Cezayir Afrika pazarına da açılan stratejik konuma sahip ülkedir

Cezayir ile ticari ilişkilerimizin arttığı bir dönemde, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin seyri ile ilgili görüşlerini aldığımız Türkiye Cezayir Büyükelçisi Mehmet Poroy sorularımızı yanıtladı.

Türkiye-Cezayir ilişkilerinin geldiği noktayı aktarır mısınız?

Dost ve kardeş iki ülke arasındaki sağlam ilişkilerin temelinde Osmanlı İmparatorluğu döneminde 300 yılı aşkın bir süre devam eden ortak tarihi geçmişimiz yatmaktadır. Günümüzdeki ikili ilişkilerimiz bu tarihi arka plan üzerinde her alanda hızla ilerlemektedir. 2006 yılında imzalanan Dostluk ve İşbirliği Anlaşması ikili ilişkilerde ilave ivme sağlamıştır.

Siyasi alanda karşılıklı ziyaretlerle güçlenen ilişkilerimiz son olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın Şubat 2018’de Cezayir’i ziyaretleriyle önemli bir gelişme kaydetmiştir.  Bu ziyaret sırasında tarım, turizm, enerji gibi her iki ülke için de önem arz eden alanlarda imzalanan anlaşmalarla ikili ilişkilerimizin hukuki çerçevesi iyice güçlenmiştir.

İlişkilerimizin en güçlü olduğu alan ise ekonomi boyutudur. Ülkede ilk sıraya yerleşmiş yatırımlarımız, önemli boyuttaki ikili ticaret hacmimiz, buradaki müteahhitlik projelerinde önemli görevler üstlenen firmalarımızın başarıları ve Cezayir’in ülkemizin dördüncü doğal gaz tedarikçisi olması bu alanda öne çıkan hususlardır.

Ortak tarihi geçmişimizden kaynaklanan benzerliklerle beslenen kültürel alanda da ilişkilerimiz gelişmiş durumdadır. Ortak tarihi arşiv belgeleri sergileri, konferanslar, kültürel etkinliklerle iki halk arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkileri pekiştirilmektedir.

Tarihi öneme sahip Osmanlı dönemi eserlerinden Keçiova Cami’nin tarafımızdan restore edilmesi ile iki ülke halkları arasındaki kardeşlik ilişkilerini başlatan büyük denizcimiz Oruç Reis’in İspanyollar tarafından şehit edilişinin 500. yılında şehit edildiği yerde Cezayir makamlarıyla birlikte bir anıtının yaptırılması en kaydadeğer kültürel faaliyetlerimiz olmuştur.

Türkiye-Cezayir ticari ilişkilerinin gelişimiyle ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Cezayir’le ticari ilişkilerimiz birçok olumsuzluğa karşın tatmin edici bir seviyede ilerlemektedir. Cezayir’in döviz rezervlerindeki azalma nedeniyle ülkenin ithalatına önemli kısıtlamalar getirilmiş, önceleri bazı ürünlerin ithalatının yasaklanması veya kotaya tabi olması şeklinde alınan tedbirler, bilahare yüksek ilave gümrük vergileriyle değiştirilmiştir. Cezayir’le ülkemiz arasında bir Serbest Ticaret Anlaşmasının bulunmaması ihracatçı firmalarımızı AB ülkelerinin firmalarına göre dezavantajlı bir konumda bırakmaktadır. Tüm bunlara karşın firmalarımızın gayretleri, ürünlerimizin fiyat-kalite dengesi gibi unsurların etkisiyle Cezayir’le ikili ticaretimiz ve bu ülkeye ihracatımız artış göstermektedir. 

2017 yılında Cezayir’e ihracatımız 1,9 milyar dolar iken 2018 yılında 2,3 milyar dolara çıkmıştır. 2018 yılında ikili ticaret hacmimiz 4,5 milyar dolara ulaşmıştır. Böylelikle Türkiye Cezayir’in dış ticaretindeki ortaklar arasında 7. sıradan 6. sıraya çıkmıştır.

2019 yılının ilk beş ayında ihracatımızdaki artış oranı ise %10 olarak gerçekleşmiştir. 

Türkiye-Cezayir ticari ilişkilerinin geliştirileceği alanlarla ilgili bilgi alabilir miyiz?

Cezayir’e yönelik ihracatımızın başlıca kalemlerini oto yedek parçaları, demir veya çelikten yassı ürünler, motorlar, tel ve kablolar, buzdolapları, dondurucular, profiller ve tekstil ürünleri oluşturmaktadır.

Cezayir’e halihazırda ihraç edilen yatırım ve ara mal ürünlerinin daha çok miktarda satılması için Cezayir pazarı geniş bir potansiyel barındırmaktadır. Ülkedeki ekonomik yatırımlar arttıkça bu tür ürünlere olan ihtiyaç da artacaktır. Dolayısıyla firmalarımızın fuarlara geniş katılımlarını sürdürmeleri, Cezayirli ortaklarıyla iş bağlarını kuvvetlendirmeleri ve tarafımızdan düzenlenecek alım heyeti gibi faaliyetlerle ikili ticaret potansiyelimizin daha da güçlendirilmesi mümkün olabilecektir.

Türkiye–Cezayir Serbest Ticaret Anlaşmasının sunacağı avantajlardan bahseder misiniz?

