Irak, Türkiye’nin en önemli ticari partneridir
Ülkemizin dış ticareti ve müteahhitlik sektöründe çok önemli bir yeri olan Irak’ta, son yıllarda Ortadoğu ve Körfez ülkeleri gibi Irak’ta da yaşanan olumsuzluklar, Irak ile Türkiye ilişkilerini ciddi yönde olumsuz etkilemiştir.
Ancak son bir yıldır bu olumsuz durum her iki ülkenin olumlu ve samimi yaklaşımları ile Irak’ta faaliyet gösteren firmalarımızı nasıl etkiliyor. Yaşanan süreci Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Tefirom Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Öz ile değerlendirdik.
Irak pazarı ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?
Irak’ta Türk müteahhitleri ve özel sektörü yaklaşık 40 yıldır mucizelere imza attılar. Dış Ticaret, müteahitlik alanı ve enerji alanlarında büyük işler yapıldı. Tefirom olarak da bizim Irak pazarında 40 yıllık bir tecrübemiz bulunuyor. 1980 yılında lojistik, dış ticaret faaliyetleri ile başlayan çalışmalarımız 2008’de inşaat ve taahhüt alanlarına genişledi
Irak pazarı, Irak-İran savaşı, Irak-Kuveyt savaşı ve son olarak ABD müdahalesi ile yaşanan savaş sonrası Irak ülke ve halkı olarak çok büyük zorluklar yanında zor yaşam şartlarında yaşam standartları ciddi olumsuzluklarla karşı karşıya kalarak yaşamıştır. Irak halkı bu sürecin sonunda sadece güvenlik ve sağlıklı yaşamak için çaba sarf ettiler.
Irak, yüzyıllardır birlikte yaşadığımız ve aynı kültürü paylaştığımız insanlardan oluştuğu için Türkiye’nin hiçbir zaman vazgeçemeyeceği pazarlardan biri olmuştur. Özellikle Arap Baharı sonrasında Türk müteahhitlerinin Ortadoğu’daki sıkıntıları büyümüştür. Arap Baharından önce Arap Yarımadası’ndaki tüm ülkelerden Fas’a -Tunus’a kadar tüm Kuzey Afrika’da iş yapan müteahhitlerimiz, ortaya çıkan karışıklıklarda büyük sıkıntılar yaşamıştır.
Irak’ta yaklaşık 30 yıldır alt yapı, üst yapı, enerji, yol köprü, okul hastane ve konut gibi en önemli yaşam proje yatırımları ciddi seviyede yetersiz kalmıştır ve maalesef Ekim 2019’da başlayan halk protestoları istemediğimiz sonuçlarla, Iraklı kardeşlerimizi kaybetmekle, Irak halkı ile acıyı yaşadık. Buradan tüm vefat eden Irak kardeşlerimize rahmet dileyerek ailelerine ve tüm Irak halkına şahsım ve ülkem adına başsağlığı dileklerimizi paylaşırız. Tüm bu olumsuzlukları inşallah geride bırakarak her iki ülkenin dost ve kardeş duygusu içerinde her iki ülkenin halkının iş birliği içinde Irak halkının hak ettiği huzur ve çağdaş yaşam ortamına kavuşur, bunun için de her ortam hazır ve yapılabilir durumdadır.
Son gelişmeler doğrultusunda Sayın Cumhurbaşkanı’mızın himayeleri ve yönlendirmesi ile Ticaret Bakanımız Sayın Ruhsar PEKCAN, Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu önderliğinde, TMB – Türkiye Müteahhitler Birliği, DEİK – Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ile TİM Türkiye İhracatçılar Meclisinin çalışmalarıyla Irak pazarı yeniden hareketlenmeye ve karşılıklı ticaretimizle ayrıca Irak’ta Türk müteşebbislerinin yapacakları yatırımlarla, teknoloji transferi ile Irak özel sektörü ile yatırımların başlayacağı döneme gireceğimizi düşünmekteyim
Irak’ta ülkenin en büyük ve modern, alt yapıları, arıtmalar, üst yapılar, Bagdat MALL Kompleks Projesi, birçok şehir hastaneleri, oteller, konut projeleri, demir çelik tesisleri, enerji santral projeleri ve benzer bir çok önemli projelerin yapımını özellikle Türkiye Müteahhitler Birliği üyeleri olan, Türk Müteahhitlerinin ve özel sektörünün imzası bulunmaktadır.
