Sessiz ödül şampiyonu Öztürk Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk’den Afrika ülkelerinde iş yapan firmalara ticaret tüyoları:  Doğru projelere finansman bulmak daha kolay

Enerji madencilik, inşaat gibi alanlarda yurtdışında önemli projelere imza atan ve dünyada sayısız ödüle layık görülerek, bu gururu aldığı ödüllerle taçlandıran Öztürk Holding, önümüzdeki dönemde de çalışmalarını geliştirmek için önemli adımlar atıyor. Özellikle Afrika’daki çalışmalarını değerlendirmek için sorularımızı yönelttiğimiz Öztürk Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, aktardıkları ile Afrika gerçeğini gözler önüne serdi.  

Dünyada bir kriz yaşanıyor, bu süreç Afrika pazarını nasıl etkiliyor?

Dünyada daralan bir ekonomi var. Amerika’nın faiz kararları var. Konuya Afrika pazarı açısından bakarsak o bölgede finansman eksiği var. Fakat kendi kaynakları da var. Bölgede iyi protokoller yaparak finans oluşturabilirsiniz.  Şu an Amerikalı, Kanadalı, Avustralyalı veya Avrupalı büyük yatırım grupları Afrika’da denize yakın olan ülkelere daha çok finansman kaynağı ayırmayı düşünüyor. Bu noktada finans firmaları Afrika’da maden çıkarmayı başarmış, petrolü çıkarmayı başarmış ve satmayı başarmış ülkelere finans sağlamaya başladı. Bu noktada gördüğüm kadarıyla Afrika’nın doğusu hariç yatırımlar geliyor. Somali’de sorunlar var.  İngiliz bankaları bunlara proje doğruysa, doğru hesaplanmışsa, devletin desteği varsa projelere destek oluyor.

Türkiye’de; Afrika’da altın madeni çıkartalım zaten altın ithalatı yapıyoruz diyor. Böyle bir model bize fayda sağlar mı?

Afrika’da böyle model maalesef tutmaz. Dünyada biliyorsunuz bütün merkez bankaları dahil olmak üzere bankaların altın bulundurmak zorunluluğu var. Bu yüzden altını çıkardığınızda her yere zaten satabiliyorsunuz. Türkiye’de ise altına kota var ve yine Türkiye’de altına ek vergiler getirildi. Dolayısıyla Afrika’da altın çıkarıp Türkiye’ye getirmek şu anda karlı olacağını düşünmüyorum. Dünyada altına vergi ve KDV yok. Fakat Afrika’da maden alıp işletmek karlı bir iştir. Sudan’da altın var ama ambargo olduğu için değerlendiremiyorlar. Çin gelmiş bazı bölgelere ambargo koymuş. Afrika’da bunun gibi sorunlar var. Bölgede sorunu olmayan ülkeleri bulmak ona göre yatırım yapmak gerekiyor. Örneğin Senegal’de Türkiye altın rafinesi kurabilir. Bölgede altın madencilerine de çıkardığınız altını buraya getirin diyebilirsiniz. O zaman sizin bölgedeki çalışmalarınızda hızlanabilir. Türk yatırımcılarda bölgeden korkuyor sonuçta bir bütçe harcayacak ve yatırımın geri gelmesi gerekiyor. Bir de Afrika’da enerji sorunu var. İşçi götürseniz onların konaklayacakları yer sorunu var ve en büyük sorun ise güvenliktir.

Türkiye, Afrika ile ticareti 170 milyar dolara çıkarmak istiyor bu gerçekçi bir hedef mi?

Sayın Cumhurbaşkanının bu konularda çok çalışması var. Fakat her gün Afrika ile yatıp kalkamaz ki. Türkiye’nin yüzlerce konuları var. Gün yetmez. Dolayısıyla bunların arkasında ekiplerin olması gerekiyor. Oysa yatırımcılar Cumhurbaşkanıyla görüşeyim o onay verirse yapalım diyorlar. Ülke liderlerinden onay almak isteyen yatırımcılar var. Alttaki yöneticilerle bu işleri yürütmek istemiyorlar. Çünkü geldiğimiz süreçte aşağı yukarı her kararı Cumhurbaşkanlığı veriyor. Böyle olunca da yatırımlar duruyor.

Türkiye bu dönemde yatırım alabilir mi?

Türkiye yatırım alır ama özüne dönmesi gerekiyor. Yeniden bir çıkış bulmamız gerekiyor. Tarım bence bir fırsat olabilir. Cumhurbaşkanı yatırımcıları tarım alanına yönlendirmesi gerekiyor. Türk tarım ürünlerine dünyada talebin olduğunu ben görüyorum. Örneğin yurt dışında da kaysı yetiştiriliyor. Ama Türk kaysı kalitesi yok. Yurt dışında Türk gıdası demek ayrıcalıklı ürün oldu. Örneğin; Dubai’de normal bir bardak su 1 dirhem ise Türk içme suyu 5 dirhem ve buna rağmen de bulamıyorsunuz. Gıda ürünlerinde Türkiye’nin kalitesi gayet yüksektir.

