Altın Madenleri Derneği Başkanı ve TÜMAD Genel Müdürü Hasan Yücel: Zirveye Çıkmak Değil, Zirvede Kalmak Önemlidir

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) 2024 Çevre ve Sürdürülebilirlik Altın ödülünü, Türkiye’de madencilik faaliyetleri sırasında aldığı tedbirler ile çevre ve insan konusunda uyguladığı başarılı projeler nedeniyle Nurol Holding’e bağlı TÜMAD Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye verdi. Türkiye’de herkesin madenciliği olumsuz tartıştığı bir ortamda gelen bu sevindirici ödülle ilgili mikrofonlarımızı Altın Madencileri Derneği (AMD) Başkanı ve TÜMAD Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Hasan Yücel’e tuttuk. Hem TÜMAD’ın başarısını hem de madencilik sektöründeki son gelişmeler hakkında Yücel’in düşüncelerini aldık.

Hasan Bey, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) 2024 Çevre ve Sürdürülebilirlik Altın ödülünü, şirketiniz TÜMAD Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye verdi. Öncelikle, ödülün hayırlı olmasını diliyoruz. Bu başarıyı nasıl yorumluyorsunuz?

Nazik takdirleriniz için size ve derginize teşekkür ederim. Bir teşekkürü de sizin aracılığınızla EBRD’ye buradan göndermek istiyorum. Çünkü bizim dışımızdan, 60 ülkeden prestijli projelerin yarıştığı ve bağımsız jüri tarafından yapılan değerlendirme sonrasında TÜMAD’ın, 2024 Çevre ve Sürdürülebilirlik Altın Ödülüyle taçlandırılması hem sektörümüz, hem de ülkemiz adına bizi gururlandırdı. Bizi ödülden çok, bu ödülün TÜMAD’da neden verildiği sevindiriyor. ‘Çevresel ve sosyal alanda en iyi uygulama’ kategorisinden bu ödülü almamız ülkemiz adına büyük bir başarı olduğuna inanıyorum. Ödül bize takdim edilirken TÜMAD’ın; faaliyet gösterdiği alanlarda su ve karbon ayak izlerinin kontrolü konusunda aldığı önlemler, yerel halk için geliştirdiği kalkınma projeleri ve farklı alanlardaki çevresel ve sosyal atılımlarıyla tüm madencilik endüstrisi için çıtayı yükselten bir maden şirketi olduğu için ödüle değer görüldüğünün altı kalın çizgilerle çizildi. Bu sadece bizim adımıza, sektörümüz adına değil ülkemiz adına gurur verici bir olay. Dünyanın en saygın finans kuruluşlarından biri olan EBRD’nin yüzde 100 yerli bir Türk şirketini uyguladığı projeler ve aldığı tedbirlerle uluslararası arenaya ‘rol model’ olarak tanıtmasından daha gurur verici ne olabilir ki… Ayrıca bu ödülün ülkemizdeki sürdürülebilir madencilik faaliyetlerinin teşvik edilmesi için de önem taşıdığına inanıyorum.

Bu ödül TÜMAD’ın geleceğini nasıl etkileyecek ? Hedeflerinizi ve çalışma yönetiminizi nasıl şekillendirecek?

