1967’den 2017 sonuna kadar 1,14 Milyar Avro’yu aşan yatırımlar gerçekleştirdik
1967 yılından itibaren Türkiye’de yaptığı üretim ve ihracatla otomotiv sektörünün önemli oyuncularından biri olan Mercedes-Benz Türk, yeni yatırımlarıyla kendini geleceğe taşıyor. 2017 yılında 1 milyar Dolar’a yaklaşan ihracatıyla OSD tarafından ihracat altın plaketini alan başarılı yönetici Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün, sorularımızı yanıtladı.
OSD tarafından düzenlenen ödül töreninde ihracat ödülü aldınız. Mercedes-Benz Türk olarak aldığınız ödülün sizin açınızdan anlamını aktarır mısınız?
Mercedes-Benz Türk olarak yarım asrı aşan bir süredir Türkiye’de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. 2017 yılında yaklaşık 1 milyar Dolar’lık (981 Milyon ABD Dolar’ı) ihracat yaparak OSD tarafından “İhracatta Altın Plaket” ile ödüllendirildik. Türkiye’deki faaliyetlerimizin 50. yılını kutladığımız bu anlamlı yılda böyle bir ödüle layık görüldüğümüz için oldukça mutluyuz. Şirketimiz 2013, 2015 ve 2016 yıllarında da ihracat rekortmenliği ödülüne layık görülmüştü. Bu sebeple sürdürülebilir kalkınmaya fayda sağlamaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Mercedes-Benz Türk olarak hedefimiz ihracat rakamımızı ilerleyen dönemlerde daha da artırmak yönünde. Zaten bu yüzden de yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.
Mercedes-Benz Türk olarak ihracatla ilgili çalışmalarınızı aktarır mısınız?
Mercedes-Benz Türk olarak ürünlerimizin yanı sıra hizmet alanında da ihracat gerçekleştiriyoruz. Hoşdere Otobüs Fabrikamızda ürettiğimiz otobüsler ve Aksaray Kamyon Fabrikamızda ürettiğimiz kamyonlarımızı ihraç etmenin yanı sıra, AR-GE ve IT hizmetleri alanında da ana şirketimiz Daimler’in global ağına mühendislik ihracatı gerçekleştiriyoruz.
Otobüs ihracatında Mercedes-Benz Türk olarak üretime başladığımız 1968 yılından bu yana 85.000’i aşkın otobüs ürettik. Sadece 2017 yılında 3.795 adet otobüs ürettik ve bunun 3.396 adedini ihraç ettik. Başta Batı Avrupa ülkelerine olmak üzere üretimimizin yaklaşık % 90’ını ihraç ediyoruz. Şirketimizin ilk otobüs ihracatını yaptığı 1970 yılından günümüze 50.000’in üzerinde otobüs ihracatı gerçekleştirdik.
Kamyon tarafında da uzun zamandan beri ihracat yapıyoruz. 2001 yılında Ortadoğu ve Doğu Avrupa ülkelerine, 2004 yılındaysa İtalya ile Batı Avrupa pazarında ihracata başladık. Aksaray Kamyon Fabrikamızın üretimini 2 katına çıkartarak daha da yüksek oranlarda ihracat yapmayı hedefliyoruz. 1986 yılından beri kamyon üretimi yaptığımız Aksaray Kamyon Fabrikamızdan bugüne kadar ürettiğimiz 250.000’i aşkın kamyonun yaklaşık 45.000 adedini ihraç ettik. Aksaray Kamyon Fabrikamız bu rakamlar ile Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir en fazla kamyon ve çekici üreten tesis oldu. Sadece 2017 yılında 13.339 kamyon ürettik ve bunun 6.469 adedini ihraç ettik. Bu rakamla, 2016 yılına göre kamyon ihracatımızı % 38 oranında arttırdık ve 2017 yılını şirket tarihimizdeki en fazla kamyon ihracatı gerçekleştirdiğimiz yıl olarak ilan ettik. Mercedes-Benz Türk olarak 70’den fazla ülkeye kamyon ihraç ediyoruz ve 2018’de toplam kamyon ihracat gelirimizi 1 milyar Dolar’ın üzerine çıkartarak Türkiye’nin toplam ihracatına katkı sağlamayı hedefliyoruz.
