Risk algısı arttıkça sigortacılık öne çıkacak
Türkiye’de risk algısının yukarıya çıktığı bir dönem yaşanıyor. Risk algısının yukarıya çıkması ise sigortacılık sektörünün hareketlenmesine yol açıyor. Bu hareketli dönemi ve ECB Sigorta ve Reasürans Brokerliği’nin bu çerçevedeki yönelimini konuştuğumuz ECB Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Cenk Ecevit, önemli açıklamalarda bulundu.
2019 yılı, hedefleriniz açısından nasıl geçti?
Aslında 2019’un başlangıcı biraz karamsardı, malum özellikle 2018’de yaşanan sıkıntıların yansımasını 2019’un birinci ve ikinci çeyreğine ağır etkileriyle bekliyorduk. Beklediğimiz gibi olmadı çok şükür. Özellikle sigortacılık sektörü itibariyle düşünecek olursak daha olumlu sonuçlar elde ettik. Tabii burada özellikle Türkiye’nin kredi risk puanlarının düşürülmesinin etkilerini yaşadık. Ancak ikinci ve üçüncü çeyrekten sonra toparlanmayla beraber biraz daha harekete geçtik. 2019 yılını genel anlamda daha iyi kapatacağımızı ön görüyoruz.
Ürün bazında uzmanlık alanlarınız da nasıl gelişmeler var?
Biz 2018 yılının sonralarına doğru zaten kefalet sigortacılığı alanında yeni gelişmeleri yeni trendleri takip ederek ülkeye ürünü getirmeyi arzu ediyorduk. Kapasitemizi ve piyasamızı biraz daha artırdık. İngiliz piyasasından teminat getiriyorduk ağırlıklı. Amerika piyasasını da işin içine soktuk. Dolayısıyla 2020 yılında biraz daha bunun artacağını öngörüyoruz. Çünkü yeni yeni talepler geliyor. Örneğin bu son dönemlerde gündemde olan bir kolejin iflas sıkıntısı var, o mesela farklı bir alan doğurdu. Aslında sigortacılık krizleri fırsata çevirme işidir. Riskin olduğu yerde sigortacılık doğacak ki bizimde işimiz olsun. Türkiye’de özel okulların bazılarında yaşanan sıkıntılar bize de farklı bir iş kolu doğuruyor. Okulun vermiş olduğu taahhüdü yerine getirememesinden kaynaklanabilecek zararların tüketici lehine çözümlenmesiyle ilgili olarak bir performans garantisi teminatı çalışması gerekecek anlaşıldığı kadarıyla. Bununla ilgili son dönemlerde talepler geliyordu ama konu biraz daha ciddiye bindi. Özellikle bir okul özelinde yaşananlardan sonra sanıyorum 2020 yılında buna yönelik ürünleri bizde piyasaya çıkarmış olacağız.
Nasıl bir ürün olacak içeriği neleri kapsayacak?
Performans garantisi kefalet senedi kapsamında eğitime yönelik olacak. İçeriği de şu olacak, çocuğunuzu özel okula verirken bir sözleşme yapıyorsunuz ve sözleşmeyle ilgili olarak da ciddi paralar ödüyorsunuz. Erken kayıt zamanları Ocak-Şubat aylarında başlıyor bu aylarda siz kayıt yapıyorsunuz ama eğitim Eylül’de başlıyor. Siz aylarca okula para ödüyorsunuz ancak Eylül ayı geldiğinde okul hiç ortada olmayabilir de, iflas etmiş olabilir, devretmiş etmiş olabilir veya öğrencilere hizmet verebilecek öğretmen olmayabilir, bunun farklı neticeleri olabilir. Sizin o saatten sonra tekrar para ödeyecek durumunuz olmayabilir veya öğrenciye başka bir okula kaydırmanız çok güç olabilir. En kötü ihtimal burada zararınızı tazmin edecek bir garantiye ihtiyacınız var. İşte bu noktada, bu bir kefalet senedi konusudur. Okul size bir eğitim hizmeti vermeyi taahhüt etmektedir ancak bu taahhüdü yerine getirememektedir. İşte bu taahhüdü yerine getirememesi bir performans garantisi kırılımıdır. Dolayısıyla bu tür bir ürüne Türkiye’nin şuan da ihtiyacı var, bizde bunun için çalışıyoruz şuanda.
Şuan kaç firma kefalet sigortası yapıyor?