Yukarıda da belirttiğim gibi ülkemizin Cezayir’le akdedilmiş bir serbest ticaret anlaşması bulunmamaktadır. Bu konuda Cezayir tarafıyla temaslarımız devam etmektedir. Buna karşın Cezayir’in AB ile imzalanmış bulunan Ortaklık Anlaşmasının maddeleri AB üyesi ülkelerin firmalarına daha avantajlı bir konumda ticaret yapma imkânı sağlamaktadır.

Esasen Cezayir makamlarının bu anlaşmanın Cezayir aleyhine dengesiz bir şekilde uygulanmasından, ülkeye milyarlarca euro’luk Avrupa malı ithal edilirken AB ülkelerinden gelmesi beklenen yatırımların çok kısıtlı kalmasından şikayetçi oldukları basına da yansımıştır. Cezayir tarafı bu anlaşmanın daha dengeli bir şekilde uygulanması için AB ile müzakerelerini sürdürmektedir.

Bu arada, ithalat rejimi çerçevesinde getirilen ilave gümrük vergilerinin AB üyesi ülkelerden gelecek mallar için de geçerli olduğunu belirtmekte yarar görülmektedir.

Türk yatırımcıların bölgede yaptığı yatırımlarla ilgili bilgi alabilir miyiz?

Başta da belirttiğim gibi Cezayir’deki Türk yatırımları 3,5 milyar dolarla hidrokarbon sektörü dışındaki en büyük dış yatırımı oluşturmaktadır.

Yatırımlarımız demir-çelik, tekstil, kimyevi ve hijyenik ürünler, temizlik maddeleri, ilaç sektörü, bisküvi, mobilya ve benzeri alanlarda yoğunlaşmaktadır.

Görüldüğü üzere ülkemiz Cezayir’i sadece ürünlerimizin satılacağı bir pazar olarak görmemekte, ucuz işgücü, ucuz enerji, geniş pazarlara açılım imkânı gibi yatırımı destekleyen unsurları da dikkate alarak bu ülkeye önemli miktarda yatırım yapmaktadır. Bu gelişme ayrıca firmalarımızın Cezayir’in istikrarına duydukları güvenin de bir göstergesi olarak görülmelidir.

Yatırımlarımızın bir kısmı tamamen Türk sermayeli şirketler olarak yapılmışken, bir kısmı da 2009 yılında kabul edilen bir kanun uyarınca Cezayirli bir ortakla %51-49 oranına göre yapılmış yatırımlardır. Bu ortaklıkların daha çok büyük devlet kuruluşlarıyla yapıldığını da belirtmek gerekir. Ekonomisini çeşitlendirme, üretimini hidrokarbon dışında zenginleştirme arayışında olan Cezayir yatırımları teşvik etmekte, buna karşın ithalata ilişkin kısıtlamalar uygulamaktadır. Bu nedenle Cezayir pazarına yönelecek firmalarımızın burada ortaklıklar kurarak yatırım planlamaları yapmalarında yarar görülmektedir.

Müteahhitlik sektörü özelinde yapılan son dönem çalışmalarla ilgili bilgi verir misiniz?

Cezayir ülkemizin dış müteahhitlik faaliyetleri bakımından önemli bir yere sahiptir. 2014 yılında petrol fiyatlarında görülen daralmayla gelen ekonomik sorunlara kadar Cezayir bu bakımdan 4. sırada bulunmaktaydı. Ancak bugün de Cezayir büyük firmalarımızın faaliyet gösterdiği ve ülkenin altyapısını kurma/yenileme çalışmalarına önemli katkılar yaptığı bir ülkedir.

Ülkemizin en büyük inşaat firmaları Cezayir’de aktiftir. Firmalarımız otoyol, demiryolu, tramvay şebekeleri, köprü, tünel gibi sanat yapıları, barajlar, sulama kanalları, hastane, otel, askeri tesis, stadyum gibi her türlü alt ve üstyapı projesini gerçekleştirmektedirler, Şirketlerimizin faal olduğu bir diğer önemli inşaat alanı sosyal konut inşaatıdır. Neredeyse 48 vilayetin tamamında firmalarımız devlet adına konut inşaatlarını sürdürmektedirler.

Cezayir’de faal olan firmalarımızın alanlarında en büyük firmalardan olduklarını, bu kapsamda uluslararası mühendislik dergisi INR’a göre dünya ölçeğinde ilk 500 sırada yer alan 45 şirketimizin 15’inin Cezayir’de faal olduğu vurgulamak gerekir.

Cezayir pazarının geleceğiyle ilgili öngörülerinizi aktarır mısınız?

Cezayir Afrika’nın en büyük yüzölçümüne (ülkemizin 3 katı büyüklüğünde) sahip, ulaşım ve enerji altyapısını büyük ölçüde yenilemiş, Akdeniz’e sahili ve limanları olduğu kadar geniş Afrika pazarına da açılan stratejik konuma sahip 42 milyon nüfuslu gelecek vaat eden bir ülkedir. Esasen bu ülkedeki yatırımlarımızın ulaştığı nokta iş adamlarımızın da aynı görüşte olduklarını ortaya koymaktadır. Bu itibarla firmalarımızın Cezayir pazarındaki ticari ve ekonomik faaliyetlerini artırmaları, henüz Cezayir’le çalışmayan firmalarımızın da bu yönde hazırlıklar ve girişimler yapmaları isabetli olabilecektir.

Ekonomik alandaki hukuki çerçevenin daha da güçlendirilmesi, firmalarımızın alanda karşılaşmakta oldukları bazı zorlukların ortadan kaldırılması için Cezayir makamlarıyla yapıcı bir iş birliği sürdürülmektedir. EYLÜL 2019