Basiretli tüccarın bankası olmak istiyoruz
1991 yılında kurulan Alternatif Bank, The Commercial Bank’ın (Katar) 2013 yılında hisselerinin yüzde 75’ni satın alması ile yeni bir döneme girdi. 2016 yılı sonundaki hisse devrinin ardından The Commercial Bank Alternatif Bank’ın tek sermayedarı haline geldi. Sektörün deneyimli ismi Kaan Gür’ün liderliğinde önemli adımlar atan Alternatif Bank, ‘danışman ve basiretli bankacılık’ anlayışıyla ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Ülke ekonomisi ve Bankanın ekonomi içerisindeki konumu ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Alternatif Bank Genel Müdürü Kaan Gür, önemli açıklamalarda bulundu.
Son dönemde faizlerdeki artışlar ülke ekonomisini olumsuz etkilemektedir. Alternatif Bank olarak faizlerle ilgili değerlendirme alabilir miyiz?
Ağustos 2018 tarihinden itibaren hem mevduat faizleri, hem de kredi faizlerine bakarsak normalleşme sürecini görmeye başladık. Şu anda da o süreci yaşıyoruz. Dolayısıyla Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı, BDDK, bankalarımız ve reel sektörle birlikte başlatılan faizin üzerine gitme çalışmaları meyvelerini vermeye başladı. Faiz oranı bundan 4-5 ay öncesine göre daha makul seviyelere gelmiş oldu. 2019’nun ikinci yarısından sonra da enflasyonun da geriye gelmesiyle birlikte faiz oranlarında da gerileme olacağını düşünüyoruz. Burada kritik olan Türkiye’de yatırım yapılabilecek faiz seviyelerine gelmek. Hepimizin hedefi budur. Hem ihracatçının desteklenmesi hem de yatırımlar için ülkemizin daha cazip hale gelebilmesi adına faizlerin makul seviyelere gelmesi gerekiyor.
Burada bahsettiğiniz makul seviyenin oranı nedir?
Bildiğiniz gibi Merkez Bankası dâhil ekonomi yönetimimiz faizle ilgili görüşlerini kamuoyuyla paylaşıyor. Bugün enflasyonun %20 seviyesinde olduğu bir ortamdan % 15 seviyesinin altına gelmesini bekliyoruz. Eğer enflasyon %15 seviyesine inerse faiz oranları da bu seviyenin biraz altına düşecektir. Fakat 2019 yılına global anlamda baktığınızda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle ilgili veriler önemlidir. IMF’in bu yılla ilgili tahminlerine baktığınızda ticaretin gerileyeceğini öngörmesi gibi işaretler var. Dolayısıyla bu verileri dikkate aldığınızda kaynağa erişim, fona erişim kritik bir hal alıyor. Geçmişteki ekonomik kriz dönemlerine baktığımızda Türk Bankacılık sistemi çok büyük sınavlar verdi ve başarılar elde etti. Bu tür koşullara olan direncimiz, tecrübemiz ve attığımız yerinde adımlar bu süreci de doğru bir şekilde atlatacağımızı göstermektedir. Önemli olan Türkiye’nin kendi potansiyelinin gücüyle çalışmalarına yön vermesi . Daha katma değerli sektörlerde ülkemizin büyümesini sağlayacak yatırımların yapılması ve ortamın hazırlanması gerekmektedir. Bu açıdan biz de ekonomiye daha pozitif bakıyoruz.
Alternatif Bank olarak bu süreçte Katar sermayesi ile güçlü bir banka haline geldiğinizi söyleyebilir miyiz?
Sektöründe 27 yılı geride bırakan Alternatif Bank %100 Katar sermayeli bir bankadır. Hissedarımız The Commercial Bank ise 1975 yılında kurulan Katar’ın ilk özel bankası olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Şu anda bünyesinde 4 banka bulunmaktadır. Bunlar, Birleşik Arap Emirlikleri, Umman ve Türkiye’dedir. Asıl banka tabi ki Katar’da kurulan The Commercial Bank’tır. Alternatif Bank olarak hissedarımızın bölgedeki gücünün de katkısıyla kendimize önemli hedefler koyduk ve 5 yıllık bir gelişim programı oluşturduk. Bankamızın çok ciddi bir uzmanlığı ve insan kaynağı var, bu durumda biz reel sektöre nasıl destek veririz diye yola çıktık. Fiili olarak da bankanın büyüme performansını ortaya koyduk. 2018 yılında sektörün üzerinde bir büyümeyi gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yıl piyasaları zorlayan koşullara rağmen önemli bir başarı gösterip, 2017 yılına göre %24 büyüyerek aktiflerimizi 25,9 milyar TL seviyesine yükselttik. Bankamızın bu dönemde nakdi ve gayrinakdi kredilerle ekonomiye sağladığı destek ise geçen yıla oranla %24 artarak 23 milyar TL’ye çıktı.
