Türkiye’de bu faiz oranlarıyla ticari bir devamlılık çok mümkün gözükmüyor
Bitkisel besin destekleri üretimi yapan ve alanında ilkleri gerçekleştiren Zade Vital, yurtdışında gerçekleştirdiği başarılı çalışmalarla adından sıkça söz ettiriyor.
Son dönemde üretim süreçlerinde faizlerin yükselmesinden dolayı sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Zade Vital Genel Müdürü K. Taha Büyükhelvacıgil, her şeye rağmen ham madde üreten ülke çiftçisine verdikleri destekten memnun olduklarını belirtiyor.
Bu yıl nasıl geçiyor, sizden 2018 değerlendirmesi alabilir miyiz?
2018 hakikaten zorlu geçen bir yıl oldu bizim adımıza. Tabii burada ithal girdisi olan bir alandayız. Sağlık alanı operasyonu olarak baktığınızda ithal girdi oranı yaklaşık yüzde 90’lardadır. Zade Vital markası olarak bizim en büyük avantajımız ithal hammadde girdimizin düşük olmasıdır. Çünkü biz yerlileşme, millileşme projesi kapsamında Türkiye’nin endemik bitki örtüsünü katma değerli bir ürüne nasıl dönüştürebiliriz dedik ve çalışmalarımızı bu yönde yaptık. 2012’de çıkış noktamız buydu ve 23 ürünle başladığımızda bu ürünlerimizin 22 tanesinin ham maddesi yerliydi, ithal kullanım oranımız o günlerde yüzde 5 iken bugün yaklaşık yüzde 30-35’lere geldi. Türkiye’nin tohumlarını ve bitkilerini yetiştirebileceğimiz kritik alanlar artırılmalıdır.
2018 yılı özellikle vadelerin geri çekilmesi en büyük handikaplardan bir tanesi oldu daha önce aldığınız malın vadesini ve satışını dengeleyebildiğiniz bir yapı vardı. 90 günde aldığınız bir vadeli malı siz bugün 90 günle depoya satıp tahsilatını yapabiliyordunuz. 15 günlük üretim süresini veya 15 günlük hammadde tedariki olarak baktığınızda bir aylık finansman yapısı kullanıyordunuz ve finansman kullanım oranları aylık bazda yaklaşık yüzde 1,5-2 civarındaydı. Fakat bugün gelinen noktada faizlerin yıllık ortalamasına baktığınız zaman yaklaşık yüzde 36’larda aylıkta ise yüzde 3,5- 4’lerde. Türkiye’de bu faiz oranlarıyla ticari bir devamlılık çok mümkün gözükmüyor, yeni bir üretim yapabilmek çok zor.
Bugün baktığınızda aradaki fark aldığınız bir hammaddeye sekiz kere finansman sağlamanız gerektiğini gösteriyor, bunu sağlamak çok kolay bir süreç değildir. Türkiye’nin çok hızlı bir şekilde eski sistematiğine aylık yüzde 1 ve yıllık yüzde 11-12’lerdeki faiz oranlarına tekrar geri dönmesi gerekiyor. Ticari şirketlerin hayatlarını sürdürebilmeleri için acil ve elzem alınması gereken önemli noktalardan bir tanesidir, aksi halde şuan Türkiye’de hiçbir şekilde yeni bir yatırım yapma şansınız yoktur.
Benim için en önemli kritik noktalarından bir tanesi bu ülke üretmediği sürece kazanmayacak bu çok net. Biz hiçbir zaman bir inşaat ekonomisi olmamalıyız, biz yol ekonomisi olmamalıyız evet bunlar bir ihtiyaç fakat inşaat ekonomisi bugün geldiği noktayı çok rahat bir şeklide görebiliyorsunuz.
2019’da işler biraz daha iyiye gider mi, öngörünüz nedir?
2019’un çok daha iyi olmasını arzu ediyoruz ama bir tek şey biliyoruz ki bu ülkede üretim ekonomisi, tarım ekonomisi olmadığı sürece bunların hiçbiri devam etmeyecek. Üretim yapmadığımız sürece tarım yapmadığımız sürece bir şey yapma şansımız yok. Sanayi Bakanlığı’nın acil bir şekilde Ar-Ge merkezlerine ve inovatif ürünlere destekler sağlaması lazım, bir ikincisi de ihracat tarafını destekleyecek yapılar sağlamasıdır, bunlar bizim için kritik noktalar olacak.
Örneğin ginseng dediğimiz de Çin ve Japonya gibi Uzak Doğu ülkeleri hepimizin aklına gelir. Argan yağı dediğimiz de Fas gelir aklımıza ama Fas’ın bitki örtüsü zenginliği Türkiye’nin sadece yüzde 10’unudur. Çin ve Japonya’ya baktığınızda, Türkiye’nin endemik bitki alanındaki zenginliğinin sadece yüzde 25’ini kaplayabiliyor. Türkiye alanındaki en zengin bitki örtüsüne sahip peki Türkiye dediğimizde aklımıza gelen bir bitki var mı? Ginseng gibi bir ürün var mı? Bugün baktığınız zaman panax ginseng diyor, ginseng katkılı diyor demek ki ginsengi bir marka yapmış. Ama Türkiye’nin marka olmuş böyle bir bitkisi yok, hem de bu kadar zenginken. Acil bir şekilde Türkiye’deki bazı bitkileri öne çıkartıyor olunması lazım.
