son yıllarda Bor madenlerinin özelleştirilmesi konusu gündemde önemli yer tuttuğunu izledik. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca 05.03.2012’de “Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” TBMM Başkanlığı‘na gönderildi. Tasarı ile mevcut Kanunun 2. maddesine eklenen ve komisyonda kabul edilen fıkrada; “Bu madenlerin ruhsat sahaları ve rezervleri Devletin mülkiyetinde kalmak ve elde edilecek ürün ve atıkların satışı Devlet eliyle yapılmak kaydıyla; dekapaj, ürün çıkarma, kırma eleme, ayıklama ve yıkama, paketleme, tahmil – tahliye, nakliye ile temizlik ve diğer benzeri işler ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilir.” denilmekte idi. 31 Ekim 2012 tarihinde üst komisyonda görüşülerek karara bağlanan Kanun tasarısı meslek odaları ve sendikaların, olaya müdahil olması ve mücadelesi sonucu yaşama geçirilemedi.
Bunun ardından 08.10.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Orta Vadeli Program (2015-2017)” kapsamında dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek`in yaptığı açıklamalarda, Eti Maden İşletmeleri’ne ait olan Sülfirikasit ve Borikasit fabrikalarının özelleştirileceği kamuoyuna açıklandı. Sadece Borikasit ve Sülfirikasit fabrikalarının özelleştirileceği açıklanmış olsa da ilgili meslek odaları tarafındankarar sonrası yapılan açıklamalarda böyle bir özelleştirme ile gelecek dönemde Bor madenlerinin işletilmesinde yeni özelleştirmelerin gündeme getirilmesinin kolaylaşacağı ifade edildi.Yine ilgili meslek odalarının yaptığı açıklamalarda bu özelleştirme hamlelerinin gerçekleşmesi durumunda Bor, Toryum ve Uranyum madenlerinin üretiminin özel sektörce yapılmasının önünde hiçbir engel kalmayacağı ve Bor madenlerinin tamamen özelleştirilmesinin yolunun açılacağı belirtildi. Bu durumda bu fabrikaların özelleştirilmesiyle toryum ve uranyum gibi nükleer enerji hammaddelerinin üretiminin de devlet tekelinden çıkarılacağı, bunun sonucunda ülke geleceği
açısından oldukça önem arz eden Bor, Toryum ve Uranyum madenlerinin uzun vadede çok uluslu şirketlerin eline geçeceği de açıklamalar arasında yer aldı.
Konu hakkında en son Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak tarafından yapılan açıklamada Dünya’daki Bor tüketiminin yüzde 85’inin cam, seramik, tarım, temizlik sektöründe kullanıldığı, 110 ülkeye ve 400’den fazla kuruma müşteriye Bor ihraç edildiği ve Türkiye’de Bor madenlerinin özelleştirilmesiyle ilgili bir gündemin olmadığı ifade edildi.