Sektörlerimizi layık olduğu seviyeye getirmek için var gücümüzle çalışacağız

Finansal Kurumular Birliği’nin 7. Olağan Genel Kurulu, Ekonomi Bakanı Berat Albayrak’ın katılımı ile gerçekleşti. Seçimli genel kurul sonrası Finansal Kurumlar Birliği’ne başkan seçilen Aynur Eke, yapılan genel kurulu ve önümüzdeki süreci dergimize değerlendirdi.

Finansal Kurumlar Birliği’nin statüsü doğrultusunda yeni başkanı faktoring sektöründen seçildi. Yeni dönemde özellikle faktoring sektörü açısından yapmayı planladığınız çalışmaları aktarır mısınız?

Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri’ni, bir başka deyişle bankacılık dışı finans kuruluşlarını aynı çatı altında toplayan Finansal Kurumlar Birliği, 13 Aralık 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6361 sayılı “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu” ile kurulmuştur. Bugüne kadar sektörümüzü oluşturan Finansal Kiralama ve Finansman şirketlerinden Birliğimizi temsil eden başkanlarımız oldu. Bu bir bayrak değişimi ve hedefimiz geçmişte olduğu gibi bankacılık dışı finans kesiminin Türk ekonomisine olan katkısının yukarılara çıkartılmasıdır. Geçmişte olduğu gibi kamunun yararını da gözeten bir birlik olan Finansal Kurumlar Birliği, temsil ettiği sektörlerin ekonomiye olan katkısını artırmayı amaçlarken temsil ettiği sektörlere yönelik kanun çalışmalarını da sürdürmektedir.

Yeni Yönetim Kurulu olarak, sektörlerimizin dinamiklerine ve hassasiyetlerine şimdiye kadar olduğu gibi birleştirici, uzlaştırıcı bir yaklaşımla katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Ayrıca Genel Kurulumuza katılarak Birliğimizi onurlandıran Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak’ın konuşmasında belirttiği gibi, banka dışı kesimin büyütülmesi ve geliştirilmesi yönünde irade beyanlarının bizleri umutlandırdığını belirtmek istiyorum. Faktoring bugüne kadar algı sorunlarıyla boğuştu, yanlış anlaşıldı. Biz her zaman şunun altını çizdik; Faktoring ticareti finanse eder. Ticaret iyi olduğunda faktoringin ekonomiye olan katkısında da artış olacaktır. Rekabeti dengelemek, faizlerin rekabetçi bir ortamda daha aşağılarda oluşmasını sağlamak için bazı kanun düzenlemelerine ihtiyacımız var.

Bu kapsamda, önceliğimiz finans sektörlerini birbirinden ayıran düzenlemelerde eşitliği sağlamak olacak. Örnek vermek gerekirse, takibe aktarılan kredilere ayrılan karşılıklar Bankalarda vergi matrahından düşülmektedir. 2019 yılı itibariyle Birliğimize dahil olan Finansal Kiralama ve Finansman şirketleri de vergi matrahından indirilmesi imkânına kavuştu. Ancak Faktoring şirketleri bu imkândan yararlandırılmıyordu. Girişimlerimizle ve ekonomi yönetimimizin olumlu yaklaşımlarıyla Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Torba Kanunla Faktoring şirketlerimiz de bu uygulamadan yararlanır hale getirildi. Bunun gibi aynı işlem için kullanılan kredinin çifte BSMV’ne tabi tutulması, yurtdışından Birliğimiz üyesi şirketler tarafından sağlanan 3 yıldan kısa vadeli kredilere KKDF uygulaması, adres paylaşım sistemine erişilememesi gibi rekabet eşitsizliğinin giderilmesi için çalışmalarımız devam ediyor.  Bu ve benzeri dezavantajlarımızı gidererek önümüzü açan düzenlemelerin hayata geçirilmesini umuyoruz. Bu yönde, ekonomi yönetimimiz ve kanun yapıcılarımızın desteğine güveniyor ve inanıyoruz.

