Ilısu Barajı enerji üretmek için gün sayıyor.
Ilısu Barajı’nda sona gelindi. Su tutulmaya başlanılan barajın yapımı ile ilgili görüşlerini almak için bir araya geldiğimizi Nurol İnşaat ve Ticaret AŞ Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Erdoğan sorularımızı yanıtladı.
Ilısu Barajı’nın yapımı, uzun yıllara dayalı bir çalışmanın ürünü. Barajın yapım tarihi ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
2007’de sözleşme Nurol – Cengiz İnşaat ortak girişimi imzaladı. Elektro mekanik, hidro mekaniğini de Avusturyalı Andritz firması imzaladı. Proje işleri içinde ayrı firmalar belirlendi. İlk kurulurken yapısı bile karmaşık bir yapı olduğundan dolayı rahat hareket edilemeyeceği belliydi. Çeşitli ülkelerden gelecek ihracat kredileri ve ticari kredilerle, hazine garantili olmak kaydıyla 2007 yılında da işe başlanmıştı. Nitekim, bir sene içinde bu kredilerle ilgili bazı ön koşullar vardı ve maalesef krediler bu kapsamda yürümedi ve proje askıya alındı. Askıya alınınca bir duraklama dönemi oldu. Bu duraklama döneminde biz kredileri yeniden yapılandırma fırsatı bulduk. İhracat kredisi veren kuruluşlar Almanya, Avusturya ve İsviçre çekildiler. Onlar çekilince, o çekilen kredinin yerine yeni kreditörler bulduk. Paketin tamamı 1.2 milyar Euro’du. Nitekim 2009’da aktif olarak işe devam etmeye başladık. Bahsi geçen barajın ilk projesi 1980’li yıllarda yapılmış ve ona göre dizayn edilmiş bir projeydi. Tekrar gözden geçirildi. Daha ekonomik bir hale nasıl getirilebilir sorusu üzerinden tekrar tekrar değerlendirildi. Bu da bir süreç aldı. Bu yüzden de işin bitiş süresi uzadı. Bunlar bittikten sonra da aktif çalışma başladı.
Nurol- Cengiz ortaklığı olarak 2017’nin Aralık sonlarında barajı su tutmaya hazır hale getirdik. O tarihten sonra da idarenin talimatını beklemeye koyulduk. Çünkü biliyorsunuz Dicle Nehri sınır ötesi bir akarsudur. Bazı izinler zaman alıyor. Dolayısıyla 2017 sonunda hazırken ancak 2019 Temmuz ayında su tutmaya başlayabildik.
2 yıl çok uzun bir zaman değil mi?
Bir buçuk yıl diyelim. Kurak bir mevsim olduğundan dolayı devam ediyoruz. Barajın yaklaşık 381 km karelik bir göl alanı var. Uzunluğu da 170 km. Baraj, Şırnak, Siirt, Mardin, Diyarbakır ve Batman olmak üzere beş ilimizi kapsıyor. Böyle olunca da o bölgede su altında kalan tarihi eserler ve yerleşim yerleri var. Bunların da DSİ tarafından yerlerinden taşınması kaçınılmaz oldu.
Sanat eserleri, kültür varlıkları Keban Barajı’nda da taşınmıştı. Ama bu büyüklükte taşıma Türkiye’de ilk defa gerçekleşti. Bu da bir zaman aldı. DSİ’nin ihaleye çıkması, müteahhittin bulunması, yeniden yerleşim sürecinin TOKİ tarafından tamamlanması. En son Hasankeyf’in yerleşim süreci de tamamlandı. Mevcut yol ve köprüler karayolları tarafından yeniden yapıldı. Böyle olunca eski şehrin içinden geçecek bir yol kalmadı. Eski yaşam yerinde arkeolojik sondajlar yapılıyor şuanda. Bu sondajlar da bittikten sonra, zaten su seviyesinin daha o noktalara gelmesi için altı ay kadar bir süre var. Su yüksekliği şu anda 55 m. Toplam 135 m’ye gelecek su yüksekliği. Bu arada ilk enerji tünellerinden suyu 85 m’ye gelince alacağız. Sezon olarak da kurak bir sezon olduğu, yağışsız bir sezonda kapağı kapattığımız için, Mart-Nisan ayını bulacaktır. Ondan sonra her ay tribünleri birer birer devreye sokacağız. 2020’nin sonunda da tam kapasite çalışacak.
Buradaki en önemli sorun şuanda Dip Savak’tan sınır ötesi ülkelere verilecek sudur. Anlaşmalar çerçevesinde 60 ila 90 m küp saniye su veriliyor. Bu can suyu baraj mansapında nehirdeki canlılar içinde önemlidir.
