Çad Cumhuriyetinde Yaşananlar Ve Enerji Politik Düşündürdükleri
Prof. Dr. A. Beril TUĞRUL
Çad Cumhuriyeti bilindiği üzere, Afrika’nın Orta/Kuzey’inde yer alan bir kıta ülkesidir ve Nisan 2021’de yaşananlar ülkeyi tekrar dünya gündemine taşımış bulunmaktadır. Libya, Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kamerun, Nijer ve Nijerya ile komşu olan ülke (Şekil 1) önem arz eden bir devlet konumundadır. Afrika’da (Atlantik-Kızıldeniz arası) stepik ekobölge olan ve Sahel ülkeleri olarak bilinen Senegal, Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Sudan ve Eritre ile birlikte Çad Cumhuriyeti, bu ülkeler arasında yer almaktadır. Denize kıyısı olmayan Çad Cumhuriyeti’nin denize olabilecek ulaşımı Libya üzerinden Akdeniz’e, Sudan üzerinden Kızıldeniz’e, Kamerun ve diğer komşusu olduğu Sahel ülkeleri üzerinden Atlantik’e olması mümkündür. Ancak, siyasi ilişkileri bağlamında tüm bu yolları, her zaman yeterince uygun şekilde kullanıldığı söylenemez.
Şekil 1 Çad Cumhuriyeti
Coğrafi olarak, ülkeyi üç bölgede ele almak mümkündür. Bunlar; kuzeydeki çöl bölgesi, merkezdeki yarı-kurak bölge (veya Sahel Kuşağı bölgesi) ve güneydeki daha verimli olan Savan Bölgesi olmaktadır. Afrika’nın sulak bir bölgesi olan Çad Gölü, o kadar önemli olmuştur ki; ülke adını bu gölden almış bulunmaktadır.
Çad Gölü havzasını, Nijer, Nijerya ve Kamerun ile ortak havza olarak kullanmakta olup, bu havza Çad Cumhuriyeti ile birlikte diğer komşu ülkeler için de son derece önem taşımaktadır (Şekil 1). Gölün en uzun kıyısı Çad Cumhuriyeti’nde bulunmaktadır. Ancak iklim değişikliği, etkisini Çad Gölü Havzası’nda da göstermiş olup gölün önemli bir kısmında kuruma olayı görülmüş bulunmaktadır.
Çad Cumhuriyeti’nin en büyük şehri, aynı zamanda Başkenti olan Encemine (N’Djamena)’dir. Nüfusu 16 milyon kadar olup, nüfusun % 50 kadarı 15-25 yaş aralığında bulunmaktadır. Bir başka deyişle hayli genç bir nüfusa sahiptir. Ülkede 200’den fazla etnik ve dinsel topluluktan bahsedilmekle beraber % 55 kadarı Müslüman ve % 35 kadarı da Hıristiyan’dır. Yüzölçümü 1 milyon 284 bin km2 olan Çad Cumhuriyetinin 30 milyon hektar kadar ziraata elverişli toprakları bulunmaktadır.
Çad Cumhuriyeti dünyanın en yoksul ülkeleri arasında sayılmaktadır. Nitekim “İnsani Kalkınma Endeksi”nde, endekste yer alan 189 ülke arasında son sıralarda yer almaktadır. Kişi başı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 100 USD’ın altındadır. Fransızca ve Arapça Resmi Dil olmakla beraber çok sayıda yerli kabile dilleri mahalli olarak konuşulmaktadır.
Ülkenin tarihi, Çad Havzası bağlamında M.Ö. 7 binlere kadar götürülebilmektedir. Bu bağlamda burada, “Sahel Kuşağı” üzerinden “Trans Sahra Ticaret Yolları”na hakim olan birçok devlet ve imparatorluklar kurulmuş ve yıkılmıştır. Ülke, 1920’de Fransa’nın egemenliği altına girmiş ve ancak 1960’ta bağımsızlığını ilan edebilmiştir. Takiben 1965’te uzun süreçli iç savaş yaşandığı görülmüştür. 1978’de Çad-Libya Savaşı yaşanmış ve bu savaş Fransa’nın müdahalesiyle sona ermiştir.
Çad Cumhuriyetinde istikrarsızlıklar hep süregitmiştir. 1990 yılında bir darbeyle İdris Deby idareyi ele almış ve 6 yıllık geçiş süreci sonrasında da çok partili sisteme geçilerek kendisi Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Bu dönemde istikrarın sağlanmaya çalışıldığı görülmüştür. Ne var k; Nisan 2021’de İdris Deby’nin tekrar seçimleri kazandığının ilanından sonra 11 Nisan 2021’de ülkenin kuzeyinde ayrılıkçılara karşı yürüttüğü operasyon sonucunda öldüğü duyurulmuştur.
Cumhurbaşkanı İdris Deby’nin ölümünden sonra hükümet ve parlamentonun feshedildiği ve “Askeri Konsey” tarafından, Deby’nin General olan oğlu Mahamat İdris Deby’nin “Geçici Başkan” olduğu duyurusu yapılmıştır. Söz konusu Konsey, 1,5 yıl iktidarda olacağını da bildirmiş bulunmaktadır. Dolayısı ile Çad Cumhuriyeti halen bir geçiş süreci yaşamaktadır denebilir.