Amerika’da Zade Global Inc. Şirketiniz var. Orada gelinen nokta ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Türkiye’deki endemik bitkileri nasıl yurtdışına sunabiliriz hayaliyle 2017 yılında Amerika’da Zade Global Inc. Şirketimizi kurduk. 20018 yılında orada aktif olarak eczanelerle çalışmaya başladık, bu yılın sonunda hedeflediğimiz bir noktamız var. Amazon grubuyla anlaşma yaptık. İlk ürünlerimizi buradan kendi ofimize kendi depolarımıza sevk ediyoruz daha sonra ürünlerin hepsi Amazon üzerinden satışa sunulacak. Şuan ürün olarak satış skalamızın yüzde 45-50’ini oraya götürüyoruz. Burada birinci önceliğimiz Türkiye’nin kendi endemik bitki örtüsüne sahip ürünler olmasıdır.
Hangi ürünler bunlar?
Çörekotu tohum yağımız, nar çekirdeği yağımız, keten tohumu yağımız, aspir yağı bitkimiz çok kıymetlidir Amazon’da bir marka sadece aspir yağında 3.9 milyon dolar ciro yapıyor. Biz de bunu hayal ederek gidiyoruz ve pazar gerçekten çok büyük, biz burada neleri yapabileceğimizi görüyoruz. 2012 yılında aspir yağının tohumunun kilosunu 75 kuruştan alıyor iken bugün 8-10 liralara geldi bu çok güzel bir şey. Ben bu maliyetleri çok rahat tolere edebilecek noktadayım çünkü benim bitkiyi üreten tohumu üreten kazanan çiftçim var. İnsan aldığı ham maddenin on kat artmasına memnun olur mu? Evet, memnun olur, çünkü kazanan gene sizin çiftçiniz ve biz inovatif bir ürün geliştirerek bu işi kapsül haline getirerek daha katma değerli bir ürüne nasıl dönüştürebilirizi hep hayal etmiştik. Zade Vital aspir yağıyla şuanda açık ara pazar lideri Türkiye’de ve yurtdışına gidiyor. Yurtdışında bu pazarı daha da domine etmek istiyoruz bizim Zade Vital markamızın yurtdışı satışları arttıkça benim tohumcum daha çok para kazanacak.
Peki siz hangi ürüne odaklanıp bunu dünyaya satacaksınız?
Birincisi çörekotu yağı ile dünyada öncü olacağımız işlerden bir tanesidir. Sağlık Bakanlığı bu ürünü dünyada araştırıyor, eğer muadili varsa fiyatı onun altında çıkmak zorundasınız ama dünyada böyle bir ürün yok şuan. Avrupa’da ve Türkiye’de fiyat belirleyici olarak öne çıkıyoruz ve bu bizim için güçlü kaslardan bir tanesidir.
Toplam kaç ürününüz var?
Bizim 130 ürünümüz 507 farklı form ile alanında dünyanın en zengin serilerinden bir tanesiyiz ve yüzde 70’den fazlası kendi bitki ve tohumlarımızdan oluşuyor.
Ar-Ge ve Ür-Ge konusunda gündeminizde neler var?
Bizim 7 yıllık bir serüvenimiz var. Ar-Ge’mizde yılda 10 ürün çalışıyor ve geliştiriyoruz burada yurtdışındaki şirketimizin bize çok faydası oluyor, pazar nereye doğru gidiyor yenilikçi ürünler nelerdir gibi konularda çok fazla geri bildirim alıyoruz. dünyada bu alandaki önemli fuarlara katılıyoruz tabii tüm bunlar geri bildirim sağlıyor bize. 2019 yılında tüketicinin daha rahat kullanabileceği bir ürün gamı geliştiriyoruz, ilk hayata geçirmeyi planladığımız önemli projelerden bir tanesi olacak. Bu tarafta geliştirmeyi planladığımız 6 yeni ürün var.
Zade Vital’in ihracatıyla ilgili bilgi verir misiniz?
Şu anda 12 ülkede varız burada en büyük zorluklardan bir tanesi ruhsatlandırma süreçleridir. En hızlı ruhsatlandırma süresi bir yıl gibi zaman alıyor. 2019 yılında hedeflediğimiz dört yeni ülke var bunlardan bir tanesi Avrupa ülkesi İspanya olacak bunun vesilesiyle tüm Avrupa’ya açılmış olacağız.
2018 yılını yüzde 50’lerde büyümeyi hedefliyoruz. 2019 da biraz daha tedbirli büyüme planlarımız var yüzde 22’lik bir büyüme hedefledik.