Şu an Bağdat’ta proje bittiğinde dünyanın en büyük tek yatırımda olacak enerji santral projesine, TEFİROM olarak Dicle’den boru hatları ile alınacak suyun arıtma tesisleri ile Bağdat merkez de 500 konutluk projelerin yapımını üstlenmiş durumdayız. Bizim dışımızda da Türk müteahhitleri önemli projeler üstlenmiş ve üstlenmeye devam edilecektir.
Türkiye’nin özel sektörünün tüm dünya da aldığı riskler ve iş yapma becerisinin sürekli halde devam etmesi ve ülkemize ekonomik katkılar yaratmasının devamını sağlamak adına, özel sektör olarak talep edebileceğimiz husus, son yıllardaki devlet ve hükümet desteğinin devamı ve yurtdışında alınacak projelere finansman yaratma imkanlarının sağlanmasıdır.
Ödeme konusunda Irak’ta halen sorunlar var mı?
Her ülke de olduğu gibi tabi ki Irak’ta da zaman zaman sıkıntı oluyor. Bu durum özellikle petrol fiyatlarına bağlı ilerliyor. Ancak en sıkıntılı dönemi DEAŞ olayları çıktığı zaman oldu ve birçok firmanın ciddi alacakları kaldı. Ancak son bir yıldır belli oranda eski alacaklardan ödeme yapılmaktadır,
Irak’tan petrol karşılığı iş, doğrudan Türk Müteahhitleri tarafından yapılabilir mi?
Bu konu 1980’li yıllardan bu yana zaman zaman farklı modellerle hep gündemde kalarak az da olsa yapılmıştır. Ancak bu kapsamda iki ülke hükümetinin teşviki ve desteği ile Irak’ın yeniden yapılanmasına büyük destek verebilir ve iki ülke arasında çok uzun yıllar iş birliği içinde olarak büyük ekonomiler yaratılabilir.
Bu nedenle bu işi devlet yapmalıdır. Türk müteahhitleri Irak yönetiminin belirlediği işleri yapsın, Irak petrolünü Türkiye’ye versin ve müteahhitler Türkiye hükümetinin petrol için ödeyeceği bedellerden projeler yaparak alacaklarını alsınlar. Biz müteahhitlik işimizi yapalım.
Irak yeni kurumsallaşan bir devlettir, bu nedenle her şey çok zor ilerliyor. Biz bu süreçleri yaşadığımız için belirli tecrübelerimiz var ve bu tecrübeleri oradaki yetkililerle paylaşıyoruz. Üstyapı, alt yapı, havalimanı, hastane, okul, aklınıza gelebilecek her alanda Irak’ta yapılmayacak iş yoktur.
Bugün Irak’taki marketlere gittiğinizde buradaki marketlerden hiçbir farkı yoktur. Çünkü bütün ihtiyaçları Türkiye’den gidiyor. Bunun kıymetini bilmeliyiz. Bu yıl hem DEİK’in Irak ziyareti hem de Müteahhitler Birliği’nin ziyareti, Cumhurbaşkanımızın da yılsonunda yapması planlanan ziyaretin etkisi büyüktür daha da büyüyecektir. Buradaki görüşmeler bozulmazsa eğer, ilişkiler tekrar rayına girer.
Ekim başında başlayan halk hareketleri ve sokak protestoları hakkında ne düşünüyorsunuz ?