Türkiye-Çad İlişkileri
Çad bölgesi ile Türklerin ilişkisi 16. Yüzyılda başlamıştır denebilir. Türkiye Cumhuriyeti Çad Cumhuriyetinin bağımsızlığını ilan ettiği 1960 yılında ülkeyi ilk tanıyan ülkeler arasında yer almıştır. 1969-1970 yıllarında ilk diplomatik ilişkiler gündeme gelmiştir. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in daveti üzerine İdris Deby 2000 yılında Türkiye’yi ziyaret etmiştir.
2013 yılında Türkiye Çad’da, 2014 yılında ise Çad Türkiye’de Büyükelçilik açmış ve yine 2014 yılında Çad Başbakanı Türkiye’yi ziyaret ettiğinde çeşitli anlaşmalar imzalanmıştır. Türk Hava Yolları Encemine doğrudan seferlere başlamıştır.
Daha sonra, Türkiye-Çad Ekonomik Komisyonu kurularak 2015 yılında ilk toplantısı düzenlenmiştir. 2017’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geniş bir heyetle Çad’ı ziyaret etmiş ve 7 anlaşma imzalanmıştır. Türkiye’nin Çad ile ticaret hacmi son on yılda etkinlik kazanmış olup 2020 yılı itibariyle 110 Miyon USD’ı aşmıştır (Şekil 2). Ayrıca, Çad Cumhuriyeti’nde TMV (Türkiye Maarif Vakfı) bulunmakta ve Burslu öğrenciler Türkiye’de öğrenim görmektedirler.
Şekil 2 Türkiye-Çad Ticaret Hacmi
Enerji Politik Değerlendirme
Çad Cumhuriyeti ekonomisi esas itibariyle tarıma dayalı olsa da yer altı kaynakları da dikkat çekmektedir. Ülkede; altın, uranyum, elmas, kaolin, tungsten, boksit ve (az miktarda sodyum klorür ve sodyum sülfat ile birlikte doğal olarak oluşan bir sodyum karbonat dekahidrat olan) natron önemlidir. Ancak, hepsinin ileri derecede değerlendirildiği söylenemez. Yakın zamanda petrol bulunmuştur ve 2003 yılından beri önemli ölçüde petrol çıkarımı yapılmaktadır. Halen ihracatında ham petrol önemli bir yer tutmaktadır.
Çad Cumhuriyeti’nin sahip olduğu Uranyum dikkat çekicidir. Ticari nükleer santralların yakıtının hammaddesini oluşturan Uranyumun varlığı, nükleer enerji ile ilgilenen ülkeler için potansiyel bir rezerv kaynak bölgesi oluşturmaktadır. Uranyum ve altın, esas itibariyle ülkenin kuzeyindeki Auzu bölgesinde bulunmaktadır.
Libya’nın, Auzu bölgesine ilgisi ve bu bağlamda özellikle 1978’de (Libya’da Kaddafi döneminde) bu ülkeyle yaşanan sıcak çatışma bu bölgedeki zengin enerji kaynakları ile ilgili olduğu söylenebilir. Bu çatışma Fransa’nın araya girmesi ile sonlanmıştı. Ancak, Fransa’nın da Çad’a ilgisi esas itibariyle Çad’daki enerji kaynaklarıyla yakından ilgilidir denebilir. Yaşanan olaylara aktif şekilde müdahil olmasında da bu durumun etkin olduğundan bahsedilebilir.
İncelendiğinde hemen görülmektedir ki; Fransa, tüm dünya ülkeleri arasında elektriğini en yüksek oranda nükleer enerjiden sağlayan ülkeler arasındadır. Bu ülke, halen elektriğinin % 70’inden fazlasını nükleer güç santrallarından sağlamaktadır. Bu bağlamda, Fransa en fazla nükleer santrala sahip ülkeler arasında yer almakta olup halen çalışır halde 57 nükleer güç santralı bulunmaktadır. Dolayısıyla Fransa’nın uranyum gereksinimi yüksektir ve bu bağlamda uranyum madenlerinin Fransa için stratejik önemi bulunmaktadır. Dolayısı ile Fransa’nın Çad’a ilgisi büyük olmaktadır.
Öte yandan, 2000’li yıllarla birlikte Çad’da petrolün bulunması ve 2003 yılında üretimin sağlanması ile ülke ekonomisinde petrol yadsınamaz bir yere sahip olmuştur. Günlük ham petrol üretimi 130 bin varil mertebesindedir. Çad Cumhuriyeti petrol bölgeleri içinde ülkenin güneyindeki yüksek evsaflı petrol bölgesi öne çıkmaktadır. Ancak Çad’ın farklı bölgelerinde de petrol rezervleri bulunmakta olup, kuzeydeki orta evsafta nitelenen rezerv bölgesi dikkat çekmektedir.