Kredilerde ve mevduatlarda büyümelerimiz devam ediyor. Uzmanlığımızı daha net bir platformda paylaşmak istiyoruz. Basiretli tüccarı ve ticareti fonlayacak şekilde işimizi yapmak istiyoruz. Bunları yaparken de büyümenin gücünü sağlamak için The Commercial Bank’ın sermaye artışına dönük çalışmaları gündemimizde. Yapmak istediğimiz çalışmalarla ilgili 300 milyon dolarlık bir sermayeye ihtiyaç olduğunu ortaya koyduk. Bu tutarın 50 milyon dolarlık kısmı gerçekleşti, 50 milyon dolarlık kısmı da yakın bir zamanda gerçekleşecek. Dolayısıyla da sermaye artışlarından sağlanan faydayı yine reel sektöre destek vererek değerlendirmiş olacağız. Ayrıca Katar ortaklı bir banka olmanın da şöyle bir özelliği bulunmaktadır. Stratejik iş planımız içerisinde Türkiye ile Katar arasında her geçen gün daha da güçlenen ticari ilişkilerin gelişimine verilen destek önemli bir yer tutuyor. Alternatif Bank olarak ihracat ve yatırım anlamında Katar’a odaklanarak iki ülke arasında bir köprü görevi göreceğiz. Ülkemizde iş yapmak isteyen Katarlı iş insanlarına ve Katar’da iş yapmak isteyen ihracatçılarımıza hissedarımızın Katar ve Ortadoğu Bölgesi’ndeki gücüyle de yeni pazarlara açılmalarında destek sağlamayı, ‘danışman banka’ kimliğimizle ihracatçının bankası olmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda geçtiğimiz yıl önemli bir adım da atarak, gerçekleştirdiğimiz işbirliği kapsamında, TİM üyesi müşterilerimize toplamda 7 milyar TL kredi sağladık ve çalışma büyüklüğünü de 10 milyar TL’nin üzerine çıkardık. 2019 yılında TİM üyesi müşterilerimize ayıracağımız 200 milyon USD kaynak ile çalışma büyüklüğünü daha da öteye taşımayı planlıyoruz.
Daha öncesinde Rusya veya Kazakistanlı bankalar bu yönde bir çalışmalar yapmak istediler fakat başarılı olamadılar. Bu zorlu bir süreç, Alternatif Bank olarak siz bu süreci nasıl değerlendireceksiniz?
Bu işleri iyi planlamak, hangi alanlarda işbirlikleri yapacaksanız, hukuki alt yapıyı buralara çok iyi dizayn etmek gerekiyor. Sonrasında da bunu uygulamak gerekiyor. Bu noktada geçmiş deneyimleri de dikkate alarak kurgumuzu oluşturduk. Katar’ın ithalatından Türkiye’nin aldığı pay maalesef çok düşük seviyelerdedir. Bu oranın artması gerekiyor. 2018 yılında iki ülkenin toplam dış ticaret hacmi 1,3 milyar dolar seviyesindedir. Potansiyeli doğru tespit edip rakamlarla da altını doğru bir şekilde dolduracağımız çalışmalar yapmak gerekiyor. Buna ilişkin somut adımlar birkaç ay içinde ortaya çıkacaktır. Katar’ın çok önemli potansiyeli bulunuyor ve bu noktada sürdürülebilir çalışmaları ortaya koymak gerekiyor. Özelikle gıda, sağlık, turizm ve savunma sanayi gibi alanlarda çok önemli potansiyeller bulunuyor. Yeter ki bu potansiyeli sürdürülebilir bir şekilde değerlendirebilelim. Alternatif Bank olarak bu süreçte bir takım alanları hem Türkiye’deki yatırımcılara hem de Katarlı yatırımcılara sunmak istiyoruz. Örneğin Katar’da iş yapmanın yollarını Türk yatırımcılara aktararak, onların orada ihtiyaç duyduğu finansmanı ve bilgi birikimini paylaşmak istiyoruz.