Öte yandan 8,4 milyon Avro yatırımla 2018 yılı içerisinde resmi açılışını gerçekleştireceğimiz Aksaray’daki AR-GE Merkezimiz, dünyanın sayılı AR-GE merkezlerinden biri oluyor. Daimler Global ağı içerisinde Mercedes-Benz uzun yol kamyonlarının testleri sadece Aksaray’daki merkezimizde yapılarak dünyaya teknoloji ve mühendislik ihraç ediyoruz.
Türk otomotiv sektörünün geldiği noktayı ve sektörün gelecek beklentilerini aktarır mısınız?
Türkiye’de otomotiv sektörü hem üretim hem de ihracat anlamında lokomotif olmayı sürdürüyor. Türkiye, 2017 rakamları ile neredeyse dünyada üretilen her 100 araçtan ikisinin üretimini üstlenen önemli bir üs konumunda. Ürettiğimiz araçların yüzde 79’unu ihraç ediyoruz. 12 yıldır Türkiye’nin ihracat lideri otomotiv olurken sadece 2017’de ihracatın yüzde 18,2’sini sektörümüz oluşturdu ve 29 milyar Dolar’lık rekor bir seviyede ihracat gerçekleştirerek ülkemizin ekonomisine katkıda bulunuldu. Sadece Mercedes-Benz Türk olarak, bayi çalışanlarımız da dahil edildiğinde iki fabrikada üretim yapan bir şirket olarak 10 bini aşkın kişiye istihdam sağlıyoruz. Mercedes-Benz Türk olarak 1967’den 2017 sonuna kadar 1,14 Milyar Avro’yu aşan yatırımlar gerçekleştirdik, sadece 2017 yılında 82 Milyon Avro tutarında yatırım yaptık.
Otomotiv sektörünün hem iç hem de ihracat pazarlarında sürdürülebilir bir biçimde büyümesi beklentilerimizin en başında geliyor. Gerekli düzenlemelerin yapılması halinde Türkiye ekonomisine mevcut konumundan çok daha fazlasını kazandıracak olan otomotiv sektörüne verilebilecek her destek ülkemizin büyümesini sağlayacaktır.
OSD olarak yapılan toplantıda Sanayi Bakanı Faruk Özlü, sektör cirosunun en az iki kat artması gerektiğinin üstünde durdular. Sektörün büyümesi adına kamudan beklentilerinizi aktarır mısınız?
Küresel rekabet içerisinde otomotiv sanayimizin ihtiyaçları hızlı değişimlere ayak uydurabilecek bir dinamizme sahip. Sanayi ve kamu arasındaki iletişimin arttırılarak beraber çalışmasının sağlanması gerektiğini düşünüyorum, bu sayede sanayimiz sürdürülebilir bir biçimde büyüyebilir. Kısa, orta ve uzun vadeli planların yapılıp yürürlüğe konması büyük bir önem taşıyor. Ayrıca potansiyel tüm yeni yatırımları da Türkiye’ye çekebilmek önemli. Bunun için de istikrarlı ekonomik verilerin sağlanması ve yatırım teşviklerinin arttırılması gerektiğini düşünüyorum.
Mercedes-Benz Türk olarak ise kapasitesini yakın zamanda iki katına çıkardığımız Aksaray Kamyon Fabrikamızdan çok daha yüksek adetlerde ihracat yapmayı hedefliyoruz. Ancak bunu gerçekleştirirken de rekabet içerisinde olduğumuz Avrupa ülkelerine karşı bazı lojistik dezavantajlarımız var. Örnek olarak kamyonların Pendik Limanı’na taşınması sırasında bir çekiciye 2 yerine 3 kamyonu üst üste koyabilmemiz için bakanlıktan gerekli izinleri temin edebilirsek; Türkiye’nin Amerika’ya demir çelik ihracatı seviyesinde yani 1 milyar Dolar’lık ekonomik faydayı çok daha hızlı ve kolay sağlayabiliriz. Bu sayede Anadolu’nun bağrından, Aksaray Kamyon Fabrikamızdan yılda 17 bin adet kamyon daha ihraç edebiliriz.
