Demir Çelik Sektörü
Destek Menkul Değerler
Uzman Murat Tufan
2015 yılı demir çelik sektörü açısından kimilerine göre kayıp, kimilerine göre beklenti altında yani verimsiz yıl olarak nitelendiriliyor. Çelik İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2016 yılı Ocak ayı verilerine göre; Türkiye’nin miktar bazındaki çelik ihracatı geçen yılın aynı aylık dönemine göre yüzde 5,1 artışla 1,3 milyon tona yükseldi. Sektörün aynı dönemde değer bazındaki ihracatı ise geçen yılın Ocak ayına kıyasla yüzde 26,3 azalış ile 628 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2015 yılının geneline bakıldığında ise çelik ihracatı önceki yıla oranla yüzde 25,1 düşüş ile 9,9 milyar dolar oldu. Miktar bazında ise yüzde 7,8 azalış ile 16,2 milyon ton olarak gerçekleşti.
2015 yılında en fazla ihracatı, yüzde 14’lük düşüşe rağmen 5,3 milyon ton ile Ortadoğu Bölgesi’ne yaptı. Ortadoğu’yu 2,8 milyon tonla AB ülkeleri, 2,5 milyon ton ile Kuzey Amerika ülkeleri ve 2,3 milyon tonla Kuzey Afrika ülkeleri izledi. Geride bıraktığımız yılda Kuzey Afrika’ya ihracatta yüzde 23,7’lik artışın yaşandığı görüldü. Çelik sektörünün yıl genelinde miktar bazındaki ihracat artışında; Mısır, ABD, Suriye, Etiyopya ve Cibuti ilk sıralarda yer alan ülkeler oldu.
İhracatı Vuran Çin ve Küresel Gelişmeler
Dünya çelik sektörü global talep yetersizliği nedeniyle yüksek kapasite fazlasıyla çalışıyor. Küresel piyasalardaki büyüme endişeleri, deflasyon riski ve bir çok ülkenin resesyon kriziyle boğuşması çelik fiyatlarını da aşağı çekiyor. Karlılıkların sürdürülemez düzeye inmesinde sebep sadece atıl kapasite ve düşük çelik fiyatları değil. Türk çelik sektörü açısından en büyük sorunlardan biri Çin’in Dünya piyasalarını tahrip eden ihracat politikalarına devam etmesi.Çelik üretim kapasitesini son 10 yılda %172 oranında artıran Çin, maliyet kaygısız gözetmeksizin son derece düşük fiyatlarla ve çoğunluğu devlet destekli olmak üzere üretim faaliyetlerini hız kesmeden sürdürdü. Devlet desteği almayan Türkiye’nin kapasitesinin 19 milyon tondan fazla bir kısmı, yurtiçinde ve ihraç pazarlarında dampingli ve teşvikli çelik ürünleri ile rekabet edememesi sonucunda atıl durumda kalırken, ithalat % 38 oranında artışla, 19 milyon tonu aştı. Özellikle Çin’den yapılan ithalat % 199 oranında artışla, 3 milyon tona ulaşmış durumda. Aynı zamanda Türkiye’nin en önemli ihraç pazarı olan Ortadoğu’da yaşanan istikrarsızlıkta ihracatı olumsuz yönde etkileyen bir başka neden olarak karşımıza çıkıyor.
Dünya Demir Çelik Üretimi – 2015
Üretmek Yerine Dışarıdan Alıyoruz!