Görev süremizde, üç sektörümüzün de birlikte aşılması gereken sorunlarını ele alıp, banka dışı finans kesimini layık olduğu seviyeye getirmek için var gücümüzle çalışacağız.

FKB’nin 7. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdiniz. Yapılan genel kurulla ilgili bir değerlendirme yapabilir misiniz? Yapılan genel kurula Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın katılımıyla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Finansal Kurumlar Birliği olarak her yıl hali hazırda Olağan Genel Kurul’umuzu gerçekleştiriyoruz. Bu genel kurulumuz seçimli olduğu için ayrı bir heyecan vardı. Bu heyecanımıza ortak olan ekonomi yönetimimize de Birliğimiz adına teşekkür ediyorum. Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak ve BDDK Başkanımız Mehmet Ali Akben FKB Genel Kurulu’na katılarak olumlu yönde mesajlar verdiler. Sayın Berat Albayrak’ın sektörlerimize yönelik olumlu mesajları sektör üyelerimizce memnuniyetle karşılandı. Bundan sonraki süreçte ekonomi yönetimimiz ile birlikte çalışarak hedeflerimizi gerçekleştirmek istiyoruz. Beklenen yasal düzenlemelerin de devreye girmesiyle sektörlerimizin ivmelenerek ekonomiye katkı sağlayacağını özellikle vurgulamak istiyorum.

Türkiye’nin ekonomik olarak yeni bir döneme girdiği düşünüldüğünde 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi için tüm kesimler birbirine destek olmalı. Bakanımız bugüne kadar bankacılık dışı finans kesiminin ihmal edildiğini aktararak, sektörlerimize daha fazla zaman ayrılacağını belirtmesi bizlerde ayrıca bir memnuniyet yarattı. Sayın Berat Albayrak’ın FKB Genel Kurulu’nda vermiş olduğu mesajların güçlü bir çalışma prensibiyle gerçekleşeceğini düşünüyoruz.

Türkiye 2023’e doğru ilerlerken, ekonomisinde yapısal dönüşümler adına neler yapılabilir?

Cumhuriyetimizin 100. yılında dev ekonomi, dijital dönüşüm, bilimsel atılım, sosyal devlet ve lider ülke olma anlayışıyla oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Türkiye’nin, yeni bir atılım dönemine girmesinin hedeflendiğini görüyoruz. Bu çerçevede, bildiğiniz gibi bakanlık sayısı azaltılarak icrada hız ve verimlilik hedeflenmiş oldu. Yine yatırım ortamının iyileştirilmesi, ihracat vurgusu, dijital dönüşüm ve insan kaynağı odağı öne çıkan hususlardı.

2023’e ilerlerken sürdürülebilir, temel makroekonomik göstergeler arasında sağlıklı bir dengeyi gözeten ve rekabet gücü yüksek bir ekonomik sistem için tüm paydaşlarla istişare ederek uzun vadeli planlama yapmaya ve kararlı adımlar atmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. YEP vizyonunda da bunları fazlasıyla görüyoruz.

Yapısal dönüşüm önerilerini şu başlıklarda toplayabiliriz: Her şeyden önce, ithalata ve cari açığa dayalı ve büyümenin kredilerle finanse edildiği bir ekonomik büyüme modelini değiştirmek zorundayız. Ekonomi yönetimimiz de katma değerli, ihracat odaklı, ülkemizin kendi kendine yeter hale gelmesini hedefleyen önlemleri alıyor ve savunma sanayii, makine sanayii, turizm ve enerji gibi alanlarda bu politikaların başarılı örneklerini görüyoruz.

Büyümenin finansmanında şirketlerimize hem banka dışı finansman imkanları, hem de sermaye piyasası araçlarını daha etkin sunmamız ve bu piyasaların önünü açacak reformları gerçekleştirmemiz gerekiyor.

