Türkiye’nin On Beş Yıl Öncesi İle Bugünü Arasında Yüz Yıl Fark Var

İnşaat, savunma sanayi, bilişim, enerji gibi alanlarda faaliyet gösteren Ekba Holding, özellikle Çeçenistan’da gerçekleştirdiği çalışmalarla dikkat çekiyor. Zorlu bir bölgede olmasına rağmen, Çeçenistan’da yeni ihaleler almaya devam eden firmanın başarılı patronu Cihan Ekşioğlu, tüm zorluklarına rağmen karlı işler yapmak için riskli bölgelerde iş yapmak gerektiğini vurguluyor. Avrupa gibi sistemin oturduğu yerlerde rekabet ortamından dolayı kar oranlarının oldukça düşük olduğunu ve bu nedenle enerjilerini riskli bölgelerde kullanmak amacında olduklarını belirten Ekba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Ekşioğlu, sorularımızı yanıtladı.

Çeçenistan riskli bir bölge ve daha önce orada iş yapan firmalarımız ülkeden büyük sorunlar yaşayarak ayrılmak zorunda kaldı. Bu durum sizin daha temkinli olmanızı gerektirmez mi?

Daha önce bölgede iş yapan Türk firmalarının neler yaşadığını detaylı olarak bilmiyorum ancak size akseden veya aksettirilen hususların iş adamlarımız tarafından aksettirildiği ve onlarında kendi açısından olayları değerlendirdiği düşünüldüğünde tek taraflı bir bakışın olduğu söylenilebilir. Bu doğrultuda da kendi hatalarından bahsetmek istemezler. Çeçenistan dediğiniz yer, Rusya Federasyonu içerisinde özerk bir bölgedir. Bugüne kadar ciddi savaşlar verilmiş, son beş yıl içerisinde bir şehir kurulmuş, ciddi petrol kaynaklarına sahip ve bu kaynaklar Rusya tarafından yönetilen, sanayisi olmayan üretimi olmayan bir yer.

Çeçenlerin lügatinde, özür dilerim, kusura bakmayın gibi söylemler yok. Dolayısıyla adamlara ben sana bunu vereceğim dediğiniz zaman, onu verebilmelisiniz. Aksi durumda kusura bakmayın bunu vereceğimizi belirtmiştik ancak şunu vereceğiz deme şansınız yok. Daha iyi bir ürün verseniz dahi kabul görmeyecektir. Bu bölgede problemsiz iş yapabilmeniz için dediğinizi yapabilmenize bağlıdır. Yani yamamayacağınızı söylememeniz gerekir.

Aktardıklarınız doğrudur ancak ayrılan firma sahiplerinin can güvenliklerinin olmadığı yönündeki ifadeleri oldukça dikkat çekiciydi. Sizin böyle bir sorununuz var mı?

Kesinlikle yok. Ne benim nede çalışanlarımın can güvenliği ile ilgili hiçbir endişemiz yoktur. Her şeyden önce bizler aynı dinin mensubuyuz, onlarında bize karşı bakışının böyle olduğunu çok net biliyoruz. O nedenle yaptığımız çalışmalar sonucunda ortaya çıkacak bir problem olursa can güvenliğimiz olmaz gibi bir endişemiz yok. Bizler oraya savaşa değil iş yapmaya gidiyoruz. Tabi ki yaptığınız işin yanlışlığından doğacak olan maddi zararlar olacaktır ancak bunun haricinde bir tutumla karşılaşacağımızı sanmıyorum. Bundan önce yaşananlarda da insanlar bu durumu öyle algılamış olabilirler ancak fiiliyatta böyle bir durumla karşılaşılmamıştır.

Çeçenistan’da yaptığınız işlerden bahsedebilir miyiz?

Çeçenistan’da on milyon metrekarelik bir orman aldık ve orman ürünleri fabrikası kurmak için çalışmalarımıza başladık. Çöp toplama işini aldık ve bu çerçevede geri dönüşüm tesisi için gerekli çalışmaları başlattık. Şehir aydınlatması ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Grozni’nin su ve elektrik dağıtımında sayaçlarının takılması ile ilgili bir işimiz devam ediyor.

Bahsettiğiniz çalışmalar genellikle alt yapı projeleri.

Evet, bizim orada üst yapı projemiz yok. Üst yapı ile ilgili çalışmalar var, bize de teklif edilen projeler var ancak biz daha çok alt yapı projelerine ağırlık verdik. Grozni’de %5 karşılığı arsa sahibi olabiliyorsunuz ve dünyanın farlı bölgelerinde yaşayan Çeçenler, Grozni’de mülk sahibi olabilmek için çaba sarf ediyorlar. Bu alanda da işler yapılabileceği düşüncesindeyiz.