Afrika’da iş yapan herkes sanırım Cumhurbaşkanından yardım bekliyor.

Afrika’nın birçok ülkesinde devletten aldıkları işlerde problemleri olan iş adamları gördüm. Hepsi de Cumhurbaşkanından sorununu çözmesini bekliyor. Her iş adamının sorununu Cumhurbaşkanı çözemez ki. Her şeyi devletten bekleyemezsiniz. Bir Alman yatırımcı yurt dışında yatırım yaparken kendi Cumhurbaşkanından onay istiyor mu? Biz toplum olarak haddimizi maalesef bilmiyoruz. Türkiye’de 1 milyon doları olan işletme sahipleri, yurt dışında 100 milyon dolarlık sözleşme imzalıyor. Devlet bana destek versin diyor. Siz kendi matematiğinizi kendiniz yapmalısınız.

Mesala; Trump ile Elon Musk birlikte hareket etti, sonra ayrıldılar. Ama bu onun ticaretini engellemedi. Aynı durum Türkiye’de olsa Elon Musk direk hapisteydi.  Türkiye’de bir dönem büyük müteahhitler vardı şimdi neden yoklar.! Bu firmalara geçmiş dönem hükümetleri tam destek vererek büyüttüler, sonra da belli bir zaman içerisinde işlerini kesitler. Ben bu tip durumları şu şekilde değerlendiriyorum, bizde büyüme ile şişmeyi karıştırıyorlar. Büyüyoruz derken şişiyorlar. Sonrasında Balon gibi patlıyorlar. Halbuki dikine büyümek yerine yatayına genişleseler. O zaman bu tip durumlar olmaz. Bir de en önemlisi her şeyi devletten beklemek yerine kendilerine başka alternatif pazarlar oluştursalar ve risklerini analiz yapabilseler zaten o zaman uzun soluklu şirketler olurlar. Türkiye’nin gerçeğinde de birçok şirket veya aileler hükümetlerin ekseninde ciddi şekilde yararlanmalarından kaynaklı olarak, hükümetlerle gelip hükümetlerle gidenler konumuna düşüyorlar.

Öztürk Holding olarak sizin yurt dışında yürüttüğünüz faaliyetlerle ilgili bilgi verir misiniz?

Öztürk Holding karma bir yapıda şu anda. Farklı coğrafyalara yayıldık. Afrika’da Kamerun’da maden işimiz var. Yine aynı yerde konut işlerimiz var. Enerji santrali projemiz var. Zambiya’da deniz suyunu dönüştürüp tarımda sulama projemiz var.  Çok ciddi miktarda ülkede kakao üretiliyor. Abu Dabi ve Dubai’de projelerimiz var. Sri Lanka’da baraj ve enerji santrali projemiz var. Uzak ama Uruguay’da devlet garantili bir projemiz var. Meksika’da avokado çiftliği projemiz var. Ayrıca Kripto piyasasıyla ilgili bir çalışmamız var. Yazılımları çok uzun sürdü, lisansları aldık. Yabancı ortaklarla birlikte bir fon kurduk. Ciddi bir emek harcadık. İçinde oyunlar, hediyeler, bonuslar olan başka bir dünya kurduk. Yine Türkiye e-ticaret sektörüne yaptırım yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.

İngiltere’de bir ödül aldınız, hayırlı olsun.

İngiltere merkezli bir değerleme kurumu bizi takibe almıştı. 2 yıldır görüşüyorduk, verilerimizi incelediler. Umman’daki projemizi incelediler. Umman’ın en iyi çıkış yapan inşaat şirketi olarak bu ödülü aldık. Şirketin %20’si Umman Sultanlık ailesi üyesine aittir. Ülkede zaten çok yoğun işlerimiz vardı. Hepsini ve şirketimizin bilançolarını incelediler. Ben 2015 Yılında İngiltere Kraliyet ailesi hamiliğinde düzenlenen SOCRATES ödül töreninde, Kraliyet Mücevheratçısı tarafından tasarlanan Şövalye nişanı ile Afrika’nın en büyük çıkış yapan inşaat şirketi ve en genç yöneticisi olarak Socrates onur ödülünü almıştım. İngiliz BUILD Dergisi’nden aldığımız bu ödül Sokrates ödülünden sonra beni en çok mutlu eden ödül oldu. Zira aldığım tüm ödülleri bağımsız denetime tabi uluslararası kuruluşlar tarafından incelenmesi ve etik kurulların incelemesi sonucunda alıyorsunuz. Ki bu benim için en kıymetli tarafıdır.