Amacımız madenleri nitelikli hale getirmek
Turizm alanında yaptığı başarılı yatırımlarla adından sıkça söz ettiren Ömer Niziplioğlu, faaliyette bulunduğu farklı sektörlerdeki iş kollarını Niziplioğlu Holding bünyesinde birleştirdi. Son olarak madencilik alanında önemli yatırımlara imza atacağını kamuoyu ile paylaşan Niziplioğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Niziplioğlu, sorularımızı yanıtladı.
Niziplioğlu Holding ile ilgili genel bir değerlendirme alabilir miyiz?
Bir süre önce şirketlerimizi birleştirerek holdingleşme sürecine girdik. Holding bünyesinde akaryakıt, inşaat, turizm, altın piyasası ve madencilik üzerine çalışmalar yapıyoruz. Son dönemde de madencilik alanına yoğunlaştık. Aktif yatırım yaptığımız bir başka alanda Kapadokya’da 350 yataklık bir otel projemiz var. Bundan sonra da turizm yatırımlarımıza Pamukkale, Efes ve Bodrum olarak planlıyoruz. Şuan 2015 yılında açmış olduğumuz Mercure Topkapı hotel 204 odalı spa fitnes balo ve 15 toplantı odası aktif olarak faaliyette
Madencilik alanında da yatırım yapacağınızı duyurdunuz. Konu ile ilgili bilgi alabilir miyiz?
Ülkemizin bizden beklentisi olduğunu düşündüğümüz için madencilik alanına girmek istedik. Türkiye’de madenciliğin hak ettiği yerde olmadığını düşünüyoruz. Gelişmiş ülkelere baktığımızda madenciliğin milli gelirdeki payı %5 civarındayken, Türkiye’de bu oran %1 seviyesinde. Dış ticaret açığı olan bir ülkenin bunu kapatmak için madenciliğin ülkemizde gelişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada bizim amacımız madenleri nitelikli hale getirmek. Türkiye’de madenciliğin ehil ellerde olmadığını düşünüyoruz. Ülkemizde madencilik alanında 50 bin adet ruhsat düzenlenmiş. Bu açıdan baktığımızda beklenti Türkiye’nin madencilik alanında çığır açması yönündedir. Ancak gerçeğin bununla ilgisi yok. Bu alanda elde edilen gelirler oldukça düşük. Devletimizin gerekli desteğine rağmen gelişmeden bahsedemiyoruz. Bununda en önemli nedeninin ruhsat sahiplerinin ehil olmaması olduğunu düşünüyoruz.
Bu konuda üst düzeyde açıklamalar yapıldı hatta yetkili kişiler, madenciliği çantacıların elinden kurtarılacağını ifade etti.
Önlemler alınıyor ancak, ruhsat sahipleri prosedüre göre önlemler alarak yollarına devam ediyorlar. Bu insanların elinden bu ruhsatları gönül rızası ile almanın bir yolunu bulmak gerekiyor. Biz bu doğrultuda ruhsat sahipleri ile bağlantıya geçip, gerekli atılımları yapmak istiyoruz. Öncelikli hedefimiz rezerv çalışması yaparak, ekonomik değer tespiti yapmak istiyoruz. Değer tespiti yapmadan da yatırımcının gelmesi mümkün değil. Bu çalışmalar oldukça maliyetli bir iş, bunun için insanlar bu maliyetten kaçıyorlar. Biz bu konuda yeni oluşturulan Ulusal Maden Rezerv Tespit Komisyonu’na başvurup, ilgilendiğimiz madenlerin rezervlerini yaptırmak istiyoruz. Bu tespitler sonucunda yolumuza devam edeceğiz.
Sizin bu çalışmaları yapacak altyapınız var mı?
Nimaş AŞ bu sebeple kuruldu. Ülkemizin rezerv tespitini yapacak bir kuruma ihtiyacı var. Bu çerçevede 2019 yılı içerisinde halka açılmayı planlıyoruz. Ortaya çıkacak kaynakla da rezerv tespit çalışmalarına ağırlık verip, ortaya çıkarılan tespitin ekonomiye kazandırılması içi çalışmalar yapmak istiyoruz. Ülkemizin potansiyelinin büyük olduğunu ve bu potansiyelin değerlendirilememesi noktasında ben bir yatırımcı olarak bunu neden değerlendirmediğimi sorgularım ve gerekli çalışmaları yaparım.