Sanayi Bakanı Faruk Özlü, özellikle AR-GE çalışmalarına destek olduklarının altını çizdiler. Bu açıdan Mercedes-Benz Türk olarak AR-GE çalışmalarınızı aktarır mısınız?
Mercedes-Benz Türk olarak, Daimler markası içindeki küresel kamyon ve otobüs trendlerini belirliyoruz. Bu noktada sadece üretim anlamında değil, AR-GE çalışmalarımızla da bunu gerçekleştiriyoruz. AR-GE faaliyetlerine kurulduğumuz günden beri çok önem veriyoruz. Mercedes-Benz Türk olarak 2009 yılında resmi olarak AR-GE Merkezi statüsü kazandık. Hoşdere Otobüs Fabrikamızda hem otobüs hem kamyon AR-GE çalışmalarını sürdüren şirketimiz, AR-GE konusunda ilave sorumluluklar aldığı için 2017 yılında 8,4 milyon Avro’luk bir yatırım ile Aksaray Fabrikamızda ikinci bir AR-GE Merkezi kurma kararı aldı. Az evvel de bahsettiğim gibi Daimler Global ağı içerisinde Mercedes-Benz uzun yol kamyonlarının testleri sadece bu merkezde yapılacak.
Aksaray Kamyon Fabrikamızda ayrıca 2017 yılından beri sanal ve karma gerçeklik teknolojilerini kullanıyoruz. Parça ve kapsamların doğrulamaları için yapılan bu çalışmalarda yeni uygulanan yöntem ile hem zamandan, hem de maliyetten tasarruf sağlıyoruz. Hem sanal hem karma gerçeklik metotlarını uygulamaya alan fabrikamız bu işlemi yaparken tüm dünyada kamyon numunelendirme yapan ekiplerle çevrimiçi ve eşzamanlı çalışabiliyor. Bu sayede tüm dünyadaki AR-GE merkezleri ile büyük bir uyum içinde ürün geliştirebiliyoruz.
Başbakan Binali Yıldırım dünyada yapılan 10 büyük projenin 6 tanesinin Türkiye’de yapıldığına dikkat çekiyor. Büyük projelerin yapıldığı bir ülke olarak bu durum ağır ticari araç segmentine nasıl yansımaktadır?
Türkiye’de son dönemde yapılan büyük altyapı projeleri elbette inşaat kamyonları pazarı üzerinde olumlu bir etki yarattı. Son dönemde ağırlık verilen yol, köprü ve havalimanı inaatları doğal olarak kamyon talebine de olumlu yansıdı. Sadece 2017 yılında, iç pazarda uzun yol nakliye kamyonları kaynaklı bir daralma yaşamamıza rağmen Mercedes-Benz Türk olarak 9.128 adetlik kamyon satışı gerçekleştirdik. Bu rakam ile aralıksız son 15 yıldır 6 ton ve üzeri kamyon pazarında Türkiye’nin lideri olmayı sürdürdük. Türkiye’de üretilen her 3 kamyondan 2’sinin Mercedes-Benz yıldızı taşıdığını gururla söylemek istiyorum.
Bu yıla baktığımızda ise kamyon pazarının yeniden hareketlenmeye başladığını gerçekleştirdiğimiz teslimat törenleri ile ortaya koymak mümkün. Geçtiğimiz günlerde Barsan Global Lojistik ile birlikte Türkiye tarihinin en büyük teslimat törenini gerçekleştirdik.
Mercedes-Benz Türk olarak geçen yıl 50. yılınızı kutladınız. Bu açıdan yabancı yatırımcıların Türkiye’ye bakışlarını aktarır mısınız?