Irak’ta son dönem yaşanan protestolar her sokağa yansımış durumda. Sokağa çıkamadığımız bir süreç yeniden başladı. İlk defa sosyal medya aracılığı ile örgütlenen arkasında hiçbir dış kuvvetin olmadığı görünen hiçbir siyasi partinin desteklemediği eylemler yapılıyor. Haklılar mı derseniz, haklı istekleri var. Yolsuzluk, işsizlik gibi sorunların çözülmesi isteniliyor.
Ama on yıldır ilk defa Irak’ta yönetim istikrarı yakalamıştı. Her şey yoluna giriyordu. Daha önce girmek için özel izinler gereken yeşil bölgeye ilk defa izin almadan gece saatlerinde bile girip çıkabiliyorduk, her bölgede güvenlik duvarları vardı onlar kalkmaya başlamıştı ve en önemlisi kamu düzene girmişken böyle olayların çıkması soru işaretleri oluşturuyor.
Yine Irak’ın gaz rezervlerine ilişkin olarak çeşitli söylentiler dolaşıyor. Bu konuda İran ile anlaşması, Çin’le iş birliğine gitmesi, Türk şirketlerinin petrol konusunda gündeme gelmesi söz konusu olmaya başladı. Bunları bir araya getirdiğiniz zaman yapılan protestonun kimlerin tarafından desteklendiğini göstermiş oluyor.
Bu durum Irak halkının da akıllanmadığını göstermiş olmuyor mu?
Bu işler kültür ve eğitim meselesidir. Maalesef Irak’ta %25’in üzerinde işsizlik var, genç nüfusa baktığınızda %40 oranında işsizlik var. Yaptıkları tek iş memurluk ve güvenlik işleridir. Ülkede sanayi yok. Kurulan tesislerde de Türk işçiler çalışıyor. Çünkü bir yılda 365 gün var ve neredeyse 160 gün Irak’ın dini – milli – resmi tatilidir. Bayramlar, Kerbela yürüyüşü, kutsal günler gibi çok fazla tatiller var. Ramazan ayında verim % 10’lara düşüyor Iraklılar işe geç geliyor 3’te 4’te iftar için ayrılıyorlar. Iraklı işçileri biz de alıyoruz fakat çalıştıramıyoruz. Türkiye’den düz bir işçiyi götürdüğünüz zaman, Iraklının 4-5 katı para verseniz de, belki Iraklı işçilerin 8-10 misli daha çok verim alabiliyorsunuz Türkiye’den gelen işçiler şantiye dışına kolay çıkmaz, 24 saat işinin başında durur ve maaşını da Türkiye’de getirir. Bu açıdan bile Türk müteahhitlerinin bölgedeki çalışmaları Türkiye ekonomisine çok büyük katkı sağlıyor.
Suriye olayları sonrasında Tefirom olarak biz Suriye’den çekildiğimiz zaman orada 200-250 milyon Dolarlık işlerimizi bırakıp geldik. Bizim gibi birçok firma enerji yatırımlarını, çimento fabrikalarını bırakıp geldiler. Siyaset ve hükümet adamlarımız, işadamlarımızın o ülkelerdeki varlıkları faaliyetleri ve güçlerini göz önüne alarak, bizlerin arkasında durmalı ve politikaları buna göre oluşturmalıdırlar
Irak’ta bugün yaşanan sorunlar uzun vadede çözülebilecek sorunlar mı?
Ben çözüleceğine inanıyorum. Irak’ta gayet güzel işler olacaktır. Çünkü Irak halkı Türklere güveniyor. Erbil’de taksiye bindim, üzerimde Dinar yoktu, Dolara bile gerek yok TL verin sorun değil diyor. Türkiye parasının Irak’ta kabul edilmesi çok önemli bir konudur. Bağdat’ta, Müteahhitler Birliğinin toplantısı vardı ve karşılıklı vize muafiyetinin getirilmesi istendi. Şuanda Türkler Irak havalimanında 2 Dolara vize alabiliyor. ABD-AB vatandaşları 80 Dolar ödüyor havalimanında aldıkları vizeye. Burada Türklere karşı bir ayrıcalık tanındı. Vizesiz geçiş başladıktan sonra pasaportsuz geçiş olabilir mi şeklinde çalışmalar yürütülecektir. Günde 5 uçak Bağdat’tan İstanbul’a kalkıyor ve hepsi dolu olarak kalkıyor. Ankara’ya direk uçuşlar var ve boş yer bulamazsınız. Iraklılarla Türkiye’yi baş başa bıraksalar iki ülke ticarinde muazzam bir artış olur.