Türkiye’de ruhsat sahibi olan birçok firma var ancak aktif olarak çalışan şirket sayısı şuan bir elin parmaklarını geçmez. Bu biraz daha uzmanlık konusudur. Kefalet sigortası alanında hizmet verebilmeniz için, finansal sigortaları hususunda uzmanlaşmaya gitmeniz gerekiyor. Kasko, trafik ağırlıklı çalışan bir şirkette tabii ki kefalet sigortası yapabilir. Ancak risk yapısı itibariyle oto sigortaları ile finansal sigortalarını aynı pota içerisine koymamak gerekiyor. Bu alanda çalışan reasürans sayısı diğer alanlardaki kadar geniş değil. Kefalet sigortası alanında daha dar bir piyasa var. Dünyada da bu dar piyasanın Türkiye’yi şuanda incelediği ve bekleyip gör dediği seviyedeyiz. Bize biraz daha bakıyorlar, ne yapıyoruz ne ediyoruz diye. Onlar bize destek vermediği sürece Türkiye’nin bunu çok fazla geliştirme şansı olmayacak ve genelde sigorta şirketlerinin kendi konservasyon yapılarında kalacaktır. Bu doğrultuda baktığımızda aslında dünyada da farklı bir trend yok. Bu iş doğu bloku ülkelerinde de genelde konservasyondan gidiyor. Biz uzun vadede Türkiye’nin reasürans desteğini de yanına alarak daha sağlıklı bir yapı ile bu işi oturtturacağını öngörüyoruz. Özellikle piyasada gene az önce söylediğim o bir elin parmağını geçmeyen sigorta şirketlerinin aynı şekilde uzmanlaşarak bu işi daha iyi seviyeye götüreceklerini de öngörüyoruz.
Reasürans piyasalarının globalde riske yaklaşımında nasıl değişimler gözlüyorsunuz? |
Global anlamda 2017-2018 reasürans piyasalarında bir daralma söz konusu oldu. Özellikle de marin nakliyat sigorta alanında yıllarca yaşanan zararlar birçok reasürans şirketinin bu işten çıkmasını sağladı veya işi askıya almasını sağladı. Dolayısıyla bu daralma Türkiye’ye hem nakliyat sigortacılığında hem yangın sigortacılığında hem de deprem alanında karşımıza çıkmaya başladı. 2018 yılında İstanbul’da yaşanan deprem biraz korku oluşturdu doğrusunu söylemek gerekirse. Bundan dolayı 2019’da ister istemez belli sıkıntıları oldu ama 2019 sonunda onaylanan yeni deprem tarifesiyle beraber biraz daha rahatlama olacağını ve bunun sonuçlarının 2020’ye yansıyacağını öngörüyoruz. şuanda global piyasalarda risk algısı takdir edersiniz ki riskin ağırlaştığı yerlere doğru akar bu açıdan da Türkiye’de yaşanması öngörülen riskler geçmişte deprem, terör ve su baskını ağırlıklıydı. Geçtiğimiz iki üç sene içerisinde buna dolu hasarları ve fırtına hasarları da dahil oldu. Türkiye’de trend olan riskler olarak baktığımızda bu risklerde değişen fazla bir şey yok. Bunun içerisine biraz daha siber riskleri, alacak riskleri de ilavelendi. Türkiye 2018-2019 yıllarında çok iyi bir zaman geçirmedi. 2020 yılında ekonomik toparlanmayla beraber bunlarda biraz daha iyileştirme olacağını öngörüyoruz. Tabii deprem hariç depremle ilgili beklenti maalesef halen devam ediyor.
Yeni oluşan riskler nelerdir? Bu riskler hangi yeni ürünleri ortaya çıkarıyor?
Aslında yeni riskler değil de geleneksel risklerin güncellenmesi de diyebilirsiniz de buna. Az önce söylediğim gibi doğal afetlerdeki artış özellikle küresel ısınmayla beraber ister istemez coğrafyamızda daha fazla karşımıza çıktı ve bunun başında da deprem geliyor. Deprem riskindeki artış Türkiye’de zorunlu deprem sigortası ki yaptırma oranları oldukça düşük, zorunlu olmasına rağmen daha fazla alınmasına sebebiyet verdi, bu güzel bir gelişme. Benzer bir gelişme işyeri sigortalarında da hafif yaşandı uzun vadede işyeri sigortalarında yangın riskleri olarak adlandırdığımız endüstriyel ve ticari risklerdeki sigortalanma oranlarının daha da yükselmesini öngörüyoruz. Bunun dışında az önce söylediğim gibi fırtına riski, dolu riski, su baskını riski gibi risklerde sigorta satışlarının artmasına sebebiyet veren risklerdir. Bunlarla ilgili olarak da Türkiye’de risk algısının biraz daha yukarıya çıktığını görüyoruz ve insanların sigortalatmaya karşı risklerini daha fazla hareketli olduğunu görüyoruz, buda güzel bir gelişme. Tabii yapılması gereken daha çok şeyler var; tanıtım yapmamız lazım, sigortacılığı biraz daha insanlara anlatmamız izah etmemiz gerekiyor, sigorta poliçelerinin içeriğiyle ilgili olarak daha fazla bilgi vermemiz ve doğru poliçeyi doğru şekilde yapmamız gerekiyor. Benzer trendler aslında sorumluluk sigortalarında da yaşamaya başladık. Sorumluluk sigortalarında bilhassa yurtdışına iş yapan firmalar da ürün, mali sorumluluk, mesleki sorumluluk gibi poliçelerin yapılmasında daha fazla artış görüyoruz. Yurtiçi piyasalara da ürün satan özellikle imalatçı firmalarda da buna benzer şekilde ürün sorumluluk sigortalarının sayısının yavaş yavaş artığını görüyoruz bunlar da güzel gelişmeler.
