Polonya’yı hedef ülke konumuna getirmeliyiz

Önemli bir potansiyele sahip olan Türkiye Polonya ticari ilişkileri, son yıllarda artmaya devam ediyor. Artışın önümüzdeki dönemde devamı için yapılan çalışmalar ile ilgili görüşlerini almak için sorularımızı yönelttiğimiz DEİK Polonya İş Konseyi Başkanı ve Ford Trucks Uluslararası Pazarlar Direktörü Ercan Emrah Duman, Polonya pazarı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Polonya pazarı ile ilgili genel bir değerlendirme yapmanızı istesek neler söylemek istersiniz?

Polonya bizim alışageldiğimiz ihracat pazarlarımızın dışında bir pazar. Hâlbuki kırk milyonluk nüfusu ile ciddi bir potansiyeli var. Gayri Safi Milli Hasılası 600 milyar dolar mertebelerinde. Son yıllarda uyguladığı doğru makroekonomik politikalarla ortalama 4-5 puan büyüme oranı yakalamayı başardı. Dolayısıyla bu büyüme rakamlarıyla beraber Polonya halkı da zenginleşti. Eski doğu bloku ülkeleri arasında Polonya, gelişmiş ülke statüsüne geçen tek ülkedir. Bugün itibari ile kişi başına düşen milli gelir 15-16 bin dolar seviyelerinde. Bu çerçeveden bakarak önümüzdeki dönemde şartların ülkede daha iyi olacağını söyleyebiliriz. Son verilere göre 320 milyar dolar seviyelerinde ihracatları var. Bunun yanında daha az ithalat yaptıkları için cari açıklarının olmadığını gıpta ile izliyor ve keşke ülkemizde de bu noktalara gelsek diyoruz. Bu noktada Polonya’nın en büyük şansı Almanya’ya komşu olmasıdır. AB’nin lokomotifi bir ülkeye komşu olduğunuzda ticari ilişkilerinizde doğal olarak gelişiyor. Bu noktada batıya açılan bir kapıyken diğer taraftan Baltıklara açılan da bir kapı konumundadır Polonya. Bu durumda ekonomisi için önemli bir artıdır.

Pazar ile ilgili aktardıklarınız doğrultusunda Türkiye Polonya ticari ilişkileri ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Son rakamlara baktığımızda Polonya’ya 3.5 milyar dolar ihracatımızın, 3 milyar dolar da ithalatımızın olduğunu görüyoruz. Bu açıdan baktığımızda da özellikle Avrupa ülkeleri düşünüldüğünde ticaret fazlası verdiğimiz ender ülkelerden biridir Polonya. Geçtiğimiz dönemde Sn. Cumhurbaşkanımızın Polonya’yı ziyaretinde on milyar dolar hedefi ortaya koyuldu. Tecrübelerimden yola çıkarak bu hedefin çok gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Buradaki eksiğin pazarı yeterince tanımamamız ve bu doğrultuda pazarın gerçek potansiyelini bilmememiz olduğunu söyleyebilirim. Pazarı tanıdıkça hedeflerimize ulaşacağımız kanaatindeyim. Bizde DEİK Polonya İş Konseyi olarak pazar ile ilgili farkındalığı artırmak için çalışmalar yapıyoruz. Konseyimizi oluştururken de farklı sektör temsilcileri hatta Türkiye’de yatırım yapmış Polonyalı yatırımcılara yer vererek, farklı bakışların yapacağımız çalışmalara katkı sağlamasını istedik. Bu çerçevede de faydalı çalışmalara imza attığımızı düşünüyorum. Buradaki amacımız ise sadece satmak değil, karşılıklı ticari ilişkilerin geliştirilmesidir.

Polonyalı yatırımcıların Türkiye’ye bakışı nasıl? 

Polonyalı yatırımcılarda ülkemizi fazla tanımıyor ve bu doğrultuda da ülkemize yatırımları oldukça az. Polonyalılar ile iş yaparken sabırlı olmak gerekir. Konuları detaylı analiz ederlerler ve hisleri ile değil, rakamlarla bakarak rasyonel kararlar alırlar. Güven kazanmak için birkaç toplantı yapmak gerekebilir, bu süreci işler yavaş ilerliyor diye düşünmemek gerekir. Bunun yanında iki ülke insanının birbirini daha fazla tanıyabilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu noktada turizmin önemli bir araç olduğunu söyleyebiliriz. İnsanların gelip seni tanıması ve ülkesine döndüğü zaman memnuniyetini dile getirmesi bizim kendimizi onlara anlatmamızdan daha etkili bir yoldur. O nedenle turizmin geliştirilmesinin ticari ilişkilere de olumlu yansıyacağını düşünüyorum. Turizm ile ilgili rakamlara baktığımızda da rakamlarda artışın olduğunu memnuniyetle belirtmek isterim. Bu durumun ticari ilişkilere de olumlu yansıyacağı kanaatindeyim.