Barajlarla ilgili daha önceki hususlarda sesini yükselten Irak, bu sefer sessizliğini koruyor. Bu ikili anlaşmanın başarısının bir sonucu mu?
Evet, devletlerarası protokol çerçevesinde barajın su tutması sırasında belirtilen kriterler var. Bu süreci DSİ ile Dışişleri Bakanlığı yürütüyor. Burada ikinci bir önemli husus, ekonomiye katkı sağlaması açısından; bu barajdan 4 milyar kw saat yılda elektrik üretilecek. 11 milyar metre küp su depolayacaktır. Buda Irak’ a sürekli ve kontrollü su verilmesi sağlanmış olacaktır.
Bu süreç Nurol Holding’e belirli bir şeyler kattı mı? Tecrübe olarak size nasıl bir geri dönüşü oldu?
İkili protokol çerçevesinde uluslararası bir projedir..Biz Nurol İnşaat olarak 60 yıldır Türkiye içinde ve uluslararası piyasalarda proje geliştirip işler yapıyoruz. Bu büyük projelere ve referanslara ihtiyaç vardır. Böyle bir projenin kredisini getirip ve inşaatını gerçekleştirmiş olmamız bizim için kullanılacak bir referanstır.
Bugün baraj yapan var mı yurt dışında?
Dünyada büyük baraj projeleri genellikle Afrika ve Asya’nın doğusunda yer almaktadır. Batı da büyük baraj projesi yok denecek kadar azdır. Türkiye büyük baraj projelerinin çoğunu gerçekleştirmiştir. Pakistan, Hindistan da yapılacak projeler mevcuttur bu ülkeler projeler için uluslararası kredi kuruluşlardan finansman bulup ihale ederek veya yapımcıdan finans getirmesi talep etmektedir. Yurt dışında bugüne kadar baraj projesi gerçekleştirmiş Türk firmaları vardır. Bizde Cezayirde 3 baraj projesi yapıyoruz. Biri tamamlandı, ikisi devam etmektedir. Bu arada türk mühendislik ve müşavirlik firmaları da yurt dışında başarılı bir şekilde projeler yapmaktadır.
Hindistan’dan da talep vardı Cumhurbaşkanı oraya gittiğinde, orda da ifade etmişler hem baraj hem havalimanı ihtiyacımız var diye…
Bu bölgelerde alt yapı, enerji projelerinin gerçekleştirilmesi gerekir. Doğu Asya da 3.5 milyar insan yaşıyor. Batılı yatırımcılar bu yörelerde proje geliştirmek için çaba sarf etmektedir. Zorluk finansmandır.
Yenilenebilir enerji kaynakları çok önemli ama çok da tepki alıyor. Siz de zamanında tepki aldınız. Bugün gelinen noktada herkesin ikna olduğunu, çevreyle ilgili kısmın güzel bir şekilde çözüldüğünü ifade edebilir miyiz?
Tabi edebiliriz çünkü biliyorsunuz ÇED raporu da verilmiş onaylanmış. Buradaki en önemli şey Hasankeyf’teki tarihi kalıntılardı. Sorumluluk yalnızca bizde değildi. DSİ, TOKİ ve Kültür Bakanlığı ortak çalışmasıydı.
Tabi yöre hassas bir yöreydi. Onun için başından sonuna kadar bu projeyi, iyi organize olarak, çok dikkatli bir şekilde yürütebildik, bir sıkıntıyla karşılaşmadık. Yalnızca teknik ve finansman açısından bazı sıkıntılarımız oldu. Bunların da ekiplerimizle birlikte iyi çalışarak üstesinden geldik.
Ilısu bittikten sonra yeni pazar arayışı devam edecek. Yeni pazar arayışlarınız ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Biliyorsunuz Türkiye’de, bu sektörde proje stoku azaldı. Ama inşaat işleri devam ediyor. Tabii, Nurol İnşaat yaşamını sürdürecek. Yeni projelere hem yurt içinde hem de uluslararası piyasada takip ediyoruz.
Pazar o kadar kolay değil. Boşta olan bir sürü uluslararası firma da var. Çevremizde bir sürü ülkede de sıkıntı olmasından dolayı, onlar da yatırımlarını tekrar tekrar gözden geçiriyor.
Cezayir’de şuan çalışmalarınız var. Cezayir de iki baraj ve Otoyol projemiz var, devam ediyoruz. Birleşik Arap Emirliklerinde de üst yapı ve alt yapı inşaat işlerine devam ediyoruz. OCAK 2020