Çeçenistan’da Azerilerin bizde daha kolay iş alacağı yönünde bir anlayış var sizce bu doğru mu?

Rusya’nın hakim olduğu bölgelerde Azerilerin bizden daha kolay iş almaları doğaldır. Her şeyden önce onlar bölgede konuşulan dillere hakimler. Diğer yandan kültürel olarak farklılıklardan haberdarlar.  Bu da onların iş alabilme kabiliyetlerini artırmaktadır.

Çeçenistan dışında yaptığınız çalışmalardan da bahsedebilir miyiz? 

Ülkemizde Bodrum Güllük ve Gümüşlük koyunda villa projemiz var. Beyaz Rusya’da bir taahhüt işimiz var.

Beyaz Rusya’da karlılık nasıl?

Dövizdeki artış ve petrol fiyatlarındaki azalış o bölgedeki dengeleri olumsuz yönde etkiliyor. Ancak bizim işlerimizi etkileyen bir husus olmadı. Ukrayna’da yüz bin metrekarelik bir alışveriş merkezini bitirdik Aralık ayında açılışını gerçekleştireceğiz.

Onun dışında Dubai’de savunma sanayine yönelik kurduğumuz Cemd Savunma Sanayii şirketimiz var. Bu firmamız sosyal medya çözümleme izleme, dinleme sistemleri, bir takım dünyada konum belirleme sistemleri satıyoruz. Savunma sanayine yönelik insansız hava aracı, elektronik harp sistemleri ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. CEMD firmasında ortağım Mehmet Durmaz beydir. Mehmet Bey bilindiği gibi savunma sanayinde önemli tecrübelere sahip bir iş adamıdır.

Ülkemizdeki savunma sanayi ihalelerine katılıyor musunuz?

Türkiye’de de ihalelere giriyoruz. Şimdi sınır güvenliği için geliştirilen zeplinler ile ilgili çalışıyoruz. Bunun dışında Rusya gibi ülkelerden aracılık ederek Libya, Sudan, Irak gibi ülkelere satış yaptığımız ürünler var.

Bu ürünlerin zorlu bölgelerde satışı herkesin yapabileceği bir iş mi?

Oldukça zor, hatta ilişkileri güçlü olmayan insanlar için ise imkânsız diyebilirim.

İş yoğunluğunuzu yüzde olarak değerlendirebilir misiniz?

%40 inşaat, %60 savunma sanayi olarak ifade edebilirim.

Yurtdışında iş almanın ülke etkinliğine de bağlı olduğu ifade edilmektedir, yurtdışında önemli projelere imza atmış biri olarak bu düşünceye katılır mısınız?

Elbette, Yurtdışında etkin bir politika izlemeyen ülkelerin iş adamlarının yurtdışında başarılı olması beklenemez. Bugün biz bu bölgelerde iş yapıyorsak eğer, arkamızda Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve devletimizi hissetmemiz neticesindedir. Bu güç olmazsa dışarıda iş yapamazsınız.

Cumhurbaşkanı bu konuda eleştiriliyor. 

Bence yanlış, Türkiye’nin güçlü ve istikrarlı olması ve iş adamlarını farklı bölgelere götürülmesinde Cumhurbaşkanımızın emeği büyüktür. O nedenle ben bu eleştirilere katılmıyorum. Türkiye’nin on beş yıl öncesi ile bugün arasında yüz yıl fark var. İnsanlarımızda bir takım saplantılar var, babalarımızdan dedelerimizden gelen particilik anlayışımız var. Bunlardan kurtulup doğru değerlendirmeler yaparsak daha hayırlı olur. Bundan on, on beş yıl önce İngiltere’ye giden insanlarımızın ilaçlandığını unutmamamız gerekiyor. Bugün pasaportumu soranlara Türküm, İstanbul’dan geldiğimi ifade edince hayranlık ifade eden cümleler duymak beni gururlandırıyor. Yunanistan ziyaretimde taksici ile sohbetimde, taksicinin aktarımları oldukça önemlidir. Taksici, “Bu gün Yunanistan’da insanlar parklarda bulunan zeytinleri toplar durumdalar. Türkiye çok güçlü bir ülke ve Tayyip Erdoğan gibi inanılmaz bir lidere sahipsiniz” dedi. Neden diye sorduğum zamanda, Tayyip Erdoğan’ın bıçağa yumruk atan adam olduğunu söyledi ve bu görüşünün nedenini ise İsrail’e kafa tutan tek lider olmasına bağladı. Özellikle bir Yunan vatandaşının bu düşüncede olması ayrıca değerli bir durumdur diye düşünüyorum. Bu sempatinin olması oldukça önemlidir ve bu sempati bize de dışarıda önemli kapılar açmaktadır.