İş gücü piyasası ve sosyal güvenlik sisteminde olabildiğince esneklik ve daha yalın bir sosyal güvenlik/ kıdem tazminatı/ işsizlik sigortası sistemini hedefleyen düzenlemelerin önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca çalışan emekli dengesinin, gelecek trendleri de dikkate alınarak optimize edilmesi için bugünden önlemler almamız ve gelişmiş ülke standartlarına yaklaştırmamız gerekiyor.

Vergi sisteminde adaleti artırmak adına kayıt dışı ekonominin küçültülmesi ve verginin tabana daha fazla yayılması ve direkt-dolaylı vergiler arasında dengenin iyileştirildiği bir sistem hedeflenebilir.

Enerji alanında ise Türkiye, kaynakların çeşitlendirilmesi ve kendi kendine yeterlilik hedefleri çerçevesinde önlemler almaya devam ediyor. 

Bizler de bu vizyonda; finansal kiralama şirketlerimizin hizmetleri ile yatırımcılara kaynak sağlayarak yatırımı teşvik etmeye, faktoring ile ihracatı ve ticari alacakları güven altına alarak ticaretin sağlıklı büyümesine, finansman şirketlerimizin hizmetleri ile de özellikle tüketicilerin alımlarını kolaylaştırarak ülke ekonomimizin büyümesine katkı sunmaya devam edeceğiz.

Sektörlerinizin ekonomiye katkısı konusunda düşünceleriniz nedir?

Biz Finansal Kurumlar Birliği olarak finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerini çatımız altında topluyoruz. FKB, 11. Kalkınma Planında açıklanan makro hedeflere ulaşılmasında önemli yapı taşlarından birisi olma kararlılığında. 

Finansal Kurumlar Birliği olarak, güçlü ve derinliği olan bir finansal sistemin oluşması için çalışıyoruz. Ayrıca, kredi yükünün banka dışı kurumlarca paylaşılması açısından da banka dışı finans kesimi önemli bir rol oynayacağını düşünüyoruz. 

Türkiye’de ağırlığı KOBİ olan 180 bin şirket ve 4.7 milyon bireye finansman çözümleri sunuyoruz ve Haziran 2019 itibariyle aktif büyüklüğümüz 129 milyar TL’ye ulaşmış bulunuyor.

Birlik olarak kurulduğumuz ilk günden bu yana, ülkemizdeki Bankacılık dışı finans kesiminin ekonomideki %13 civarında olan ve gelişmiş ülkelerin çok gerisinde bulunan payının artırılması, finansman kaynaklarının çeşitlenmesi ve işletmelerimizin ve bireylerin bu kaynaklara hızlı ve kolay ulaşımı için çalışmaya devam ediyoruz. 

Birliğimiz son 5 yılda; kuruluş misyonunda da yer alan ve önemli ölçüde verimlilik sağlayan pek çok önemli gelişmeye imza attı. Bunların en önemlilerinden biri Merkezi Fatura Kaydı Sistemi’nin hizmete sunulmasıdır. Merkezi Fatura Kaydı Sistemi özetle; faktoring şirketleri ve bankalar tarafından devir alınan alacaklara dair bilgi veya belgelerin ortak bir sisteme kaydıyla, toplulaştırma, mükerrerlik kontrolü ve raporlama yapılmasını sağlayan servistir. Yine Takasbank Para Piyasası işlemlerine katılım, Tedarik Zinciri Finansmanı, Finansal Kiralama İşlemlerinde Sözleşme Tescili, Özel Entegratörlük gibi sektörün önünü açan ve KOBİ’lerimizin finansmana erişimini artıran düzenlemelerin hayata geçirilmesine katkı sunduk. Özel Entegratör sıfatıyla sunduğumuz e-Fatura, e-Arşiv ve e-Defter hizmetlerine ek olarak, tarafımızdan üretilen elektronik fatura ve elektronik arşiv belgeleri, e-Saklama hizmetimiz sayesinde yasal süre boyunca dijital olarak FKB tarafından depolanıyor. 

