SDT Uzay & Savunma Teknolojileri Genel Müdürü Ömer Korkut: SDT olarak kontrollü büyümeyi hedefliyoruz

Ülkemiz savunma sanayiindeki gelişmeler doğrultusunda gelişimini devam ettiren firmalarımız IDEF 2025 Fuarına hazırlanıyor. Yerli ve yabancı firmaların yoğun ilgi göstereceği fuara katılan firmalarımızdan biri olan SDT Uzay & Savunma Teknolojileri, uluslararası arenada da kendinden söz ettiren firmalarımız arasında yer alıyor. Sektörün gelişimi ve bu gelişim seyri içerisinde etkinliklerini değerlendirmek için bir araya geldiğimiz SDT Uzay & Savunma Teknolojileri Genel Müdürü Ömer Korkut, önemli açıklamalarda bulundu.

SDT Uzay ve Savunma Teknoloji açısından 2024 yılıyla ilgili bir değerlendirme alabilir miyiz?

2024 yılı daha önceki yıllara benzer bir şekilde büyüyerek geçirdiğimiz bir yıl oldu. Ekonomik koşullar dikkate alındığında büyümek biraz zor olsa da enflasyondan arındırılmış rakamlarla seneyi %11’lik bir büyüme gerçekleştirerek kapattık. ABD Doları bazında ise büyüme oranı %20’nin  üzerinde gerçekleşti . Bildiğiniz gibi son yıllarda enflasyon muhasebesi uygulanıyor.  Enflasyon rakamları ile kurun artışı arasındaki makas oluştuğundan bir başka deyişle döviz enflasyonla aynı oranda yükselmediğinden TL büyümemiz daha düşük gerçekleşti. Bu durum tüm ihracat yapan firmaları olumsuz etkiledi. Türkiye’de işçilik maliyetleri döviz bazında artıyor. 2024 yılı işçilik yanında diğer maliyetlerimizin de arttığı bir yıl oldu. Bu durum, kârlılığımızı geçen yıllara göre bir miktar düşürdü. Fakat SDT yine de büyümeyi başaran firmalar arasına girmeyi başardı.

Son yıllarda Türk Savunma sanayinin ihracata yöneldiğini görüyoruz. Bu açıdan SDT Uzay ve Savunma Teknolojilerinin yaptığı çalışmalar nelerdir?

SDT olarak biz de ürünlerimiz ortaya çıktıktan ve kendini yurt içinde kanıtladıktan sonra bizde yurt dışı pazarlara daha fazla yoğunlaştık. 2023 yılı rakamlarına baktığımızda hasılatımızın %39’unu ihracat elde ettiğimizi görüyoruz. Bu rakamı arttırmak için 2 yurt dışı ofisi açtık. Bunlardan biri Pakistan’da diğeri de Malezya’da. Pakistan, bizim için ihracatımızın da büyük bir kısmını gerçekleştirdiğimiz önemli bir ülke. Orada tamamladığımız işlerin destek sürecini de bu ofis üzerinden yürütüyoruz. Malezya’daki ofisi ise Türkiye’nin hem siyasi hem de ticari ilişkilerinin arttığı ve bu açıdan bizim için de potansiyel pazarların olduğu Uzak Doğu ülkelerindeki iş geliştirme faaliyetlerini yürütmek üzere kullanmayı planlıyoruz.  giderek artmaktadır.