Alternatif Bank olarak reel sektör ile ilgili çalışmalarınız var. Bu süreçte yapmak istediğiniz çalışmalarla ilgili olumlu geri dönüşler oldu mu?
Mart 2018’de kurumsal kimliğimizi ve stratejimizi yeniledik. Bu süreçte sadece markamızı ve yüzümüzü değiştirmedik. Biz aynı zamanda iş yapış biçimimizi yeniliyoruz. En önemsediğimiz konu reel sektörle daha fazla iç içe ve işletmelerin her an yanında bir yol arkadaşı olmak. Burada güçlü mesajlarımızla birlikte attığımız adımlar da bu durumu destekler niteliktedir. Bankamızın büyümesi de bu sürecin arkasında durduğumuzu göstermektedir. Biz sanayiye, üretime ve ihracatçıya destek vereceğiz. Geçtiğimiz yıl genel müdürlük ve saha ekiplerimizle gerçekleştirdiğimiz 30 bine yakın ziyaretle, müşterilerimize her zamankinden daha yakın olduk. Anadolu’yu gezdik ve üreticinin yanında duracağız. Eğer siz işinizi doğru yapıyorsanız, katma değer üretiyorsanız ve işinizi basiretli yapıyorsanız Alternatif Bank olarak bizde sizin yanınızda olacağız. Dolayısıyla iyi bir başlangıcımız oldu. Son derece net bir tavrımız var, planımızı çizdik ve o çerçevede yolumuza devam ediyoruz.
Bankalar, TİM ve Ekonomi Bakanlığı Anadolu’daki yatırımcılarımızı gezerek finans konusunda bilgilendirmeler yapıyor. Reel sektörümüzün halen bu tür çalışmalara ihtiyacı var mı?
Türkiye son yirmi yılda büyük değişimler yaşadı. Biraz dışarıdan baktığınızda bu durumu net bir şekilde görüyorsunuz. Girişimci, genç bir ülkeyiz. Türkiye’nin önündeki yol haritası da çok nettir. Bu dinamik yapının ihtiyacı olan tek şey finansal destektir. Bizler bu girişimcileri ne kadar anlarsak onlarla ne kadar iç içe olursak Türkiye’nin büyümesine yapacağımız katkı da o kadar artacaktır. Bunun için de gezmek gerekiyor. Yatırımcıların neler yaptığını görmek gerekiyor. Uzmanlığımızı paylaşmak gerekiyor.
2018 yılında hükümet KOSGEB ve KGF gibi araçlarla sıfır veya düşük faizli krediler verdiler. Bu durum bankacılık sektörünü nasıl etkiledi?
Alternatif Bank olarak biz de bu kredilerde varız. Bugün KOBİ Değer Kredisi’nde aylık 1.54 faiz oranında destek veriliyor. Gönül bu oranların daha düşük faizlerde olmasıdır. Sonuçta reel sektörün ihtiyacı ne ise Alternatif Bank da kendi imkânları seviyesinde elinden geleni yapmaya özen göstermektedir.
Son dönemde sorunlu krediler ifade edilmektedir, Alternatif Bank olarak yaptığınız çalışmalarda sorunlu kredi oranınız nedir?
Haziran 2018 tarihinden itibaren yaşanan süreç sadece bankaları değil aynı zamanda reel sektörü de etkiledi. Ama yaraların sarılması için Alternatif Bank olarak müşterilerimizle oturup konuşuyoruz. Şu anda BDDK dâhil herkes bu sorunları tespit ediyor. Bizim bu tür durumlarda yaklaşımımız şirketin ciro üretme kabiliyeti, karlılık üretme kabiliyeti var mı, eğer bu kabiliyeti var ise banka olarak bizde üretimin, istihdamın devam etmesi için elimizden geleni yapma anlayışıyla hareket ediyoruz. Her firmada veya her sorunlu kredide bu ortamı oluşturamıyorsunuz. Ama burada niyet önemlidir. Sonuçta biz bankayız ve kanunların bize verdiği esneklik ne ise, buna göre hareket etmeliyiz. Sonuçta Alternatif Bank olarak ölçeği ya da sektörü ne olursa olsun, büyüme hayalleri olan, ülkemiz için daha iyi bir geleceğe inanan, istihdam ve üretimle ekonomimize katma değer sunan tüm basiretli işletmelerin yanında, uzun yol arkadaşı olma hedefiyle ilerliyoruz.MART 2019