Türkiye’nin genel itibariyle yurt dışı politikalarının değişmesi gerekiyor

Büyükelçilerin daha aktif olmaları gerektiğini ifade eden Astor Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Geçgel “Bütün kontratlarımızın büyükelçilikte yapılması gerekiyor ki kendimizi güvene alalım. Bizler ise oradaki devlete güvenerek iş yapıyoruz. Her ülke için geçerlidir. Her şey çok iyi olsa benim zaten büyükelçiliği de ihtiyacım kalmaz. Zaten sağlam iş yapıyoruz. Bizim oradaki büyükelçiliğimizin bizi yönlendirmesi, hata yapmamızı engellemesi ve yanımızda olması gerekiyor. Maalesef bu konuda büyükelçimiz zayıftır. Diğer ülkelerle karşılaştırdığınızda zayıf olduklarını görüyorsunuz. Örneğin Fransız Büyükelçiliklerini Afrika’da görüyoruz. Büyükelçilikler iş adamlarıyla birlikte giderek iş alıyorlar” dedi.

Dış ticareti açısından ülkemizin önemli partnerlerinden biri olan Irak, yaşadığı sorunlar nedeni ile ülkedeki refah düzeyini artıramıyor. Hal böyle olunca karşılıklı ticari ilişkilerin geliştirilmesi de sekteye uğruyor. Uzun yıllar Irak ile ticari ilişkilerine devam eden Astor A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Feridun Geçgel, yaşanan sorunları okuyucularımızla paylaşırken önemli açıklamalarda bulundu.

Irak’taki çalışmalarınız ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Irak Türkiye için çok önemli bir pazardır. Türk iş adamları olarak iki ülke kardeşliğimizi pekleştirerek ticareti geliştirebiliyoruz. Irak’ta en büyük etkinliğimiz aynı düşünceleri paylaşmamızdır. Biraz farklılıklarımız vardır ama Irak tarafının ne söylemek istediğini de anlıyoruz. Yaşayış tarzlarını, hayata bakışlarını anlayabiliyoruz. Eğer bir ülkenin yaşayış tarzını öğrenemezseniz zaten ticareti geliştiremezsiniz. Irak’ta bu açıdan bizim kardeş ülkemizdir. 2006 yılından itibaren Irak’a sık sık gidip geliyoruz, bizim ayrıca yatırımımızda var. Oradaki devletle, Sanayi Bakanlığı ile ortak çalışmalarımız var. Bağdat’ta yatırım yapıyoruz. Şuanda ülke ayrışmış gibi görünüyor fakat son karar verici Bağdat’tır. Kürt bölgesinin şuanda bütçe açısından ciddi sorunları var ve merkezi hükümetten bütçeler dağıldığı için ülkeyi Bağdat yönetiyor. Fakat Irak’ta da ciddi bir devalüasyon oldu. Bu nedenle piyasa şuanda çok zor bir durumdadır. %30 gibi bir değer kaybı oluştu. Fakat şöyle bir karar çıkardılar alınan ihalelerde %18 değer kaybını geri vereceklerini söylüyorlar. Eğer %18’i geri öderlerse kamuya iş yapan firmalar biraz rahatlamış olur, en azından zarar etmezler. Irak’ta ciddi bir iş potansiyeli olduğunu biliyoruz fakat doğru yönetmemiz gerekiyor.

Amerikalı enerji firmaları Irak’ta ihale kazanıp gerçekleştirmediklerini belirtiyorlar. Bu doğru mu?

Onu bilmiyorum ama Amerikalılar dünyaya hükmediyor.

Irak’ta son dönemde ayaklanmalar oldu, hükümet değişti siz gelişmeleri nasıl görüyorsunuz?

Irak’ta birçok etkin olay oldu. Din konusunda, dil konusunda, Kürt etkinliği var. Bunların da getirdiği farklı bakış açıları var. Örneğin Şii tarafına İran’a yakın, Arap bölgesi Amerika’yı hem seviyor hem sevmiyor gözüküyor, Kürt bölgesi yine aynı ve bir yandan Türkiye’ye şirin görünüp diğer yandan sevmiyor da gözüküyorlar. Bunlar siyasi konular ama bizleri de etkiliyor. Bugün Kürt bölgesine ürün götürdüğünüzde gümrük uygulanıyor fakat Basra’ya ürün götürdüğünüzde gümrük uygulanmıyor. Kendi aralarında bu konuyu halen çözememişler. Bu noktada ikili ilişkiler ön plana çıkıyor. Biz bakanlarla da görüşüyoruz ve bazı konularda kendileri de ne yaptıklarını bilmiyorlar. Fakat şunu söyleyebilirim Irak Merkezi Hükümeti bir şeyler yapmak istiyor ama ne kadarını becerebilirler bilmiyorum. Eğitime, sanayiye önem vereceklerini söylüyorlar. İnşallah yaparlar. Sonuçta bizim kardeş ülkemiz, aynı toprakları paylaşıyoruz, aynı düşünceleri paylaşıyoruz. Onların canı yanarsa bizim de canımız yanıyor. Onları anlayarak ilişki kurarsak daha etkin çalışmalar yapabiliriz. Bir de Iraklıların, Avrupa hayranlığı var. Bizler kalite olarak Avrupalı ürünlerden üstün olsak da bazen Iraklılar Avrupa’dan ürün alıyorlar. Fazladan ödeme yaparak alıyorlar. Bu da siyasi ilişkilerden geçiyor.

