Bulutistan İcra Kurulu Üyesi Altuğ Eker: Yapay zeka derin bir işsizlik dönemine sebep olacak

Yapay zekadaki baş döndürücü gelişim, kimilerini korkuturken kimilerini de umutlandırıyor. Ülkemizin de son Milli Güvenlik Kurulu konularından biri olan yapay zekanın gelişimi ve hayatımıza etkileri ile ilgili görüşlerini almak için sorularımızı yönelttiğimiz Bulutistan İcra Kurulu Üyesi Altuğ Eker, önemli açıklamalarda bulundu.

Yapay Zeka’nın hayatımıza etkisi ile ilgili genel bir değerlendirme istesek bize neler aktarırsınız?

Obama’nın Amerikan Başkanlığı yaptığı dönemde inovasyon danışmanı olan Alec Ross’un iddiası doğrultusunda farklı bir bakış açısı ortaya koyabiliriz. Alec Ross, yapay zekanın dünya ekonomisine 7 trilyon dolarlık ek bir katkı sağlayacağını ifade ediyor. Bu çerçeveden bakıldığında dramatik bir dönüşüm içerisinde olduğumuzu söyleyebiliriz.

Bu büyümenin nasıl olacağı ile ilgili neler söylenilebilir?

Öncelikle verimliliğin artacağını söyleyebiliriz. Şuan insan kabiliyeti ile sınırlanmış, yapılamayan bir sürü konunun yapay zeka ile yapılabilir hale gelmesi söz konusu.

Yapay zeka hayatımıza ne zaman girdi?

Yapay zeka yeni bir konu değil ben 2000’li yılların başında üniversiteden mezun oldum. Bitirme tezim yapay zeka üzerineydi. Bugün hayatımızda daha fazla yer eder hale gelmesi bilgisayarların işlemci kapasitelerinin artması sonrası oldu. Bulut alt yapılarının gelişmesi yapay zekanın kabiliyetlerinin artmasını sağladı. Makine öğrenmesi teknolisinin gelişmesi ile çok daha doğru çıkarımlar yapması sağlandı. Bir dönem sadece belli konular doğrultusunda eğitilen makineler, istenilen sonuçlara ulaşmak için yüksek maliyetlere katlanmak gerektiğinden, insan gibi karar vermesi için tüm her şey ile ilgili eğitmek fikri ortaya çıktı. Bu da bizi derin öğrenme noktasına taşıdı. Bu noktada da tüm verileri aktarıp makineye sen öğren dedik. Bu yolla üretken yapay zekanın ortaya çıkmasına sebep olduk.

Yaratıcı bir fonksiyonun ortaya çıktığını söyleyebilir miyiz?

Yaratıcılık kavram olarak farklı değerlendirmelere de sebep olacağı için, istediğimiz çıktının dışında çıktılarla da karşılaşabileceğimizi söylemek daha doğru olur. Üretken yapay zeka ile biz bir soru sorduğumuzda cevap vermenin ötesine geçildi. Sormadan veya istemeden de aksiyon alabilecek bir kabiliyetten bahsediyoruz.

Bilim Kurgu filmlerinde izlediğimiz ve bu kadarı da olur mu dediğimiz hususların artık karşımıza çıkabileceğini söyleyebilir miyiz?

Olabilir, bunu genel yapay zekanın olup olmadığı ile ilgili bir tartışmanın içerisinde değerlendirebiliriz. Genel yapay zeka oluştu mu derseniz, ki bana göre oluştu, bu da insan zekası gibi bir yapının bugün oluşup oluşmadığı ile ilgili soruya verdiğimiz cevapla ilgilidir. Genel yapay zekaya geldiğimiz zaman işin boyutu değişecektir. Biz bugün üretken yapay zekanın üst versiyonlarını konuşurken firmalar genel yapay zekayı üretti bize sunmamış olabilirler. Fakat üretken yapay zekanın piyasaya sunulan son ürünlerinden biri olan Chat GPT 4-0’ın neler yapabildiğini gözlemleyebildik.

Bu çerçeve de son Milli Güvenlik Kurulu’nun konularından biri oldu yapay zeka, bunun yanında yapay zeka bakanlığı olan ülkeler var. 

