MS SPEKTRAL Savunma Sanayi A.Ş. Genel Müdürü Onur Haliloğlu: Para kazanmak motivasyonu ile bu sonuçları elde etmeniz mümkün değil

Elektro-optik ve gelişmiş görüntüleme sistemleri üreten MS SPEKTRAL Savunma Sanayi A.Ş. kısa sürede elde ettiği başarılarla adından sıkça söz ettiriyor. Son olarak Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketleri sıralamasına beşinci sıradan giren MS SPEKTRAL, yurtdışından tedarik edilen ürünleri ülkemizde üreterek ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunuyor. MS SPEKTRAL’in bugünü ve geleceği ile ilgili değerlendirmelerde bulunan şirketin Genel Müdürü Onur Haliloğlu, sorularımızı yanıtladı. 

MS SPEKTRAL’in kuruluşu ve gelişimi ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

MS SPEKTRAL aslında iki tane ODTÜ Elektrik-Elektronik mezununu kafadarın bundan yaklaşık 11 yıl önce kurduğu bir firmadır.

Bu tür hikayeleri dinlediğimiz zaman iki masa bir çaycımız vardı diyerek başlanır. Sizin çaycınız yok muydu?

Çaycımız, asistanımız yoktu. Arkadaşımla karşılıklı iki masamız vardı. Hala aynı odada karşılıklı masalarda oturarak çalışmalarımıza devam ettiriyoruz. Ortağım aynı zamanda 25 yıllık da dostumdur. Birlikte aynı okulda okuduk sonrasında aynı şirkette işe başladık, tecrübe kazandık. Sonra 2014 yılında işten ayrılarak şirketimizi kurduk. Şirketi kurarken bir hayalimiz vardı. Bir görüntüleme sistemini dışarıdan destek almadan tasarlayıp üretmek arzusundaydık. Bir yol haritası belirledik. Bu çerçevede iki kişiyken üç olduk, dört olduk ve bugün itibari ile 128 kişinin çalıştığı bir şirket haline geldik. Yol haritamızı takip ederken bazen ulaşamadığımız adımlar oldu, güncellemeler yaparak yolumuza devam ettik. Bugün geri dönüp baktığımızda da birçok aşamayı da başarılı bir şekilde geride bıraktığımızı görüyorum.

Biz bir tasarım ofisi olmak istemedik. Bir ürünümüz olması için çaba gösterdik. Bunda da başarılı olduk. Savunma sanayi bizim için bu adımları atabileceğimiz bir alan oldu. Bu alana yönelik görüntüleme cihazları üretip TAI, Aselsan, Havelsan gibi firmalarla çalışma imkanı bulduk.

Sakıncası yoksa birkaç örnek verebilir misiniz?

İnsansız hava aracı ANKA bizim iniş kalkış kameramızı kullanır. Roketsan lazer tespit kameramızı kullanır. Savunma sanayine zorluk derecesi yüksek ürünler üretiyoruz ve bu bizi ileri noktalara ulaşmamızı sağlıyor. Ayrıca bu ileri teknoloji ürünleri üretmeyi vatan borcu gibi de görüyoruz.

Savunma sanayi dışında ürünleriniz var mı?

Biz üç sektörde faaliyet gösteriyoruz. Savunma sanayinden bahsetmiştik. Bunun yanında güvenlik ve gıda alanlarında faaliyet gösteriyoruz. Farklı sektörlerde faaliyet göstermemiz de bize gelişimimiz açısında önemli avantajlar sundu ve baktığımızda en aktif olduğumuz sektörün gıda sektörü olduğunu söyleyebilirim.

Gıda sektöründe neler yapıyorsunuz?

Gıda sektöründe X-Ray cihazları veriyoruz, bunun yanında özellikle tavuk üretim alanlarında ürünlerimiz kullanılıyor. Ülkenin büyük firmaları hemen hemen bizim müşterimiz. Tavuk firmaları Burger King gibi büyük firmalara tavuk parçaları veriyor. Bu parçaların kıkırdak ve kemik parçalarından ayrılmış olması gerekiyor. Eskiden insan eli ile yapılan sonrasında yurtdışından getirilen makinelerle yapılan bu ayrıştırma işlemi bugün bizim yaptığımız makinelerle yapılıyor. Bu alanda ülkemizde tek firmayız diyebilirim.