Çad Cumhuriyeti’nin petrol üretimi, yabancı (ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Malezya, Tayvan) şirketlerin etkinliğinde gerçekleşmekte olup Çad’ın payı % 25 kadar olmaktadır. Başkentte ise bir rafineri bulunmaktadır. Denize kıyısı olmayan Çad Cumhuriyeti’nin petrolünün tankerlerle dünya pazarına çıkarabilmesi için denize ulaştırılması gerekmiştir. Bu amaçla Çad’ın güneyindeki en önemli petrol bölgesi olan Doba’dan, Kamerun üzerinden Kribi limanına 1100 km’lik bir boru hattı çekilmiş bulunmaktadır (Şekil 3)
Şekil 3 Doba-Kribi Enerji Boru Hattı
Çad Cumhuriyetinde doğal gaz potansiyeli olduğundan da bahsedilmektedir. Bu konuda ilgili çalışmaların devam ettiği ifade edilmektedir.
Ayrıca, Sahel bölgesinden geçirilmesi planlanan boru hattının, Çad’dan da geçmesi düşünülmektedir. Dolayısıyla yakın bir gelecekte, Çad Cumhuriyeti’nin öneminin daha da artması beklenmektedir. Bir başka deyişle, Afrika’nın batısından doğusuna kat edecek hat bir anlamda bölgeyi de birbiri ile daha sıkı irtibatlandıracak ve farklı yönlerden bölgenin ve bölge ülkelerinin stratejik önemini arttıracaktır.
Sonuç
Stratejik yeraltı kaynakları açısından hayli zengin olan Çad Cumhuriyeti, ne yazık ki; dünyanın en yoksul ülkeleri arasında yer almaktadır. Ülke; Sahra kuşağının güneyinde kalan ve Atlantik’ten Kızıldeniz’e ulaşan stratejik “Sahel” coğrafyasında yer almaktadır. Senegal, Moritanya, Mali, Nijer, Çad ve Sudan’ın yer aldığı söz konusu bu bölgedeki ülkelerde yaşananların, münferit olaylar olarak düşünülmemesi gerektiğini de belirtmek gerekir. Ayrıca, sahra altı bölgedeki enerji kaynakları ve var olan ve yapılması muhtemel hatların geçirilmesi düşünceleri de bu bölgeyi giderek öne çıkarmaktadır.
Denize kıyısı olmayan Çad Cumhuriyeti’nin kaynaklarını dış pazarlara ulaştırması ancak farklı ülkeler üzerinden mümkün görünmektedir. Dolayısı ile Sahel ülkeleri ve komşu ülkeleri ile ilişkisinin önem arz ettiği söylenebilir. Bu bağlamda, özellikle Kamerun ve Libya önem kazanmaktadır. Zira Çad Cumhuriyeti’nin esas itibariyle Atlas Okyanus’una açılması Kamerun üzerinden, Akdeniz’e açılışı ise Libya üzerinden olabilmektedir. Kamerun üzerinden enerji hattı ile petrol ihracatı halen yapılabilmektedir. Buna karşın Çad Cumhuriyeti’nin Akdeniz’e Libya üzerinden ulaşması, yaşanmış ve yaşanmakta olaylar nedeniyle şimdilik pek de kolay görünmemektedir. Ancak Libya’da istikrar şartlarının oluşması ve yerine oturması ile konu tekrar gündeme gelebilir. Tabii bunun için, Çad Cumhuriyeti’nde de istikrarın sağlanıyor olması gerekmektedir.
Türkiye’nin THY ile Çad Cumhuriyeti’ne başlattığı hava taşımacılığı, bir kara ülkesi olan Çad için ayrı bir önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Türkiye-Çad ilişkilerinin giderek daha stratejik bir veçhe kazanması beklenebilir. Türkiye’nin Libya’daki varlığı ve Çad ile de sahip olduğu olumlu ilişkiler, bu iki ülke arasından var olan sorunlara çözüm getirilmesinde etken olabilir. Her iki ülkenin de enerji politik önemi bulunmakta olup, (bu ülkelerin şimdiye kadar maruz kaldığı sömürü politikalarına karşın) Türkiye’nin benimsemiş olduğu “Kazan-Kazan” ilkesi bağlamındaki politikalarla sorunlara çözüm bulunabilir ve bunda da Türkiye önemli rol oynayabilir.
Öte yandan Fransa’nın Çad’daki pozisyonu, enerji politik olarak irdelendiğinde olayların arka planının hayli derin olduğunu göstermektedir. Bu şartlar altında, olayların kısa sürede sonuca ulaşmasının zor olabileceği ve çevre ülkelerle de ilişkili olarak olayların yaşanabileceğini düşündürmektedir.
Öz olarak belirtmek gerekirse; Çad Cumhuriyeti ve ilgili gelişmelerde ülkenin sahip olduğu altının yanı sıra uranyum ve petrol gibi enerji-politik açıdan son derece önemli kaynaklara sahip olması, yaşanan ve bundan sonra da yaşanabilecek olaylarda başlıca etmen olduğunu düşündürmektedir. EYLÜL2021