Ela Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Ali Türkmen: Batman’a yaptığımız yatırım Mısır’a yaptığımız yatırımın beş katı

Öğrenmeye, çalışmaya ve mücadele etmeye olan inancı ile İstanbul’da bir tekstil mağazasında satış elemanı olarak başlayan Ali Türkmen, ülkenin farklı bölgelerindeki ve yurt dışındaki üretim tesisleri ile bir başarı hikayesi yazmayı başarmış. 1995 yılında başlayan bu yolculuk artık öğrendiklerini hayata geçirme zamanı geldiğine inancı doğrultusunda 1999 yılında kendi üretim atölyesini kurması ile başka bir boyuta ulaşmış. O dönemi, ilk siparişler, ilk üretimler, ilk başarılar ve tabii ki ilk hatalar diye özetleyen Ali Türkmen, “Denim üretimine duyduğum ilgi ve saygı beni bu alana daha da yakınlaştırdı. Çünkü denim bir kumaştan öte bir kültür, bir yaşam tarzıydı. Eskidikçe güzelleşen, her yıkamada başka bir karakter kazanan, her detayında ustalık ve emek isteyen bir sanat dalıydı benim için” diyor.

Aşkla yapılan bir işi meyvelerini aldığı bir dönemde yurt içinde farklı şehirlerde üretime devam eden Ela Tekstil’in Mısır yolculuğu ile ilgili detayları almak için bir araya geldiğimiz Ali Türkmen, disiplin, detaylara saygı, ticari gerçeklik ve kalite dengesi içerisinde yürüttüğü çalışmaları okuyucularımıza aktardı. 

Mısır’daki yatırımlarınıza gelmeden önce gençlere de örnek olacağı düşüncesi ile başarınızın sırrı ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?     

Ben her zaman şuna inandım: Ne iş yapıyorsan yap, o işin ruhunu yaşamalısın. Onu bir evlat gibi büyütmeli, hikâyesine sahip çıkmalısın. Bunu daha değerli kılmak için kilit bir nokta da dürüstlüktür. Zamanın ruhunu yakalamak zorundasın. Çağ değişiyor, teknoloji gelişiyor, alışkanlıklar evriliyor. Sen yerinde sayarsan, aslında geri gidersin. Teknolojiyi kullanmak artık bir seçenek değil, zorunluluktur ve eksik olduğun her noktayı doğru insanlarla, iyi personelle, sadık ve liyakatli adamlarla tamamlaman gerekir. Ama en önemlisi bir işi yaptırabilmek için önce anlamalısın. Her şeyi sen yapamazsın ama her şeyi bilmelisin ki doğru yönlendirebilesin. Bir işyerinde —hangi sektör olursa olsun— tüm incelikleri, tüm detayları, kullanılan programları, işleyiş sistemini anlamalısın ki sistemi doğru yönetebilesin.

Başarının bir başka sırrı da şudur: Her şeyi görecek, bilecek ve gerektiğinde göz yumacaksın. Çünkü hatasız iş olmaz. Bir işi yürütmenin doğasında hata vardır. Ama burada asıl mesele hatanın kendisi değil, o hataya nasıl yaklaştığındır. Başarılı insanlar, aynı hatanın iki kez yapılmasına asla izin vermez. Bir kişi aynı hatayı tekrar ediyorsa, o işi önemsemiyor demektir. Ve işine değer vermeyen birinin başarıya ulaşma ihtimali yoktur. Bu yüzden hataya yer olmalı ama bu yer, ders alman bir alan olmalıdır. Her hata bir öğretmendir. O hatadan ders çıkarılmalı, süreç yeniden gözden geçirilmeli, sistem yeniden kurulmalı. Sonra o iş bir daha yapılmalı. Ama bu kez daha düzgün, daha temiz, daha sağlam olmalıdır. Kusursuz bir hale getirilmelidir.

Mısır’da gerçekleştirdiğiniz yatırımlarınız ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Mısır’daki yatırımımıza gelmek için 1999 yılında ilk üretime geçtiğimiz dönemden bu güne bir değerlendirme yapmamız gerekir. Merter’de üretime başladık ve sıfırdan ihracata başladık. Tekstil sektörünün şaşalı dönemiydi, karlılığın yüksek olduğu bir dönemdi. Kısa dönemde bulunduğumuz yer bize yeterli gelmemeye başladı. Yenibosna’da iki bin beş yüz metrekare kapalı alanı olan bir yere geçtik. Fransa ve Almanya pazarına çalışıyorduk. Yenibosna’daki alanda yetmeyince 2005 yılında şuanda bulunduğumuz on bin metrekare üretim alanına sahip olan Esenyurt’taki bu üretim alanına geçtik.