Türkiye’de sigorta alanında broker işi ne büyüklüğe ulaştı? Bu alan nasıl gelişiyor?
Şuan da şirket sayısı yeni ruhsat sahibi olanlarla birlikte 145 civarında. 2020 yılıyla ilgili olarak çok fazla bir şey öngöremiyoruz. Çünkü Sigortacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu daha yeni kuruluyor, malumunuz yönetmeliği çıkmış olmakla birlikte henüz teşkilatı tamamlanmadı. İnşallah tamamlanmasından sonra bir şeyleri daha görüyor olacağız. Ama Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü şuanda bildiğim kadarıyla yeni ruhsat vermiyor. 2020 yılı ikinci çeyreğiyle beraber biraz hareketlenmiş olacak. Bizim piyasamızda çok fazla değişiklik yok. Gene payımız tahmin ediyorum 2019 sonu itibariyle yaklaşık %12 düzeyinde olacaktır.
Günümüzde sektörünüzde nasıl bir rekabet var?
Maalesef sigorta primleri üzerinde çok rekabet var. Hizmet üzerinde çok fazla rekabet olamıyor. Tabii bu rekabet farklılığı rekabetteki bu algıyı yaratacak olan müşterilerimiz. Sonuçta hizmet sektöründeyiz, siz bir danışmanlık hizmet alımını alıyorsanız eğer x firmasından 10 liraya y firmasında 5 liraya aynı danışmalık hizmetini alabilirsiniz. Ancak almış olduğunuz hizmetin kalitesini ölçebilecek ölçü sizin kendi kanaatininizdir. Siz x firmasının y firmasından daha yetkin olduğunu daha iyi hizmet alabileceğinize inanıyorsanız 5 lira değil 10 lirada ödersiniz. Dolayısıyla müşteriye nasıl hizmet verdiğiniz burada önemli. Müşterinizin yanında nasıl durduğunuz önemli, hasardaki tutumunuz çok önemli eğer poliçeyi düzgün hazırlanmasında ve poliçenin eksiksiz uygulanması hususunda müşterinize yardımcı olabiliyorsanız özellikle de hasarda müşterinizin yanında durup da müşterinizin hasarını eksiksiz zamanında almasına yardımcı olabiliyorsanız, bu noktada müşteriniz zaten sizden vazgeçmeyecektir.
Türk Reasürans Şirketi’nde nasıl gelişmeler var, biraz bahsedebilir misiniz?
Türk Reasürans Şirketi faaliyetlerine başladı. Yerli sigorta şirketleriyle beraber şuanda güzel çalışmalarda yapıyorlar. Kendi teminat limitlerini de tamamladıklarıyla ilgili piyasadan bilgimiz var. Türkiye’ye çok daha faydalı olacağına inanıyoruz. 2021’den sonra özellikle yurtdışına da hizmet vermeye başlayacaklardır. Bizler heyecanlı bekleyiş içerisindeyiz. Çünkü Türk Reasürans da çok güzel işler yapabileceğimizi öngörüyoruz.
2020 yılında büyüme hedefiniz nedir? ECB özelinde şuan yurtdışı yatımımız devam ediyor. 2020 yılının ikinci çeyreği itibariyle Dubai ofisimizin açılışını yapıyor olacağız. Yurtdışında da zaten halı hazırda yaptığımız çalışmalar vardı. Türkiye’ye hiç dokunmayan cross işlerimiz vardı, onları Dubai ofisimizin üzerinden devam ettiriyor olacağız ve o piyasada daha fazla aktif olmayı öngörüyoruz. 2020 yılıyla ilgili hedefimiz bu. Kalitemizi daha da artıracağız. OCAK 2020