Madencilik alanı söz konusu olduğunda, genelde rezerv konusunun net bir şekilde paylaşılmadığını görüyoruz. Bu nedenleri konusunda kayıt dışında kalmak isteğinin olduğu ifade ediliyor. Sizin bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Aktardığınız konu hakkında bilgi sahibi olmadığım için bir şey söyleyemem, ancak biz şeffaflığa inanan bir kurumuz. Şuanda biziM ruhsat aşamasında olan 10 tane sahamız var. Bunun haricinde de anlaşma yaptığımız diğer ruhsat sahipleri ile ilgili gelişmeleri halka açık bir şirket olacağımız için internet üzerinden takip edilebilir bir yapıda olacağız. Değerlerimizi aktararak da borsadaki değerimizi artıracağız.
Madenciliğin ayağa kaldırılması için ülke olarak sizce ne kadar bir kaynağa ihtiyacımız var?
Kabaca otuz kırk milyar dolar bir kaynak gerekiyor.
Bunu sizce nasıl temin edebiliriz?
Bankalarımızda böyle bir fon yok. Diğer taraftan devlette de bu kaynak yok. Özel sektörde de bu ölçüde bir kaynak yok bankalarda çok sıcak bakmıyor. Kaynakta durup dururken oluşmaz. Bir şeyler yapmamız lazım. Uluslararası bir dil kullanmak lazım. Eğer yüz milyarlarca dolar rezervimiz olduğunu net bir şekilde ortaya koyarsak, kaynak bulunur.
Madencilik ile ilgili konuştuğumuz zaman, güvenlik konusu da beraberinde geliyor. Soma’da yaşanan üzücü olay hala hafızalarımızda. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Güvenlik konusu da eninde sonunda yine ekonomik kaynak ile ilişkilidir. Kaynağı bulduğunuz zaman kaynağın iş güvenliği konusunda, çevre etkileri konusunda gerekli önlemleri almak mümkün. Bu önlemleri alarak sağlıklı bir işletme modeli ortaya koyulmalıdır. Maden çıkaracağız diye insanların can güvenliğini veya çevre güvenliğini tehlikeye atamamalıyız. Tabii her şeyden önce bana bir şey olmaz zihniyetinin ortadan kaldırılması lazım. İyi bir denetim ve eğitimle bu problemleri aşarız.
Örneğin Koza Altın gibi büyük işletmeleri satın almayı düşünür müsünüz?
Koza Altın ile ilgilenmiyoruz. Biz tespit ettiğimiz kendi sahalarımıza yatırım yapmayı planlıyoruz. Bu noktada da spekülasyonları bir yana bırakıp şeffaf bir ortamda çalışabileceğimiz bir yapı ortaya çıkarmalıyız. Kamuoyunu bu şekilde yönlendirirsek, kaynağa ulaşabileceğimizi söyleyebilirim. Ortaya koyulacak şeffaf yapıyla ülkemizin yer altı kaynaklarını değerlendirerek, bu alanı yüzbinlerce insanımıza iş kapısı haline getirip ülkemizi kalkındırabiliriz.
Halka arz ile ne kadar kaynak ortaya çıkarabilirsiniz?
İlk hedefimiz bizim madenlerimizden bir milyar dolarlık bir değer çıkarttırmak ve bunun yüzde yirmisi için 200 milyon dolarlık bir kaynak beklentimiz var. Bu kaynakla iki yüz tane sahanın analizini yapabiliriz. Bu sahalardan milyar dolarlık elli tane sahanın tespitini yaparak borsaya yazmak, kazmayı vurmasak bile oldukça önemli bir kazançtır. Biz büyük küçük her madeni ekonomiye kazandırmak istiyoruz. Dolayısıyla her madenin değerine göre fon kurup bunu toplumun tüm kesimlerini yatırımcı yapmak istiyoruz, yani tüm madenlerimizi işler hale getirip tüm halkımızla paylaşmayı arzuluyoruz.
Enerji Bakanlığı ile bu konuda görüştünüz mü, devletten bu konuda beklentiniz var mı?
Bizim devletten bir beklentimiz yok. Biz sistemi kurup ortaklarımıza anlatarak yolumuza devam edeceğiz.
MART 2019