Türkiye’nin 2015 yılı çelik tüketimi yaklaşık 35 milyon ton olarak açıklanıyor. Atıl durumdaki 10 milyon ton civarındaki kapasiteye rağmen bu tüketimin yarıdan fazlası yurtdışından temin ediliyor. 2015 yılında iç tüketim bir önceki yıla göre %11.7 artış gösterdi. Dış ticaret verilerine bakıldığında ihracat %6.7 oranında düşüşle yaklaşık 16.76 milyon tona gerilerken, ithalat oranı ise %38 oranında artışla 19.06 milyon tona yükseldi. 2015 yılında yassı ürün ithalatı % 28 oranında artışla, 8.6 milyon tona ulaştı. 2015 yılında % 65 oranında artışla, 7.9 milyon tona ulaşan yarı mamul ithalatı içerisinde, % 67 oranında artışla, 4.95 milyon ton kütük ve blum ve % 61 oranında artışla 2.93 milyon ton slab ithalatı yer aldı. Son 5 yılda çelik tüketimi %30 oranında artarken, çelik ithalatı ise %80 oranında artış gösterdi.
Rakamların geneline bakıldığında iç piyasadaki atıl kapasiteye rağmen ithalattaki artış ve ihracat tarafındaki keskin düşüş dikkat çekiyor. Yani yerli üretici veya çelik tedarikçisi iç piyasadaki ham çelik talebini yurtdışından sağlamayı tercih ediyor. Özellikle Rusya-Çin gibi dampingli ve devlet destekli ülkelerdeki ucuz ham çelik daha uygun olarak alınıyor. Bu durum yerli üretici için ciddi bir dezavantaj haline gelmiş durumda. Özetle kendi üretimimizi kullanmak yerine dışarıdan almayı tercih ediyoruz.
Umutlar 2016 Yılına Kalmış Durumda
Geride bıraktığımız yılda Türk çelik sektörü açısından pekte parlak geçmedi. Çin ve Rusya başta olmak üzere global ölçekte yaşanan talep daralması hem çelik fiyatlarının gerilemesine hem de iç piyasada yerli üretici tarafında atıl kapasite oluşmasına neden oldu. Çin’in agresif ihracat politikasına hız kazandırması ve aynı zamanda iç piyasada yaşanan yüksek siyasi tansiyon, orta doğudaki istikrarsızlık çelik üreticilerinin önünde engel oluşturan diğer sorunlar olarak sıralanabilir. Dolayısıyla yeni yılda Çin etkilerinin yanı sıra küresel ekonomik gelişmelerdeki olumsuz beklentinin devam edecek olması Çelik üretimi ve ihracatı üzerinde yine baskı yaratabilir. Önümüzdeki yıl ayrıca İran tarafıyla ilgili beklentiler olumlu. İran üzerinde ambargonun kaldırılması bu ülkeye olan ihracatı artırabilir. Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) verilerine göre, Türkiye’nin İran’a 2010’da 1 milyon ton seviyesinde gerçekleşen çelik ihracatı, ambargo koşullarının ağırlaşması ile birlikte 2013’te 195,000 tona, 2014’te 166,000 tona, 2015’te ise 103,614 tona geriledi. Yeni dönemde bu bölgeye yapılacak ihracat çelik sektörüne bir nebze nefes aldırabilir.
Kaynak: Türkiye Çelik Üreticileri Derneği
Kaynak: Türkiye Çelik Üreticileri Derneği
Dünya çelik sektörü, yüksek kapasite fazlalığının yarattığı baskının altında zor bir dönemden geçmektedir. Çin’de yaşanan gelişmeler, sektörün global düzeydeki seyrini de şekillendirmektedir. Türk Çelik Üreticileri zorlu bir 2016 yılı beklediklerini sergiledi. Türk çelik sektör üretiminin 2012 yılında 35.9 milyon ton ile zirve yapmasından bu yana sektör temsilcileri, üretimde gerileme eğilimine girildiğini belirtirken 2015 yılında da yaklaşık yüzde 8’lik bir düşüşle 31 milyon ton üretimle Avrupa’da, Almanya’dan sonra ikinci ve dünyada da 8. sıradan 9. sıraya gerilemiş bulunduğunu ifade ettiler. Artan kapasite ve arz fazlalığı ortamında, çelik fiyatları gerilerken, üretici kuruluşlar keskinleşen rekabet ortamında son derece düşük kâr marjları ile faaliyetlerini sürdürmeye devam etmektedir.