Birlik sektörlerimizin ekonomiye katkısına bakıldığında; faktoring özellikle mikro ve küçük KOBİ’lerimizin finansmana erişim sorununu çözen, ihracatçılarımızın yabancı pazarlarda güvenle iş yapabilmelerine olanak sağlayan bir paket halinde garanti, finansman ve tahsilat hizmeti sağlayan ticaretin finansmanında önemli bir finansal enstrüman. Farklı iş modellerine uygun finansman çözümleri oluşturabilen esnek bir ürün.  Özetle, faktoring sektörümüz şirketlere kendi ticari alacaklarına karşılık işletme sermayesi yaratmaktadır. Böylece, ülke ekonomimizin bel kemiğini oluşturan KOBİ ve İhracatçılarımızın üretimine, ülke ekonomimizin büyümesine katkı sunuyoruz. Diğer taraftan finansal kiralama sektörümüz makine-teçhizat gibi yatırımları orta ve uzun vadede finanse ederek yatırımcıyı desteklemektedir. Finansman sektörümüz ise tüketim ve ticari mal alımlarını orta vadede finanse ederek tüketiciyi destekleyerek ekonominin canlanmasına katkı sunmaktadır.

Finansal Kurumlar Birliği olarak bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de KOBİ’lerimizin, ihracatçılarımızın, tüketicilerimizin yanında olmaya; üretime, ihracata, istihdama ve bireysel refahın artırılmasın katkı yapmaya  var gücümüzle devam edeceğiz.

Finansal Kurumlar Birliği’nin 2019’da ajandasında öne çıkan konular neler olacak? İş planınızda neler yer alıyor?

Finansal Kurumlar Birliği olarak temsil ettiğimiz sektörleri geliştirerek Kobilerimize daha rekabetçi bir finansman kaynağı yaratmak için uğraşıyoruz. Bu kapsamda da her sektörün kendine göre bir ajandası mevcut.

Faktoring sekrörü olarak Finansal Kurumlar Birliği çatısı altında 2019 yılı başında Tedarik Zinciri Finansmanı ürünü dahil ticari alacağı finanse eden tüm ürünleri kapsayacak şekilde “Ticaret Zinciri Finansmanı Sistemi”ni hayata geçirdik. Böylece bir yandan alacak temliğine dayalı tüm finansal hizmetleri dijitalleştirirken diğer taraftan dünyada da büyüme potansiyeli yüksek olan ve KOBİ’lerin düşük maliyetle finansmana erişimini sağlayan “Tedarik Zinciri Finansmanı”nı ülkemizde de yaygınlaştırmayı hedefledik. Tedarikçilerin, satış yaptıkları alıcının kredibilitesinden faydalanarak finansal kuruluşlarca vadeyi beklemeden finanse edildiği, alıcıların da finansal kuruluşlar aracılığıyla kendi nakit akışlarını yönettiği bir sistem olan Tedarik Zinciri Finansmanı’nın ön plana çıktığı merkezi bir sistem altyapısı ile alıcılar, çoklu tedarikçiler ve finans kurumları elektronik ortamda verilen onaylarla ilerleyen basit bir mekanizmaya kavuştu. Bu sistemde özellikle e-fatura kullanan müşterilerin Tedarik Zinciri Finansmanı Platformu’nda finansmana ulaşmaları dakikalar içinde gerçekleşebilir.

Bu yıl ayrıca bu Platform ile birlikte çalışacak yeni bir projeyi daha hayata geçirmeyi planlıyoruz. Özellikle finansal kaynakların kısıldığı bu dönemde yine KOBİ’lerimize can suyu olacak bir proje. İsmine “Faturam Para” dediğimiz bu sistem üzerinde çalışıyoruz. Burada da KOBİ’lerimiz, ihracatçılarımız ticari borçlarına karşılık ticari alacaklarını devrederek yine elektronik ortamda borç ödemesi yapabilecek. Aslında piyasada çekin cirolanarak elden ele dolaşmasıyla borç ödeme sisteminin elektronik ortamda, finansal kurumların gözetiminde ve çeksiz-açık hesap çalışan işletmelerin kullanabileceği bir yöntem. 2019 yılında ilk işlemlerin sistem üzerinden gerçekleşeceğini umut ediyoruz.