Bakın, EBRD 2024 Çevre ve Sürdürülebilirlik Altın ödülünün alınmasında uluslararası standartları içselleştirerek, onu iş yaşamında pratiğe döken tüm mesai arkadaşlarımın emeği vardır. Zaten ödülü alır almaz hemen tüm çalışanlarıma kurum içi bir yazı göndererek, hem bu emekten ötürü teşekkürlerimi ilettim, hem de ödülün omuzlarımıza yüklediği yeni yük konusunda uyarıda bulundum. Dedim ki; “Arkadaşlar evet bu ödülü sizin emekleriniz sayesinde aldık ama farkında mısınız, bu ödül bizlere daha fazla sorumluluk yüklüyor. Çevreye ve insana değer veren, insanı önceleyen, teknoloji odaklı yeni nesil madencilik konusundaki hassasiyetlerimizi daha yükseğe taşımak zorundayız. Bu yüzden rehavete kapılmak yok, bundan sonra daha çok çalışmalıyız. Çalışırken de daha özenli ve dikkatli olmalıyız.”  Kısaca, şirket olarak evet bugün zirvede olduğumuz herkes tarafından da takdir ediliyor olabilir. Ama mesele zirveye çıkmak değil, orada kalıcı olmaktır. Sektörümüzde bugün rol model olarak gösteriliyorsak, elbette bu kolay olmadı. Bunu sürdürülebilir kılmak istiyoruz. Öyle ki, birkaç yıl sonra sektörde herkes bizim uyguladığımız standart ve kriterleri alarak kendisine uygulayabilsin. Biz madencilik sektöründe herkesin örnek aldığı bir şirket olmak istiyoruz ve bunun için elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Bu noktada bir kere daha, bizi takdir edip, ödül verenlere teşekkürlerimi iletiyorum.

TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu Başkanı Atay Uslu ve komisyon üyeleri, İvrindi Altın ve Gümüş madeni işletmenizi ziyaret etti. Komisyonun ziyaretinin sebebi neydi, bize bilgi verebilir misiniz?

Hazırlayacakları raporda kendilerine ışık tutması için yığın liçi yöntemiyle altın üretimi yapılan bir madende inceleme yapma kararı kapsamında, İvrindi’de bulunan işletmemizi ziyaret ettiler. Keşke, böyle bir kaza olmasaydı da Sayın Vekillerimiz, en azından böyle bir kazayı araştırmak için madenimize gelmeseydi. Yoksa hangi partiden olursa olsun, Sayın Vekillerimize, işletmelerimizin kapıları her zaman sonuna kadar açık. İstedikleri zaman bizi ziyaret edebilirler. Arzu ederlerse, davet ederlerse, biz gider kendilerine gerekli bilgilendirmeleri yaparız. Bildiğiniz gibi Erzincan’ın İliç ilçesinde, hepimizi derinden sarsan, çok üzüldüğümüz elim bir kaza oldu. Madencilik açısından buna benzer daha önce yaşanmış bir kazayı en azından ben hatırlamıyorum ve bilmiyorum. Kazayla ilgili başlatılan adli ve idari soruşturmalar devam ediyor. TBMM’de de bildiğiniz gibi tüm partilerin ittifakıyla bir Araştırma Komisyonu kuruldu. İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu Başkanı Atay Uslu ve komisyon üyeleri, meydana gelen kazanın ihmal süreçlerini tespit etmek ve benzer kazaların önlenmesine yönelik bundan sonra alınması gereken idari ve hukuki tedbirlerin belirlenmesi için çalışmalar yürütüyorlar. O kapsamda bizim İvrindi’deki madeni ziyaret ettiler. Komisyon Başkanı ve üyelerimize, ben ve çalışma arkadaşlarım, işletmelerimizde, planlamadan projeye, inşaattan üretime, üretimden rehabilitasyona madenciliğin olmazsa olmaz süreçleri ve aldığımız  tedbirler hakkında ayrıntılı bilgileri içeren sunumlar yaptık. Sayın Milletvekillerimizin, sorularına bütün içtenliğimizle yanıtlar verdik. Maden sahasında incelemelerde bulunduk. Eğer verdiğimiz bilgilerle ve maden işletmemizde aldığımız tedbirlerle, komisyona faydalı olduksa, bu bizi mutlu eder. Sonuçta Komisyon da, aldıkları bilgiler ve yaptıkları incelemeler ışığında Türkiye’de madenciliğin geleceği ve alınacak önlemler konusunda hazırlayacakları raporda yer verecekler ve önerilerde bulunacaklardır.

