Yerli projeler geliştikçe firmalar kendilerini geliştirebiliyor
Savunma sanayinde yerli katkının her geçen gün arttığına tanıklık ediyoruz. Yürütülen projelerde yerli firmaların geliştirdiği kabiliyetler bir yandan insan kaynaklarımızın gelişimini sağlarken diğer taraftan firmalarımızın yurtdışındaki projelerle daha fazla ilgilenmesini sağlıyor. Bu ortamda sürdürülebilirliğin önemine dikkat çeken Koç Bilgi ve Savunma Teknolojileri AŞ Programlar Yöneticisi Tahir Taner Tınış, Yeni Tip Denizaltı Projesi çerçevesinde üstlendikleri roller ile ilgili kamuoyunu bilgilendirdi.
Yeni Tip Denizaltı Projesi’nde alt yüklenici olarak yer almaktasınız. Proje çerçevesinde aldığınız rol ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
2011 yılından bu yana Yeni Tip Denizaltı Programında görev yapıyoruz. Program çerçevesinde üstlendiğimiz ilk sistem torpido karşı tedbir sistemiydi ve burada sağladığımız başarı, projenin ana yüklenicisi olan Thyssenkrupp Marine Systems’ın (TKMS) dikkatini çekti. Bu çerçevede de projede daha fazla rol almaya başladık. Şu an itibari ile dört alt sistemi yapar hale geldik. Bu çerçevede yüklendiğimiz ikinci alt sistem, deniz altının görev yapamaz hale geldiği zaman yerinin tespitini sağlayan akustik sistem oldu. Proje çerçevesinde görev aldığımız bir diğer projemiz PC Network projesidir. Bu çerçevede ise tüm iletişim alt yapısı ve donanımını sağlıyoruz. Dördüncü ve son olarak da solunan havayı izleme sistemini yapıyoruz. Bu çerçevede de denizaltının içerisindeki mahallerin hem insan hem de makineler açısından gaz konsantasyonu gözlenmekte ve incelenmektedir.
Bu proje kabiliyetlerinizin gelişimine olumlu yönde etki etmiştir diyebilir miyiz?
Bu program bize hem sualtı akustiği konusunda hem de diğer projelerimiz kapsamında gerçekleştirdiğimiz sistemlerde kabiliyetlerimizi geliştirmemizi sağlamıştır. Bu program kapsamında yaptığımız sistemlerin çalışabilirliğini ve yetkinliğini gören müşterilerimiz ve Deniz Kuvvetleri bize diğer konularda da çalışma şansı verdi. Şuan itibari ile Thyssenkrupp Marine Systems’ın tanımlı alt yüklenicisi seviyesine geldik. Bu anlamda yurt dışından projeler gündeme geldiğinde, Türkiye’den birkaç firma ile birlikte teklif toplantılarına çağrıldık ve teklif çalışmaları yapıldı.
Millileştirme politikası çerçevesinde yürütülen projelerde yerli firmalara sağlanan imkânların önemli olduğunu ifade edebilir miyiz?
Çok önemli bir noktaya değindiniz, platform projelerinde elde edilen kazançlar oldukça önemlidir. Özellikle insan kaynaklarımızın gelişimine önemli katkılar sağlanmaktadır. Geldiğimiz noktada savunma sanayimizde %60 larda seyreden bir millileştirme oranı oluşturulmuştur. Bu oran gelinen nokta itibari ile çok önemlidir. Bu sayede sağlanan insan kaynağı istihdamı 30.000 kişi civarındadır. Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM)’mızın millileştirme hedefleri doğrultusunda bu rakamın 50.000-60.000 lere çıkacağını öngörüyoruz. Bu hedefin özgün ve rekabetçi çözümlerden oluşması nedeniyle de ayrıca yaratılacak katma değerin ihracat hacmimizin de artmasına sebep olacağını değerlendirmekteyiz.
Savunma alanında Alman bir firma ile çalışmak zor mu?