Finansal Kiralama sektöründe ise tamamen ekonomi odaklı giderek, leasing’in ne denli güvenli bir finansman aracı olduğunu anlatmak durumundayız. Leasing, bir orta ve uzun vadeli yatırım finansmanı aracıdır, yatırım kredisidir. Yatırım kredisi olmasını belirleyen özellikler, ekonomik dalgalanmanın şiddeti ne olursa olsun, leasing ile finansman sağlamış yatırımcının geri ödeme koşullarının değişmeme garantisidir. Bu özellik ekonominin dengede olduğu dönemlerde pek dikkat çekmez. Ancak ekonomide sert dalgalanmaların yaşandığı dönemlerde Leasing’in/finansal kiralamanın değeri anlaşılmaktadır.

Finansman şirketlerimiz bugün motorlu araçlar, elektronik cihaz, beyaz eşya ve mobilya gibi birçok ürünün finansmanında bankalarımızdan daha büyük tutarlarda finansman sağlıyorlar. Tüketici, dünyadaki trendlerle paralel olarak daha hızlı ve kolay kredi süreçlerini tercih ediyor. Biz de FKB olarak üyelerimizi daha yalın ve hızlı kredi süreçleri ve tüm süreçlerin dijitalleşmesi anlamında destekliyoruz. Dijital dönüşüm çerçevesinde finansmana erişimi kolaylaştırma yönünde Avrupa’daki uygulamaları örnek alarak sektörel çalışmalar yapıyoruz. Dijital platformlar üzerinden müşteriye finansman sağlayabilirsek hem tüm Türkiye’ye ulaşma fırsatımız olacağını hem de sektörümüze yeni oyuncuların katılacağını düşünüyoruz. Böylelikle bu gelişmelerle birlikte, sektörün büyümesini umuyoruz ve stratejilerimizi dijital dönüşüm üzerine kuruyoruz.

Ekonominin dengelenme sürecinde reel sektörü desteklemek adına Finansal Kurumlar Birliği 2019 yılında nasıl bir sorumluluk üstlenecek?

Türkiye her yıl büyümesine devam etmek durumunda. Banka dışı finans kesimi de bu büyümeye katkı sunmak için var gücüyle çalışıyor. Bizler her zaman şunu söylüyoruz; bankaların üzerindeki fonlama sorumluluğunu paylaşarak Türkiye ekonomisine sunduğumuz katkıyı artırmak istiyoruz. Banka dışı finansal kesimin gelişmiş ülkelerde toplam finans kesimi içerisinde payı ortalama olarak %35 iken bizde henüz %13 seviyelerinde. Bu ülkelerdeki finansal derinliği ve finansmana ulaşmadaki kolaylığı gösteren bir orandır. Banka dışı finans kurumlarının sistemdeki payının arttırılması için hem özel sektöre ve bireylere tanıtımı artırmak hem de özellikle KOBİ’lerin uygun finansman bulma sürecinde yaşadıkları zorlukların giderilmesi yönündeki çabalarımızı devam ettirerek KOBİ’ler açısından gerçekten değer yaratan teklifler sunmak istiyoruz.

Finansal kurumların borçlanma maliyetlerini artıran KKDF ve BSMV yükümlülüklerinde beklentiniz nedir?

Bu konularla ilgili olarak düzenleme önerilerimizi ilgili kamu kuruluşlarına gerekçeleri ile ilettik görüşmelerimiz devam ediyor. Finansman maliyetlerini arttırıcı etkisi olan ve finansal kuruluşlar arasında rekabet eşitliğini bozduğuna inandığımız bu yükümlülüklerin bir an önce adil bir uygulamaya dönüştürülmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Sektörlerin sağlıklı gelişimi için atılması gereken adımlar nelerdir? Sektörlerin sorunları ve çözüm önerileriniz nedir?