Evet, tüm bu gelişmelerden yola çıkarak yapay zekanın kontrolü ile ilgili temel bir sorunla karşı karşıyayız. Bu noktada yapay zekaya aktarılan verilerin nereden ürediği ile ilgili konu önümüze geliyor. Yüklediğimiz tüm bu verilerin insan üretimi olduğunu ortaya koyarsak. O bilgilerin içerisinde atom bombası, savaş gibi konuların da olduğunu biliyoruz. Kaba bir tabirle çocuk eğitimi gibi bir durumla karşı karşıya olduğumuzu görüp bu noktada genelin iyiliği için yapay zekayı eğitebilirsek, faydalı bir durum ortaya çıkarırız. Ama bu çalışmadan kötü sonuçlarda çıkmaz mı derseniz, çıkar cevabını veririm. Çünkü atomdan enerjide üretirsiniz, bombada üretirsiniz. Her bir teknolojik gelişmenin pozitif ve negatif yanlarının olduğunu görmemiz gerekir. Buradaki en büyük fark, diğer teknolojilerde kontrol insanın elindeydi, genel yapay zekada ise birinin düğmeye basmasına gerek kalmayacak. Yapay zeka kendi başına da karar verip düğmeye basabilecek. Bu noktada ‘Terminatör’ filmine atıfta bulunmamızda bir sakınca yok.

Konuya sosyolojik olarak bakarsak önümüzdeki yıllarda nasıl bir gelecek bekliyorsunuz?

Önümüzdeki on yıl içerisinde yapay zekanın yapacağı işlerin insanların yapacağı işler arasında olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yapay zeka derin bir işsizlik dönemlerine sebep olacak. Bu derin işsizlik dönemi bize aşırı uçların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Bakarsak Hitler’in Almanya’da başa geçmesinin en büyük nedeni işsizlik oranlarının %25 seviyelerinde olmasıdır. Bunu propaganda malzemesi yaparak Hitler başa geldi. Bugün aşırı uç  unsurların belli başlı yerlerde başa geçmesini de bir kriz durumu ile açıklayabiliriz.

Buradan yapay zekayı yok edelim politikaları gündeme gelebilir mi?

Yapay zekayı yok edelim gibi bir sonuçla karşılaşacağımızı düşünmüyorum. Bunun yanında krizin yeni iş alanlarının ortaya çıkmasına neden olacağını düşünüyorum. Bunun içinde insanların yeni eğitim modellerine ihtiyaç duyduğunu söyleyebilirim. Bugün baktığınızda gelecek on yıl içerisinde coğrafi olarak baktığımızda Güney Asya’daki tekstil işçisine ihtiyaç duymayacağız. Bu durum beni tekrar değerlendirme yapmamız gerektiği sonucuna götürüyor.

Bu durumu başta da bahsettiğiniz yedi trilyon dolarlık ek bir hasıla ile değerlendirdiğiniz de daha anlamlı hale gelecektir. Ek durum sorunları çözmemize neden olmaz mı?

Her üretimin daha verimli hale geleceğini söyleyebiliriz. Ancak ABD’deki tekstil şirketi üretimini Güney Asya’da gerçekleştiriyordu ve bu durumda o bölgeye bir kaynak aktarımında bulunuyordu. Bu üretimi yapay zekanın ve robotların yaptığı bir dünyada ABD’yi örnek verdiğimiz için, ABD bu geliri o bölgelerle paylaşımında hevesli olacak mı ya da ne kadar hevesli olacaktır sorusuna cevap bulmalıyız.

Bu noktada ulus devlet kavramının gelecekteki durumu da ayrı bir tartışma konusu olarak karşımızda durduğunu söyleyebiliriz.

Ulus devlet veya devlet tanımlarının da değişeceği bir döneme girdiğimizi söyleyebilirim. Baktığımız da demokrasinin sanayi devriminin sanayi devrimi sonrası ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bu açıdan baktığımızda üretime katılan paydaların yönetimde söz hakkı elde etmesi ile ilgili bir durum demokrasiyi ortaya çıkarırken insanın üretimdeki yeri azaldığı zaman nasıl bir durumun ortaya çıkacağı konusu karşımıza çıkıyor. Diğer taraftan devletlerin varlığı çalışanlardan aldığı vergilerdir. İnsanları çalışma ortamından uzaklaştırdığınızda ve yerine makineleri koyduğunuzda devletin vergiyi nasıl tahsil edeceği de ayrı bir soru olarak karşımıza çıkacaktır. Bu noktada iş ve devlet tanımlarının dramatik bir şekilde değişeceği bir döneme girdik. Sanayi devrimi sonrası devletler işin içerisindeydi ancak yapay zeka da durum farklı. Yapay zeka devletlerden çok özel şirketler tarafından götürülen bir durum.

İş tanımlarına geri dönersek örneğin doktorluk mesleğinin ortadan kalkacağını söyleyebilir miyiz?