Mercedes-Benz Türk olarak Türkiye’nin en büyük yabancı sermayeli şirketlerinden biriyiz ve 50 yılı aşkın süredir Türkiye’ye olan inancımızı ve güvenimizi aralıksız yatırımları ile gösteriyoruz. Bu zaman zarfı içinde Türkiye ile beraber büyüdük. Şimdi sırada ikinci bir 50 başarılı yılın olduğuna inanıyoruz. Otomarsan adıyla kurulan şirketimiz, 1967’den 2017 sonuna kadar 1,14 milyar Avro’yu aşan yatırımlara imza attı. 1986’da faaliyete geçen Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikamız da 32 yıldır aralıksız kamyon üretimi sürdürüyoruz. 1986 yılından beri Aksaray Kamyon Fabrikamıza gerçekleştirdiğimiz toplam 470,1 milyon Avro yatırım ile İç Anadolu’daki en büyük yatırımlardan biri konumundayız. Kamyon Fabrikamıza sadece 2016-2018 yılları arasında 113 milyon Avro’luk yatırım gerçekleştirdik. Anadolu’nun bağrındaki Aksaray Kamyon Fabrikamız ile hem bölgenin hem de Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlıyoruz. Bugüne kadar bu fabrikada yüksek kalitede 300’den fazla tip araç ve 250.000’i aşkın kamyon üretimi gerçekleştirdik. Tüm bu bilgiler ışığında hem Aksaray hem de Hoşdere fabrikalarımızdaki yatırımlarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.
Ülkemizde yatırımların artırılması ve yatırım ortamının iyileştirilmesini teminen bilhassa son dönemde atılan adımlar yabancı ortaklarımızın ve yatırımcıların da dikkatini çekmekte ve ülkemize olan farkındalıklarını artırıyor. Ancak yabancı yatırımın teşviki konusunda bir diğer önemli husus ise ekonomik istikrardır. Yatırımcıların ekonomik hedeflerine başarıyla ulaşabilmeleri için, kendi planlarını ne kadar iyi uygularlarsa uygulasınlar, başta kur, enflasyon ve faizle ilgili olanlar olmak üzere ekonomik gelişmelerin öngörülebilir sınırlar içinde gerçekleşmesi zorunludur. Siyasi ve sosyal reformlar ile ekonomik istikrar bir bütün olarak değerlendirilerek yatırım için uygun iklim tesis edilmelidir.
Mercedes-Benz olarak 2018 yılı hedefleriniz nelerdir? 2018 yılında Türkiye otomotiv pazarının 2017’ye yakın rakamlar ile tamamlanacağını düşünüyoruz. Mercedes-Benz Türk olarak ise bu yıla hızlı başladık. Ocak ayında yeni Tourismo otobüsümüzün lansmanını gerçekleştirdik. Hoşdere Otobüs Fabrikamızda geliştirilip ürettiğimiz yeni Tourismo otobüsümüz hem turizm sektöründe hem de şehirlerarası yolcu taşımacılığında yeni bir çağın kapılarını araladı. Hafif ticari araçlar tarafında 2018’in üçüncü çeyreğinde taşımacılık sektöründe fark yaratan Sprinter aracımızın üçüncü nesli ve 2018’in son çeyreğinde pick-up dünyasının sınırlarının ötesinde olan X-Class aracımızın V6 motorlu versiyonu gelecek. Yine 2018 yılında otomobil tarafında ise CLS, A-Serisi, C-Serisi ve G-Serisi araçlarımızı yenileyeceğiz. 2018 yılında elektrikli smart ve GLC hibrit gibi özel modellerimizi Türkiye pazarında sunmaya başlıyoruz. Bu modellerimiz haricinde S-Serisi Coupe ve S-Serisi Cabriolet’i satışa sunduk, Ekim ayındaysa Mercedes-AMG GT 4 Kapılı Coupe ile yeni bir aracı daha pazara sunacağız. 2018’in ilk çeyreğinde Mercedes-Benz Türk olarak filo satışlarımıza da hız kesmeden devam ediyoruz. Ek olarak; bu yıl, geçtiğimiz sene temel atma töreni ile duyurduğumuz Aksaray’da kurulacak yeni AR-GE Merkezimizin açılışını yapacağız. 2018 hedeflerimiz arasında; üretimdeki mevcut varlığımızı aralıksız sürdürmek, müşteri talepleri ile pazarın gereklilikleri doğrultusunda uygun araçları geliştirmek ve satışa sunmak, sağladığımız istihdam oranını artırmak, AR-GE ve bilişim teknolojileri alanlarındaki çalışmalarımızı ivmelendirmek ve kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizle topluma yapılan katkıyı devam ettirmek bulunuyor.