Madencilikte yaşanan bu tür kazaların önüne geçmek için sizce ne yapmak gerekiyor?

Bakın, ziyaretleri sırasında Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı ve üyelerine de söyledim. Burada da tekrarlayayım. Madencilik sistemi çok büyük bir ekosistemdir. Öyle ki, aramadan, üretim aşamasına kadar binlerce parametreyi içerisinde barındıran çok büyük bir ekosistemdir. Madeni arayacaksınız, bulacaksınız, o cevheri hangi yöntemle üretime dönüştüreceksiniz, fizibiliteye en uygun teknolojiyi seçeceksiniz, o teknolojiyi kullanacak donanımda insan kaynağını bulacaksınız. Bulmakla da işler bitmiyor. Üretim sırasında çevresel ve sosyal etkileri analiz edeceksiniz. Çevreye ve doğaya zararı minimize edecek projeleri, uygulamaları ve teknolojileri geliştireceksiniz. Geliştirmekle kalmayıp, hayata geçireceksiniz. Bunların hepsi üretimden önce sistemin bir parçasıdır ve çok iyi planlanmalıdır. Yani planlamayı, bir gömleğin ilk düğmesi olarak düşünün. İlk düğmeyi yanlış iliklerseniz, gerisi de yanlış olur; doğru iliklerseniz gerisi de doğru olur.

Peki, sistemi doğru kuramazsınız, doğru çalıştırmazsanız ne olur?

Madencilik üretim ekonomisinin ilk halkasıdır.  Bu öylesine bir halkadır ki, bu ekosistem içerisinde binlerce halka birbirine bağlıdır. Bu sistemi tam çalıştırmazsanız, ya o size iş kazası ya da çevreye zarar olarak döner. O nedenle yüksek standartlarda bu işi yapmalısınız. Çünkü doğada, yaşayan bir ekosistemde bu işlemi yapıyorsunuz. Ve işinizi tamamladıktan sonra da çok az iz bırakarak, gerekli rehabilitasyon işlemlerini yaparak sahayı terk etmeniz gerekiyor. Yani, madencilik aslında bir ameliyat gibi düşünün. İşinizi o kadar iyi yapmalısınız ki, ameliyattan sonra bırakın hasar vermeyi dikiş iziniz bile belli olmayacak. Örneğin bizim İvrindi işletmemiz, üç dört yıllık bir maden olmasına rağmen işimizin bittiği alanların hemen rehabilitasyonunu yaparak, tekrar doğaya kazandırdık, kazandırmaya da devam edeceğiz. Madenin kapanmasını beklemiyoruz. Hedefimiz 20 veya 30 yıl sonra maden kapanacaksa, rehabilitasyon işlemini de eş zamanlı olarak tamamlamaktır.  Belki de bunu dünyada başaran ilk şirket olacağız.

Kazaları önlemek için neler yapmak gerekiyor ?

Büyük resme baktığınızda bu tür kazaların ana iki tane nedeni vardır. Bir tanesi maliyet unsuru. Bir tanesi de üretim baskısı. Maliyetleri düşürmek istemeniz demek, aslında iş güvenliğinden, teknolojik ürünlerden, alınacak tedbirlerden taviz vermeniz demektir. Maliyetten taviz vermemek için, siyanür kodu, çalışma haklarıyla ilgili standartlar, çevreyle ilgili standartlar gibi birçok parametreyi yerine getirmeniz gerekiyor. Biz ciromuzun yüzde 1 veya 2’isini her yıl standartlarımızı artıracak bu kalemlere harcıyoruz. Bu da yetmiyor, yurt içinden ve dışından, 15 günde bir denetim altındayız. Bu tür maden kazalarının önüne geçmeniz için denetim mekanizmasını arttırmak gerekiyor. Maliyet ve üretim için gereken tüm parametreleri şirketlerin yerine getirip getirmediğine bakmamız gerekiyor.