Güvenlik alanında yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğü ile yaptığımız görüşmelerde öğrendik ki X-Ray cihazlarını yüksek fiyata yurt dışından alınıyor. Ayrıca bakım maliyetleri çok yüksek. İstedikleri zaman bakım hizmeti alamıyorlar ve bazen aylar süren beklemeler oluyor. Yerli bir ürün yapılmasını istediler. Bu maksatla da Savunma Sanayi Başkanlığı ile Ticaret Bakanlığı arasında bir protokol imzalandı. Biz yarışmaya tabi olduk ve o yarışmayı kazandık. Ana yüklenici olduk. Sonrasında önce bir sistem, bir cihaz tasarlanıp üretildi. O tasarlanan cihazın teknik özellikleri yurt dışı muadillerine göre daha çok beğenildi. Daha iyi performans gösterdi teknik özellikler açısından. Öyle olunca Türkiye’de birçok nokta da yaygınlaştı. Şu an bizim Kapıkule’de cihazlarımız var, Habur’da cihazlarımız var, Mersin International Port’da var, Samsun’da var, Cilvegözü’nde var, Öncüpınar’da var, İzmir’de var, Adana’da var. Birçok noktada X-Ray tarama sistemlerimiz var.

Başarılı çalışmalarınız çerçevesinde uluslararası alandaki hedeflerinizden bahsedebilir miyiz?

Sadece Türkiye pazarında kalmak da doğru değil. Bu doğrultuda bu yıla güzel bir başlangıç yaptık. Birleşik Arap Emirlikleri’ne kameralarımızdan ihraç ettik. Avrupa’da bir firmaya gıda X-Ray cihazımızı ihraç ettik. Bir de Avrupa’da yine tır konteyner araç tarama için iki tane ihale kazandık. Bu yıl teslim edeceğiz o ürünlerimizi. Teknoloji üreten ülkelere ihracat yapmak bizi mutlu ediyor.

Üretiminizin yüzde kaçını ihraç ediyorsunuz?

Şimdiye kadar ihracat için çok fazla çaba sarf etmemiştik. Bizim yaptığımız ihracatın çoğu genelde bizi bir yolla, bir vesileyle bulan firmalardı. Şimdi bu konuda biraz daha aktif rol alıyoruz. Hatta bunun için yeni adımlar da atmak istiyoruz, planlarımız var. Bu seneden itibaren o oran çok farklılaşacak, çok farklı hale getirecek. Önceden çok ciddi miktarlarda değildi ama herhalde bu yılın ihracat kısmını yüzde 25’lerde falan kapatırız.

Bu konuda hedefiniz nedir?

Hedefimiz yüzde 50 birkaç yıl içerisinde bu hedefe ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Bu noktada çalıştığımız ekiple ne kadar gurur duyduğumu ifade etmek isterim. Bu kadar kısa bir zaman zarfında elde edilen başarıların ne kadar güç olduğuna değinmemiz lazım. İnançla, tutkuyla yapılan çalışmaların sonucunu aldığımızı düşünüyorum, yoksa sadece para kazanmak motivasyonu ile bu sonuçları elde etmemiz mümkün değil.

Sanayinin ihtiyaç duyduğu ürünleri üretirken, siz yapamazsınız ya da ne gereği var bu ürüne şeklinde tavırlarla karşılaştığınız oldu mu?

Yaşadık, bir gıda firmasına bir ürün geliştirmek için teklifte bulunduğumuzda, firma bunu yapıp yapamayacağımız konusunda tereddüte düştü ve şartları ağır olan bir sözleşme önümüze koydular. Hatta bu süreç içerisinde firma yetkilisi sözleşme şartlarının ağır olduğu, yol yakınken vazgeçmem gerektiğini ifade etti.

Hiç vazgeçmeyi düşündünüz mü?

Asla düşünmedik. Çünkü biz kendimizden emindik. Cihazı kurduk. Yurt dışı muadili olan cihazla yan yana çalıştırdık. Bizimkinin performansının daha iyi olduğunu gördüler ve tesislerindeki bütün cihazları bizimkilerle değiştirdiler. Sonrasında bazen aslında içinde yer almak istemeyeceğimiz cihazları da yapmamız için bizi ikna etmeye çalışıyorlar.