Polonya’daki üretim alanlarına baktığımızda göze çarpanlar hususlar nelerdir?  

Otomotiv sektörüne baktığımızda bizde olduğu gibi Uluslararası şirketlerin yatırımları ile şekillendiğini görüyoruz. Otomotiv sektörünün oluşturduğu ekosistem ve Almanya’ya olan yakınlık sanayilerini olumlu etkiliyor. Diğer taraftan yat üretimi konusunda önemli bir merkez haline geldiler. Hatırı sayılır bir otobüs markası var. Treyler ve kamyon üstü ekipmanlar konusunda Türkiye, Çin ile birlikte dünyada söz sahibi ülkeler arasında. Kalite konusunda da gelişmiş sanayi ülkelerinde olduğu gibi iyi bir seviyeleri var.

Hedeflere ulaşmamız için ticari faaliyetlerimizin çeşitlendirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu konudaki yorumunuzu alabilir miyim?   

Otomotiv sektörü iki ülke için de lokomotif sektör konumunda ve bu alanda karşılıklı ticaretimiz devam ediyor. Bu önemli ve bu alandaki ticari ilişkilerin daha da artırılması mümkün ancak sadece ticaret yapmak değil aynı zamanda karşılıklı yatırım yaparak ticari ilişkilerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Otomotiv sektöründe tedarik zincirlerimizin oldukça gelişmiş olduğunu söyledik. Bu doğrultuda ortak yatırımların gündeme gelmesi lazım. Yeni teknolojilerin hızla hayata geçtiği bir dönemde bu yolla karşılıklı önemli kazanımlar sağlayabiliriz. Ortak yatırımların daha verimli, daha karlı oluşumlara dönüşeceği kanaatindeyim. Bunun yanında KOBİ’lerin karşılıklı ticari faaliyetlerinin geliştirilmesinin de ticareti çeşitlendirme hedefimize katkı sağlayacağını düşünüyorum. Otomotiv, beyaz eşya, tekstil harici sektörlerede odaklanmak sektörel çeşitliliğe katkı yapacaktır.

Savunma sanayinde ortak çalışmalar yapılabileceğinden bahsedildi. Sizin bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?

İşbirliği yapabileceğimiz alanlar içerisine savunma sanayini de elbette katabiliriz. Bu alanda kendini kanıtlamış firmalar var ve firmalarla fırsatları değerlendirmemiz lazım.

Polonya’da yatırım yapan Türk şirketleri var mı?

Polonya’da yatırım yapmış ve başarılı olmuş şirketlerimiz var. Gülermak, Durmazlar Makina orada müthiş işlere imza attı. Arçelik Beko markasıyla ülkede alanında pazar lideri konumunda. Bizde DEİK olarak bu şirketlerin nasıl başardıkları ile ilgili bilgileri, pazara ilgi duyan firmalarla paylaşıyoruz.

Polonya, Türk şirketlerinin Avrupa’ya açılan kapısı olabilir mi?

Macaristan ve Polonya’nın bu konuda önde olduğunu düşünüyorum. Polonya’ya yaptığınız yatırımı Almanya’ya yapmış sayabilirsiniz. Bunun yanında Polonya’nın iç pazar potansiyelini de yabana atmamak lazım. Diğer taraftan Baltıklara açılan bir kapı olmasını da göz önünde bulundurmalıyız. Bugün biz hedef ülke olarak zengin ülkeler ve az ihracat yaptığımız ülkeler olarak belirlemek yerine potansiyeline göre hedef ülkeler belirlememiz gerekiyor. Bu doğrultuda Polonya’yı ihracatta hedef ülke konumuna getirmeliyiz.

Polonya’nın siyasi olarak ülkemize bakışı nasıl? 

Polonya pazarındaki iş tecrübemde hiçbir zaman negatif bir tutum ile karşılaşmadım. Bilakis ülkemize ve Türklere karşı pozitif bir yaklaşımlarının da olduğunu söyleyebiliriz. Tarihsel bağlarımızı daha fazla işleyerek ilişkilerimizi geliştirmeliyiz.

Ford olarak Polonya’daki etkinliğinizden bahsedebilir misiniz? Ford Trucks olarak markamızı Avrupa’ya açmaya çalışıyoruz. Avrupanın 4ncü büyük kamyon pazarı olan Polonya’nın da bu açıdan kritik bir ülke olduğunu düşünüyoruz. Diğer taraftan Baltık ülkelerindeki faaliyetlerimizi de Polonya’daki operasyonumuz üzerinden yönetiyoruz. Ayrıca tüm Avrupa’ya yedek parça dağıtımımızı Polonyada’ki depomuz üzerinden yapıyoruz. Bu sayede Polonya’nın stratejik avantajlarından maksimum oranda faydalanmaya çalışıyoruz. Polonya pazarındaki çalışmalarımız da her geçen gün daha iyiye gidiyor ve bayi ağımızı geliştirerek pazar payımızı arttırıyoruz.MAYIS2021