Türkiye, Irak’ta HES projeleri ve altyapı projeleri hazırlıyor fakat Irak yönetimi bu işlerini bütçe ayırmak istemediğini belirtiyor. Bu konuda sizin gözlemleriniz nelerdir?

Irak tarafı bu konularda çok yatırım yapmak istemiyor. Doğalgaz tarafına yatırım yapmak istiyorlar. Kürt bölgesi bu yatırımı yapmış ve Bağdat’ta bu yatırımı yapmak istiyor. Güneşle ilgili yatırım yapmak istiyorlar. Bunun dışında da petrole dayalı enerji üretmek istiyorlar. Bunların dışında da hazır enerji almak istiyorlar. Petrol karşılığı enerji almak istiyorlar. Bize de petrol karşılığı ürün verin diyorlar.

Petrol karşılığı ürün verme konusunda Türkiye’de bir düzenleme yapılabilir mi?

Onlar bu konuda hazırlar ama Türkiye buna hazır mı önemli olan bu. Bir de istedikleri ürünleri ne olduğu önemlidir. Türkiye de izin verirse biz petrol karşılığı iş yapmak isteriz.

Geçmişte yapılmak istenildi fakat kaçak akaryakıt konusu gündeme geldi?

Bu işin zeminini bilmiyorum bizde araştırma yapıyoruz. Bize şuanda teklifler var fakat biz petrol ithalatı yapamıyoruz çünkü şirketimizin böyle bir yetkisi yok. Bu konuda lisansım yok. Biz ne yapacağız petrolü almak isteyeni bulacağız ürün burada diyeceğiz, işimizi yapacağız. Bu üçlü ağı oluşturmamız gerekiyor. Irak’ta şuanda para yok. Biz kendi alacaklarımızı alırken bile zorlanıyoruz. Eskiden bütçeleri var iken kimse petrol önermiyordu. Şimdi ise bütçesi olmadığı için petrolü sunuyor. Petrol fiyatları yüksek fakat pandemi nedeniyle ülkelerin kapalı olması ve uçuşların olmaması petrol satışlarını etkiliyor.

Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız, Türkiyeli iş adımlarına yardımcı olduklarını belirtiyorlar. Bu açıdan siz sorun yaşadığınızda yanınızda oluyorlar mı?

Türkiye’nin genel itibariyle yurt dışı politikalarının değişmesi gerekiyor. Bunu İran çok iyi yapıyor. Bizim bütün kontratlarımızın büyükelçilikte yapılması gerekiyor ki kendimizi güvene alalım. Bizler ise oradaki devlete güvenerek iş yapıyoruz. Her ülke için geçerlidir. Her şey çok iyi olsa benim zaten büyükelçiliği de ihtiyacım kalmaz. Zaten sağlam iş yapıyoruz. Bizim oradaki büyükelçiliğimizin bizi yönlendirmesi, hata yapmamızı engellemesi ve yanımızda olması gerekiyor. Maalesef bu konuda büyükelçimiz zayıftır. Diğer ülkelerle karşılaştırdığınızda zayıf olduklarını görüyorsunuz. Örneğin Fransız Büyükelçiliklerini Afrika’da görüyoruz. Büyükelçilikler iş adamlarıyla birlikte giderek iş alıyorlar. Türkiye’de hükümetin böyle bir vizyonu yok diyebilirler ama olması gerekiyor. Daha aktif olmamız gerekiyor. Irak’ta da daha fazla aktif olmalıyız çünkü  Irak, Türkiye’nin bir parçası gibidir. Her şeyimiz oradadır ve kankardeşiyiz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da yakın bir zamanda Irak’a ziyaret gerçekleştireceğini belirttiler.

İnşallah gerçekleşir. Irak, bizim için çok önemlidir. Irak’ın her alanında bizde olmalıyız. Eğitimden, ekonomiye kadar içlerinde olmalıyız. O pazarı bizim İran’a bırakmamız gerekiyor. Daha etkin olmamız gerekiyor.

Sizin Irak’taki yatırımınızı aktarır mısınız?

Bizim yaptığımız yatırım çok büyük değil, 3-4 milyon Dolarlık bir yatırımdır. Ağırlıklı olarak montaj şeklinde 40-50 kişi çalışmaktadır.  Irak siyasi olarak şuanda rahat değil. Rahat olsa bu yatırım miktarının çok yukarı çekeriz.

Türkiye size bu konularda size teşvik veya destek oluyor mu, eksikliklerimiz var mı? Çok fazla eksiklik var. Türkiye’nin desteğini Çin ile kıyaslarsanız yüzde 1 destek anca veriyor. Çin çok ciddi şekilde destekler veriyor. Biz bu durumda o firmalarla nasıl rekabet edeceğiz. Ancak kendi imkânlarımızla rekabet ediyoruz. Türkiye’nin bunları yapma şansı var mı yok mu, bilmiyorum. Yapılması gerekiyor. Biz herhangi bir teşvik almadık. MAYIS2021