Finansman

Konvansiyonel finansman modellerine göre hazırlanmış olan mevcut yasal düzenlemeler sektörün dünya ölçeğindeki yeniliklere adapte olması gerekmektedir. Bu minvalde;

1.         Finansman şirketleri iş modelinde yer alan Genel Satıcı Sözleşmesi yapma zorunluluğunun kaldırılarak Avrupa’da ve ABD’de olduğu gibi ihtiyaç kredisi ve kredi kartı verebilmelerinin önünü açacak düzenlemelerin yapılması,

2.         Dijital dönüşüm kapsamında finansal kuruluşların sağlayacağı finansmanın, sözleşme kuruluşu ve sonrasındaki işlemlere kadar dijital ortama taşınarak finansmana erişiminin kolaylaştırılmasına dair mevzuat değişiklikleri;

Yapılacak yasal düzenlemelerle yenilikçi finans çözümlerinin altyapısının oluşturulması. Örneğin; PSD2 (Payment Service Directive), eIDAS (Electronic Identification, Authentication and Trust Services) gibi düzenlemelerin adapte edilmesi; mesafeli işlemlerde kimlik tespiti, sınır ötesi internet üzerinden Türkiye’de yatırım yapma olanağı sağlayacak altyapının oluşturulması, biyometrik imza çözümleri ile ticari sözleşmelerin hem kefalet hem de asli borçlu tarafından dijital platformlarda imzalanmasının sağlanması ve bu kapsamda yeni gelişen teknolojilerin adapte edilmesi, NVİ tarafından yürütülen dijital kimliklerin yaygınlaştırılarak müşterini tanı prensibinde yapılan uygulamalara entegre edilmesiyle çağa uygun teknolojik altyapıların oluşturulması, dünyada gelişen block chain uygulamalarının Türkiye’de de ivedi bir şekilde araştırılarak finansal hizmetlerin (akıllı kontratlar) geliştirilmesine büyük katkıda bulunacak taraflarının benimsenmesi ve yasal düzenlemelerle desteklenmesi,

Faktoring

Faktoring işlemlerinin modern anlamda ilk uygulanmaya başlandığı 1930’lu yıllarda yaşanan ekonomik krizler, vadeli alacakların fabrika binalarının ipotek edilmesinden daha likit bir teminat olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle zaman içinde işletmelere kendi kısa vadeli ticari alacak hesaplarının temlik edilmesi ile sağlanan finansman işlemleri normal bir yöntem haline gelmiştir.

Günümüzde teknolojinin geldiği noktada işletmelerin vadeli alacaklarına dayalı finansman modellerinin geliştirilmesinde çok büyük imkanlar olduğu değerlendirilmektedir. Faktoring işlemlerinin temelini vadeli alacakların devri oluşturmaktadır. Bu yönü ile faktoring banka dışı finans sektörünün geliştirilmesinde en verimli alan özelliği taşımaktadır.

Bu gerçekten yola çıkan sektör, başta tüm dünyada çok büyük hacimlerle uygulanan “Tedarik Zinciri Finansmanı” modeli olmak üzere tüm faktoring işlemlerinin elektronik ortamda, hızlı güvenilir ve geliştirilebilir bir şekilde yapılması için çalışmalara başlanmış ve bu yıl itibariyle Ticaret Zinciri Finansmanı Sistemi (TZFS) isimli elektronik platformu, faktoring şirketleri, bankalar, alıcılar ve tedarikçilerinin hizmetine sunmuştur.