Biz sistem mühendisliği konusunda uluslararası standartlara sahip bir firmayız. Bu nedenle uluslararası bir firma olan Almanya menşeli bir firmayla çalışmak bize ekstra bir zorluk getirmedi, bir uyum sorunu yaşamadık. Savunma sanayinde tecrübeli bir ekibe sahibiz, bu da bizim SSM ve platform üreticileri ile uyumlu bir şekilde çalışmamızı sağlıyor.
Platform üreticisi firmalarla görüştüğümüzde alt yüklenicilerle çalışmanın zorluklarından bahsediyorlar. Bu durumda alt yüklenicilerin savunma sanayindeki çalışma prensiplerine yeterince hazır olmadıklarını gösteriyor.
Biz platform sağlayıcısı olan veya ana entegratör firmalarla çalışıyoruz. Edindiğimiz deneyimler neticesinde projelerde bir zorluk yaşamıyoruz ancak sektöre yeni girmiş firmalar adaptasyon sorunu yaşayabilmekteler. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus sürdürebilirlik ve eko sistemin korunabilmesidir. Küresel pazarda yer edinmeyi hedefleyen ülkemizde rekabetçi güce sahip tedarikçilerin ana yüklenicilerin altında sürdürülebilir bir yapı içinde çalışabilmelerinin uluslararası normlarda tesis, personel ve kalite standartlarını sağlamakla ve bu durumlarını korumakla gerçekleşebileceğine inanmaktayız.
Yeni Tip Denizaltı Projesi dışında hangi projelerde yer alıyorsunuz?
Milli Torpido Geliştirme Projesi’nde yer alıyoruz. Bu proje kapsamında akustik kabiliyetlerimiz çerçevesinde çalışmalar yapıyoruz. Burada daha önce Ar-Ge çalışmalarımız neticesinde geliştirdiğimiz kabiliyetler ürün haline geldi.
Genel itibari ile savunma sanayimizin gelişimi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Sürdürülebilirlik bizim için en önemli noktadır. Firmaların belli alanlarda uzmanlaşırken, alanlarındaki projelerde sürekli yer almaya teşvik edilmesi önemlidir. Bu alanda firmaların kendi başına pazar bulması kolay değil, yerli projeler geliştikçe firmalar kendilerini geliştirebiliyor. SSM bu doğrultuda sürdürülebilir bir yapıyı korumaya çalışıyor. Bu çerçevede KOBİ’ler destekleniyor. Bu destekler doğrultusunda firmalar her yıl üzerine koyarak yollarına devam ediyor. Biz de bu doğrultuda yolumuza devam ediyoruz, yaklaşık on yıllık bir firmayız ve önemli kabiliyetler kazanarak bir noktaya geldik ve gelişimimize devam ediyoruz.
Son dönemde MSB ve SSM’nin daha konsolide bir şekilde projeleri yürütmesi sektöre olumlu yansıdı. Bu anlamda yapılan çalışmaların bize olumlu yansıdığını söyleyebiliriz. Uzun bir süredir savunma sanayinde çeşitli firmalarda çalışmış biri olarak savunma sanayinde önemli kazanımlarımızın olduğunu ifade edebilirim. Millilik oranları her geçen sene daha da arttığını görüyorum. Tabi ki yurtdışında da varlığımızı artırmak için belli bir doyuma ulaşmamız gerektiğini söylemekte fayda var. Bu yönüyle bakıldığında savunma sektöründeki yatırımların orta ve uzun vadede desteklenmesinin, özellikle köklü geçmişe sahip şirket ve şirketler grubuna sahip yatırımcılaramıza teşvik edici uzun soluklu katma değeri yüksek proje/programlar da yer alacak şartların oluşturulmasının eko sistemi kuvvetlendireceğini ve sektörde sürdürülebilirliği arttıracağını değerlendirmekteyiz.
Yaklaşan IDEF fuarı ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz? İki senede bir yapılmakta olan IDEF fuarı ülkemizin savunma sektöründe yer alan şirketlerinin imkân ve kabiliyetlerini sergileyebildikleri uluslararası bir fuar olması yönüyle yurtdışından gelen ziyaretçilerle buluşmamız açısından oldukça önemli bir organizasyon, bu avantajdan da maksimim oranda faydalanmak arzusundayız.