Bu durum ABD’yi rahatsız ediyor. ABD’li birçok kişi Irak’ta biz savaştık Türkiye kazandı diye açıklamalarda bulundu. Sonrasında da ABD’li birçok firma Irak’tan büyük işler aldılar fakat yapmadan gittiler, diye eleştiriler vardı.
ABD’li firmalar Irak’ta 1 milyar Dolarlık ihale kazanıyor ve o işi bize 400-500 milyon Dolara veriyorlar. Kazanan biz mi oluyoruz ABD’liler mi bunları düşünmek gerekiyor. Libya’da yaşanan olaylardan önce en fazla iş alan müteahhitler bizdik. Bütün işleri biz alıyorduk. Arap Baharı geldi. Şuanda Türk müteahhitleri ABD’li veya AB’li firmalar üzerinden iş alabiliyor. Kimin kazandığı ortadadır. Türk müteahhitleri Irak’ta çok yüksek karlı işler yapmıyor. Irak’taki işlerimizde kar oranları %10-15 seviyesindedir. Irak gibi bir ülkede çok düşük bir kar marjıyla çalışıyoruz. Eskisi gibi %100 karlı işler almıyoruz. Bugün dünyada müteahhitlik sektöründe Türk müteahhitlerle kapışacak hiçbir ülke yoktur. Çin’de dahil olmak üzere bu sözü söylüyorum.
Türk müteahhitleri kendi aralarında organize olabiliyor mu?
Biz Irak’taki işlerde Türk müteahhitlerle yarışıyoruz. Oysa bu iş böyle olmamalı. Tefirom sanayi tesisi yapıyorsa, diğer Türk müteahhidi konut projesi yapsın, bir başka müteahhit enerji işlerine yoğunlaşsın. 1 Milyar Dolarlık ihale 500 milyon Dolar seviyelerine düşüyor. Birbirimizi kırarsak hiç kimsenin kazanamayacağı bir sisteme doğru gideriz. Irak devleti de bu işten karlı çıkamaz.
Iraklı bakanlar bizlere gelip Türk müteahhitleri iş alıp avans ödemesini alıp kaçıyor diyor. Biz net bir şekilde aktarıyoruz. Müteahhitler Birliği içindeki üyelerin hepsi rakibimizdir ama hepsine garanti veririz. Irak’ta ise şuanda müteahhitlik sektörü için yüzbinlerce Türk başvurmuş. Türkiye’de bu kadar müteahhit yok. Tefirom’un yaptığı bir işin fotoğrafını çekip Irak’ta iş alan insanlar var. Bunların kontrolü maalesef yok. Bu nedenle ihalelere ilana çıkarken Türk müteahhitler birliğinin üyesi olma zorunluluğu getirin diyoruz.
Sanayi alanlarında da yatırım ve çalışmalarınız var Irak’a ihracat yapan fabrikanız var.
Evet. Devletimizden özelleştirme yoluyla Mardin Boru firmasını devraldık. Amacımız üretilen ürünlerin Irak ve Suriye’ye ihracatıydı. Ancak önce Irak sonra Suriye şimdi tekrar Irak’taki olaylar ve güvenlik sorunları bu ihracatları yapmamızı engelledi. Ayrıca devraldığımız fabrikanın neredeyse bütün makina ve ekipmanı tamamıyla yenilendi, devraldığımız işçilerin kıdemleri, fabrikanın restorasyon ve modernizasyonu göz önüne alınırsa, çok büyük bir yük altına girdik. Bölge ülkelerinin güvenlik sorunlarının, iç savaşlar ve karışıklıkların çözülmesi ile ancak gerçekleşebilecek bu ihracat hedeflerimiz.
