Bentaş olarak 75’i aşkın ülkeye ihracat yapıyoruz

Bentaş Bentonit CEO’su Turgay Ömür:

İhracatta önemli rakamlara ulaşan Bentaş Bentonit, yeni yatırımlarla farklı coğrafyalarda etkinliğini artırmayı planlıyor. Bu çerçevede yaptıkları yatırımlar için uygun vadeli kredi bulmakta zorlandıklarını belirten Bentaş Bentonit CEO’su Turgay Ömür, yatırımcının önündeki zorlukları kamuoyu ile paylaştı.

Türkiye’de bentonit madeni rezervi ve keşif çalışmalarıyla ilgili bilgi verir misiniz?

Bentaş Bentonit olarak bu işe fiilen 2009 yılında başladık. Benim şahıs olarak bentonitle tanışmam  ise 2003 yılıdır. Belçikalı bir firmanın Türkiye’ye yaptığı bir yatırımda danışmanlık hizmeti vererek bentonit madeniyle tanıştım. Onların yaptığı yatırımla 2003 yılında kedi kumunda Türkiye’nin ihracatı 10 bin tondu. Bugün gelinen seviyede ise 500 bin tona ulaşıldı. Bentonit o dönemde seramikte kullanılıyordu fakat kedi kumu olarak ihracat 10 bin tondan 500 bin tonlara çıktı.  İlgili dönemde bentonitle ilgili araştırma yapınca bu madenini rezervi açısından Türkiye’nin dünyada ilk beş ülke içerisinde olduğunu öğrendim.  Dünyadaki rezervlerin %6-7’sine Türkiye sahiptir. 2005 yılında da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, bentonit çalıştayı yapmışlardı. Orada Türkiye’nin rezervlerinin 30 milyon ton olduğunu belirtiliyordu. Oysa, 2018 yılında İstanbul Maden İhracatçıları Birliği alt komisyonu olarak bir çalışma yaptık ve orada Türkiye’nin bentonit rezervinin 240 milyon ton olarak tespit edilmişti.  Özellikle bentonitin dünya ticaretine baktığınızda 2019 rakamlarıyla  ABD’nin 191 milyon dolar, Türkiye’nin 89 milyon dolar, Hindistan’ın 83 milyon dolar olarak görünmektedir. 2022 yılında sadece Bentaş olarak bizim ihracatımız FOB olarak 35 milyon dolara ulaşmıştır. MTA’nın yaptığı ihaleli satışları göz önüne aldığınızda rezervlerin şuanda 500 milyon ton olduğunu söyleyebiliriz.

Burada en önemli husus madene katma değer oluşturarak ihracat gerçekleştirmektir.

Tabi ki, biz kedi kumumda bunu gerçekleştirmeyi başardık. Ben danışman olarak bu sektöre girdiğim dönemde  yani 2003 yılında kedi kumu dökme olarak 60 euro’ya satılıyordu. Maden firmaları aynı dönemde  ham madde olarak sattığında ise 15 Euro’ya satılıyordu. Bentaş olarak sektöre girdiğimizde granül satışlarını 100 euroya çıkarmayı başarmıştık. Bentaş’ın o dönemdeki satışlarının %90’ı tonluk çuvallar şeklindeydi yanı yâri mamul olarak satılıyordu. Şu anda ise Bentaş’ın sattığı ürünlerinin %99’u paketli market raf ürünleridir. Paketli ürünlerin fiyatı ise 250 – 400 euro arasında bir değer oluşabiliyor. İçine kattığınız değer ve ambalaj cinsine göre ilgili fiyatlar değişim gösteriyor yani. Kısacası 15 Euro olan bir ürünü Bentaş olarak biz ortalama 350 euro seviyesine çıkarmayı başardık. Kedi kumumda bugün böyle bir katma değer bulunuyor.

Bentaş Bentonit olarak sektördeki yerinizi aktarır mısınız?

Bentaş Bentonit, en çok bentonit  kullanan 5 tesisiyle sektörde lider konumdadır. Tim raporlarına göre Türkiye’nin ikinci 500 ihracatçı firmasından birisiyiz. Pet sektörü olarak ihracatta ilk bine giren tek firma Bentaş’tır. Avrupa’daki üreticilerle karşılaştırdığınızda yine ilk iki firma arasında yer almaktayız. Bentaş’ın bütün ihracatı da net ihracattır, üretimde hiç bir ithal girdisi bulunmuyor. Lojistik olarak motorini saymazsanız hiçbir ithal ürün kullanmıyoruz. Fındık ne ise, fıstık ne ise bizim sattığımız kedi kumu da odur. Böylelikle  kedi kumu %100 ihracat geliri üreten bir üründür. Diğer taraftan da daha on yıl öncesine kadar Türkiye minimum 50 milyon usd civarında kedi kumu ithal eden bir ülke olduğu düşünüldüğünde ülkemize kazandırdığımız dövizin değeri  daha net anlaşılır.

Orta Vadeli Programda madencilik bölüne geniş bir yer verildi. Sizin bu dönemde kamudan beklentileriniz nelerdir?