Pakistan’da yaptığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Pakistan’la 2022 yılında imzaladığımız anlaşmayla Air Combat Maneuvering Instrumentation (ACMI) Pod ihracatı gerçekleştirdik. ACMI Podlar savaş pilotlarının hem manevra hem de silah eğitimlerini sahada canlı olarak yapmasına imkân sağlıyor. Tüm bu faaliyetler yer istasyonu yazılımı vasıtasıyla komuta kontrol merkezinde gerçek zamanlı olarak izlenebiliyor ve uçuş sonrası değerlendirmeler için kaydediliyor. Böylelikl diği komple bir simülasyon sistemi ihracatı gerçekleştirdik. Bu podları Türkiye’de F-16 uçaklarına zaten entegre etmiştik. SDT ACMI Podlarını Pakistan’da F-16’larla birlikte  Pakistan-Çin ortak yapımı JF-17 uçaklarına da entegre etmeyi başardık. Bu sistemi dünyada ABD, İsrail ve Türkiye’de SDT yapıyor. ABD ve İsrail kendi ürünlerini sadece NATO uçaklarına entegre ediyor. SDT olarak biz Pakistan’da bu ürünleri JF-17’lere de entegre ederek, NATO uçakları yanında diğer menşeili uçaklara bu sistemi kazandırma başarısı elde ettik ve bu anlama pazarımızı genişletme fırsatı yakaladık. Türkiye’de icra edilecek Uluslararası Anadolu Kartalı tatbikatında da bizim ürünlerimizi kullanacak. Bu tatbikat bizim için fuarlar kadar önemlidir. Çünkü bu tatbikata fiilen veya gözlemci olarak katılan ülkelere muadileerine göre oldukça gelişmiş özellikleri olan ürün ve kabiliyetlerimizi sahada gösterme imkânı elde edeceğiz.

SDT olarak halka arz oldunuz bu şirketinizi olumlu etkiliyor mu?

Halka arz olmanın şirketimize elbette olumlu katkıları oldu. Her şeyden önce hem yurt içinde hem de yurt dışında tanınırlığımız arttı. Bununla beraber yatırımcıya karşı sorumluluklarımız oluştu. Biz tüm bu sorumlulukların bilinciyle hareket ediyoruz. Her ne kadar SDT olarak piyasalardaki dalgalanmalardan etkilensek de hedeflerimiz odaklanarak yatırımcımızın menfaatlerini korumaya çalışıyoruz. Bu çerçevede kontrollü bir büyümeyle kişi başı ciromuzu artırmak. 2024 yılında bu rakamı 200 bin ABD Dolarının üzerine çıkardık. Hedeflerimizden bir tanesi bu rakamı her geçen yıl artırarak küresel ölçekte başarılı savunma şirketlerinin bulunduğu noktaya taşımaktır. Önümüzdeki yıllar için faaliyetlerimiz yanında yatırımlarımıza da odaklandık. Ankara Uzay ve Havacılık Özel İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (HAB)’ndeki yeni yerleşke inşaatımız devam ediyor. Kaba inşaatımızı tamamladık. 2026 yılı başında yerleşkemizi tamamlayıp taşınmayı hedefliyoruz. Söz konusu yeni yerleşke halka arz hikayemizin de önemli bir parçasıydı. Böylelikle Şirketimiz önemli bir kilometre taşını daha geçmiş olacak.

İSO 500 açıklandı, savunma sanayi tarafında büyümeler görüldü. Havacılık sektörü bu dönemde biraz olumsuzluk mu yaşadı?

Havacılık tarafının savunmaya göre büyüme hızının geride kalmasının sebebini havacılık sektöründe küresel ölçekte yaşanan sorunlarla açıklamak mümkün. Son dönemde havacılık devi Boeing’de yaşanan sorunlar da bunda etkili olmuş olabilir. Türk savunma sanayimizin gelişiminin, sektörün toplamında havacılık tarafında yaşanan olumsuz görüntüyü kısa sürede kapatabilecek güçte olduğunu düşünüyorum. Özellikle yurt dışında yeni pazarlara açılarak bu farkı kapatabiliriz. SDT de bu doğrultuda hedefler koyarak söz konusu başarıma katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Dünyada savunma sanayi alanına ilginin ve ülke bütçelerinin giderek arttığını görüyoruz. Bu durum SDT’ye nasıl yansıyor?