Belki söyleyemeyiz ancak doktorluk tanımının çok farklı noktalara gideceği kanaatindeyim. Yapay zekanın bu alanda da çok aktif roller üstleneceğini düşünüyorum. Çünkü Chat GPT 4-0 dediğimiz modelin 180 milyar parametresi olduğunu söylersek bunu insan zihni ile karşı karşıya getiremeyeceğimiz sonucu ortaya çıkar. Ben hiçbir doktorun sağlık alanında eğitilmiş bir yapay zeka ile yarışabileceği kanaatinde değilim. Buradan tüm iş alanlarını direk etkileyecek hatta bazı iş alanlarını da ortadan kaldıracağı sonucunu çıkarabiliriz. Bireyin daha zekileşmesi ve kabiliyetlerinin dana da arması konusunda yapay zekanın ciddi bir dönüşüm yapacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Heidegger’in ‘Teknoloji o kadar baskın bir güç ki teknoloji alanını deneyimleme yeteneğimizi neredeyse ortadan kaldırıyor ve bu nedenle özgürlüğümüzü unutuyoruz’ söylemi ile bundan yüz yıl sonra Elon Musk’ın ‘2024 Seçimleri, kararın ABD vatandaşları tarafından verildiği son seçim olacak’ söylemi oldukça çarpıcı örnekler. Bu noktada özgürlük alanlarımıza yapay zekanın etkileri ile ilgili neler söylersiniz?

Biz insan olarak hep dünya üzerindeki en zeki varlık olarak insanı tanımlayıp ve bu nedenle medeniyete biz liderlik etmemiz gerektiğine hükmediyorduk.  On yıl içerisinde yapay zekanın daha da kuvvetlendiği bir noktada insan dünyadaki en zeki varlık olmayacak. O zaman medeniyetin kurallarını kim koyacak sorusunun cevabı daha önemli hale gelecektir.

İnsan genetiği içindeki bilginin yapay zekada olmayacağından yola çıkarak hala en zeki varlığın insan olduğu sonucuna varabiliriz. Bunun yanında konuları dünyasal bir bakış açısıyla konuları tartışmanın bize yarar getirmeyeceği kanaatindeyim. Dünyasallığın dışında evren ile ilgili bilmediğimiz bir çok bilgi ile değerlendirdiğimiz zaman gelişme yönünde pozitif bir bakış açısı ile hareket edeceğimiz düşüncesine sahibim. 

Bu düşüncenize insan ırkının yapay zekaya ne kadar entegre olabilirse, kabiliyetlerinin de o oranda artacağı  bilgisiyle katkı sağlayabilirim. Buradan da yapay zekayı genelin faydası için eğitirsek çok güçlü bir insan ırkı olacağı düşüncesi bende hakim. Bunu atla gitmek, arabayla gitmek ve uçakla gitmek örneklemlerinden bakarak da çözümleyebiliriz. Bu açıdan yapay zeka ile insan kabiliyetlerini nasıl daha fazla artırabileceğimizin yolunu bulmamız lazım. Bir örnekle yabancı dilin bir engel olmaktan çıktığı bir ortamda insan ırkının etkileşiminin ve gelişim hızının daha fazla artacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu ve benzeri durumların insan zihnini zenginleştireceği ve özgürlük alanlarını artıracağı kanaatindeyim.

Bu gelişim seyri ile ilgili biraz nefes alalım, gelişmeleri hazmedelim diyen bir kesim de var. Sizin bu düşünceler ile ilgili bakış açınızı alabilir miyiz?

Bunun durdurulabilecek bir şey olduğu kanaatinde değilim. Bunu birileri geliştirmeye devam edecek o nedenle bunu durdurmak fikrinin doğru olduğunu düşünmüyorum.

Türkiye ölçeğinde durum nasıl?

Türkiye’de bazı kısıtlardan dolayı maalesef biraz geriden geliyoruz. Yapay zeka geliştiricilerinin kullanması gereken yüksek işlem kabiliyetlerini sağlayan GPU denilen bir teknoloji var. GPU’lu sunucuların Türkiye’ye girişi ile ilgili ciddi kısıtlar var. Örneğin ABD’de bu donanımlara çok daha hızlı erişebilecekken, Türkiye’de ulaşabilmenizin zorlukları var.

Bunlar ABD merkezli şirketler mi?

Evet dünyada iki büyük şirket var ve bunlar ABD merkezlidir. Yapay zeka bulut teknolojileri ile hızlanıyor ve bunlarda ABD merkezli firmalardır.

Yapay zeka konusunda ileride olan ülkeler hangileri? Yapay zeka konusunda şu anda bir futbol maçı var. Bu maçın bir tarafında ABD var, diğer tarafında Çin var. AB’de hakemlik yapmaya çalışıyor. Alec Ross’a bu noktada atıfta bulunmak isterim. Alec Ross ’Maç bittiğinde AB’ye kimsenin çok iyi hakemlik yaptın demeyeceğini’ ifade ediyor. Bu noktada AB’nin kural koymaya çalışmaktan ziyade hamleler yapıp oyuna dahil olması gerekiyor.TEMMUZ2024