Türkiye’de madencilik çok zor bir iştir. Bizim ruhsatlarımız var, fakat tapulu arazi de başka insanlar oturuyor. Ya da madenler hazine arazilerinde bulunabiliyor. Aslında madenler mülk olarak devletindir, devlet bize sadece işletmesini veriyor. Fakat biz gittiğimiz madende arsa sahipleriyle ve orman idaresiyle sorunlar yaşayabiliyoruz. Arsa sahipleri yeri teslim etmediği zaman kamulaştırma davaları açılabiliyor ve bu davalar çok uzun sürüyor, dahası bitmiyor. Türkiye’de en büyük sorun kamulaştırma davalarının uzun sürmesi veya bitirilmemesidir. Biz arsa sahiplerinin zarar etmesini istemiyoruz, arsa değerinin çok üstünde teklifler veriyoruz. Madeni aldıktan sonra da ilgili alanı kanunlar gereği rehabilite ederek tapu sahibine geri veriyoruz. Bunun dışında da maden sahası orman arazisine denk geliyor ve Orman İşleri Müdürlüğü izin vermede madenciye zorlayabiliyor. Böyle olunca da Maden dairesi devletin bir eliyle vermediği izin nedeniyle işe zamanında başlamadığımız için bize ceza kesebiliyor. Yani devletin bir kurumu burada çalış diyor, diğer bir kurumu çalışamazsın diyor ve sonunda biz firma olarak ceza yiyoruz. Bu anlmada bu tür sorunlardan kurtulmak için Orman izinlerinin hızlandırılması gerekiyor. Kedi kumu bir ürün olmasına rağmen Türkiye’de hala maden olarak görülüyor. Bunun da  ticaret bakanlığı tarafından düzeltilmesi gerekiyor. Yani kedi kumu için ayrı bir nace kodunun değiştirilmesi gerekiyor. Bugün Pet sektörü Türkiye’de 300 milyon dolar seviyesinde bir ihracat yapıyor. Ancak, kedi kumu üretimi hala madencilik sayıldığı için Hazine  teşviklerinden  eksik yararlanılıyor. Kamudan bir başka beklenti de yatırım için arsa temini ve  uygun vadeli yatırım kredisi alınabilmesidir. Bunun sağlanması gerekiyor.

Kredilerin açılması sağlandı mı?

Ekonomi yönetimi bu konuda çalışmalar yapıyor fakat buna rağmen çalışmalar tam yerine oturmuş değil. Biz iki yıl öncesine kadar Bentaş olarak kredi aramazdık, bankalar bize olanakları sunar, biz seçerdik.. Şimdi ise biz bankaların peşine düşer olduk. İnşallah bu durum en kısa sürede eski haline döner. Bankalardan kredi alabilmeniz için bilançolarınızın güçlü olması gerekiyor. Bentaş olarak bizim 4 tane tesisimiz var, bu tesislerin sadece makine parkını bugün 400 milyon TL (13 milyon Euro) ye kuramazsınız, fakat bilanço da rakam yani değer olarak 10 milyon TL olarak görünebiliyor. Yani bunları yeniden değerleme yapmanız gerekiyor. Banka size bu haliyle yeterli kredi tahsisatı vermiyor. Devlet bir yanda bizden yatırım istiyor, diğer yandan da yatırım kredi vermiyor. Ben zaten krediyi yatırıma kullanacağım. Bizim şuandaki karımız aslında bize yetiyor. Fakat ürünlere sektörde hala talep var. 3 tesis daha kurabilsek ABD pazarına da açılabiliriz. Şuanda o bölgedelerde yeteri kadar yokuz. Nevşehir yatırımımız var, ilk yatırıma başladığımızda 100 milyon TL bitiririz dedik. Fakat şuanda bu bütçe yetmiyor. Her şeyin fiyatı 4 kat arttı. Şimdi 225 milyon TL’ye bu yatırımı bitirebiliyoruz. Kredi çekebilsek yatırımı tamamlayacağız.

Kedi kumumda talep yüksek mi?

Bentaş olarak 75 ülkeye ihracat yapıyoruz.  Dünyanın yarısından fazlasına ulaştık. Zayıf olduğumuz ülkeler var. Kanada, ABD gibi. Beyaz Bentonit olarak ABD kıtasına yoğunluk göstermek istiyoruz. Sektörde halen talep yüksek. Fakat Türkiye’de de bu alana çok fazla yatırım yapılmaya başlandı. Dolayısıyla sektörde talep var fakat arz talepten daha fazla artıyor. Bundan sonraki süreçte verimli üretim yapan, marka olan firmalar ayakta kalacaktır.

Bentaş olarak çevre yatırımlarınızı aktarır mısınız?

Fatsa nüfusuna yetecek kadar yakıt tüketiyoruz. Doğalgaz faturası açısından da Fatsa nüfusunun tamamından fazla doğalgaz faturası ödüyoruz. Dolayısıyla enerjinin pahalandığı bu dönemde, karbon salınımını da azaltmak adına çalışmalar yapıyoruz. Sıfır atık politikası ile hareket ediyoruz. Kullandığımız ambalajlarda çevreci ve geri dönüştürülebilir ürünleri tercih ediyoruz. Ağırlıklı olarak çevreci ambalajlar kullanıyoruz. Üretimde hatalı ambalajları ise sıkıştırıp geri dönüşüm firmalarına teslim ediyoruz. Yeşil Enerji sertifikası yakın zamanda Avrupa market zincirleri için çok önemli hale gelecek, o yüzden GES projesi hazırlıklarımızı da bir taraftan, uygun kredi bulabilirsek bu yatırımı da en kısa sürede yapacağız.OCAK2024