Mısır ile tanışmamız 2010 yılındaydı, oradaki pazardan pay almak için yatırım yapmayı düşünerek gittik. Fakat yatırım yapmanın doğru bir karar olmadığına karar vererek üretim tesisi kurmadım. Ancak pazardan pay alabilmek için entegre bir tesis ile anlaşma yaparak imalata başladım. İki yıl bu şekilde üretim yapıp Fransa’ya ihracat gerçekleştirdik. Sonrasında ağırlıklı olarak İspanya pazarına çalışmaya başladık. Indıtex, Zara, Stradivarius, Bershka gibi büyük gruplara üretim yaptık. Stradivarius’la partneriz. Yaklaşık on beş yıldır çalışıyoruz.

İlerleyen dönemlerde Mısır’da işler gelişince, yatırım yapmaya karar verdik. Orada zaten işi yöneten belli bir yönetim kadrom vardı. Onları daha derli toplu hale getirmek için sekiz bin metrekare alanda yatırıma başladık hala çalışmalarımız devam ediyor. Yakın zamanda faliyete geçer.

Yatırım yaparken zorlukla karşılaştınız mı?

Mısır’da bulunduğum tüm farklı dönemlerde bir zorlukla karşılaştığımı söyleyemem. Yerli yatırımcıya gösterilen itinanın yabancı yatırımcıya da gösterildiğini söyleyebilirim.

Yatırımcı teşvik ediliyor mu?

Birkaç küçük teviğin dışında devlet tarafından verilen bir teşvik yok.

Diğer üretim yaptırdığınız tesislerle ilişkinizi kestiniz mi?

Hayır, onlarla üretim yapmaya devam edeceğiz. Yaptığımız yatırım tabiri caiz ise bir üst şemsiye görevi görecek. Dağınık olan çalışma ortamımızı bir araya getirmiş olacağız. Bu da bize daha verimli bir ortamı sağlayacak. Şu an beş fabrika ile işbirliğimiz devam ediyor.

Mısırlı üreticiler size üretim yapmak yerine kendileri ihracata yönelebilirler mi?

Bir Mısırlı üreticinin koleksiyon yapıp kalıbına oturtup müşteriyle gidip satış yapması çok çok zordur. Mısır fason üretim ülkesidir. Ticaret risktir. Risk almak istemiyorlar. Ticaret yapabilirler. Ama risksiz ticaret yapmak istiyorlar. Bu bakış açısı ile Mısır ile entegre bir modelle çalışabiliriz. Karşılıklı bir kakan kazan durumu var.

Mısır’a yatırım yapan firmaların bazıları buradaki üretimlerini kapattı. Sizin bu noktada farklı bir bakış açınız var. Bu husus ile ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

Tekstilci arkadaşlarımız birçoğu burada işletmeleri yani fabrikalarını kapatarak Mısır’a yatırım yaptı. Açıkçası ben bu yaklaşıma karşıyım. Ülkemizdeki üretim tesislerinin kapatılmaması gerekir. Her durumda büyük yatırımını ülkende yapmak daha doğrudur. Bugün bizim Batman’a yaptığımız yatırım Mısır’a yaptığımız yatırımın beş katı. Bu noktada Batman’daki yatırımımızın da ayakta kalması için Mısır’a yatırım yapmamız gerekiyorsa, Mısır’a yatırım yapmalıyız. Müşterilerden büyük sipariş aldığımızda bunun bir kısmını Batman’da bir kısmını Mısır’da üretmek bir avantaj sağlıyorsa, bu avantajı kullanmak gerekir. Ayakta kalmak için para kazanılması lazım. Eğer Türkiye’de bir kuruş kazanıyorsam Mısır’da beş kuruş kazanıyorsam, ortalaması üç yapar yine geçinirim. Evet, şu anda bunu yapıyorum ve dengeyi kuruyorum.

Bu sürdürülebilir bir durum mu?

Benim görüşüm, bir seneye kalmadan Mısır’la aramızdaki farklar kapanacaktır. Aramızdaki uçurum minimum elli saatte düşecektir diye düşünüyorum. Çünkü işler Mısır’da yükseldikçe fiyatlar yükseliyor. Mısır’ın kapasitesi normalde denimde aylık on milyon adettir. Denim sektöründe on milyon civarında bir üretimi var. Peki, o ülkeye yirmi milyon veya on beş milyon adet üretim gittiği zaman ne olur? Fiyatlar yükseliyor. Ve fiyatları yükselten de yine bizleriz.

Mısır’ın diğer ülkelerle ticari anlaşmaları, Mısır’da üretim yapan firmalara avantaj sağladığı ifade ediliyor.

Avrupa pazarında bu durum bize bir avantaj sağlamıyor. ABD pazarında bir avantaj sağlıyor. Bizimde Mısır’a geliş sebeplerimizden biri budur.

Farklı ülkelerden bu avantajı kullanmak için yapan yatırımcılar var mı?

Çinli, Bangladeşli, Pakistanlı yatırımcılarda bu pastadan pay almak, ABD’ye ihracat yapmak için yatırım yapıyorlar.