TZFS elektronik platformu, varılmak istenen hedefin nüvesi, ilk adımıdır. Konunun kamu otoritesinin ilgisine mazhar olması ve sektörün dijitalleşmesinin önündeki bir kısım mevzuat engellerinin kaldırılması durumunda, tüm ticaretin ve finans sisteminin yapısını değiştirebilecek derecede önemli bir girişimdir. Üstelik uygulama yurt içi ticaretle de sınırlı olmayacak, uluslararası benzer platformlarda sağlanacak entegrasyon ile ihracat bedellerinin de vadelerinden önce güvenli bir şekilde yurda getirilmesi daha da hızlı ve güvenli hale gelecektir.

Konu ile ilgili olarak Elektronik İmza Kanunu, 6361 sayılı kanun, Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te yapılması gereken değişiklik taleplerimiz BDDK aracılığı ile kamu otoritesine iletilmiştir. Sektör Ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacak vadeli alacakların dijitalleştirilerek finansmana konu edilmesi kamunun desteklerini beklemektedir.

Finansal Kiralama

Finansal kiralama sektörü de dijital dönüşüme uygun iş modellerini geliştirebileceği hukuki alt yapının kurulmasına ihtiyaç duymaktadır. Tarafların bir araya gelmeleri zorunluluğunu ortadan kaldıran teknolojik ortamı destekleyen hukuki alt yapının oluşturulması yeni iş modellerinin oluşmasını sağlayacaktır. 

Dağıtım kanallarının çeşitlendirilmesi yönünde yapılacak yasal düzenlemeler de FKB çatısı altındaki sektörlerin gelişimi ve müşterilerinin finansmana erişiminin sağlanması açısından önem taşımaktadır.

Yasal düzenlemeler yapılırken, uygulamaya ilişkin hukuki ve idari yorumlarda finansal kiralama işleminin sonuçta bir tedarik işlemi olduğu göz ardı edilmemelidir. 6361 sayılı Kanunun gerekçesinde açık şekilde belirtildiği üzere, finansal kiralama sözleşmesi süresi boyunca kiralama konusu malın mülkiyetinin finansal kiralama şirketi üzerinde kalmasının nedeni verilen krediye teminat oluşturulmasıdır. Tarafların nihai iradelerinin sözleşme sonunda malın malikinin kiracı olduğu unutulmamalıdır. Finansal kiralama sektörünün bugün yaşadığı önemli sorunlar ağırlıklı olarak finansal kiralama şirketinin gerçek anlamda malik olarak kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu bakış açısı değiştirilir, düzenleme ve yorumlar nihai malikin kiracı olduğu kabul edilerek yapılırsa finansal kiralama şirketleri kiracılarına daha esnek kredi koşulları sağlayabileceklerdir.

Faktoring sektöründe sorunlardan bir tanesi de karşılıkların ayrılamaması olarak ifade ediliyordu. Torba yasa ile banka ve diğer finans kuruluşları ile eşitlik sağlandı. Bu düzenlemenin sektöre yansımalarını aktarır mısınız?

Sizlerin de takip ettiği üzere Faktoring şirketlerinin ayırdığı özel karşılıkların kurumlar vergisi matrahından indirim yapılamaması yeni torba kanunda yapılan değişiklikle sona erdi. Bu konunun çözülmüş olmasından dolayı son derece mutluyuz. Bu değişikliği, bankacılık dışı finans kesiminin özellikle de faktoringin gelişmesi adına atılmış önemli bir adım olarak görüyoruz.

Bu düzenleme ile faktoring şirketlerinin de ayırdığı özel karşılıklarının bankalar ve diğer finansal kiralama ve finansman şirketlerinde olduğu gibi kurumlar vergisi matrahından indirim konusu yapılması mümkün hale gelmiştir.  

Sonuç olarak; FKB çatısı altındaki sektörlerin sunduğu hizmetler alternatif finansal yöntemlerdir. Sadece Bankalar üzerinden yürütülen finansman modelleri bankaların yükünü artırmaktadır. Reel sektöre alternatif finansal çözümler sunarak finans piyasasında da rekabet ortamının gelişmesine yönelik gayretlerimizi sürdüreceğiz. EYLÜL 2019