SDT olarak biz 2024 yılında yoğun bir şekilde yurt dışı fuarlara katıldık. 20 yıllık tarihimizde ilk defa Eylül ayının ilk haftasında aynı anda 2 farklı ülkede, Mısır ve Ürdün’de, stand açarak fuara katıldık. Mısır ile ilişkiler normalleşince biz de Kahire’deki fuarda yerimizi aldık. Mısır’ıne savunma sanayi açısından oldukça büyük bir pazar olduğunu söyleyebilirim. Gittiğimiz ülkelerde Türk ürünlerine ilgi zaten çok yüksek. Çünkü savunma ürünlerimizin sahada neler yaptığını herkes gördü ve ürünler kendilerini harekât ortamında ispatladı. Bu yıl İspanya’daki FEINDEF fuarına 30’dan fazla Türk firmasıyla katıldık. Böylelikle Türk savunma sanayi sadece ülkenin doğusuna değil aynı zamanda batısına  da odaklanma yolunda önemli adımlar atmaya başladı. İspanya’daki fuarda Hürjet’in satışına ilişkin imzalanan Mutabakat Muhtırası bu anlamda atılmış büyük ve önemli bir adım oldu. Bu açıdan İspanyol savunma sanayii firmaları bizlerle çok ilgilendiler. Söz konusu firmalar Hürjet platformunun sahibi TUSAŞ yanında SDT de dahil olmak üzere Hürjet programda yer alan firmalarla da ortak çalışmalar yapmak istiyorlar. Ayrıca SDT olarak yeni pazarlara girme kapsamında Afrika’ya da açıldık. Özellikle RF karıştırıcı sistemlerimize bölgede ilginin yoğun olduğunu söyleyebilirim. 2025 yılı dahil son üç yılda; Libya, Tanzanya, Burkina Faso ve Nijerya’ya söz konusu ürünlerimizi ihraç etme başarısı gösterdik. Ürün ve yeteneklerimizle Afrika pazarına ihracatımızı da artırmayı hedefliyoruz.

Yurt içi projelerde gelişmeler var mı?

SDT elbette sadece yurt dışıyla ilgilenmiyor, yurt içi projelerimize de odaklanıyoruz. Amaçlarımızdan birisi de yurt dışı projelerimizden elde ettiğimiz geliri Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarımızda kullanarak, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve güvenlik güçlerimize yeni, modern yetenekler sağlamak. Bu doğrultuda çalışmalarımıza yurt içinde de aynı hız ve kararlılıkla devam ediyoruz.  

Bu yıl IDEF var. Fuardan beklentilerinizi aktarır mısınız?

Bundan 15 yıl öncesine baktığımızda IDEF, yabancı firmaların Türk pazarına satış yapmak üzere fırsat kolladığı bir fuar pozisyonundaydı. Şimdi ise IDEF, Türk firmalarının son teknoloji ürünlerini sergilediği ve yabancı heyetlerin bu ürünleri görmek ve satın almak üzere katıldığı bir fuar haline geldi. Saha Expo da aynı noktaya ulaştı. Bu fuarlar aynı zamanda Türk Savunma Sanayii firmalarının dost ve müttefik ülkelerin savunma sanayii firmaları ile ortak iş birliği gerçekleştirmelerine olanak sağlayan platformlar haline de geldi. Bu açıdan yapılacak fuarın sektörümüze önemli katkılar sunacağını düşünüyorum.

2025 yılının ilk altı ayını tamamladık, ikinci yarı SDT açısından nasıl planlıyorsunuz?

Savunma sanayii projelerinde genelde mevsimsellik görülüyor. Bu da özellikle yılın ikinci yarısının daha yoğun geçmesi anlamına geliyor. Şu anda yıllık hedeflerimize uzak değiliz. Yılın ikinci yarısında bizim faaliyetlerimizin de sektörün tamamında olduğu gibi hızlanacağını ve bizi yıllık hedeflerimize daha da yaklaştıracağını öngörüyoruz. Bizim hedefimiz ABD Doları bazında yıllık ortalama %15 büyümek. Bu hedefi yakalamak için hem yurt içi hem de yurt dışında yaptığımız iş geliştirme faaliyetlerini de imza aşamasına getirip yeni kontratlara dönüştürmeyi planlıyoruz. Dolayısıyla “büyümeye devam” diyoruz.