Ayrıca Irak’taki gümrük sorunları bizi sıkıntıya düşürüyor. Özellikle Kuzey Irak fiiliyatta ayrı bir devlettir. Şu anda Bağdat’a ürün gönderdiğiniz zaman Kuzey Irak’ta bir gümrük ödemesi yapıyoruz, Bağdat’a girerken tekrar gümrük ödemesi yapıyoruz. İki ayrı ülke gibi yani. Bayrağı farklı, Başbakan’ı var, Bakanları var, mevzuat farklı ve dili farklıdır. Ayrı bir ülke olmak için başka hangi özelliği olması gerekiyor? Sadece parası aynıdır.
Şuanda Kuzey Irak’ta devlet kuruldu, Kuzey Suriye’de devlet kurmak istiyorlar, sonrasında da Türkiye’nin güneyini bu devlete katmak istiyorlar. Amaç açıkça budur. Bu açıdan Fırat’ın Doğusu harekatı fiilen Kuzey Irak’ta kurulmuş olan devletin ile Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan devletle birleşmesini engelleme harekatıdır.
Kuzey Irak’ta referandum yapıldı ve herkes karşı çıktı.
Yapılacak referandum sadece fiiliyattaki durumun resmi hale gelmesi için yapılacaktı. Parası dışında Kuzey Irak’ı Merkezi Irak Hükümetiyle birleştiren ortak hiç bir şey yoktur. Biz bunu kabul ederiz veya etmeyiz ama Kuzey Irak zaten başka bir ülke haline gelmiştir. Bugün Türkiye’den Erbil’e gittiğimizde o vize ile Bağdat’a uçamıyorsunuz. Türkiye’ye geri geliyorsunuz tekrar uçuşuyorsunuz. Çünkü sadece Kürt bölgesine giriş vizesi veriliyor ve oradan Bağdat’a yabancıların uçuş izni yok.
Veysel Eroğlu Irak ile ilgili çalışmalar yapıyor, bu çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Irak’ta her zaman su ihtiyacı vardır. Son 10-15 yıldır Irak yönetimi Türkiye suyumuzu kesiyor diye bir şey ifade etmiyor. Fakat daha öncesinde bunlar çok gündeme geliyordu. Su bölge için petrolden önce gelen bir konudur. Dicle’nin su miktarının geldiği seviye giderek düşüyor. Bu açıdan yapılacak barajlara Irak halkının çok ihtiyacı vardır. Yine de bu çalışmaların önemini Irak yönetimine anlatamıyoruz. Bizim kendi çıkarlarımız için söylediğimizi düşünüyorlar. Bu nedenle kısa vadede bu projeleri hayata geçirmek oldukça zordur. Birde bölge susuz diyoruz fakat bölgede yer altı suyu 1,5 – 2 metrede çıkıyor. Bağdat’ın her yerinde yer altı suyu bulabilirsiniz. O suyu bile doğru kullanamıyorlar. Irak aslında susuz olduğu için değil var olan suyu organize bir şekilde kullanamadığı için sorun yaşıyor. O suyun arıtılması gerekiyor, dağıtılması gerekiyor, bunu yapamıyorlar.
Çıkacak sayımızda Irak Büyükelçisi Fatih Yıldız ile de röportaj yaptık. Büyükelçimizin sorunların çözümü noktasında firmalarımıza katkısı oluyor mu?
Büyükelçimiz Fatih Bey, gece gündüz çalışan her yere her ihtiyacımız koşan aktif bir misyon şefidir. Sürekli Irak’ın her bölgesine giderek geziyor çalışıyor. Bir sorunumuz olduğunda bizimle birlikte bakanlıklara geliyor. Sürekli görüşmeler yapıyoruz. Büyükelçimizin arkasındayız. Normal şartlarda büyükelçiye ulaşmanız çok zordur, fakat Fatih Bey’e her zaman ulaşabiliyoruz. Bu açıdan kendilerine teşekkür ediyoruz. KASIM 2019