Yapımını üstlendiğiniz ve Türkiye’de ilk maden lisesi olma özelliğine sahip Nurettin Çarmıklı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ilk mezunlarını verdi, bu konudaki duygularınızı alabilir miyiz?

Tek kelime ile; çok ama çok mutluyuz. Nurol Holding Yönetim Kurulu Başkanımız Nurettin Çarmıklı adına yaptırdığımız ve alanında ilk olma özelliğine sahip okulumuzun ilk mezunlarını vermesi hepimizi çok heyecanlandırdı. Ayrıca lisemizin, yurt dışından da öğrenci kabul eden ülkemizdeki 7 uluslararası mesleki teknik Anadolu Lisesi arasında yer alması bizim için ayrı bir gurur vesilesidir. Ülkemizin kalkınması, madencilik alanında ara elaman açığının kapatılması adına lisemizin iyi bir adım olduğuna inanıyorum. Madencilik gibi önemli bir alanda, eğitimli kalifiye eleman yetiştirmek şüphesiz bu ülkenin en önemli ihtiyaçlarından birisidir. Kalkınacağız diyorsak, ilerleyeceğiz diyorsak bu tür projeleri hayata geçirmeye devam etmemiz gerekiyor. Mezuniyet töreninde de söyledim, hem yer üstü hem de yer altı zenginliklerimizin fakir bekçisi olmamak için çok ciddi insan kaynağına ihtiyacımız var. Ülkemizin kalkınması, enerji ve maden alanındaki açıklarının kapatılması, 50 milyarı bulan madencilik alanındaki cari açığının kapatılması ve rasyonel şekilde yönetilmesinin ilk koşulu insan kaynağının yetiştirmesidir. Nurettin Çarmıklı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin bu anlamda önemli bir işlev göreceğine inanıyorum.

Hasan Bey, eklemek istediğiniz bir şey var mı? Bakın ülke olarak, her yıl sadece madencilik ithalatından dolayı 50 milyar dolar cari açık veriyoruz. Bu ne demektir, diğer sektörlerden örneğin turizmden kazandığımızı madencilik sektörü için harcıyoruz. Oysa zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarımız var. İş sağlığı ve güvenliği ile çevre hassasiyetleri konusunda gerekli tedbirleri alarak bunları üretsek, paramız cebimizde kalsa, bu parayı geleceğimizin teminatı çocuklarımızın eğitime harcasak daha iyi olmaz mı? Bu noktada hem kamuya hem bizim gibi özel şirketlere büyük görevler düşüyor. Yeni nesil teknolojiler sayesinde artık çevreye dost madencilik yapmak mümkün. Kamu ile özel sektör el ele vererek, mevzuatımızı eğitimden, iş sağlığı ve güvenliğine kadar dünyada uygulanan yüksek standartlar doğrultusunda iyileştirebiliriz.  Ayrıca kamunun izin ve prosedürler konusunda da özel sektöre yardımcı olması lazım. Her önüne gelene değil ama bu işi gerçekten hak ettiği şekilde, yüksek teknolojiyle gerçekleştiren, çevre ve doğa hassasiyetleri konusunda tüm tedbirleri yaşama geçiren şirketlerin önünü açması gerekiyor. Hatta bu başarılı şirketleri teşvik etmesi, onların önünün açmasının ülkemiz adına yararlı olacağına inanıyorum. Çünkü madencilik demek, bölgesel kalkınmanın dengeli yapılması, yerel istihdamın artırılması demektir. Madenler bulunduğu yerden çıkarılıp, işlendiği için de köyden kente göçü de engeller. Onun için madencilik meselesini artık ulusal çıkar meselesi olarak görmeliyiz. Tüm bakanlıklarımızın bu anlayışla bir bütünlük halinde hareket etmeli. Büyük resmi görüp, el ele verip ülkemizin zengin kaynaklarını üretime kazandırmalıyız. Bunun için çok ciddi idari ve politik kararlılık gerekiyor.TEMMUZ2024